l’État c’est moi (Devlet benim); Hitler über Deutschland; RTE=AKP=TÜRKİYE

Bu lafı eden Fransız kralı Louis-Dieudonné de France veya XIV. Louis (okunuş: lui), Fransızlar tarafından Louis Le Grand (Büyük Louis) veya le Roi-Soleil (Güneş Kral) da denir. (5 Eylül 1638 - 1 Eylül 1715) Fransa'nın en uzun süre tahtta kalan kralıdır. 1643-1715 yılları arasında 72 yıl Fransa krallığı yapmıştır. Devlet benim (l'État c'est moi) sözlerinden de anlaşılacağı gibi Fransa'yı mutlak monarşiyle yönetmiştir. - ARI

l’État c’est moi (Devlet benim)

Bu lafı eden Fransız kralı Louis-Dieudonné de France veya XIV. Louis (okunuş: lui), Fransızlar tarafından Louis Le Grand (Büyük Louis) veya le Roi-Soleil (Güneş Kral) da denir. (5 Eylül 1638 – 1 Eylül 1715) Fransa’nın en uzun süre tahtta kalan kralıdır. 1643-1715 yılları arasında 72 yıl Fransa krallığı yapmıştır. Devlet benim (l’État c’est moi) sözlerinden de anlaşılacağı gibi Fransa’yı mutlak monarşiyle yönetmiştir.

Hitler über Deutschland

Bu lafı eden Fransız kralı Louis-Dieudonné de France veya XIV. Louis (okunuş: lui), Fransızlar tarafından Louis Le Grand (Büyük Louis) veya le Roi-Soleil (Güneş Kral) da denir. (5 Eylül 1638 - 1 Eylül 1715) Fransa'nın en uzun süre tahtta kalan kralıdır. 1643-1715 yılları arasında 72 yıl Fransa krallığı yapmıştır. Devlet benim (l'État c'est moi) sözlerinden de anlaşılacağı gibi Fransa'yı mutlak monarşiyle yönetmiştir. - ARIRTE=AKP=TÜRKİYE.

Bu da kimselerin itiraz etmediği yeni Türkiyenin mottosu.

Her üç laf arasında hiç fark yok.
İster sağdan okuyun, ister soldan okuyun aynı anlamı taşır.

Davutoğlunun istifa ettirilmesi bize çok açık şekilde şunu gösteriyor.
RTE’nın organik hiçbir bağı olmasa dahi RTE’nın parti üzerinde tam bir kontrol sahibi olduğunu kanıtlıyor.
Yapılacak olağanüstü kongreden alternatif bir yönetim çıkması ihtimali yok.
Muhtemelen daha da safları sıkılaşmış bir RTE AKP’si karşımıza çıkacaktır.
Meclis içinde görülen dağınıklık, halkın bölünmüş zihni, tıpkı Almanyada 1935 yılı civarındaki gibi pasifize olmuş bir meclisi karşımıza çıkarıyor.
Etrafımız ateş çemberi gibi.
İktidara en yakın olanlar ise hem içeride, hem dışarıda maceralar peşinde koymaya hazır lider etrafında öbeklenmeye eğilimli bir dar kadro.

Anayasal denetim kurumları tam olarak pasifize olmuş durumda.
Ve evet, yalan değil, RTE=AKP=TÜRKİYE denklemi fiili bir gerçeklik olarak karşımızda.
RTE’nı eğer eceli durdurmaz ise onu durduracak başka hiçbir demokratik, anayasal kurum yoktur.
RTE=AKP=TÜRKİYE denklemi tıpkı HİTLER=NAZI PARTISI=ALMANYA denklemi gibidir.
Bu denklemlerinin ortak tek çözüm yolu var.
Denklemler topluca küresel daha büyük çevresel şartlarla çarpışacak ve ya kendisi kırılacak, ya da kendine kendi şartlarıyla yer açacak.
Doğrusu 22. Yüzyılın dünyasının Tek Bir Sünni İslam Devleti İdealini bayrak yapan bir faşist yayılmacı devlete yer açabileceğine ihtimal vermiyorum.
Bu durumda geçmiş olsun diyor, ve sizlere şimdiden kendinize yaşanacak büyük hezimette yer aramanızı öneriyorum.

Hep hayal kurmuştum, eğer bir gün 1930 yılı Almanyasına mesaj gönderme şansım olsa ne söylemek isterdim diye.
Tek bir mesajım olurdu.
Kaçın, olabildiğince uzağa kaçın derdim.
Almana, da Rus’a da, Fransız’a da, İngiliz’e de, herkese.
Çünkü bu gün.
Ölen 60 ila 100 milyon insana rağmen aynı devletler aynı yerlerinde duruyor.
Ve tarih boyunca kazanılmış ve kaybedilmiş bunca savaşa rağmen var olmuş halklar ve bu halkları temsil eden devletler yine oldukları yerlerde duruyor.
Görülüyor ki esas olan halkların varlığı ve bekası.
Devletler yıkılıyor, işgaller oluyor, ama bunlar sebat etmiyor.
Sonunda hep son buluyor, düzen sağlanıyor.

Şimdi sizlere de mesajım budur, KAÇIN….
Çünkü öleceksiniz, hem de karınca sürüsü gibi öleceksiniz, orakla biçilen ekinler gibi biçileceksiniz, ama faydası olmayacak.
Ölmekte acele edenler aradıklarını bulacaklar.
Zafer hayatta kalanların olacak.
Çünkü bu alem sadece ve sadece yaşayanlar için değerli ve anlamlı.

O halde hepimize geçmiş olsun, ülkemiz başkanlık sistemine değil, demokratik diktatörlük sistemi ya da mutlak monarşi rejimi melezi yeni bir rejime evrilmiştir.
Artık ülkenin frenlerinin patladığını, yokuş aşağı bir yerlere çarpana kadar hızlanarak ilerlediğini daha net görüyorum.

Ben bu araçtan inmeyi tercih ediyorum.
Isteyen devam etsin.

Saygılar.
Oraj POYRAZ L2fSIJNoA0xfSNxA


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir