Nah umut!

27 Nisan 2016 - 6688
,

6688

 

27 Nisan 2016

Güncel.. 28.4.2016

Hüsnü Mahalli

‘Arap Baharı’nın ilk günlerinden itibaren sürecin bu noktaya geleceğini söylemiştim.

Üstelik o sıralar henüz IŞİD, Nusra ve benzeri ruh hastası katil örgütler yoktu.

Her eylemini  ‘Allahu Ekber’ bağırarak gerçekleştiren insanlar vardı. Yani ‘Ilımlı olanlar’.

Suriyeli askerin yüreğini bıçakla yerinden söken ve kanını içen tipler.

O sıralar tüm bu tiplerin radikalleşeceğini ve herkes için büyük tehlike oluşturacağını söylemiştim.

O sıralar AKP iktidarının sürekli yalan söylediğini, süreç içinde mezhepsel politikalar yürüterek başta Suriye olmak üzere kanlı oyunlar oynadığını ve tüm radikal örgütlerle işbirliği yaptığını en detaylı bir şekilde anlattım.

Geldiğimiz nokta ortada.

AKP dış politikasına uygun olarak iç politikasında da daha fazla İslamcı olma yoluna gitti.

Dışta her türlü ılımlı ve radikal İslamcı kral, emir, şeyh, tarikat, cemaat ve silahlı örgütlerle karmaşık ilişki kuran AKP kendi ideolojisinin gereği olarak İçte toplumu ve devleti İslamlaştırmaya başladı.

Son beş yılda çok önemli ve başarılı adım atıldı.

AKP istediği herşeyi yaptı.

Başta CHP olmak üzere muhalefet AKP’nin hiç bir girişimini engelleyemedi.

Konuşmanın, protesto etmenin ve kızmanın ötesinde.

Halk TV’de yaklaşık bir yıldır Ayşenur Arslan ile program yapıyorum.

Çarşamba akşamları Maniki Dünya ve Cuma sabahları Medya Mahallesi.

Hemen hemen her programda ‘karanlığın daha da kararacağını’ söyledim.

Bu köşeden benzer vurgular yaptım.

Birçok kişi ‘Hocam içimizi karartın’ türünden eleştiride bulunuyor.

Birçok kişi ‘Hocam siz bize umut verin’ diye mesaj gönderiyor.

Karanlık-umut ilişkisinde yeni bir durum yok. TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın açıklaması karanlığa giden ne ilk ne de son adım değildir. Hedef 2023!

Siyasal ve toplumsal muhalefet çaresiz ve tepkisiz kaldığı sürece bu yol AKP için çok eğlenceli olacak.

Okumaya devam et  NAMLUNUN UCU

AKP ideolojisi gereğe var olan iç ve dış politikalarından asla vazgeçmeyecek.

Dışarda kan, gözyaşı ve acılar içte ise baskı, sindirme, korkutma, teslim alma ve kölelik düzeni.

Devletin tüm kurumlarını ele geçiren ve geri kalanlarını ele geçirmek için başarılı plan yapan AKP kontrol ettiği medyanın gücüyle istediği herşeyi yapacaktır.

Bir mucize olmaz ve AKP’yi durduracak bir gelişme yaşanmazsa bir yıl sonra çok farklı bir Türkiye’de yaşayacağız.

Tabi yaşayabilirsek.

AKP Suriye politikasından asla vazgeçmeyecek.

AKP kral, emir ve şeyhlerle olan ‘ortak çıkar’ ilişkisine devam edecek.

AKP Suriye, Irak ve bölgedeki tüm İslamcı örgütlere olan desteğini sürdürecek.

Bunun gereği olarak AKP içte devlet ve toplumu İslamlaştıracak.

Siz yine umutlu ve mutlu olmaya devam edin ama ben ‘karanlığın daha da kararacağını’ söylemeye devam edeceğim.

Hiç kimse tepki göstermezse.

Ağzı olan konuşuyor. Sonra da normal yaşamına devam ediyor.

Çok sınırlı sayıda ‘yurtsever’ hariç.

Onlar da çaresiz ve güçsüz. Gücü olanlar da teslim olmuş.

AKP’nin işi çok kolay. Toplumun yüzde 50’sini çıkar ilişkileriyle kendi safında toplamış.

MHP’nin dağılmasıyla bu oran daha da artıyor.

Din ve iman söylemi her zaman işe yarıyor.

Din belli de hangi iman çok önemli değil.

Önemli olan para.

Para uğruna ne din ne de iman kalmadı.

Ama kimin umrunda.

Siz hala umutlu olun

Yurt


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir