İşinin ehli olmayan adamlar

<p>Dün gece tedirgindim.
Bu yılbaşı da evde yalnız kalmayı düşünmüş ve öyle yapmıştım.
İçimde korkunç bir sıkıntı vardı ve doğrusu sosyal medya hesaplarıma girip yeni yıl kutlama mesajı da yazmak içimden gelmemişti.
Aklım fikrim bilmem kaç derece eksi derecede savaşan, terör belasıyla uğraşan kolluk güçlerimizdeydi.
Bazı illerimizde olduğu gibi İstanbul’da da elektrik kesintileri olmuş oldukça uzun sürmüştü.
Hayat bir şekilde felce uğramıştı.
Karanlıklarda kalmış, ısınamamış evlerimizde üşümüştük.
Haliyle isyanları oynamıştık.
Birkaç gün önce medyada yarı beline kadar karlara gömülmüş, elinde silah terörist ve düşman kovalayan aslında hiç aklımdan çıkmayan Mehmetçiklerimizin resimleri geliverdi gözlerimin önüne.
Yemek yemeye, banyo yapmaya fırsatları olmayan, uykuya, sıcak bir kâse çorbaya hasret, aslan parçalarımızın çektikleri sıkıntıları düşündükçe isyan ettiğim için kendimden utanmıştım.
Kim bilir kaç saatler uyuyamıyorlardı.
Ağırlaşan göz kapaklarına yenik düşerek belki birkaç dakikacık karların veya bir çamurun üzerinde kestirebiliyorlardı.
Bizler bir kaç saat soğukta kalmaya isyan ederken onlar aylardır yüreklerinde vatan sevgisi her şeye katlanarak savaşıyorlar.
Ölüme meydan okurcasına,
Yaralanıyorlar, şehit oluyorlar.
Aslanlarımız o haldeylerken eğlenmek, neşelenmek aklımın ucundan bile geçemezdi zaten.
Birkaç lokma yemeğimi yedim televizyon kanallarını gezmeye başladım.
Bazı yobazların yılbaşı kutlamaları hakkında fetva vermeleri yetmezmiş gibi gördüm ki halen dinsizliğe vardıracak kadar ağır ithamlarla, tahriklerde bulunuyorlar.
Sunturlu belalarla o kanalları kapatıyordum.
Bu adamlar, bu kanallar, halkı bölme görevi üstlenen bir çeşit teröristlerdir.
Çünkü ne demişler dil, bir çeşit tehlikeli silahtır.
Bunlar mezhep savaşı çıkartarak Türkiye’yi parçalamak isteyen emperyalist güçlerin uşaklarıdır.
Ne yazık ki devlet yetkilileri bunlara müdahale edecekleri yerde görmezden geliyorlar.
Bazen de ödüllendiriyorlar.
Bunlar da bir kemik kapabilmek için adeta bir birleriyle yarışıyorlar.
***
Yazımın başında tedirgin olduğumu yazmıştım.
Evet, bir şeyler olacağı sanki içime doğmuştu.
Halkın bir bölümü yeni yıldan yeni umutlar ,mutluluklar bekleyerek uğursuz saydıkları 2016 dan kurtulmayı müzikli yerlerde kutlamak isteyebilirdi.
Doğaldır.
Kimse bir eğlence yerine çıkmasa bu sefer terörden korkulduğunu, sinildiği izlenimi olacaktı.
Öte yandan terörü besleyen güçler için toplu katliam yapabilmenin kolay yoluydu bu.
Olan oldu nitekim.
Kanlı eller bu sefer İstanbul Ortaköy Reina’ya uzandı.
Bu tanınmış mekânı kim bilir belki de aylar önceden terörle vurmayı planlamışlardı.
Karşımızdaki düşman belli ki çok kurnazca planlar kuruyor ve yapacağını yapıyor.
Anlayamadığım nokta Amerika’nın bir uyarıda bulunduğunun ve aynı uyarıyı mekân sahibine de yapıldığını bizzat kendisinden işittik.
İçişleri Bakanı da doğruladı.
Peki, kanlı olay göstere, göstere gelmiş de biz neden önlem alamamışız ve bizim istihbaratımız bu kadar aciz mi?
ODATV nin açıklamalarına göre Sosyal medyada yılbaşından günler önce yılbaşı kutlamalarına yönelik "saldırgan açıklamalar" yapılmış.
Ve bazı köşelerde de yılbaşı kutlamalarına yönelik hedef gösterici ifadeler yer almış.(Tıpkı bazı kışkırtıcı TV ler gibi.)
Bu kapsamda milli görüşçülerin yayın organı Milli Gazete de manşetten, Noel ve yılbaşı kutlamalarını hedef alarak, "Bugün son gün bugün son uyarı, kutlama" demiş. Gazete haberinde Noel'in ve yılbaşı kutlamalarını yapılmaması ve engellenmesi mesajını vermiş.
Amerika biliyor,
Bazı gazeteler biliyor, uyarıyor ama devlet, bakanlar bilmiyorlar.
Ne iştir?
Bu aciziyet midir?
Vurdumduymazlık mıdır?
Yoksa, devlet, işinin ehli olmayan adamların elinde midir?
Görevlerini yapamayanlar derhal istifa etmeli, yerlerine profesyonel kişiler getirilmelidir.
Daha ne kadar başımız sağ olsun diyeceğiz ve terörü lanetleyeceğiz?
Almanya’da, Fransa’da da oluyor diye teselli aramayalım.
Demek ki bu konuda başarısızız.
Neden başarısızız?
Birisi çıksın bizlere anlatsın…
***
Yaralılara acil şifalar hayatlarını kaybedenlere rahmetler dilerim.
Türkiye’m bir kez daha başımız sağolsun…</p>
<p>Tünay Süer
1 Ocak.2017</p> - almanya universite egitim

Dün gece tedirgindim.
Bu yılbaşı da evde yalnız kalmayı düşünmüş ve öyle yapmıştım.
İçimde korkunç bir sıkıntı vardı ve doğrusu sosyal medya hesaplarıma girip yeni yıl kutlama mesajı da yazmak içimden gelmemişti.
Aklım fikrim bilmem kaç derece eksi derecede savaşan, terör belasıyla uğraşan kolluk güçlerimizdeydi.
Bazı illerimizde olduğu gibi İstanbul’da da elektrik kesintileri olmuş oldukça uzun sürmüştü.
Hayat bir şekilde felce uğramıştı.
Karanlıklarda kalmış, ısınamamış evlerimizde üşümüştük.
Haliyle isyanları oynamıştık.
Birkaç gün önce medyada yarı beline kadar karlara gömülmüş, elinde silah terörist ve düşman kovalayan aslında hiç aklımdan çıkmayan Mehmetçiklerimizin resimleri geliverdi gözlerimin önüne.
Yemek yemeye, banyo yapmaya fırsatları olmayan, uykuya, sıcak bir kâse çorbaya hasret, aslan parçalarımızın çektikleri sıkıntıları düşündükçe isyan ettiğim için kendimden utanmıştım.
Kim bilir kaç saatler uyuyamıyorlardı.
Ağırlaşan göz kapaklarına yenik düşerek belki birkaç dakikacık karların veya bir çamurun üzerinde kestirebiliyorlardı.
Bizler bir kaç saat soğukta kalmaya isyan ederken onlar aylardır yüreklerinde vatan sevgisi her şeye katlanarak savaşıyorlar.
Ölüme meydan okurcasına,
Yaralanıyorlar, şehit oluyorlar.
Aslanlarımız o haldeylerken eğlenmek, neşelenmek aklımın ucundan bile geçemezdi zaten.
Birkaç lokma yemeğimi yedim televizyon kanallarını gezmeye başladım.
Bazı yobazların yılbaşı kutlamaları hakkında fetva vermeleri yetmezmiş gibi gördüm ki halen dinsizliğe vardıracak kadar ağır ithamlarla, tahriklerde bulunuyorlar.
Sunturlu belalarla o kanalları kapatıyordum.
Bu adamlar, bu kanallar, halkı bölme görevi üstlenen bir çeşit teröristlerdir.
Çünkü ne demişler dil, bir çeşit tehlikeli silahtır.
Bunlar mezhep savaşı çıkartarak Türkiye’yi parçalamak isteyen emperyalist güçlerin uşaklarıdır.
Ne yazık ki devlet yetkilileri bunlara müdahale edecekleri yerde görmezden geliyorlar.
Bazen de ödüllendiriyorlar.
Bunlar da bir kemik kapabilmek için adeta bir birleriyle yarışıyorlar.
***
Yazımın başında tedirgin olduğumu yazmıştım.
Evet, bir şeyler olacağı sanki içime doğmuştu.
Halkın bir bölümü yeni yıldan yeni umutlar ,mutluluklar bekleyerek uğursuz saydıkları 2016 dan kurtulmayı müzikli yerlerde kutlamak isteyebilirdi.
Doğaldır.
Kimse bir eğlence yerine çıkmasa bu sefer terörden korkulduğunu, sinildiği izlenimi olacaktı.
Öte yandan terörü besleyen güçler için toplu katliam yapabilmenin kolay yoluydu bu.
Olan oldu nitekim.
Kanlı eller bu sefer İstanbul Ortaköy Reina’ya uzandı.
Bu tanınmış mekânı kim bilir belki de aylar önceden terörle vurmayı planlamışlardı.
Karşımızdaki düşman belli ki çok kurnazca planlar kuruyor ve yapacağını yapıyor.
Anlayamadığım nokta Amerika’nın bir uyarıda bulunduğunun ve aynı uyarıyı mekân sahibine de yapıldığını bizzat kendisinden işittik.
İçişleri Bakanı da doğruladı.
Peki, kanlı olay göstere, göstere gelmiş de biz neden önlem alamamışız ve bizim istihbaratımız bu kadar aciz mi?
ODATV nin açıklamalarına göre Sosyal medyada yılbaşından günler önce yılbaşı kutlamalarına yönelik “saldırgan açıklamalar” yapılmış.
Ve bazı köşelerde de yılbaşı kutlamalarına yönelik hedef gösterici ifadeler yer almış.(Tıpkı bazı kışkırtıcı TV ler gibi.)
Bu kapsamda milli görüşçülerin yayın organı Milli Gazete de manşetten, Noel ve yılbaşı kutlamalarını hedef alarak, “Bugün son gün bugün son uyarı, kutlama” demiş. Gazete haberinde Noel’in ve yılbaşı kutlamalarını yapılmaması ve engellenmesi mesajını vermiş.
Amerika biliyor,
Bazı gazeteler biliyor, uyarıyor ama devlet, bakanlar bilmiyorlar.
Ne iştir?
Bu aciziyet midir?
Vurdumduymazlık mıdır?
Yoksa, devlet, işinin ehli olmayan adamların elinde midir?
Görevlerini yapamayanlar derhal istifa etmeli, yerlerine profesyonel kişiler getirilmelidir.
Daha ne kadar başımız sağ olsun diyeceğiz ve terörü lanetleyeceğiz?
Almanya’da, Fransa’da da oluyor diye teselli aramayalım.
Demek ki bu konuda başarısızız.
Neden başarısızız?
Birisi çıksın bizlere anlatsın…
***
Yaralılara acil şifalar hayatlarını kaybedenlere rahmetler dilerim.
Türkiye’m bir kez daha başımız sağolsun…

Tünay Süer
1 Ocak.2017


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir