ERMENİ FAALİYETLERİ ( 23 Ocak 2017 )

Ermeni dezenformasyon ve karalamalarına karşı örgütlenelim ve işbirliği yapalım
1.. Panarmenian.net ve Armenpress’ te yer alan habere gore Gladys Berejiklian New South Wales Eyaleti Başkanı seçilmiş. Daha önceki mesajımızda Ermeni asıllı 46 yaşındaki Berejiklian’ ın Başbakanlığa aday olduğunu duyurmuştuk. Massispost’ tan biraz önce gelen mesajda Berejiklian’ ın yemin ederek resmen Başbakanlık görevine başladığı bildirildi….. Bu eyalet, Avustralya doğusunda, Başkenti Sydney olan ve 7,5 milyon nüfuslu bir eyalet.
http://www.armenpress.am/eng/news/875604/australia’s-pm-congratulates-gladys-berejiklian-on-being-elected-as-45th-premier-of-new-south-wales.html
 
2. Aina .org’ da Areg Galstyan’ ın American Thinker’ da “ Trump neden Ermeni <sözde> soykırımını tanımalıdır” başlıklı yazısı yer alıyor. Daha önce Obama için de aynı başlıkla bir yazı yayımlanmıştı. Yazıda özetle şu hususlar yer alıyor: “ Geçen hafta ABD’ nin Ankara eski Büyükelçisi James F. Jeffrey ve Soner Çağaptay’ ın Trump yönetiminin Türkiye ile nasıl bir politik diyalog tesis etmesi konusunda yazısı yayımlanmıştı. (Not :Söz konusu yazı 14 Ocak 2017 günü yayımladığımız mesajda Armenianweekly.com ve Asbarez.com’ a atfen
“Washington Yakın Doğu Politika Enstitüsü (WINEP)”ne ait yazıda sizlere duyurulmuştu, o.t.) …. Yazıda ABD ile Türkiye arasındaki güven bunalımının düzeltilmesi için Ermeni <sözde> soykırımının tanınmaması önerilmişti….. O yazıya cevaben bu haber kaleme alınmış: “İlk olarak bu konu ABD’ nin bir iç meselesidir. 1915 – 23’ te olanları ABD’ de milyonlarca vatandaş biliyor, bunun kabulü insani bir konudur. Amerikalı Ermeniler, yönetimin Türkiye’ ye karşı herhangi bir adım atmasını istemiyor…..Türkiye, Ermeni meselesini politik bir şantaj olarak kullanmaktadır…..Diğer taraftan, ABD Başkanı’ na Kongre’ yi etkileyerek tanıma kararı almamasını istemek yanlıştır. Böyle bir durum, yalnız egemen bir devletin içişlerine karışmak değil, aynı zamanda yürütme erkinin yasamaya müdahalesidir ki halkın infialine neden olur. (Not: Biz de onun için diyoruz ki yasama ve yürütme tek elde toplanmalıdır!!!…..,o.t.)…..Diğer taraftan, Türkiye Ermeni <sözde> soykırımının tanınmasının ABD ilişkilerine zarar vereceği husus da mübalağalı bir yaklaşımdır. Bugün dünyada 20 ülkeden fazlası Rusya, Fransa ve Almanya dahil <sözde> soykırımı tanımıştır. (Not : Tam sayısı 24 ülkedir, o.t.) Bu ülkelerle Türkiye’ nin ikili ilişkilerinde kötüleşme olmamıştır. Türk – Rus ilişkileri her alanda iyidir……Fransa ve Almanya Türkiye’ nin NATO müttefikleri olup Ankara korkusu olmaksızın iç politik kararlarını alabilmektedirler…” (Not : Bu site yorum kabul ediyor. Bana günlük haberleri de yolluyor. Ancak, yorum vermek istediğim zaman e-posta adresimin tanınmadığını bildiriyor !…Yorum vermek denenmeli, o.t.)
 
3. Ermeni Radyosu web sitesi, cumartesi günü görevine başlayan Lübnan Kültür Bakanı Ghattas Khoury’ nin, Jbeil’ deki Ermeni <sözde> soykırımı Müzesini ziyaret ettiğini bildiriyor. Bakan, Müzeyi içinde barındıran Kuş Yuvası Yetimhanesi’ nin restore edilmesinin öneli bir adım olduğunu belirtti.
 
4. Ermeni Radyosu web sitesi, The Blade’ e atfen, Toledo’ nun Lucas ilçesi kütüphanesindeki el yazması bir kitabın en eski kitap olduğunu bildiriyor. Kitap İncil’ in tamamı değil, Luke ve John bölümlerine yer verilmiş ve 1351 yılında Ermeni rahipler tarafından yazılmış…
 
5. Vestnikkavkaza.net, Ermeni İnsansız Hava Aracı (İHA) nın Azerbaycan’ ın Tavuş bölgesi istikametinde uçarken Azerbaycan tarafından tahrip edildiğini bildiriyor.
 
6. Massispost.com ve Asbarez.com, CIA’ in gizliliklerini kaldırdığı belgelerden anlaşıldığına göre, SSCB’ deki ilk atom bombası Ermenistan’ da üretilmiştir…. 18 Ocak 1950 tarihli belgeye gore, bol su içerdiği için Sevan gölünün üretim için uygun olduğu belirlendi. Bu havali yasak bölge olarak belirlendi. Atom bombası üretimi altı gizli sığınakta üretildi. Ocak 1948 ‘ de Saksonya ve Çekoslovakya’ dan uranyum cevheri getirilmeye başlandı….İlk atom bombası Şubat 1949’ da Ermenistan’ da üretilmiş oldu ve ilk deneme Doğu Urallar’ da 10 Temmuz 1949’ da yapıldı….
 
7. Armenianweekly.com’ da yer alan habere gore, Dağlık Karabağ Savaşı ile ilgili “Hat” (The Line – Kyank u Kriv) başlıklı filmin prömiyeri 13 Ocak’ ta Washington, D.C. de, 15 Ocak’ ta da New York’ ta yapıldı.
 
8. Tert.am’ de Garo Paylan’ ın “ Ancak demokratik Türkiye Ermeni <sözde> soykırımını tanıyabilir” dediği belirtiliyor. Palyan, Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine açtığı hukuk davası ile ilgili olarak ABD’ de yayımlanan Hayreniq Weekly ile bir söyleşi yaptı….Söyleşide, Paylan, Türk Parlamentosundaki MV’ lerinin çoğunun Ermeni <sözde> soykırımı hakkında bilgi sahibi olmadıklarını, veya, yanlış bilgilendirildiklerini, pek çok kişinin tam tersini bildiğini, pek çok MV’ nin de bunun gerçek olduğuna inandıklarını söyledi…
 
9. Agos Gazetesi, Baskın Oran’ ın “Hrant kimdi, tarihî misyonu neydi” başlıklı yazısını yayımlıyor. Yazıda ilginç bulduğum bazı cümleleri alıyorum: “…..Ermenicenin yasaklanmasını kınayan yazı yazmışım ama Ermeni meselesinden haberim yok …. (O sıralar, o.t) Henüz anlamıyorum ki Mesrob Ermeni patriği olarak İstanbul’un temsilcisidir, Hrant Anadolu’nun…..
Şunu söylemek istiyorum: İstanbul Ermenileri, istisnalar hariç, bir bütün olarak Osmanlı’ya tamamen entegre idiler ve hatta zanaat ve sanatta ülkenin temel direği idiler. 1915 felaketini neredeyse zararsız atlattılar…..(Not: Baskın Oran’ ın bu ifadesi de Ermenilere karşı bir soykırım yapılmadığının delilidir, o.t.) ……Ama Anadolu’dakiler, Anadolu’nun o en komple medeniyetiyle birlikte <sözde> yok edildiler. Sağ kalabilenler zamanla İstanbul’a kapağı atmak suretiyle bugüne gelebildiler. İşte Malatyalı Hrant onlardan biriydi ve onların temsilcisiydi…….Ama kuru kuruya etnik temsilci değil. Aynı zamanda yokluk çekenlerin temsilcisi olarak gerçek bir solcu idi. İstanbul Ermenilerinden bir farkı da bu idi. …….Hrant bir şey daha biliyordu: Yaklaşık 1850’den beri perişan edilmekteydiler, ama, Anadolu Ermenilerinin SİSTEMATİK olarak etno-dinsel temizliğe uğratılmasının Batılı müdahalesi tarafından tetiklediğini…..Batılılar önce Ermenilere arka çıkmış, sonra hiçbir şey yapmayıp seyretmişlerdi. Onun içindir ki Hrant, çok sayıda devletin ve uluslar arası örgütün aldığı soykırım kararlarından hiç hoşlanmıyordu…….Hrant’ın tarihî misyonunu özetleyeyim: Birinci kanat; Türkleri etkiledi……İkinci kanat :Onun üzerine, muazzam bir Ermeni rönesansı başladı İstanbul’da. O kadar ki, sonunda, Rum ve Süryani cemaatleri de bundan etkilendiler ve tekrar görünür oldular. Bunun yanı sıra, Anadolu’nun ücra köşelerinde gizli Ermeni olarak kalmış insanlar Ermeni olduklarını söylemeye ve hatta tekrar vaftiz olmaya başladılar….. Üçüncü kanat; Diaspora’yı etkiledi, çok yönlü düşünmesini sağladı. Ermeni kimliğinin sağlığını çeşitli ülkelerin soykırım’ı kabul edip etmemesine bağlamamayı öneriyordu. İstiyordu ki Diaspora artık soykırım’ı bir seçilmiş travma (chosen trauma) olarak kullanmaktan vazgeçsin, kimliğini olumlu unsurlar üzerine kursun. Hrant’dan sonra Diaspora çok değişti. Aynen Türkler gibi…..Bütün çabası, iki halkı birbirine yaklaştırmaktı. O ortamda bunu yapabilecek tek insandı. Zaten onun için öldürüldü. ……Ama öldürülünce bir aziz haline geldi, oluşan toplumsal tepki onun başlattığı süreci dünya kitlelerine yaydı, Hrant’ın anısı bir deniz feneri oldu……
Okumaya devam et  ERMENİ FAALİYETLERİ ( 29 Ocak 2017 )

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir