Tek Kişi Yönetimine “HAYIR” diyenler Terörist Mi Oluyor Şimdi?

Günlerdir bir terör, bir terörist edebiyatıdır gidiyor… - literature edebiyat kitap

Günlerdir bir terör, bir terörist edebiyatıdır gidiyor… - 5

Günlerdir bir terör, bir terörist edebiyatıdır gidiyor…

AKP, ne zaman başı sıkışsa, ne zaman bir SEÇİM dönemine girse, “mağdur edebiyatı”na başvurur… Türbanı kullanır… Türbanlı bacılara saldırı senaryoları yazar… Darbe masalları anlatır…

Bu gerekçeyle Türk ordusunun komutanlarını hapishanelere doldurup, yıllarca içeride tutmadı mı?

Bu referandumda ise terörist – terör suçlaması ile Almanya, Hollanda politik krizini kullanıyor…

AKP, şimdi de “HAYIR”cıları PKK’lı, FETÖCÜ olmakla suçluyor…

Türkiye’nin tapusunu tek kişiye teslim etmek istemeyenleri topluma tehlikeli hainler gibi tanıtıp, halkı onlara düşman ederek, sandıktan “evet” oylarının çıkmasını sağlamak için uğraşıyor…

Neymiş efendim? PKK, FETÖ anayasa değişikliğine “HAYIR” diyormuş, bunlar da onun için “HAYIR” diyormuş ve bu nedenle HAYIRCILAR terörist oluyormuş…

Sanki PKK yöneticileri ile Oslo görüşmelerini, Dolmabahçe toplantılarını ben yapmışım gibi… Sanki Habur sınır kapısında gerilla giysili PKK’lıları ben karşılamışım gibi… Sanki Diyarbakır meydanında PKK’lı türkücülerle halay çekip, türküler söyleyen benmişim gibi…

Evet… Ben de “HAYIRCIYIM…” Ben de “HAYIR” diyorum…

Peki, şimdi ben terörist mi oluyorum? Şimdi ben PKK’lı ya da FETÖCÜ mü oluyorum? Terörü mü destekliyorum?

Anketlerde “HAYIR” diyen ve oranları yüzde 50’lere, 60’lara varan halk şimdi terörist mi oluyor?

Oysa ben, taa 2000’li yılların başından bu yana, daha AKP ortada yokken, Cumhuriyet Gazetesi başta olmak üzere, birçok yayın organında Gülen Cemaatini ve PKK’yı eleştiren, onları yerden yere vuran yüzlerce yazı kaleme aldım…

Üstelik PKK’nın “HAYIR” oyu kullandığı, kullanacağı da bir kandırmaca ve aldatmaca…

Mecliste yapılan referandum oylamasında PKK’nın siyasal örgütü HDP, seçimlere katılmadı. 59 milletvekilinin 11’i içerideydi, ama 48’i Mecliste ne EVET ne HAYIR oyu verdi… Yani Seçimleri boykot etti. Yani “Evet”çileri bir başka yolla desteklemiş oldu…

Böyle kritik bir oylamada boykot, “Utangaç EVET” demektir… AKP’ye hizmettir…

Ayrıca, PKK konsey Başkanı Murat Karayılan’ın Recep Tayyip Erdoğan’a ve Devlet Bahçeli’ye son tavırlarından dolayı “Teşekkür ettiği” söylentileri de ortalıkta dolaşmaktadır…

Bu tertipler de yetmedi, şimdi bir de Almanya, Hollanda’da diplomatik krizler çıkarttılar… Yeni yeni “Mağduriyetler” yaratmaya çalışıyorlar…

Hollanda Hükümeti açık açık bildirdi:

“”Referandum için siyasi bir kampanya yürüten bir Türk hükümeti temsilcisinin ziyaretinde yer alamayacağız… İç siyaset gerilimini bizim ülkemize taşımayın, çalışmalarınızı kendi ülkenizde yapın…”

Vay, sen misin bunu diyen…

Dışişleri Bakanımız açtı ağzını, yumdu gözünü:

“Hollanda, ırkçı bir Wilders var. Faşist, Nazi gibi. Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı gidecek. ‘Uçuş iznini iptal ederiz’. Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı’nı böyle tehdit ediyorlar. Ben de dedim ki ‘Ben geleceğim’. Bugün Rotterdam’a gideceğim. Faşizan bir uygulama bunlar. Türkiye’nin güçlenmesini istemiyorlar. Kendilerinden bağımsız olmasını da istemiyorlar…”

Evet, gerekçe hazır:

“Türkiye’nin güçlenmesini istemiyorlar…”

Hedef, gurbetçilerin ve Türkiye’de yaşayan halkımızın milliyetçilik duygularını kabartarak, “Evet” oyu vermesini sağlamak… Zaten, Avrupa Birliği Bakanı Çelik de “Hollanda’da yaşananlar, Referandumda kararsızların oylarını netleştirdi” açıklaması ile bu gerçeği ortaya dökmüştü…

Şimdi AKP’li gençler, portakalları bıçaklayıp, suyunu sıkarak Batı’yı protesto etmeye başladılar bile… Ne diyelim… Kolay gelsin!!!…

Ne günlere kaldık!!!…

Elbette bu ülkelerin Türkiye’ye karşı politik tutumlarını tasvip etmek mümkün değildir. Ne var ki bugünkü iktidar da haksız ve hukuksuz bir girişimle Avrupa ülkelerinde siyasal propaganda yapmaya kalkışmıştır…

Çünkü o, 2008 yılında seçim yasasında yaptığı bir değişiklikle “Yurt dışında seçim propagandası yapmayı” yasaklamıştı.

AKP, kendi çıkardığı bu yasayı unutmuş olamaz… Ve bu yasanın varlığını bile bile, Almanya’da, Hollanda’da propaganda yapmaya kalkmış, politik kriz çıkmasına neden olmuştur… Zaten bu hükümetler de propaganda itirazlarına bu yasayı gerekçe göstermektedirler…

AKP, sandıktan “EVET” çıkması için her yolu denemekte, her yolu “Mubah” saymaktadır…

Bu arada Hollanda ve Almanya’da güç koşullar içerisinde çalışıp, ailesine ekmek götürmek isteyenlerin de geleceğini riske atmaktadır… Bu durum onların umurunda bile değildir…

Yeter ki sandıktan “Evet” oyu çıksın, Türkiye “Başkanlık Sistemi”ne” geçsin…

Ülkede tek kişinin, tek partinin borazanı ötsün… Çalma çırpma, yolsuzluk, haksızlık, hukuksuzluk devam etsin… Ama kimse ağzını açıp, tek söz söylemesin… Yargı, emniyet duruma müdahale etmesin… Seyirci kalsın…

Nerede bu yoğurdun bolluğu… Yok, öyle yağma… Siz ne kadar ayak oyununa girerseniz girin, bu kez yüzde 50’nin üzerine çıkamayacaksınız…

Türk milleti bu gidişe “DUR” diyecek ve sultanlığı bir kez daha tarihin dibine gömecektir…

([email protected])


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir