Kabataş’tan Halep’e: İslamcılar yıllardır yalan söylüyor

Suriye ordusunun Halep zaferi, Suriye’ye yönelik emperyalist saldırganlığın 2011’den beri aldığı en büyük yenilgi durumunda. Kentin temizlenmesiyle beraber Suriye ordusuna hedef alan yalan haberlerin sayısında önemli bir artış görüldü. - 35917033 401
,
13 Aralık 2016 | by Yolculuk Gazete
Suriye ordusunun Halep zaferi, Suriye’ye yönelik emperyalist saldırganlığın 2011’den beri aldığı en büyük yenilgi durumunda. Kentin temizlenmesiyle beraber Suriye ordusuna hedef alan yalan haberlerin sayısında önemli bir artış görüldü. - 35917033 401

Suriye ordusunun Halep’i tamamen temizlemesinin ardından Türkiye’deki gericiler ardı arkası gelmeyen ve mantık çerçevesine bile oturmayan yalan haberler üretmeye başladılar

Suriye ordusunun Halep zaferi, Suriye’ye yönelik emperyalist saldırganlığın 2011’den beri aldığı en büyük yenilgi durumunda. Kentin temizlenmesiyle beraber Suriye ordusuna hedef alan yalan haberlerin sayısında önemli bir artış görüldü.

Halep’le ilgili yapılan yalan haberlerin en önemli özelliğinin mezhepçilik olduğu görülüyor. Savaşın ilk yıllarında kendine alıcı bulan bu tarz manipülasyonlara artık pek itibar edilmiyor.

Gericiler kimi zaman da kendi saflarında gerçekleşen “kadınları köleleştirme” gibi fiilleri Suriye ordusuna isnat ederek manipülasyon yapmaya çabalıyorlar.

Çoğunlukla iyi kurgulanmış olan yalan haberler Suriye ordusu ilerleme kaydettikçe “İki kilometrelik alanda 80 bin kişi sıkıştı” gibi mantık dışı yalanlara dönüşüyor.

Elde manipülasyon yapacak malzeme kalmayınca cihatçılardan kaçıp Suriye ordusuna sığınan siviller bile “Esad mağduru” olabiliyor.

Bu yalan girdabına sadece İslamcılar güç vermiyor. Doğan Grubu’na bağlı CNN Türk gibi holding medyasının devleri de konu Suriye direnişi olduğu zaman El Kaide militanlarından farklı davranmıyor.

Yalan haberler sadece El Kaide sempatizanı “marjinal” çevrelerden çıkmıyor. Belgesiz haberlerin büyük kısmı Türkiye’nin resmi haber ajansı Anadolu Ajansı tarafından üretiliyor. Gazeteciliğin temel taşları olan “belgesiz haber yapmama”, “5N1K” kuralları; konu Suriye olunca yerini “Küsuratlı sayı vereyim de salladığım belli olmasın” ilkesine bırakıyor.

Mezhepçiliğe ek olarak bazen de “kadınlar intihar fetvası istiyor” gibi akla hayale gelmeyecek yalanlar ekleniyor. Yeşilçam filmlerinden görmeye alışık olduğumuz “ırz düşmanı gavurlar” ve “iffetli müslümanlar” gibi kimlikler yaratılıyor. Bununla beraber Suriye’nin demografik yapısının doğal sonucu olarak komuta kademesi dahil ezici çoğunluğu sünnilerden oluşan Suriye ordusu “mezhep örgütü” olarak kodlanıyor.

Okumaya devam et  Çavuşoğlu: Yurtdışında vatandaşımız olup da PKK’ya destek verenler vatandaşlıktan çıkarılacak

 

Yandaş medyada Halep’le ilgili haber yapılacaksa internetten rastgele bir savaş fotoğrafı bulunuyor ve elde hiçbir belge olmadan masa başında haber üretiliyor.

Savaşın hemen her anı internet bağlantılı telefonlarla kayıt altına alınırken bir türlü “sivilleri idam eden Esad askerleri” içerikli tek videonun ortaya çıkmaması ve “Halep’te siviller katlediliyor” temalı bütün görsellerinin bir süre sonra kurgu olduğunun ortaya çıkması bile aynı yalanların tekrar tekrar üretilmesini engellemiyor.

İncelikle ürettikleri yalan haberlere rağmen El Kaide lideri Muheysini ile röportaj yapmaları gizlemeye çalıştıkları niyetlerini açıkça ortaya koyuyor.

Savaşın gerginleştiği zamanlarda ise Yeni Akit gibi gizlenme gereği duymadan El Kaide lideri Colani’nin fotoğrafını yayınlayıp üzerine “Bekle Halep geliyoruz” yazabiliyorlar.

Halep zaferinin kesinleşmesinden sonra ise maskelerini tamamen attıkları ve Türkiye’deki Alevilere yönelik katliam çağrıları yaptıkları görülüyor.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir