LAİKLİK VE KUT-ÜL AMARE
Meclis Başkanının “Yeni Anayasada laiklik olmamalıdır. Dine dayalı bir Anayasa olmalıdır. Dindar Anayasa olmalıdır” sözleri sonrasında Sn. Tayip Erdoğan’ın “19 Mayıs’ın bir başlangıç olmadığı, Kut-ül Amare gibi Osmanlı ve dine dayalı Savaşların unutturulmak istendiği” sözleri birer tesadüf olmadığı gibi rasgele söylenmiş sözler de değildir.
Bu sözlerin amacını anlamak için, terimlerin anlamına bakmak gerekir.
Laiklik nedir.
“İlk Meclis’de toplantılar sırasında laiklik üzerinde konuşuluyordu. Meclis Başkanlık kürsüsünde Gazi Mustafa Kemal Paşa bulunmakta idi. Söz alan din adamlarından biri kürsüye geldi. Alaycı bir tavırla:
-Bir laiklik lafıdır gidiyor. Affedersiniz ben bu laikliğin manasını anlamıyorum..
diye söze başlarken Meclis Riyaset (Başkanlık) Makamında oturan Mustafa Kemal Paşa:
-Adam olmak demektir hocaefendi, adam olmak.
diyerek cevabını verdi. (Kılıç Ali, Atatürk’ü Anmak isimli kitap, sayfa:253)”
Laik düşüncenin yasalarımıza girmesinden sonra, dini inanç ve ibadet özgürlüğünde bir kısıtlama olmuş mudur.
Hayır.
Herkes dini inanış ve bunun gereklerini serbest bir biçimde yerine getirmektedir.
Çok yerinde ve uygun olmamakla beraber;
Diyanet işleri Başkanlığının bütçesi ve kadrosu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçe ve kadrosunun üstündedir.
Cami, mescit, İmam Hatip Okulları, Kur’an kurslarının sayısı, çağdaş eğitim veren Milli Eğitim Bakanlığı okullarından fazladır.
Sonuç olarak; laik uygulamanın, dine hiçbir zararı yoktur.
Laiklik; dini duyguları kendi kişisel çıkarları için kullanmak isteyenlere fırsat vermemek için getirmiş bir düzenlemedir.
Yakınma nedeni bu olabilir.
19 Mayıs 1919 Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç tarihidir.
Kut-ül Amare ise 1916 yılında Osmanlı Ordusu’nun, Irak’ın Kut bölgesinde İngilizlere karşı verdiği başarılı bir savaştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluşuna ve kuruluşuna giden yolu açan 19 Mayıs 1919’un yani Kurtuluş Savaşı’nın; Türkiye cumhuriyeti’nin kuruluşundan önceki Türklerin, Osmanlı Türklerinin Savaş ve başarılarını unutturmakla hiçbir ilgisi yoktur.
19 Mayıs’ı küçümseyenlerin ve başka alternatif arayanların amaçları; demokratik, laik Cumhuriyetin kurulması gibi büyük bir başarıyı örtmek olabilir.
Tarih yazıldığından beri Türklük tarihi daha bir çok savaş ve başarı ile doludur. Bunlar; birbirinin karşıtı ve alternatifi değildirler ve olamazlar.
Kökü; tarihin en eski ve derin sayfalarında olan Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk İlke ve Devrimleri sonsuza kadar yaşayacaktır.
Av.A.Erdem Akyüz
Yazıları posta kutunda oku