Ankara’daki patlamalar kimin işine yarıyor?

Kızılay'daki terör saldırısı üzerine MHP lideri Devlet Bahçeli'nin bizzat randevu talep ederek Başbakan Davutoğlu'nu ziyarete gitmesi ve terörle mücadelede açık destek vadetmesi, Başbakanın da bakanlar kurulu toplantısını terk edecek derecede bu ziyarete önem vermesi oldukça anlamlıdır. - davutoglu bahceli

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Çankaya Köşkü'nde görüştü. Görüşmede, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Ömer Çelik ve Mehmet Ali Şahin ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ve MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman da yer aldı. ( Hakan Göktepe - Anadolu Ajansı )

Kızılay’daki terör saldırısı üzerine MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bizzat randevu talep ederek Başbakan Davutoğlu’nu ziyarete gitmesi ve terörle mücadelede açık destek vadetmesi, Başbakanın da bakanlar kurulu toplantısını terk edecek derecede bu ziyarete önem vermesi oldukça anlamlıdır.

Hele hele Sayın Davutoğlu’nun konuya ilişkin yapmış olduğu teşekkür konuşması Sayın Bahçeli’nin ziyaretini çok daha anlamlı hale getirmektedir. Şöyle dedi Başbakan: Sayın Bahçeli’ye teşekkür ettim, çünkü talep kendisinden geldi. Terörle mücadelede hükümetin yanında olduğunu ifade etti. Bugünler siyasiler için de imtihan günleridir. Kim bu acıları siyasi hesaba tahvil etmek isterse, kim bu acılar üzerinden siyasi bir hesap görmek isterse millet karşısında hesap vermek zorunda kalır. Bu bir siyasi parti meselesi değildir. Bu bir ideoloji, şu veya bu siyasi görüş meselesi de değildir. Bu her şeyden önce bir insanlık meselesidir.”

Oysa Davutoğlu’na hatırlatalım ki; bu acıları siyasi hesaba tahvil etme hevesinde olan birisi varsa o da kendisi ve partisidir! Hatırlayın lütfen; 10 Ekim 2015 günü gerçekleştirilen ve 107 vatandaşımızın ölümü, 500’ünün de yaralanması ile sonuçlanan ilk saldırıdan sonra 15 Ekim 2015 günü TGRT’de katılmış olduğu bir programda ne demişti Sayın Davutoğlu? Şu sözler kendisine aittir ve o programda söylenmiştir:

“Bu eylem AK Parti’nin tek başına iktidar olmasını engellemek için, seçim sonuçlarını etkilemek için yapılan bir eylemdir…” Aynı programda programcının Diyarbakır’da atılan bomba 7 Haziran seçim sonuçlarını etkiledi. Ankara’daki saldırının 1 Kasım’ı nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz? Bir de, liste vardı dediniz, bunlar niye takip edilmedi? Her anları niye takip edilmedi? Bu 21 karşı her gün, her saniyesi izlenebilirdi eleştirisi var…” şeklindeki sorusuna Davutoğlu’nun verdiği cevap ise şu olmuştur: Diyarbakır saldırısı etkilemiştir, evet. O günkü temel soru HDP barajı aşacak mı, aşmayacak mı? Sonuçta barajı aştı, demokrasinin gereğidir, saygı duyarız. Halkın seçtiği her parti meşrudur. Onlar kendilerini daha sonra terör örgütlerine verdikleri destekle meşruiyet sınırı dışına çıkardılar.”(1).

Şu sözler de yine Başbakana ait olup A Haber kanalında katılmış olduğu bir programda söylenmiştir:

“Şimdi, anketler geliyor. Öncesinde, beyanname sonrasında anket yaptık. Şimdi Ankara’daki terör saldırısı sonrasında anket yaptık ve kamuoyunun nabzını tutuyoruz oylarımızda bir yükseliş trendi var… Birçok anket var. Saldırıdan sonra da yüzde 43-44 bandına doğru yükselme trendi  devam ediyor. Önemli olan burada bizim hedefimiz Ak Parti’nin tek başına iktidarı getirecek sonucu elde etmesi..”(2). 

Okumaya devam et  ASKER SELÂMI

Dolayısıyla; bu tür patlamalardan ve saldırılardan şefaat bekleyen ve siyasi fayda uman tek parti şu an için iktidar partisi gibi gözüküyor. Çünkü 7 Haziran’da tek başına iktidar olma şansını yitirdikten sonra operasyonları başlatan ve operasyonların gölgesinde yapılan 1 Kasım seçimleriyle tek başına iktidar olan parti de yine AKP olmuştur. Lütfen herkes eğri otursun doğru konuşsun; çözüm süreci boyunca askerin ve mülki idarenin operasyon talebine izin vermeyerek güvenlik güçlerinin elini kolunu bağlayarak sözüm ona suni olarak oluşturulan çatışmasızlık ortamından siyasi çıkar uman da yine iktidar partisi olmuştur. Elbette bu süreç boyunca şehirlerimizin hendeklerle, barikatlarla ve bombalı tuzaklarla doldurulmasına göz yuman da. Ne yazık ki; Türkiye’yi idare edenler, emekli bir generalin dediği gibi, çözüm sürecinin Türkiye’yi silahsız teslim alma süreci olduğunu ya göremediler ya da görürdüler de sırf siyasi rant elde etmek için sessiz kaldılar.

Patlamalardan siyasi rant elde etme konusunda HDP’yi saymıyorum bile; çünkü bu parti direk terör örgütünün siyasi uzantısı pozisyonundadır. Liderinin, Diyarbakır halkını sokağa çıkma yasağını delmeye ve meydanlarda alternatif cuma namazları kılmaya davet ettiği bir parti, başka türlü isimlendirilemez çünkü. 13 mart saldırısından sonra HDP adına yapılan kınama açıklamasında yer alan “sivil yurttaşlarımızın bulunduğu bir yerde yapılan bu vahşi saldırının sonucunda maalesef çok sayıda hayatını kaybeden ve yaralanan olmuştur. Bütün halkımızla bu büyük acıyı paylaşıyoruz…” ifadeleri de bir hayli ilginçtir doğrusu. Demek ki; bu saldırı asker ve polislerin olduğu bir mekânda yapılmış olsaydı HDP’liler bundan fazla bir üzüntü duymayacaklardı!

Bahçelinin, Başbakanı Ziyaretinin Amacı Olağanüstü Kurultaya Engel Olma Arayışları mı?

Biz tekrar Bahçeli’nin dün itibarıyla Davutoğlu’na yapmış olduğu ziyarete dönecek olursak; esasen bu tür ziyaretler beklenen şeylerdir ve son derece normaldir. Normal olmayan ise ziyaretin zamanlamasıdır!

Zira Sayın Bahçeli’nin, ne 10 Ekim 2015 günü Ankara Garı civarında gerçekleştirilen ve 107 vatandaşımızın ölümü ve 500’ünün de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıdan sonra, ne de 17 Şubat 2016 günü Merasim Sokak’ta gerçekleştirilen ve 29 kişinin ölümü, 61 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıdan sonra böyle bir ziyarette bulunmayıp, 13 Mart’taki Kızılay saldırısından sonra nihayet harekete geçmesi, en azından zamanlama itibarıyla bize de son derece anlamlı gelmiştir. Neden anlamlı gelmiştir?

Okumaya devam et  PKK DOSYASI : ABD’de bizdekinin iki katı PKK analisti var

Bu ziyaretin, AKP’li pek çok siyasinin, MHP’deki olağanüstü kurultay çağrısı yapan parti içi muhalefete karşı Bahçeli ve yönetimine destek açıklaması yapmasından ve iktidar yandaşı medyada, söz konusu kurultay talebinin, MHP’ye yönelik dış destekli bir operasyon olduğuna varıncaya kadar ileri sürülen çeşitli iddialardan sonra gerçekleşmiş olmasından dolayı anlamlı hale gelmiştir.

Aksi takdirde; Gar saldırısında ölenlerin çoğunun gösteri maksadıyla oraya toplananlardan olmasının ve patlamanın “Bu meydan kanlı meydan” şeklinde marş söyleyerek halay çekildiği sırada meydana gelmesi sebebiyle, MHP’nin buna bir tepki olarak genelde sessiz kalmayı tercih ettiğini düşünebiliriz ki; 17 Şubat’taki saldırıda çoğunlukla askerlerin ve devlet memurlarının ölmesi üzerine de MHP’nin bazı açıklamalar dışında icrâi anlamda genelde sessiz kaldığını, mesela Başbakanlığa veya en azından Genel Kurmay Başkalığına bir taziye ziyaretinde bulunmadığını dikkate alırsak, Gar saldırısı ile ilgili olarak MHP’nin tavrı konusunda akla gelebilecek olan yukarıdaki düşüncenin yanlışlığı, kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

Şu halde; Balgat’tan fazla dışarı çıkmamakla ünlü Sayın Bahçeli’nin, 13 Mart saldırısından sonra bizzat randevu talep ederek Başbakanla görüşmüş olmasının başka bir sebebi olmalıdır. Yani bu ziyaret, teröre destek amacı taşımamaktadır. Eğer öyle olsaydı, bu destek medya vasıtasıyla da pek ala duyurulabilirdi. Hele hele destek vadeden kişi, atmış olduğu twitler sosyal medyayı sallayacak kadar ünlü bir sosyal medya kullanıcısı olan Bahçeli olduktan sonra. Bu ziyaretin sebebini olağanüstü kurultay talep eden parti içi muhalefetin açmış olduğu davayı etkileme amacı taşıdığını söylemek de mümkün değildir! Çünkü anayasa gereğince mahkemeler bağımsızdır, yargıçlar hiç kimseden veya hiçbir makamdan emir almazlar, kararlarını mevcut yasalar çerçevesinde ve vicdanları doğrultusunda verirler! Bu sebeple sağda solda, bu konuda yani, MHP yönetiminin iktidar partisi ve saray vasıtasıyla mahkemeyi etkileyerek kendi istedikleri şekilde karar almaya çalıştıkları şeklindeki komplo teorilerine şahsen inanmıyoruz!

Peki o zaman, Bahçeli’nin dün Başbakan’dan randevu talep ederek gerçekleştirdiği ziyareti nasıl yorumlamak gerekiyor? Kim nasıl yorumlar bilemem, ancak ben bu ziyareti tamamıyla fıkradaki Erzurumlu Teyzenin açıklamalarıyla yorumluyorum. Fıkra bu ya;

Erzurum’da ışıklı trafik işaretleri yeni konulmuştur. Trafik kurallarını öğretmek için de her kavşağa bir trafik polisi yerleştirilmiştir. Polis ağzında düdük, kırmızı yandı dur, yeşil yandı geç anlamında bir takım el kol hareketleri yapıp duruyor. O sırada orta yaşlı bir kadın, ayaklarına dolanmasın diye eteklerinden elleriyle tutup yukarı kıvırdığı çarşafıyla telaşlı telaşlı kırmızı ışıkta geçmeye çalışırken polis memuru seslenmiş;

Okumaya devam et  “Rusya, kulağını aç dinle!”

-“Hop hop, hayırdır teyze, kırmızı ışıkta nereye gidiyorsun böyle?”

Erzurumlu teyze aynı sertlikte ve umursamaz bir şekilde cevap vermiş polise;

-“Vıy; sene ne? Eltimcile cidirem!”

Dolayısıyla, hiç kimse Erzurum’da halka trafik kurallarını öğretmeye çalışan polisin durumuna düşmemelidir. Yoksa Sayın Bahçeli ve yönetimi, tıpkı Erzurumlu teyzenin tavrıyla kalkıp size der ki; “Kimlerle ve ne zaman görüşeceğimizi size mi soracağız? MHP, bu güne kadar yaptıkları ve yapacakları konusunda içeriden ve dışarıdan hiç bir merciden emir ve telkin almamıştır…” 

Evet, MHP yönetimi böyle demesine der de elin ağzı torba değil ki: büzesin. İşte böyle tıpkı CHP Grup başkan Vekili Özgür Özel gibi bir Molla Kasım çıkar ve size der ki:

“Devlet Bahçeli’nin ağzında bir bakla var, bu baklanın ucunu çıkardı. Başbakan da ‘tavrını netleştir’ diyor. Başbakan bunu diyecek özgüveni nereden buluyor? MHP ile AKP arasındaki arka kapı diplomasisi için, ‘ne arka kapıymış arkadaş ‘ diyoruz. Neler geçti buradan? Seçimler 3 Kasımda öne alındı, iktidar devralındı. Daha sonra her ihtiyaç duyulduğunda birlikte olundu. En son bütün yaz, ‘hayır, hayır’ denildi. Sayın Bahçeli’nin cebinde bir tane evet varmış, onu da İsmail Kahraman’a verdi onu Meclis Başkanı yaptı. Seçimlere gidildi, 80 kişiyle yola çıktığı otobüsü, uykusuz, yorgun dikkatsiz şoförü gibi yolda kaza yaptı, otobüsü ikiye böldü, 40 yolcuyu öldürdü, 40 ile yola devam ediyor. Ne arka kapı diplomasisiymiş arkadaş AKP’nin ihtiyaç duyduğu bir yerde bir yerlerden, karşıdan selektör yapıyor MHP, AKP’ye. İnşallah anladığımız gibi değildir. Her zaman olduğu gibi, tarih önünde bunun da hesabını verirler. Yazın, ‘bakanlık istenecek partilerden, ne olur ‘ dendiğinde, CHP, ‘bizden değil milletvekili toplu iğne, raptiye sökemezler’ demiştik. MHP’den Alparslan Türkeş’in oğlunu söktüler, götürdüler”

______________

1-http://t24.com.tr/haber/davutoglu-ankara-saldirisi-sonrasi-anket-yaptik-oylarimizda-yukselis-trendi-var, 313508 internet adresinde yer alan haber.

Ayrıca bkz. https://www.youtube.com/watch?v=uXyLKU6wPgg internet adresinde bulunan ses kaydı.

2-Aynı kaynaklar.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir