Önce terörist olmak, sonra cehennemde yanmak!

Şu referandum hayırlısıyla bitse de kurtulsak der oldum artık. - Tunay Suer

Şu referandum hayırlısıyla bitse de kurtulsak der oldum artık.

Önüne gelen Allah’ı siyasetine alet etmeye başladı.

Allah için EVET deyin gibi çok örnekler verebilirim.

Bu çok çirkin bir dileyiş…

Sokaklarda fukaraların sadaka istemeleri gibi…

Para verirseniz iyi vermezseniz peşinizden bıktırana kadar koşarlar.

***

Memleketimizde ne kadar çok yobaz varmış ta haberimiz yokmuş…

Bunlar bunca sene kendilerini nasıl gizleyebilmişler diye düşünüyorum.

Nurlar içinde yatsın Yaşar Nuri Öztürk ,“Allah ile Aldatmak” kitabında yobazlık hakkında şöyle demiş.

Yobazlık, kendini geliştirip büyütmek yerine, dini yozlaştırıp küçültmeyi yeğleyen hasta psikolojilerin dışa vurumudur. 

Musa Carullah’ın sözcüklerini kullanarak konuşursak, “Atatürk, öz gönlünü büyüten ve bu sayede İslam’ın büyüklüğünü kavrayabilen, bakışlarını ona göre ayarlayan, yani İslam’ı gerçeğine yakışır bir kıvamda kavrayabilen zihniyetin sembolüdür.

Yobaz ise bunun tam tersi bir zihniyeti temsil ediyor.

Hoca ne kadar güzel anlatmış değil mi?

Bu kitabı keşke herkes okuyup değerlendirebilse diyorum.

                                                         ***

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, referandum sürecinde tereddütleri olan AKP’li seçmenlerin bu tereddütlerinde haklı olduklarını ve onların Hayır‘ın bu ülkenin temelinde olduğunu bildiklerini;

 “Evet oylarının yükselişte gösterilmesine , “Vallahi de yalan, billahi de yalan” demiş.

Ben de böyle düşünüyorum.

Başbakan Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adı açılış olan mitinglerindeki kalabalıklara kanmamak gerek.

Onların bir kısmı AKP örgüt üyeleri ama çoğu memur, işçi ve para ile toplama kişiler.

İşçi ve memurlara valiliklerden verilen emirle resmi kurumlarda çalışanlar mitinge gitme zorunluluğunda kalıyorlar.

Aksi takdirde işlerinden atılma durumu söz konusu oluyor.

Konuştuğum esnaf, işçi ve konu komşu inanın sözlerine lanetle başlıyorlar.

Sözlerine 15senede ülkeyi ne hale getirdi ile başlıyorlar

Okumaya devam et  Tencere dibin kara…

Ben iş yerimi kapatmak zorunda kaldım diyenler, emekli aylıklarından, hayat pahalılığından şikâyet edenler, her gün televizyonda görmekten bıktık diyenler velhasıl buna benzer yığınla söz ediyorlar.

AKP li olduklarını bildiklerim de aynı konuşuyorlar.

Köprü, yol yaptıysa bizim paralarımızla yaptılar. Ceplerinden mi harcadılar?

Üstelik yandaşlarını zengin ettiler.

Köprü benim karnımı doyurmuyor, kiramı ödemiyor.

Yeter artık yeter.

Kendileri saraylarda oturuyorlar, para içinde yüzüyorlar biz insan değilmiyiz?

Şimdiye kadar her istediğini yapmadı mı?

Bir konuşuyorsunuz bin ah dinliyorsunuz.

En iyisi bu şikâyetleri uzatmayım sürüp gidiyor çünkü.

***

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan koşturmaktan sürmenaj oldu herhalde.

Bugün dediğinin ertesi gün tam tersini söylüyor.

Yıllardır bunu hep yapar da, sağ olsun bu günlerde sıklaştı.

“Ne aldanan oldum, ne aldatan” sözleri “15 Temmuz gecesinden sonra meydanlarda ‘Önce şahsım, sonra milletim kandırıldık’ .

‘Rabbim ve milletim beni affetsin” dediğini unutmuş baksanıza.

Şimdi bir de “Hayır derken dünyanızı da, ahiretinizi de tehlikeye atmayın” demeye başladı.

İlahiyatçı İhsan Eliaçık’tan zehir zemberek yanıt gelmiş

 “Hayır oyu verenler cehennemliktir” diyor.

Ben şu ana kadar böylesine ağır derecede bir din istismarı hiç görmemiştim.

Ya kardeşim Allah’tan korkun. Dini bu işe niye bulaştırıyorsunuz?

 Ayıptır, günahtır…

Üç kuruşluk dünya için, makam için, koltuk için Allah’ın güzel dinini niye alet ediyorsunuz.

 Bir insanın cehenneme girmesine kim karar verir?

Şu cehennemlik, şu cennetliktir demek Allah’a aittir.

Sen ‘hayır’ verdiği için cehennemliksin deme yetkisini nerede buluyorsun. Bu Allah’ın yerine geçmek oluyor, yoksa onda da mı gözün var”

Eh yalan da değil yani. İnsanların akıllarıyla bu kadar oynanmaz ya…

Başka ne diyeyim?

Cennete mi, cehenneme mi gideceğimizi ancak Allah bilir elbette.

Okumaya devam et  Eşit Yurttaşlık

İnşallah adamcağıza bedelini ödetmeye kalkmazlar…

 

Tünay Süer

9 Nisan 2017

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir