İSTİHBARAT DOSYASI /// OĞUZ SOLAK : İSTİHBARAT VE CASUSLUK FAALİYETLERİ NEDİR ????

Dünyanın en büyük casusluk teşkilatı olan Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA internet sayfasında misyonumuz bölümünde şöyle yazıyor: “…NSA, sinyal istihbaratı ile haberleşme güvenliği için her koşul altında ABD halkının çıkarları uğruna istihbari bilgi toplar ve ağ üzerinde operasyonlar yaparak milleti için kesin bilgi üstünlüğü sağlar. Ulusal yemin bölümünde ise, NSA çalışanları her şeyden önce ve sonra daima Amerikalıdır. Her çalışan, Anayasa’yı ve ABD’yi, iç ve dış bütün düşmanlarına karşı desteklemeye, korumaya yemin etmiştir.” - image001 8
,

Dünyanın en büyük casusluk teşkilatı olan Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA internet sayfasında misyonumuz bölümünde şöyle yazıyor: “…NSA, sinyal istihbaratı ile haberleşme güvenliği için her koşul altında ABD halkının çıkarları uğruna istihbari bilgi toplar ve ağ üzerinde operasyonlar yaparak milleti için kesin bilgi üstünlüğü sağlar. Ulusal yemin bölümünde ise, NSA çalışanları her şeyden önce ve sonra daima Amerikalıdır. Her çalışan, Anayasa’yı ve ABD’yi, iç ve dış bütün düşmanlarına karşı desteklemeye, korumaya yemin etmiştir.” - image001 8

İSTİHBARAT VE CASUSLUK FAALİYETLERİ

İstihbarat ve casusluk, insanlık tarihinin çok önemli zihinsel çalışmalarıdır. Casusluk üstün bir zekâ, estetik duygusu, gelişmiş hayal gücü, ketumiyet, entelektüellik, kapsamlı kültür ve bilgi birikimi, analitik düşünme, cesaret, dürüstlük, sadakat ve zarafeti bir arada taşıyabilenlerin sanatıdır.

Dünyanın en büyük casusluk teşkilatı olan Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA internet sayfasında misyonumuz bölümünde şöyle yazıyor: “…NSA, sinyal istihbaratı ile haberleşme güvenliği için her koşul altında ABD halkının çıkarları uğruna istihbari bilgi toplar ve ağ üzerinde operasyonlar yaparak milleti için kesin bilgi üstünlüğü sağlar. Ulusal yemin bölümünde ise, NSA çalışanları her şeyden önce ve sonra daima Amerikalıdır. Her çalışan, Anayasa’yı ve ABD’yi, iç ve dış bütün düşmanlarına karşı desteklemeye, korumaya yemin etmiştir.”

Yazının ilerleyen bölümlerinde uluslararası ilişkilere yön veren NSA, CIA, MOSSAD,eski KGB , MI6 gibi teşkilatların nasıl titiz ve özverili çalışmalar yaptıklarına dair bilgiler verdiğimde göreceksiniz ki Türk Devletinin gerçek anlamda özgürlüğüne kavuşması için yeni baştan modern bir istihbarat topluluğu kurması en önemli önceliği olmalı. Bu istihbarat topluluğu içinde en büyük görevin de, NSA gibi yapılanmış uçan ,kaçan her türlü sinyali toplayan bir Türk Ulusal Güvenlik Ajansının ( TUGA) kurulması gerekliliğine inancındayım. Echelon veya diğer adıyla büyük kulak, NSA’ in bütün yeryüzünü dinlediği ve gözetlediği küresel bir dinleme ağı. Dünya yörüngesinde dolaşan 120 uydunun yanı sıra binlerce yer istasyonları var. Gökyüzünde dolaşan ne kadar sinyal varsa telefon, e-posta, aklınıza gelebilecek her türlü elektromanyetik dalgayı topluyor ve gereksiz olanlar ayıklanıyor. Bu verilerin NSA in günümüz de kullanılan teknolojinin 20 yıl ilerisinde olduğu tahmin edilen süper bilgisayarların da kriptoları çözülüyor, analizleri yapılıyor ve istihbarat topluluğu içindeki CIA , DIA gibi kurumlara istihbarat değeri olan bilgiler aktarılıyor.

Yaklaşık 12.000 yıl önce buzul çağının bitişi iklimde ısınmaya ve ekolojik değişimlere neden olmuştur. Yabani tahıl toplayıcılığı zamanla yabani tahılların denetim altına alınmasını sağlamıştır. Böylece ilk tarım başlamıştır.Hayvanların evcilleştirilmesi, sulamalı tarıma geçiş ile artı ürün ortaya çıkmış ve artı ürün büyük değişimlere neden olmuştur.Artı ürünün üretimi ,dağıtılması için büyük işbirlikleri gerekmiştir.Bu gidişat tapınak ekonomisi diye adlandırılan tapınak merkezli bir sistemi doğurmuştur.Bu ilerleme kent devletlerin modeline evrilmiştir. Devletin ,üretim ve işgücünün denetiminin, toplumsal tabakalaşmanın, mesleki uzmanlaşmanın, anıtsal yapıların ve yazının bulunmasının sonuçları uygarlığın doğuşunu getirmiştir. Bu devreden itibaren binlerce yıldır insanlık ve toplumlar artan bir ivme ile her alanda gelişme sağladı. Savaşlar, barışlar, büyük uygarlıklar, büyük göçler, keşifler ,icatlar, büyük anıtlar, reformlar birbirini izledi. Hümanizm, aydınlanma çağı, sanayi devrimi, demokrasi devrimleri ,dünya savaşları , elektronik, mikroçipler derken toplumlar bilgi çağının sınırlarını zorlamaya başladı.

Binlerce yıllık insanlık serüveni gösterdi ki sembollere yüklenen BİLGİNİN bulunması, taşınması, kullanılması, değerlendirilmesi, elde edilmesi ve saklanması çok önemli. Bugün birey olarak veya devlet olarak bilgiye ne kadar sahipseniz o kadar güçlüsünüz demektir. Bilgi , insan ile daha doğrusu insanın sahip olduğu zihin kapasitesi ile anlam ifade etmektedir. Yani bilgiyi işleyen ana merkez insan zihnidir. Zihinlerin kontrolü bilginin ve herşeyin kontrolü demek anlamına gelmektedir. Bu anlayışın sonucunda, eskiden KGB ninde dahil olduğu NSA, CIA gibi üst düzey teşkilatların yapmaya çalıştıkları en yoğun araştırmalar insanda zihin kontrolünde odaklanmıştır.

Gizli bilgilere ulaşmanın ustaları istihbarat teşkilatları ve casuslar insan zihninin kontrolü üzerine öyle araştırmalara mesai ayırmışlardır ki bana göre bu onların çok zeki, uzak görüşlü ve ön yargısız olduklarını göstermektedir. Prof.Rhine, 1930 larda başlamak üzere; A.B.D. De Duke Üniversitesi nde parapsikoloji okutmuştur. Duyu ötesi algılama ( parapsikolojinin bölümleri ) tanımını ortaya koyan ilk kişidir. Telepati, Durugörü ve medyumluk , yani duyu ötesi algılamanın varlığı hakkında pek çok delil olmasına rağmen, bilim, bugüne kadar bu konunun incelenmesine pek az zaman ayırmıştır. Bununla beraber istihbarat teşkilatları duyu ötesi algılamanın saldırı ve savunma maksatlı kullanımının tam olarak araştırılmasına büyük önem vermişlerdir. Parapsikolojinin bütün kollarında büyük araştırmalar ve uygulamalar yapılmış ve gerçek hayatta tatbik etmişlerdir. İnsan beynine ve zihin faaliyetlerine ait araştırmalar için dev bütçeler ayrılmıştır. Dr.Armen Victorian İstihbaratta beyin yıkama adlı eserinin psişik araştırmalar bölümünde ‘’… Amerikan istihbaratı ,Sovyetlerin parapsikoloji araştırmaları ile ciddi şekilde ilgilenmeye başlamıştı. CIA ,Sovyetlerin psişik araştırmalara 60 milyon ruble ayırdığını tespit etmişti. 1975 e gelindiğinde bu yekün 300 milyon rubleye yükselmişti ki bu alanda ciddi gelişmeler olduğunu açık seçik ortaya koyuyordu.’’ Sovyetlerin kozmonot eğitiminde telepatik yöntemler kullanılması daha başından CIA nın dikkatini çekmişti. Bu yöndeki girişimler 1967 martında kodlanmış bir telepati mesajının, Moskova dan Leningrad a gönderilmesiyle( ışınlanarak) başlamıştı. Dört yıl sonra Edgar Mitchell de Apollo 14 ile uçarken benzer bir denemeyi gerçekleştirdi. Mitchellin, deneyi 1970 de Brooklyn de Maimonides Hastanesinde başlayan, CIA destekli dört yıllık bir çalışmanın bulgularına dayanıyordu. Sözü geçen çalışmalar arasında, Maimonides Tıp Merkezi Rüya Laboratuvarının yaptığı uykuda telepati çalışması da vardı . Çalışmalar uyanık durumda bulunan bir kişiden rüya gören birisine telepati yoluyla iletilen kavram ve imajlarla rüyaların dışarıdan etkilenebileceğini ortaya koyuyordu.

Okumaya devam et  PKK Ve WikiLeaks’in IP Blokları Aynı Çıktı

Stanford Araştırma Enstitüsünde birçok psişik uygulama yapıldı. On bedendışı sezgi hali deneyinde , bulundukları mahalde gizlenmiş nesnelerin yerini durugörü sezgisi kullanarak tespit etmeyi denediler ve başardılar. Sonradan bu deneyleri uzaktaki hedeflerin tespit edilmesine yönelik çalışmalara genişletildi.29 mayıs 1973 başlayan ve 1975 de tamamlanan bir projede askeri ve istihbarat şeflerine ürpertici bir ufuk açıyordu. Ingo Swann ( uzak görücü) koordinatları verilen bir mevkiyi uzaktan görmeye yönelik ilk denemesinde şaşırtıcı sonuçlar almıştı. Güney Hint Okyanusunda Fransızlar tarafından idare edilen Küçük Kerguelen adasının özelliklerini, binaların ve Fransız Sovyet ortak meteorolojik araştırma tesisinin yerleride dahil olmak üzere tasvir etmişti. Hatta, adanın oldukça iyi haritasını bile çizmişti.

Ufolar, medyumlar, uzak görücüler, zihin okuyucular, hipnozlar gibi bilgi kaynaklarına ulaşabilecek veya insan zihninin kontrolüne yarayabilecek aklınıza gelebilecek her şey üzerinde her türlü araştırma ve deneysel faaliyetler yapılmış. Gelişmiş enstitüler kurulmuş, akademik seviyede araştırma ve geliştirme için maddi imkanlar sonuna kadar kullanılmıştır. Ancak Rusya ve ABD , kamuoyundan inkar etmelerine rağmen psişik çalışmalarından özellikle zihin kontrolü sevdalarından asla vazgeçmemişlerdir.

ABD istihbarat topluluğunu 17 kurum oluşturmaktadır. NSA, CIA, DIA en kapsamlı ve etkili olanlarıdır.

NSA: Baltimore- Washington otoyolunun güneye giden ayrımında, Annapolis Kavşağı nın sakin bir kasabası olan Maryland in yakınlarında bir yerde, özel olarak yapılmış, herkesin kullanamadığı bir çıkış rampası aniden gözden kaybolur. Toprak banketlerin ve büyük ağaçların gizlediği rampa, dikenli tellerden, yan yana dizilmiş iri kaya parçalarından, harekete duyarlı detektörlerden, hidrolik kamyon engelleyicilerden ve kalın beton bariyerlerden oluşan bir labirente çıkar. Alarmlar çaldığında, asker üniformasına benzeyen siyah üniformalar giymiş özel başlıklı komandolar, eolt 9 mm. Makineli tabancalar da dahil, ellerindeki çok çeşitli silahları sallayarak hemen karşılık verirler. Onlara “Siyah Giyen Adamlar” denir. Telefoto gözetleme kameraları aşağı doğru çevrilir, silahlı polis sınırlarda devriye gezer, parlak sarı levhalarda, fotoğraf çekmenin, not almanın ya da basit bir taslak çıkarmanın İç Güvenlik Yasa sına göre cezalandırılacağı belirtilir. Bunun ardında, yeryüzündeki başka hiçbir yere benzemeyen tuhaf ve görünmez bir şehir yatıyor. Bu şehir, içinde, muhtemelen dün¬yada yaratılmış en büyük sırlar evrenini barındırıyor.

Şehir altmıştan fazla binadan oluşmakta: bürolar, depolar, fabrikalar, laboratuvarlar ve yaşam alanları. Burası, on binlerce insanın mutlak bir gizlilik içinde çalıştığı bir yer. Pek çoğu tam olarak ne işle uğraştıklarını eşlerine bile söylemeden yaşayıp ölecek. 2001 yılına girilirken, 1930 yılının Karanlık Odası, karanlık bir imparatorluğa dönüşmüş ve gezegendeki en büyük, en gizli ve en gelişmiş casusluk örgütü olan Ulusal Güvenlik Dairesi ne (NSA) ev sahipliği yapmaya başlamıştı. 38.000 çalışanı ve milyarlarca dolarlık dev bütçesi ile bilinen teknolojinin 20 yıl ötesinde hiper bilgisayarlara sahipler ve ileri teknoloji üretiyorlar. Buluşlarının bir kısmını istasyonundan başka denizlerin altında casus gemileri, denizaltı fiber optik kabloları dinleyen Amerikanın büyük şirketlerine vererek ülke ekonomisine de katkıda bulunuyorlar. Dünyada en çok matematisyeni ve dil bilimcisini bünyesinde barındıran kurumun yeryüzünde konuşulan hemen bütün dilleri ve lehçelerini bilen uzman dilbilimcileri var. Gökyüzünde gezen bütün haberleşme ağlarını dinleyen ve gözetleyen yüzlerce uyduları ve binlerce yer donanımları, açık denizlerde yük gemisi, semalarda yolcu uçağı gibi görünen halbuki gelişmiş antenleri ve kripto cihazları donatılmış casusluk sistemlerini ve daha birçok bilgiyi aktaran James Bamford, ‘Body of Secrets’ adlı kitabında Echelon’un Türkiye’deki faaliyetleriyle ilgili ilginç anekdotlara yer veriliyor. ABD, 1961’de Echelon sistemiyle 40’dan fazla ülkenin yazışma sistemlerinin şifrelerini çözmesine rağmen üst-düzey Sovyet şifrelerine sızma başarısını gösterememişti. Haberleşme şifreleri çözülen ülkelerin diplomatlarına tehdit, şantaj ve rüşvet yöntemleri uygulanıyordu. Türk diplomatlarına da, ülkemizde edilmişti” diye ekliyordu.hemen hemen her meslekte geçerli olan rüşvet yönteminin uygulandığını anlatan Bamford “NSA, bazen aldatma, bazen de zor yoluyla bu ülkelerin kullandığı kripto şifrelerinin anahtarlarını ele geçiriyordu” diyor ve “Türkiye’nin şifreleri, Washington da görevli bir kripto memuruna rüşvet verilerek elde edilmişti.

Okumaya devam et  8 HAZİRAN SABAHI

CIA: Birleşik Devletleri’n birimleri için gereken ABD dışı ülkelerle ilgili istihbarat bilgilerini toplayan kurumdur. Merkezi Virjinya eyaletindeki Langley de bulunmaktadır. CIA yasasına göre; kurum, organizasyonunu, görevlerini, personellerinin sayısını ve maaşlarını saklı tutmak hakkına sahiptir. Soğuk Savaş yıllarında ve sonrasında CIA pek çok gizli operasyonda rol alarak siyasi rejimleri zayıflatmaya ve hükümetleri devirmeye çalışmıştır.1947 de Kongre, Milli Güvenlik Konseyi ile (National Security Council, NSC) bu konseyin yönetimi altında çalışmak üzere (CIA) kuruldu. CIA, NSC ye milli güvenliği ilgilendiren konularda bilgi toplayıp verecek, elde edilen bilgileri değerlendirdikten sonra, hükümetle ilgili yerlere ulaştırılmasını sağlayacaktı. CIA; NSC nin vereceği emirler doğrultusunda, güvenlikle ilgili istihbarat işlerini yerine getiriyordu.

CIA dört müdürlük halinde çalışmaktadır:

İstihbarat Müdürlüğü:

Her türlü istihbarat aracı ile bilgi toplama, casusluk faaliyetlerini yürütür. Gizli olarak yapılan istihbaratı değerlendirir. Havadan çekilen (uydu, uçak vs.) resimleri, radyo, telefon, televizyon, telgraf, telsiz gibi ulaştırma araçları ile toplanan bilgileri değerlendirir. Bu değerlendirmeler, raporlar halinde, ilgili makamlara gönderilir. Karşı haberalma daire başkanlığı ile koordineli olarak çalışır.Harekat Müdürlüğünün ihtiyacı olan kapsamlı bilgileri ve verileri operasyon aşaması da dahil temin eder.

Ulusal gizli servis: Gizli operasyonları yürütür.

Bilim ve Teknoloji Müdürlüğü Teşkilat elemanlarını, son teknolojik gelişmelerde eğitmek, kullanmasını öğretmek. Kullanılan araçları geliştirmek, yapılan operasyonlara bilimsel ve teknik destek sağlamak.
Destek Müdürlüğü: Teşkilat personelinin, toplanan bilgilerin, tesislerin güvenliğini sağlar.

CIA nın şimdiye kadar başka devletlerde birçok operasyon yaptığı meydana çıkarıldı. Bütün bu işleri yapabilmek için, CIA ya geniş bir maddi imkân tahsis edilmektedir. Kadrolarında devamlı memur şeklinde on altı bin kişi (tahmini) çalışmaktadır.
DIA: ABD savunma istihbarat ajansı. Yılda 15 milyar dolarlık bütçesi olan askeri bir örgüttür. 20.000 civarında personeli olan DIA deniz,kara, hava kuvvetleri istihbarat servislerini koordine ediyor.

KGB: Kağıt üzerinde kapatılan Sovyet devlet güvenlik komitesi açılımlı KGB 90.000 kişilik muazzam kadrosu, hakimiyet alanı, kaynakları ve so-rumluluklarıyla devasa bir boyuttadır. Bir anlamda bu örgütü yöneten dünyaya hükmetmiş sayılır. KGB su gibidir, bulunduğu zemine uygun hareket eder.O nedenle yıllar boyu ona karşı mücadele veren karşı gizli servisler KGB nin tam anlamıyla fotoğrafını çekememiştir. Yüzyıla yakın süren KGB avı sonunda yakalanmayı başaran KGB casuslarından elde edilen veriler bir araya getirilerek gerçeğe yakın bir tablo oluşturulmuştur. Bu sır perdesi Sovyetler Birliği tamamen ortadan kalkana kadar da sürmüştür denebilir. KGB tüm dünyaya yayılmış örgüt elemanlarıyla günümüzün adeta GSM sis-tem ağlarını anımsatır. Elbetteki dünyada mükemmel şey yoktur ve bu devasa örgütün de zafiyetleri bulunmaktadır.

Latin Amerika da gerilla olarak görev yapanlar, Suriye de Filistinlileri eğitenler, ABD topraklarında Amerikalı gibi rol yapanlar, Beyaz Rusya da dini baskılayanlar, Orta Asya da muhalifleri ezenler, dünyanın her tarafına yayılmış yaklaşık 90.000 kişilik ajan kadrosu için Dzerşinsky merkez bina olarak kabul edilir ve buradan yönetilir. Bu rakam batılı gizli servislerin elde ettikleri verileri paylaşarak ortaya koyduğu tablodur ve bu kadroya büro işçisi, bina muhafızı vb gibi görevler ihtiva eden 400.000 kişilik destek memurları dahil değildir.

Örgüt başlıca dört genel müdür!üğe, yedi bağımsız müdürlüğe, altı bağımsız bölüme bölünmüştür. Bunların çoğu yine kendi içinde bölünürler ve bunlara müdürlük, bölüm, servis ve idare denir.

Sovyet Askeri Haber alma teşkilatı olan GRU askeri casus¬lukla ilgilenir. Bu alanın dışındaki tüm dış operasyonlara KGB nin Birinci Genel Müdürlüğü bakar. Bu genel müdürlük üç ana di¬rektörlüğe bölünmüştür. Bunlar Kanundışı, Bilimsel ve Teknik Servis, Planlama-Analiz direktörlükleridir. Ayrıca iki özel servisi vardır, Yalan Haber Yayma ve Fiili Hareketler servisi. Ay-rıca bunlara ilaveten 16 ayrı bölümü vardır. Bunlardan ilk 10 tanesi aynı dil konuşulan coğrafyalarda operasyonlar yaparlar. Bir anlamda dış operasyonel bölümler aynı veya akraba dil esasına göre kuruludur. Bu şema KGB nin dünyayı nasıl ahtapot gibi sardığının basit bir örneğidir.

Kanundışılar Direktörlüğü veya kısa adıyla “S” direktörlüğü; yabana ülkelerde kanunsuz olarak ve sahte kimlikle yaşayan KGB ajanlarını (yani casus) seçer. Adaylar ideolojilerine, soğuk kanlılıklarına, dil becerilerine ve kültür derecelerine bakılarak seçilir. Bu ajanlar genellikle ideolojik düşünceleri nedeniyle vatanlarından kaçan ve Sovyetlere iltica eden siyasi sığınmacılardan seçilir. Örnek vermek gerekirse İspanya iç savaşından kaçan komünistler Sovyetlerde eğitilerek aynı dili konuşan Latin Amerika ya ajan olarak gönderilmişlerdir. Bu dönemde ülkemizden kaçanların da olduğunu ve KGB nin kucağına düştüklerini belirtmeden geçemeyeceğim.

Okumaya devam et  GİRESUN’U DİNLİYORUM GÖZLERİM KAPALI

Genelde gizli ajanlar eğer TİM olarak görev yapmayacaksa tek tek eğitilir ve her birine Moskova da ayrı daire tahsis edilir. Böylece mesai arkadaşlarınca deşifre olmaları engellenir. Tüm gizli servislerde olduğu gibi her ajan kariyeri boyunca mutlaka kanundışı olarak (casus olarak) ülke dışında görev yapar. Bu görevi ifa ederken merkez desteğinden yoksundur ve hayatta kalması kişisel yetenekleriyle ölçülür.

Ajanlığın gerçek manasıyla yaşandığı evre bu dönemdir. Bu zorlu sınavdan geçerek hayatta kalmayı başaranlar ardından elçiliklerde diplomatik dokunulmazlıkla “cover” göreve devam eder. Bu kariyerin sonu ajan öğretmenliği ve ardından emeklilikle sonuçlanır. Bilimsel ve Teknik Servis veya diğer adıyla “T” direktörlüğü; Batının nükleer füze, uzay araştırmaları, stratejik bilimler, sibernetik (muhabere kontrolü) ve endüstri alanındaki sırlarını çalmak için çalışır. Bu direktörlük doğrudan doğruya operasyon yapar ve diğer birimlere teknik konularda destek olur.

Planlama-Analiz diğer adıyla “I” direktörlüğü; görevi eski operasyonları incelemek ve kullanılan yöntemleri, hataları tespit ederek, yeni nesil ajanlara aktarmaktır. Meslek içi kültür hiz¬meti görür ve Kara Sanatın inceliklerini eğitimlerde kullanılmak üzere sistemleştirir. Bu faaliyeti tüm gizli servisler yapar ve dost servislerle bile bu bilgileri kısmen paylaşır. Bir bilginin istihba-rat olarak elde edilmesi sürecindeki bu yöntemler, dünyanın en iyi korunan ve hiçbir kitaba şimdiye değin konu olmayan kara sanatın nasıl yapıldığına yönelik sistem bilgileridir. Kimi zaman imkansız gibi görünen bir bilginin elde edilmesi süreci, bir ajan tarafından hiç akla gelmeyecek bir yöntemle ele geçirilir. Bu yöntemin yeniden ve daha iyi nasıl uygulanabileceği gözden geçirilerek, bu departman tarafından sistemleştirilir.100 e yakın kaynaktan derleme yapan yazar Ali Kuzu KGB yi böyle anlatıyor ancak,KGB lağvedildikten sonra SVR+FSB ye dönüştü mü bilinmez , yok olmadığı kesin.

MOSSAD: İstihbarat ve Özel Operasyonlar Enstitüsü isimli İsrail gizli servisinin kısa adıdır. 1947′de kurulmuştur. Mossad; dünya genelinde faaliyet gösteren, en gizli, en bilinmeyen istihbarat örgütüdür. Merkezi Tel-Aviv’dedir. 3000′e yakın personeli vardır. Kendi içerisinde de bölümlere ayrılır.

Mossad, çalışmalarını farklı alanlarda uzmanlaşmış 4 ayrı bölümle yürütür. Bunlar: Askeri İstihbarat, Yerli Gizli Servis, Yabancı İstihbarat Servisi ve Aliyah Beth’dir. Mossad’ın İbranice anlamı enstitüdür. Mossad, genel olarak dış istihbarat konularında görev yapar. İç istihbarat alanında Shin-Bet (Şabak) isimli kurum faaliyettedir. Mossad kendini dev aynasında göstermek için psikolojik operasyonlar yapar. Dünya medyasındaki gücünü bu operasyonlarda çok verimli bir biçimde kullanarak gerçek ile yalana yer değiştirtir. Sinyal ve gözetleme istihbaratında çok gelişmiş teknoloji kullandığı bilinmektedir.

MI6: Birleşik Krallık ın haber alma kuruluşlarından biridir. Görevi dış istihbarat faaliyetleridir. Bu konuda tek istisna Kuzey İrlanda dır. Stratejik durumu nedeniyle Kuzey İrlanda da haber alma görevi MI6 ya aittir.

Bugün Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı altındaki Savunma Konseyi ne bağlı hizmet verir. Ayrıca İçişleri ve Dışişleri bakanlıklarıyla da sürekli irtibat halindedir. Faaliyetleri hakkındaki halka açık yayınları sansür yetkisi bulunur. Teşkilatın genel müdürü dahil tüm çalışanlarının kimlikleri gizli tutulur.

MİT: Milli İstihbarat Teşkilatı hakkındaki bilgilere, ne kadar tatmin olursunuz bilemiyorum ama resmi internet sitesinden ulaşabilirsiniz. Ne yazık ki Mit’i kurumda görev yapmış kişilerin kamuoyuna yapmış oldukları yanlış yamalak ifşaatlardan tanımaya çalışıyoruz.

Sonuç olarak; Globalleşirken daha da ayrışan bu dünyada onurumuzla ayakta kalabilmek için bilgiyi işleyen insanlara ve onların zihinlerine ve özgürce düşünmelerine gereken özeni göstermeliyiz. Bilgiye gereken önemi vermiyoruz. Devletin kripto haberleşmesinin kodlarını vs düzenleyen, cihazlarını imal eden TÜBİTAK’a bağlı UEKAE’nin görevleri arasında, ‘ulusal güvenliği korumak’tan söz edilmemekte, NATO sistemlerine uyumlu olmakla, NATO’nun onayını almış olmakla övünülmektedir. Açıkcası Türkiye’de ‘ulusal güvenliği’ dolayısıyla ‘ulusal haberleşme’yi koruyan-sağlayan bir kurum yok. Ayrıca; dünyada 100 yılı aşkın süredir ekonomi istihbaratı yapılırken biz hiçbirşey yapmadık. Türk istihbaratı ve casusluk faaliyetlerinin sil baştan yeniden yapılanması gerekir.

Merkezi istihbarat teşkilatı MİT tamamen sivilleştirilirken, askeri İstihbaratın özüne dönmesini sağlamalıyız. Kendi imkanlarımızı harekete geçirerek Türk Ulusal Güvenlik Ajansını kurmak ve bu ülkenin çıkarlarına hizmet edeceklerini yürekten söyleyen istihbaratçılar, casuslar yetiştirmek devletin namus borcu olmalıdır.

18-ocak-2011-Kayseri

Oğuz SOLAK
Makine mühendisi
A.Ü. İktisat Fakültesi Uluslararası ilişkiler Bölümü Öğr.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir