Pusulasız, Politikasız Bir İktidar: AKP

14 yıldan bu yana milletçe ilkesizliği, politikasızlığı yaşıyoruz… - IMG 1819

IMG_1819

14 yıldan bu yana milletçe ilkesizliği, politikasızlığı yaşıyoruz…

Başımızdakilerin bir söyledikleri, bir söylediklerini tutmuyor…

Bugün “AK” dediklerine yarın “KARA” diyorlar…

Bugün “güzel” dediklerine bir başka gün “çirkin” diyorlar…

Bugün “doğru” dediklerine ertesi gün “yanlış” diyorlar…

Pusulasız, yönsüz – yordamsız serseri mayınlar gibi dolaşıyorlar…

Hem de peşlerine garibanlara takarak…

Bana “Pusulasız, politikasız bir iktidar örneği ver” deseniz, hiç tereddüt etmeden, hiç duraksamadan “AKP” derim…

Bu millet, bu devlet, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir yönetim ve iktidar görmedi, yaşamadı…

Onlara yol – yön gösteren, kılavuzluk yapan üç hedef var, birisi “dinci ideoloji”, ikincisi “çıkar, menfaat düşüncesi”, üçüncüsü “Küresel emperyalizm…”

Ne yazık ki “Din din…” diyorlar ama dinin gereklerini de hakkıyla yerine getirmiyorlar, getiremiyorlar, çıkarları için kullanıyorlar…

Din tacirliği yapıyorlar…

Din alıp satıyorlar…

Şu ülkenin yararına bir tek çivi çakmadılar. Taş taş üstüne koymadılar… Üstüne üstlük bir de geçmişin değerlerini de elden çıkardılar… Her şeyi ”BABALARININ MALI GİBİ SATTILAR…”

Akla, mantığa, uygarlığa savaş açtılar… Cumhuriyeti, Atatürk’ü, devrimleri, Kurtuluş Savaşını hedef tahtasına yatırdılar…

“Atış serbest…” dediler… Gelen vurdu, giden vurdu…

İslamcı cehalet her şeyin önüne geçti…

Bir “Yeni Osmanlıcılık”, bir Osmanlılaşma dönemi başladı… Cumhuriyet dönemini anımsattığı için tüm Cumhurbaşkanlarının gururla oturduğu “Çankaya Köşkü” bile terk edildi…

Orduya savaş açtılar…

Türk Silahlı Kuvvetlerinin kozmik odalarına girildi… Onurlu generallere, komutanlara kumpaslar düzenlenip davalar açıldı…

Adi bir katil, hırsız gibi enselerinden tutulup emniyet arabalarına konuldu… Zindanlara atıldılar. İçlerinde 6-7 yıl haksız yere, suçsuz – günahsız yatanlar oldu…

Sonra “Pardon” dediler. “Aldatıldık…” “Yanıldık…”

Sonra Ergenekoncular aklandılar. Ama çektikleri çileler, sıkıntılar yanlarına kar kaldı…

Onların en büyük silahı, en büyük savunma aracı “ALDATLDIK, YÖNLENDİRİLDİK…” sözcükleri oldu…

Günlerce kapı arkalarında, kapı önlerinde PKK ile “Kürt Açılımı” müzakereleri yaptılar…  Orduya, emniyete “Terör eylemlerine karşılık vermeyin, bırakın diledikleri gibi hareket etsinler, bırakınız geçsinler, bırakınız yapsınlar, görüşmelere bir zarar gelmesin…” dediler…

Komutanlarımız, askerlerimiz sadece seyretti…

Sonra da “Çözüm Süreci aslında bunlar tarafından bir ihanetle değerlendirildi. Çözüm Süreci’ni bunlar adeta Güneydoğu’da, kısmen doğuda kendileri için silah stoklama süreci olarak değerlendirdiler ve çok ciddi bir silah stoklaması yaptılar. Burada bu süreç içerisinde, güvenlik güçlerimiz tabi ‘herhangi bir çatışmaya, şuna buna girmeyelim’ dediler ama daha sonra anladık ki bu süreç içerisinde bunlar bunu yaptılar, yanıldık…” dediler…

Fethullah Gülen Çetesi ile birlikte “İŞ TUTTULAR…”  Her eylemi birlikte planlayıp, birlikte yaptılar… Onlara övgüler dizdiler…

Sonra da “Kumpaslar düzenlemişler, paralel devlet kurmuşlar, aldatıldık…” dediler…

“ALDATMA, ALDATILMA” AKP yönetiminde bir politik yöntem oldu…

En önemlisi de dış ve iç politikayı ABD – AB emperyalizminin güdümünde yönlendirdiler…

Bir kurşun asker gibi, Küresel Emperyalizmin emrinden asla dışarı çıkmadılar…

“Otur otur, kalk kalk…”

ABD ve AB, AKP iktidarını o kadar gaza getirdi ki, birileri  “Emevi Camiinde namaz kılmaya” kalktı, birileri Halep’i, Şam’ı Türk vilayetleri olarak ilan etti.

Uçak düşürdüler…

Rusya ile burun buruna geldiler…

Neredeyse savaş çıkacaktı…

Pusulasız, politikasız bir iktidar yüzünden Sanayiciler, üretici köylüler, turizmciler perişan oldular…

Komşularımızla “Sıfır sorun” diye iktidar oldular, pusulasızlık, politikasızlık yüzünden sorunsuz komşumuz kalmadı…

Suriye ile saçma sapan politikalar yüzünden kanlı bıçaklı bir ortama girdik… “Esat yönetimine karşı çıkıyor” diye İslamcı çetelerle kan kardeşi olduk…

Sularda boğulan mülteci bebelerin, çocukların, kadınların, erkeklerin katili, ama, gerçek katili kimdir dersiniz?

Dün Suriye’ye Cihat ilan edenler bugün “Onların toprak bütünlüğünden yanayız” diyerek, uluslararası zeminde kendilerine meşruiyet arıyorlar, dünyaya şirin gözüküp, hatalarını affettirmeye çalışıyorlar…

Politikasızlığın, çözümsüzlüğün içerisinde bocalıyorlar.

Ondan sonra da ilkeli, kararlı iç ve dış politikaları ile tüm dünyaya örnek olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e demediklerini bırakmıyorlar…

Ne derler adama?

“Hadi oradan…

Onun düzeyine ulaşabilmek için bir fırın ekmek yemelisin…”


Comments

“Pusulasız, Politikasız Bir İktidar: AKP” için bir yanıt

  1. Mustafa Aslan Aksungur avatarı
    Mustafa Aslan Aksungur

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
    Memurevleri Mah.Tonguç Cad.205Sok.No: 2/44
    ANTALYA
    0 535 445 55 11 [email protected]

    71

    DİNDİRİN BU KANI! I.

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    Güzel Türkiye’mizin Yüksek makamlarında: (Diyelim ki, 4000) Makam Sahibi var. Bunların çevresinde bunlara DALKAVUKLUK yapmak icin Dört dönen DÖRT MİLYONU AŞKIN ÇIKAR DALKAVUĞUUZ APORT beklemetedirler. Bu İTLERİN Payları, bekledikleri kemik kırıntları önlerine atılmazsa, sahiplerini bile DALAMAYA kalkışırlar. Bunları böylece blelim..!
    Şunu da bilelim ki bu Yüksek Makam sahiplerimizin hiç birisi, CUMHURBAŞKANIMIZ bile olsalar, bu dalkavuklardan güç almadan, onları maşa olarak kullanmadan İNSANLIĞA AYKIRI İŞLEVLER İÇİN “OLUR!” veremezler; imza koyamazlar! Maçaları sıkmaz!

    Maşasız meşe koru tutulmaz! Tutmaya kalkışanın Elleri yanar.

    HIRSIZLIĞA + YOLSUZLUĞA + PETROL KAÇAKÇILIĞINA … vd. vd. Akla gelen tüm yolsuzluklara, aykırılıklara cesaret edemez olurlar! İmza atamazlar!

    Durum böyle olunca da, YETMİŞ YILDIR yaşadığımız tüm kanunsuz eylemler, usturayla kesilmişçesine şirrrp diye kesilir. Yüce Türk HALKI da, topluca hepimiz BİRDEN rahat bir nefes alırız. İşimize gider, işimizden gelir, işimizi kotarır İNSANCA, İNSAN gibi yaşarız..!
    İşte o zaman, gerek bilerek, gerekse bilmeksizin, ruhumuz bile duymaksızın SÖMÜRÜLEN BİZLER VE DE O (74) MİLYON İNSANIMIZDAN hiç birimiz, kanımızı o yetkili Makam sahibi sömürgenlerimize içirtmeyiz, sömürtmeyiz..!

    Hoş, zaten o sömürgen sınıf temsilcilerinin, makam sahiplerinin hiç birisi de sömürmeyi gündemine almak şööyle dursun, akıllarından bile getiremez olurlar ol zamanlar…

    SÖMÜRÜLEN Bu 74 milyon insan, (İçinde ben de varım.) Uyanmak, bir yumruk olmak zorundayız… Gelin uyanalım..!
    Bir elde beş parmak var. Parmaklarımızı ayrı ayrı tuttuğumuz zaman avucumuzda su bile eğleşmez. Hiç bir maddeyi tutamayız! Onları birleştirdik miydi, her hakkımızı alır, her şeyi avucumuzla tutar, avucumuzun ortasında buluruz..!
    Eee, öyleyse: Eyy o özel çıkarcılar dışındaki 74 milyon HALK İNSANI!
    Gelin 74 yıldır yattığımız bu “Eshab-ı Kehef Uykusundan” uyanalım artık! Şu DÖRT MİLYONCUK ÇIKARCILAR GÜRUHUNU, ÇIKAR DALKAVUKLARINMIZI, eğer istersek tükürüğümüzle boğarız..!
    Gelin isteyelim, BOĞALIM, YOK EDELİM DALKAVUK GÜRUHUNU..!
    m.a.a.
    ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM..! Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için senin yardımına ihtiyacım var.
    Hemen şimdi 30 saniyeni ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız? İşte linki:
    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci- Araştırmac-
    Yazar. Memurevler Mah Tonguç Cd 205 Sok No 2/44
    ANTALYA
    Tel: 0535 445 55 11 [email protected]

    72

    DİNDİRİN BU KANI! II.

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    “-Söz, özü dışa yansıtan bir dış-bükey aynadır!” Diye başlarsam söze ve de:

    “Bilimin dalkavuğu olamaz! Gel bil ki insanlık için Bilgenin dalkavuğu, cehlin (Bilmezin) dalkavuğundan bin bir-iki kez daha yıkıcıdır; bin-üçyüz beş kez daha tehlikeli olur!” Diye sürdürürsem sözlerimi; acab’ola ki, sizler ne buyurursunuz benim bu yadsınamaz “doğrularıma…”

    Sizlerin ne buyuracağınızı pek bilemem kuşkusuz ben… Ama sizlere şunu arz edeyim ki:
    “Tek başına da kalsan, doğru bildiğin yolda yürü ya Mustafa!” Diyor beyin kıvrımlarıma sığamayan aklım bana…

    Düşünüverelim biyol, bir ülkede normal yargı kurumları varken, bunlar görevlerini hiç bir etki altında kalmadan, düpedüz, onurluca yapıp dururlarken, onlarla yetinmeyen, o ülkeye “Özel Mahkemeler” kurulmasına ve bu Mahkemelere: “Özel Yargıçlar + Özel Savcılar” atanmasına, özel yetkilerle donatılmalarına “Parmak Olur”u vermek ne demektir..? Hem de Millet Adına…

    Ben buna: “Halk Düşmanlığıdır + Diktatör Dalkavukluğudur!” diyorum. Yanılmışsam Eger, adını sizler koyunuz lütfen de, ben de öğreneyim. Yanlışımı görrsem yanlışımdan döneyim.

    “Yanlışlarından dönmek gibi yüce erdem olamaz..!” Demiş büyüklerimiz.

    Bu: “Özel Yasaları” öneren kişilere, kurumlara, bu istemi yasalaştıran Meclise, yürürlüğe koyan yetkili makamlara, hele hele bu yetkili katlara DALKAVUKLUK yapan, yandaş parmakçı kaldıraç makinalarına…
    “Kavakta nar biter mi?” diyen her üst görevlisinin önünde eğmeç gibi eğilerek:
    “Hem de kafam gibi gibi biteeer Âmirim, Bakanım.. Başbakanım..Cumhurbaşkanım..!” Diyen yetki ve oy sahibi sözde “Bilge”lerin yıkımını, hangi “Bilmez”in kazması, küreği, dinamidi, beyni, yüreği, gücü, teni, teri… hatta, hatta, o kutsal denilen “Oyu” ve onun arkadan gelecek olan “Soyu” düzeltebilir acaba..?

    Bunun doğru yanıtını bulmak için şu bizim: 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri çalışmalarına bir bakıvermemiz yeter de artar bile…

    Bir ülkeye en büyük kötülüğü yapan, o ülkenin “Diktatörü” değildir Dostlarım; o diktatöre diktatörlük yolunu açan, çevresinde kümelenmiş olan kişiliği paçavralaşmış “Çıkar Dalkavuklarıdır. Çıkar Güruhlarıdırlar! Bunlar Milletin vekilleri değil, ÇIKARLARININ Tutsaklı vekilleridirler!”

    Düşünün biyol: Çevresindeki dalkavukları olmasa, 17 ve 25 Aralık olayları, böylesine sessizce örtülebilir miydi şu Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde, ve de dışında? Örtülmek şöyle dursun, “Cumhurbaşkanlığı makamı ile Ödüllendirilebilirler miydi? Onu isteyen kahramanlar?

    “Akıl için yol birdir!” demiş atalarımız. Akllarımızı başımızdan hiç bir RÜŞVET ayıramasın lütfen…

    Yaptığı her yolsuzluğa, her kanunsuzluğa:
    “Pek güzel yapıyorsunuz Başkanım, Başbakanım, Yan bakanım, Dik çakanım!” diyen dalkavukları olmasa, yasaları çiğneye çiğneye kim, nasıl Cumhurbaşkanlığı Makamına, tereyağından kıl çeker gibi bu denli kolaylıkla çemrenip çıkabilirdi ki?

    Ben, onu-bunu bilmem; bildiğim bir şey varsa, o da: Her Ulusun, yok olmamak için yok etmesi gereken en başta gelen baş “DÜŞMANI”: O Ulusun başına çöreklenen “Diktatörü” değildir. O Diktatöre o makamı açan, Dikatörün çevresinde dört dolanan Çıkar Dalkavukları Güruhudur. Halkımızın ve ülkemizin selameti için en başta gelen görevimiz: Bu güruhları yok etmek DALKAVUKLUĞU ortadan kaldırmaktır.

    Yüce Türk Halkları adına, her Halk severin, her İnsan severin “Birincil Görevi”:
    DİKTATÖRÜNÜ yok etmek değildir! O diktatöre cesaret veren, destek olan, DALKAVUKLUK yapan Dalkavuklar sürüsünü, Derintilerini yok etme-kutsal görevidir…

    Eyy Yüce Türk Halkı: Buyurun Kutsal Görev için iş-başına..!
    İşimiz, Diktatörlerimizi yok etme savaşımı değildir. Diktatörlere Cür’et, Cesaret ve Yetki veren DALKAVUKLAR kümesini yok etme savaşımıdır..!

    Şu son iki binli yıllar içinde öylesine de çoğaldılar ki bu dalkavuk deriltileri, affedersiniz: Halkımızın o dopra deyimiyle:
    “*ikimizi sallasak, kesinkes bir dalkavuğumuzun kıçına dokunur!” Oldu… İşte bu kesimine çoğalttık bu çıkar dalkavukları srsünü şu sahipsiz Ülkemizde…

    Bu Dalkavuklarımızı yok etmediğimiz sürece, Ulusçak, tümden “Yok Olma” sorunuyla karşı- karşıya kalacağımızı bilmemiz ve gerekenleri yapmak için bu konuyu bilincimizden hiç çıkarmamamız gerekir..!

    Benden söylemesi. Ötesini Yüce Türk Halkımızın beyni, vicdanı ve “OY!”Ları bilecek artık… m.a. a.

    “-ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM!” Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için sizlerin yardımlarınıza ihtiyacım var.Hemen şimdi 30 saniyenizi ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız LÜTFEN? Buyurn, İşte Linki:
    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim
    ÖZEL ÇIKARCILAR DIŞINDAKİ 74 MİLYON HALK İNSANIMIZI: ÇIKARCI DALKAVUKLARI YOK ETMEYE ÇAĞIRIYORUM!
    Mustafa Aksungur

    Mustafa Aslan AKSUNGUR Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
    Memurevleri Mah.Tonguç Cad.205Sok. No: 2/44
    ANTALYA
    0 535 445 55 11 [email protected]

    73
    DİNDİRİN BU KANI: III.
    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

    Oturdukları “MAKAM KOLTUKLARININ” verdiği yetkileri kötüye kullanan; ÇIKAR SAĞLAMAK icin Milletin başında boza pişiren Milletvekilleri… Bakanlar… Başbakanlart… Cumhurbaşknları ve yetkilimakam sahipleri! Sizleredir sözüm:
    Verdiğiniz keyfi kararlarınızdan ve yasadışı emirlerinizden ötürü, tüyü bitmedik yetim-yetameden tutun da, tüm 77 milyonTürk Halkına karşı iliklerinize dek günahlı, iliklerinize dek sorumlusunuz…
    Şunun şurasında, en uzun yaşayan insan, 60, 70 yıl, haydi bilemedin, 100 yıl yaşıyor. Eee, düşünüverelim biyol, değer mi şu YÜZ YILLIK bir çıkar saltanatı için kıyamete kadar o ateşli CEHENNEM BALÇIĞININ batağınıp kıvranmaya..?

    Valiler, Kaymakamlar, Yargıçlar, Savcılar, Kumandanlar, Amirler, Memurlar ve digerleri..!
    Amirlerinin emirlerine uyarak ya da rüşvet alarak yasadışı işler yapan tüm yetki sahipleri, sizler de en AZ sizleri atayan makam sahipleri kadar kanlı, kirli bir GÜNAH BALÇIĞININ Çıkmazına gömülür, GÜNAH ÇAMURUNDA debelenir durursunuz… Unutmayın ki: “Yerin üstü varsa, altı da vardır!” Demiş Atalarımız. Yasadışı emirlerde amir, memur, üst alt diye bir özür tanınmaz.
    Bu dekicik anımsatmalardan sonar, gelelim şimdi de 2016 Türkiye’sinin barış içindeyken verdiği savaş telafetine:
    88 YAŞINDAYIM. Bir TC. Vatandaşıyım. İnanın içtenliğime, Televzyon açmaya, Haber dinlemeye, Gazette okmaya korkar oldum. Gün geçmiyor ki Iki, üç, beş Mehmetçiğimizi şehit vermemiş olalım. Kurtuluş Savaşı şehitlerimizi geçti nerdeyse teröre verdiğimiz kurbanlarımızın sayıları…
    Ateş düştüğü yeri yakar. O şehit analarının, o şehit babalarının, o şehit bacılarının, o şehit yakınlarının yüreklerini yakmaya şu bizim DEVLET SORUMLARIMIZIN ne hakları var Allah aşkna..?
    Böylesi kanlı ölüm acılarını yaşayan Halk İnsanları:
    “-İlâhi senin de başına gelsin de, en kıymetlilerinin canında bul..!” Diye SORUMLULARA ilenir dururlar…
    Bizim gani gönüllü yüce HALKIMIZ bunu bile gönül indirmiyor.
    Anlayın artık..! Dindirin bu kanı..! m.a.a.

    “-ÇIKARCI DALKAVUKLAR GÜRUHUNU YOK EDELİM!” Kampanyasını başlattım. ETKİNLİĞE ve EYLEME geçirmek için sizlerin yardımlarınıza ihtiyacım var.Hemen şimdi 30 saniyenizi ayırarak bu ilişimi imzalar mısınız LÜTFEN? Buyurn, İşte Linki:
    https://www.change.org/p/özel-çikarcilar-dişindaki-74-milyon-halk-insani-çikarci-dalkavuklari-yok-edelim
    ÖZEL ÇIKARCILAR DIŞINDAKİ 74 MİLYON HALK İNSANIMIZI: ÇIKARCI DALKAVUKLARI YOK ETMEYE ÇAĞIRIYORUM!
    Mustafa Aksungur

    74

    DİNDİRİN BU KANI! IV

    ÇIKAR DALKAVUKLUKLARINI YOK EDELİM

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir