ESKİ ve YENİ ANAYASA -16-17-18

Madde 142 - umran unlu

Madde 142

 

YÜRÜRLÜKTEKİ METİN

1-Mahkemelerin kuruluşu

Madde 142 – Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.

TEKLİFLE DEĞİŞİK METİN

1-Mahkemelerin kuruluşu

Madde 142 – Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.

Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamaz. Ancak, savaş halinde asker kişilerin görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli askeri mahkemeler kurulabilir.

Madde 146

YÜRÜRLÜKTEKİ METİN

 1-Yüksek mahkemeler

2-Anayasa Mahkemesi

3-Kuruluşu

Madde 146  – (Değişik: 7/5/2010-5982/16 md.) (1)

Anayasa Mahkemesi onyedi üyeden kurulur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur.

Cumhurbaşkanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay, bir üyeyi Askerî Yargıtay, bir üyeyi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; en az ikisi hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden; dört üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, birinci sınıf hâkim ve savcılar ile en az beş yıl raportörlük yapmış Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçer.

Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay genel kurulları ile Yükseköğretim Kurulundan Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday göstermek için yapılacak seçimlerde, her boş üyelik için, (…) (1) en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır. Baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday için yapılacak seçimde (…) (1) en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır.

 

TEKLİFLE DEĞİŞİK METİN

 

  1. Yüksek mahkemeler
  2. Anayasa Mahkemesi
  3. Kuruluşu 

Madde 146  – (Değişik: 7/5/2010-5982/16 md.) (1)

Anayasa Mahkemesi onbeş üyeden kurulur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur.

Cumhurbaşkanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; en az ikisi hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden; dört üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, birinci sınıf hâkim ve savcılar ile en az beş yıl raportörlük yapmış Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçer.

Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay genel kurulları ile Yükseköğretim Kurulundan Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday göstermek için yapılacak seçimlerde, her boş üyelik için, (…) (1) en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır. Baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday için yapılacak seçimde (…) (1) en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır.

Teklifin bu düzenlemesi ile ilgili TBB’nin notu;

DEĞİŞİKLİK: Anayasa değişikliği teklifinin 19/D. maddesiyle, Anayasa’nın 146. maddesinde düzenlenen Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısının, “Askerî Yargıtay” ve “Askerî Yüksek İdare Mahkemesi”nin kaldırılması ve buralardan Anayasa Mahkemesi’ne üye seçimine son verilmesi neticesinde, 17’den 15’e indirilmesi önerilmektedir.

DEĞERLENDİRME: Önerilen düzenleme uyarınca askeri mahkemelerin kaldırılmasının bir sonucu olarak Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nden Anayasa Mahkemesine üye seçilmesi uygulamasına son verilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken konu, Mahkeme’nin üye sayısının değişmesi değil; ama bu üyelerin atanama biçimidir. Bu bağlamda, üye sayısı 15′ düşürülen Yüksek Mahkeme’nin;

  • 3 Üyesi, Cumhurbaşkanının iktidar partisi genel başkanı olarak kontrol ettiği Meclis tarafından seçilmekte,
  • 3 Üyesi, üyelerini Cumhurbaşkanının belirlediği YÖK tarafından önerilmekte ve Cumhurbaşkanı tarafından seçilmekte,
  • 4 Üyesi, belli kategori isimleri arasından doğrudan Cumhurbaşkanınca seçilmekte.
  • Kalan 5 Üye de Yargıtay ve Danıştay’ın gösterdiği adaylar arasından yine Cumhurbaşkanı tarafından seçilmektedir.

Özetle, Anayasa Mahkemesi’nin neredeyse tüm Üyeleri bir şekilde Cumhurbaşkanı tarafından seçilmiş ve atanmış olmaktadır.

Bu şekilde oluşmuş bir Anayasa Mahkemesi’nin de, Cumhurbaşkanı’nın iktidar partisi genel başkanlığını yaptığı Meclisten gelecek kanunların Anayasa’ya uygunluğunu ne kadar etkin bir biçimde denetleyebileceği ya da Yüce Divan görevini tarafsız ve bağımsız şekilde nasıl yerine getirebileceği konusunda endişe duymak ise, kaçınılmaz görünmektedir.

16. MADDE

DEĞİŞİKLİK: Anayasa değişikliği teklifinin 19/D. maddesiyle, Anayasa’nın 146. maddesinde düzenlenen Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısının, “Askerî Yargıtay” ve “Askerî Yüksek İdare Mahkemesi”nin kaldırılması ve buralardan Anayasa Mahkemesi’ne üye seçimine son verilmesi neticesinde, 17’den 15’e indirilmesi önerilmektedir.

 

BARONUN DEĞERLENDİRMESİ: Önerilen düzenleme uyarınca askeri mahkemelerin kaldırılmasının bir sonucu olarak Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nden Anayasa Mahkemesine üye seçilmesi uygulamasına son verilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken konu, Mahkeme’nin üye sayısının değişmesi değil; ama bu üyelerin atanama biçimidir. Bu bağlamda, üye sayısı 15′ düşürülen Yüksek Mahkeme’nin;

 

  •   3 Üyesi, Cumhurbaşkanının iktidar partisi genel başkanı olarak kontrol ettiği Meclis tarafından seçilmekte,
  •   3 Üyesi, üyelerini Cumhurbaşkanının belirlediği YÖK tarafından önerilmekte ve Cumhurbaşkanı tarafından seçilmekte,
  •   4 Üyesi, belli kategori isimleri arasından doğrudan Cumhurbaşkanınca seçilmekte.
  •   Kalan 5 Üye de Yargıtay ve Danıştay’ın gösterdiği adaylar arasından yine Cumhurbaşkanı tarafından seçilmektedir.

Özetle, Anayasa Mahkemesi’nin neredeyse tüm Üyeleri bir şekilde Cumhurbaşkanı tarafından seçilmiş ve atanmış olmaktadır.

Bu şekilde oluşmuş bir Anayasa Mahkemesi’nin de, Cumhurbaşkanı’nın iktidar partisi genel başkanlığını yaptığı Meclisten gelecek kanunların Anayasa’ya uygunluğunu ne kadar etkin bir biçimde denetleyebileceği ya da Yüce Divan görevini tarafsız ve bağımsız şekilde nasıl yerine getirebileceği konusunda endişe duymak ise, kaçınılmaz görünmektedir.

Madde 159

YÜRÜRLÜKTEKİ METİN

III.  Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu

Madde 159 – (Değişik: 7/5/2010-5982/22 md.) (1)Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek üyeden oluşur; üç daire halinde çalışır.

Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yükseköğretim kurumlarının hukuk, (…) (1) dallarında görev yapan öğretim üyeleri, (…) (1) ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanınca, üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca, bir asıl ve bir yedek üyesi Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca kendi üyeleri arasından, yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir.

Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde yapılır. Cumhurbaşkanı tarafından seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden altmış gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır. Diğer üyeliklerin boşalması halinde, asıl üyenin yedeği tarafından kalan süre tamamlanır.

Yargıtay, Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisi genel kurullarından seçilecek Kurul üyeliği için her üyenin, birinci sınıf adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek Kurul üyeliği için her hâkim ve savcının; (…) (1) oy kullanacağı seçimlerde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilir. Bu seçimler her dönem için bir defada ve gizli oyla yapılır.

Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışındaki asıl üyeleri, görevlerinin devamı süresince; kanunda belirlenenler dışında başka bir görev alamazlar veya Kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler.

Kurulun yönetimi ve temsili Kurul Başkanına aittir. Kurul Başkanı dairelerin çalışmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri arasından daire başkanlarını ve daire başkanlarından birini de başkanvekili olarak seçer. Başkan, yetkilerinden bir kısmını başkanvekiline devredebilir.

 

Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.

Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanının oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir.

Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.

Kurula bağlı Genel Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter, birinci sınıf hâkim ve savcılardan Kurulun teklif ettiği üç aday arasından Kurul Başkanı tarafından atanır. Kurul müfettişleri ile Kurulda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcıları, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Kurula aittir.

Adalet Bakanlığının merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcılar ile adalet müfettişlerini ve hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçileri, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.

Kurul üyelerinin seçimi, dairelerin oluşumu ve işbölümü, Kurulun ve dairelerin görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usul ve esasları, dairelerin karar ve işlemlerine karşı yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ile Genel Sekreterliğin kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.

TEKLİFLE DEĞİŞİK METİN

 III.  Hakimler ve Savcılar Kurulu 

Madde 159 – (Değişik: 7/5/2010-5982/22 md.) (1)

Hâkimler ve Savcılar Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.

“Hâkimler ve Savcılar Kurulu on üç üyeden oluşur; iki daire hâlinde çalışır. 

Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabii üyesidir. Kurulun, üç üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adli yargı hâkim ve savcıları arasından, bir üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idari yargı hâkim ve savcıları arasından Cumhurbaşkanınca; üç üyesi Yargıtay üyeleri, bir üyesi Danıştay üyeleri, üç üyesi nitelikleri kanunda belirtilen yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilir. Öğretim üyeleri ile avukatlar arasında n seçilen üyelerden, en az birinin öğretim üyesi ve en az birinin de avukat olması zorunludur. Kurulun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilecek üyeliklerine ilişkin başvurular, Meclis Başkanlığına yapılır. Başkanlık, başvuruları Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona gönderir. Komisyon her bir üyelik için üç adayı, üye tam sayısının üçte iki çoğunluğuyla belirler. Birinci oylamada aday belirleme işleminin sonuçlandırılamaması hâlinde ikinci oylamada üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu aranır. Bu oylamada da aday belirlenemediği takdirde her bir üyelik için en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile aday belirleme işlemi tamamlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Komisyon tarafından belirlenen adaylar arasından, her bir üye için ayrı ayrı gizli oyla seçim yapar. Birinci oylamada üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu; bu oylamada seçimin sonuçlandırılamaması hâlinde, ikinci oylamada üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu aranır. İkinci oylamada da üye seçilemediği takdirde en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile üye seçimi tamamlanır. 

Üyeler dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler bir kez daha seçilebilir. 

Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki otuz gün içinde yapılır. Seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden otuz gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır.

Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışındaki asıl üyeleri, görevlerinin devamı süresince; kanunda belirlenenler dışında başka bir görev alamazlar veya Kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler.

Kurulun yönetimi ve temsili Kurul Başkanına aittir. Kurul Başkanı dairelerin çalışmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri arasından daire başkanlarını ve daire başkanlarından birini de başkanvekili olarak seçer. Başkan, yetkilerinden bir kısmını başkanvekiline devredebilir.

Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.

Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanının oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir.

Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.

Kurula bağlı Genel Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter, birinci sınıf hâkim ve savcılardan Kurulun teklif ettiği üç aday arasından Kurul Başkanı tarafından atanır. Kurul müfettişleri ile Kurulda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcıları, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Kurula aittir.

Adalet Bakanlığının merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcılar ile adalet müfettişlerini ve hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçileri, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.

Kurul üyelerinin seçimi, dairelerin oluşumu ve işbölümü, Kurulun ve dairelerin görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usul ve esasları, dairelerin karar ve işlemlerine karşı yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ile Genel Sekreterliğin kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.

Teklifin bu düzenlemesi ile ilgili TBB’nin notu;

KURUL’UN İSMİNDEN “YÜKSEK” KELİMESİNİN KALDIRILMASI

DEĞİŞİKLİK: Anayasa değişikliği teklifinin 17. maddesiyle (Anayasa Komisyonu’nda 14.madde olarak kabul edilmiştir) Anayasa’nın 159. maddesinde düzenlenen “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu”nun adındaki “…Yüksek…” kelimesinin madde başlığından çıkarılması önerilmektedir. Bu düzenlemeye paralel olarak, Anayasa’nın farklı yerlerinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na yapılan tüm atıfların da bu yeni isimlendirmeye uygun olarak düzeltilmesi öngörülmektedir.

DEĞERLENDİRME: Bu düzenlemenin teknik olarak “yol açtığı” hiçbir etki bulunmamakla birlikte, Anayasa değişikliği teklifinin felsefî ve siyasî arka plânını ortaya koyması bakımından son derece dikkate değer olduğu düşünülmektedir.

Gerçekten de bu değişiklik, Anayasa değişikliği teklifiyle gündeme getirilen bu yeni Anayasa düzeninde hukukun, Yargının ve tüm temel hak ve özgürlüklerin yerinin ne olabileceği konusunda çok açık bir fikir vermektedir. Bu anlayışa göre Yargı, “Kuvvetler Ayrılığı” prensibine uygun olarak işleyen ve özellikle de Yürütme’nin ezici kuvvetine karşı vatandaşlar için bir güvence mekanizması olan bir “Kuvvet” olmaktan uzaklaştırılmakta ve adeta Yürütme’ye tâbi olan bürokratik bir organ şeklinde tasarlanmaktadır. Nitekim Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun üye kompozisyonuna ilişkin olarak önerilen düzenlemeler de, bu anlayışın somut bir yansıması ve dışa vurumu olmaktan öte bir anlam taşımamaktadır.

Bu tutumun, Yargı Kuvveti’nin niteliğini vurgulamak amacıyla Anayasa’nın 9. Maddesine “…tarafsız…” kelimesi eklenerek verilmek istenen mesajla bağdaşmadığı da, hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde karşımızda durmaktadır.

HÂKİMLER SAVCILAR (YÜKSEK) KURULU’NUN YAPISI

DEĞİŞİKLİK: Anayasa değişikliği teklifinin 17. maddesiyle (Anayasa Komisyonu’nda 14.madde olarak kabul edilmiştir) Anayasa’nın 159. maddesinde düzenlenen “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu”nun kompozisyonu değiştirilmektedir.

DEĞERLENDİRME: Açıkça belirtmek gerekmektedir ki bu öneri, Anayasa’nın 9. maddesinde tanımlanan“…bağımsız ve tarafsız” Yargı hedefiyle taban tabana zıt bir düzenlemedir. Gerçekten, önerilen değişiklik kapsamında, teklifin ilk halinde 12 üyeden oluşan Kurul’un 5 üyesinin doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanması öngörülmüştü. Adalet Bakanının da Cumhurbaşkanı tarafından belirlendiği düşünüldüğünde, bu sayı 6’ya çıkıyordu. Anayasa Komisyonunda yapılan değişiklikle, Hakimler Savcılar Kurulunun üye sayısı 13 e çıkarılmıştır.Sonuç olarak, Kurula Adalet Bakanının katılamadığı hallerde katılması öngörülen Adalet Bakanlığı Müsteşarı, kurulun doğal üyesi haline getirilmiştir. Cumhurbaşkanının üst düzey kamu yöneticilerini ve dolayısıyla Adalet Bakanlığı Müsteşarını da Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle atayacağı düşünüldüğünde, Kurul’un toplam 13 üyesinin 7’si bizzat Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmiş olacaktır.

Üstelik burada unutulmaması gereken şey; bu atamaları yapan kişinin sıfatı “Cumhurbaşkanı” olmasına karşılık, önerilen değişiklik uyarınca bu kişinin aynı zamanda “İktidar Partisi Genel Başkanı” olmasının kuvvetle muhtemel olduğudur.. Nitekim teklife göre Kurul’un kalan 5 üyesi de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından atanacak olup; Cumhurbaşkanı’nın genel başkanı olduğu siyasî parti’nin çoğunlukta olacağı bir Meclis kompozisyonundan hangi eğilimdeki üyelerin geleceğini öngörmek güç değildir.

Sonuç olarak, bu öneri kapsamında Ülke’nin en yüksek yargısal atama kurulunun üyeleri, neredeyse tümüyle “İktidar Partisi Genel Başkanı” tarafından belirlenmiş ve atanmış olacaktır.

Bu noktada Siyasî Partiler Kanunu’nun parti genel başkanına tanıdığı geniş yetkiler neticesinde, Türkiye’de uzun süreden beri şikâyet konusu olan “lider sultası” olgusunun da hatırda tutulması gerekmektedir. Zira bu olgunun da etkisiyle, Hâkimler Savcılar (Yüksek) Kurulu’nun (ve Anayasa Mahkemesi’nin) neredeyse tüm üyelerinin fiilen bir tek seçici tarafından, şekillendirilmesi söz konusu olacaktır. Bu durum karşısında, Hâkimler ve Savcılar (Yüksek) Kurulu’nun “Anayasa’da yer alan bir Kurul” olmasının da, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından herhangi bir güvence teşkil etmeyeceği açıktır.

Son olarak, bu durumun Avukatlık mesleğine olacak muhtemel etkisini de ayrıca vurgulamak gerekmektedir. Gerçekten, anılan düzenlemenin kabulüyle birlikte, artık Yargı’nın tümüyle siyasî iktidarın güdümüne alınacağı böyle bir ortamda, “Avukatlık” mesleğinin yerini almaya cüret edecek “Siyasî İş Takipçilerinin” ortaya çıkacağını öngörmek güç değildir. Bu bağlamda, söz konusu teklifin, Türkiye Barolar Birliği tarafından 2014 yılında yayımlanan “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun Yeniden Yapılandırılmasına Dair Değerlendirme ve Öneriler”e taban tabana zıt bir yapıda olduğunu da özellikle ifade etmek gerekmektedir.

17.MADDE

DEĞİŞİKLİK: Anayasa değişikliği teklifinin 17. maddesiyle (Anayasa Komisyonu’nda 14.madde olarak kabul edilmiştir) Anayasa’nın 159. maddesinde düzenlenen “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu”nun adındaki “…Yüksek…” kelimesinin madde başlığından çıkarılması önerilmektedir. Bu düzenlemeye paralel olarak, Anayasa’nın farklı yerlerinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na yapılan tüm atıfların da bu yeni isimlendirmeye uygun olarak düzeltilmesi öngörülmektedir.

BARONUN DEĞERLENDİRMESİ: Bu düzenlemenin teknik olarak “yol açtığı” hiçbir etki bulunmamakla birlikte, Anayasa değişikliği teklifinin felsefî ve siyasî arka plânını ortaya koyması bakımından son derece dikkate değer olduğu düşünülmektedir.

 

Gerçekten de bu değişiklik, Anayasa değişikliği teklifiyle gündeme getirilen bu yeni Anayasa düzeninde hukukun, Yargının ve tüm temel hak ve özgürlüklerin yerinin ne olabileceği konusunda çok açık bir fikir vermektedir. Bu anlayışa göre Yargı, “Kuvvetler Ayrılığı” prensibine uygun olarak işleyen ve özellikle de Yürütme’nin ezici kuvvetine karşı vatandaşlar için bir güvence mekanizması olan bir “Kuvvet” olmaktan uzaklaştırılmakta ve adeta Yürütme’ye tâbi olan bürokratik bir organ şeklinde tasarlanmaktadır. Nitekim Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun üye kompozisyonuna ilişkin olarak önerilen düzenlemeler de, bu anlayışın somut bir yansıması ve dışa vurumu olmaktan öte bir anlam taşımamaktadır.  Bu tutumun, Yargı Kuvveti’nin niteliğini vurgulamak amacıyla Anayasa’nın 9. Maddesine “…tarafsız…” kelimesi eklenerek verilmek istenen mesajla bağdaşmadığı da, hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde karşımızda durmaktadır.

 

Madde 161

 

YÜRÜRLÜKTEKİ METİN

DÖRDÜNCÜ KISIM

Mali ve Ekonomik Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Mali Hükümler

  1. Bütçe
  2. Bütçenin hazırlanması ve uygulanması

Madde 161 – 

Devletin ve kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları, yıllık bütçelerle yapılır.

(Değişik ikinci fıkra: 29/10/2005-5428/3 md.) Malî yıl başlangıcı ile merkezi yönetim bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve kontrolü kanunla düzenlenir.

Kanun, kalkınma planları ile ilgili yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller koyabilir.

Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.

 

TEKLİFLE DEĞİŞİK METİN

DÖRDÜNCÜ KISIM

Mali ve Ekonomik Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Mali Hükümler

  1. Bütçe 

Bütçe ve kesin hesap

Madde 161 – Kamu idarelerinin ve kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır.

Malî yıl başlangıcı ile merkezi yönetim bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve kontrolü ile yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller kanunla düzenlenir. Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.

Cumhurbaşkanı bütçe kanun teklifini, malî yılbaşından en az yetmişbeş gün önce, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. Bütçe teklifi Bütçe Komisyonunda görüşülür. Komisyonun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin Genci Kurulda görüşülür ve mali yılbaşına kadar karara bağlanır.

Bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulamaması halinde, geçici bütçe kanunu çıkarılır.Geçici bütçe kanununun da çıkarılamaması durumunda, yeni bütçe kanunu kabul edilinceye kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak uygulanır.

Türkiye Büyük. Millet Meclisi üyeleri, Genel Kurulda kamu idare bütçeleri hakkında düşüncelerini her bütçenin görüşülmesi sırasında açıklarlar, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar.

Genel Kurulda kamu idare bütçeleri ile değişiklik önergeleri, üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oylanır.

Merkezî yönetim bütçesiyle verilen ödenek, harcanabilecek tutarın sınırını gösterir. Harcanabilecek tutarın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile aşılabileceğine dair bütçe kanununa hüküm konulamaz.

Carî yıl bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik teklifleri ile cari ve izleyen yılların bütçelerine malî yük getiren tekliflerde, öngörülen giderleri karşılayabilecek mali kaynak gösterilmesi zorunludur.

Merkezî yönetim kesinhesap kanunu teklifi, ilgili olduğu mali yılın sonundan başlayarak en geç altı ay sonra Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Sayıştay genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu kesinhesap kanun teklifinin verilmesinden başlayarak en geç yetmişbeş gün içinde Meclise sunar.

Kesinhesap kanunu teklifi ve genel uygunluk bildiriminin Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olması, ilgili yıla ait Sayıştayca sonuçlandırılamamış denetim ve hesap yargılamasını önlemez ve bunların karara bağlandığı anlamına gelmez.

Kesinhesap kanunu teklifi, yeni yıl bütçe kanunu teklifiyle birlikte görüşülür ve karara bağlanır.

Teklifin bu düzenlemesi ile ilgili TBB’nin notu;

Bkz. Anayasa’nın 87. maddesiyle ilgili değişiklik teklifi hakkındaki değerlendirmeler.

18. MADDE

DEĞİŞİKLİK: Anayasa değişikliği teklifinin 6. maddesiyle (Anayasa Komisyonu’nda 5.madde olarak kabul edilmiştir), Anayasa’nın 87. maddesinin değiştirilmesi teklif edilmekte ve “…Bakanlar Kurulunu ve Bakanları denetlemek…” görev ve yetkisinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve yetkileri arasından çıkarılması öngörülmektedir.

 

BARONUN DEĞERLENDİRMESİ: Bu durum, teklifin kabulü halinde, artık Türkiye’de Yasama Organı’nın Yürütme Organı üzerinde anayasal araçlar yoluyla herhangi bir siyasî denetim sahibi olamayacağı anlamına gelmektedir. Üstelik bu durum, Yasama ve Yürütme organları arasında “sert kuvvetler ayrılığı” modeli olarak bilinen ABD tipi saf Başkanlık Sistemlerini bile aşan bir değişiklik önerisidir. Zira anılan ülkede Yasama Organı (Kongre), Başkan’ın birlikte çalışacağı Bakanların göreve getirilmesinde önemli ölçüde söz sahibi olmaktadır. Dahası, Kongre Bütçe Yasası yoluyla Başkan’a harcama yetkisi verme tekelini elinde bulundurmakta ve Yürütme Organı üzerinde etkili bir denetim sahibi olabilmektedir.  Bu kapsamda, önerilen Anayasa değişikliği teklifinde bakıldığında, her şeyden önce, Cumhurbaşkanı’nın Bakanları tek başına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayı olmaksızın göreve atayabileceğinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır.. Dahası, Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanan Bütçe Kanun Teklifi’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından süresinde yürürlüğe konulamaması halinde, bir önceki yılın bütçesinin yeniden değerleme oranına göre artırılarak yürürlüğe konacağı kabul edilmektedir



Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir