Bir şovmenlik hikayesi

Üzerinde sivil bir kıyafet. Spor salonunda gözaltına alınmış elleri arkadan kelepçelenerek diz çöktürülmüş askerlere elindeki tabancayı sallayarak nutuklar atıyor. Küresel ve Ulusal yayın yapan televizyonlar kayıtta. - sovmen111

Üzerinde sivil bir kıyafet. Spor salonunda gözaltına alınmış elleri arkadan kelepçelenerek diz çöktürülmüş askerlere elindeki tabancayı sallayarak nutuklar atıyor. Küresel ve Ulusal yayın yapan televizyonlar kayıtta. - sovmen111

Üzerinde sivil bir kıyafet. Spor salonunda gözaltına alınmış elleri arkadan kelepçelenerek diz çöktürülmüş askerlere elindeki tabancayı sallayarak nutuklar atıyor. Küresel ve Ulusal yayın yapan televizyonlar kayıtta.

– Köpekler. Aşağılık adamlar. Sökün bu şerefsizlerin rütbelerini. Başkomutan Cumhurbaşkanıdır. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akardır.
Kameralar kayıt almaya devam ediyor. Şovmen coştukça coşuyor. Sonra darbeci bir Tuğ Generalin yanında duruyor. Ensesine bir tokat vurarak soruyor
– Bu ‘da sözde Tuğ General. Öyle değil mi Asker.
Devamını anlatmama gerek yok. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetlerini  küçük düşüren ve tüm dünyanın izlediği görüntüler mide bulandırıcı “Şovmenlik” gösterileri ile şiddetini artırarak devam ediyor.
Bir süre sonra bu kahraman (!) Binbaşı kameralar karşısına geçerek TSK dan istifa ettiğini ve istifa gerekçesini şöyle anlatıyordu.

-“Ben TSK’da kalan arkadaşlarımın söyleyemediklerini ifade etmek ve askeri üniformanın beni kısıtlayan, askeri cezanın beni kısıtlayan alametlerinden kendimi kurtarmak için istifa ettim. Zaten bu saatten sonra da devam etmemin beklenmesi bana yapılacak en büyük haksızlık ve zulümdür”

  • Yani Binbaşı kameralar karşısında yaptığı iğrenç şovmenliğinin karşılığını istiyordu. Yani disiplinsizliğin in sonsuz olmasını arzuluyordu. Ensesine tokat attığı darbeci Generalin rütbesinin üstünde bir görev talep ediyordu.
    Nitekim öyle de oldu. Şovmen Binbaşı Kamu Güvenliği teşkilatına müsteşar unvanıyla atanması düşünüldü. TSK içindeki şerefli subayların itiraz etmesi sonucunda bu görevi bir başkasına verildi. Şu sıralarda “SADAT” denilen  ne olduğu ve niçin kurulduğu belli olmayan şirkette görev aldığı söyleniyor. Kahraman(!) Binbaşı hobi olarak da Şovmenlik sanatını icra ediyor. Yandaş Televizyon kanalları ve sosyal medyada, Mehmet Ali Erbil’in boşluğunu doldurmaya çalışıyor. Tüm dünyada prestijini yerle bir ettiği Türk Silahlı Kuvvetlerine önerilerde bulunuyor.
    Asker desem, Asker değil. Komutan desem, Komutan değil. Politikacı desem Politikacı değil. Bu adam sözde kahraman. Bu adam sözde Asker. Bu adam sözde Binbaşı.
  • Türk Silahlı Kuvvetleri, Dünyanın en güçlü orduları arasında 1.sırada değildi.
  • Türk Silahlı Kuvvetleri, Dünyanın en modern silahlarına sahip bir ordu değildi.
  • Türk Silahlı Kuvvetleri, Dünyanın en teknik ordusu da değildi.
Okumaya devam et  BİRİ HATIRLATSIN

Ama Türk Silahlı Kuvvetleri, Dünyanın en disiplinli ordusuydu.
İşte bu yüzden tüm Dünya bu kuruma saygı duyuyordu.     İşte bu yüzden kimse bu ordunun karşısında olmak istemiyordu.                                                                   İşte bu yüzden TSK çok özel ve çok güzeldi.

Türk Silahlı Kuvvetlerinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yazılı olmayan ama kanun gibi uygulanan bir ahlaki kuralı vardır.
Kol kırılır. Yen içinde kalır.
Bu sözün anlamı, Çirkin, edepsiz ve yanlış davranışların art niyetli kişilere fırsat vermemek için sistem ve sistemi oluşturan kişilerin kendi içlerin de çözüme kavuşturmasıdır.
Cumhuriyetimize, demokrasimize zarar vermeye teşebbüs eden herkes en elbette ki en ağır cezayı alır. Almalıdır. Alacaktır da.

Ama bu cezayı Yasaların yetki verdiği adil ve tarafsız olan HUKUK sistemi verir. Şovmenler veremez. Dalkavuklar veremez. Mafya babaları veremez. Politikacı veremez. Halk veremez. Bu kural herkes için geçerlidir. Hatta gelecekte yargılanacak Diktatörler için bile………  TEMEL SAĞIROĞLU


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir