Ne Anayasası Bu, Çocuk Mu Kandırıyorsunuz?

Bir “Darbe Anayasası”dır, bir "12 Eylül Anayasası"dır, gidiyor… - 1748579

IMG_1819

Bir “Darbe Anayasası”dır, bir “12 Eylül Anayasası”dır, gidiyor…

Neymiş efendim, yeni bir anayasa yapıp, ülkemizi darbelerden kurtaracaklarmış…

Türkiye’ye “Özgürlükçü Demokrasi”yi getireceklermiş…

Kimler, kiminle yapacaklar bu işi?

Üç partiyle… AKP, Y-CHP, HDP…

Birisi boğazına kadar yolsuzluk, hırsızlık bataklığına saplanmış, ötekisi, çoluk – çocuk, bebek demiyor, yaşlı – genç, kadın – erkek demiyor, önüne çıkanı kurşuna diziyor, ayağının altına bombalar yerleştiriyor, katliam yapıyor; bir başkası da Atatürk’ün koltuğuna oturmuş, yurdumuzun en demokratik, en çağdaş dönemi 1930’lu yılların mirasını reddediyor…

Bunlar Türkiye’ye Özgürlükçü Demokrasi”yi getireceklermiş… “Ölme eşeğim ölme, çayır çimen gelecek…”

Üstelik en başta Y-CHP olmak üzere üçü de tarihimizin en uygar ve en özgürlükçü dönemine karşı çıkarak, demokrasiyi ülkemize getireceklermiş…

Sen ağalarla, beylerle, aşiret – tarikat reisleri ile el ele, kucak kucağa otur, ondan sonra “demokrasi türküleri” söyle…

Solculuğun  “S”ini bilen birisi bilir ki feodal yapı ve ortağı emperyalizmi yok etmeden bir ülkeye ne demokrasi gelir, ne eşitlik?

Hele hele gerçek demokrasi asla gelmez… Deniz Gezmiş’ler, “Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye” diye boşuna bağırmadılar…

Ayrıca sormak gerekir: 1930’lu yıllarda yapılan yenilikler, demokratik hareketler, uygarlık çalışmaları hangi iktidarın zamanında yapıldı?

Hangi iktidar halkın yararına bu kadar yenilik yaptı?

Halkevlerinin, Köy Enstitülerinin açılması, kadına “Seçme –seçilme” hakkının verilmesi, Tevhid-i Tedrisat yasasının (Öğretim Birliği) çıkarılıp, mahalle mekteplerinin, tarikatların – tekkelerin, çağ dışı kurumların kapatılması, eğitim ve öğretimin tek çatı altında toplanması, Latin harflerine dönülmesi, kitaplara, resmi kurumlara ağdalı Osmanlıcanın yerine Türkçenin konulması…

Fabrikaların son sürat çoğalması, hatta bazı sanayi ürünlerinde dünya liderliğinin yakalanması ve devletçilik uygulamaları…

Yani özetin özeti: 1930’lu yıllar Aklın, mantığın, fennin, bilimin inanca, hurafelere üstün geldiği dönemdir…

Bugünkü iktidar, bırakalım yeni sanayi, yeni fabrikalar kurmayı, ortada ne üretim yapan bir kuruluş ne de vatan toprağı bıraktı… Tümünün de altından girip üstünden çıktı…

İşte Y-CHP’nin Anayasa ortağı bu… Şbirlikçisi bu…

Sonra hangi darbe anayasasından söz ediyorsunuz siz?

Referandumlarla, yapılan düzeltmelerle 12 Eylül Anayasası mı kaldı ortada? Tam 17 kez değişikliğe uğradı. 113 madde yeniden düzenlendi.

Adalette, hukukta diledikleri gibi düzenlemeler yaptılar…

Şimdi diledikleri gibi at oynatıyorlar… İstediklerini asıyorlar, istediklerini kesiyorlar, istedikleri savcıyı, yargıcı, emniyet görevlisini açığa alıyorlar, sürgün ediyorlar…

Asıl, Y-CHP bu konuda sesini yükseltsin… Haksızlığa, hukuksuzluğa karşı gelsin… Eylemler gerçekleştirsin…

Neden bu konularda tek sözcük söylemiyor da papağan gibi durmadan “Özgürlükçü Demokrasi”, “Eşit Yurttaşlık” sözcüklerini tekrarlayıp duruyor?

Sonra Türkiye’nin bu kadar çözümlenmesi gereken sorunu varken, Dersimli Kemal, neden anayasa yapmaya bu kadar hevesli ve meraklı görünüyor?

Hem de boğazına dek yolsuzluk, hırsızlık bataklığına saplanmış bir iktidarla…

Yoksa bir yerlerden “Dizayn” mı edildi?

Mustafa Kemal, anayasa yapmak için Vahdettin’le, Damat Ferit’le oturur muydu masaya?

Ne farkı var bunların onlardan?

Son Kurultay bildirisinde açıkça yazılan, “Yerel yönetimler güçlendirilmeli, bu doğrultuda ilk adım olarak Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik şartı üzerindeki şerhler kaldırılmalı” sözlerinin hedefi ne?

Sakın bununla Büyük Kürdistan’ın kurulma hazırlıkları yapılmış olmasın?

Aslında “Özgürlükçü Demokrasi, özgürlükçü demokrasi…” diye tutturdukları şey, Küresel Emperyalizmin ideolojisinin ta kendisidir…

Yani Yeni Liberalizmin ideolojisi… Yalın gerçek budur…

Hangi anayasadan söz ediyorsunuz siz? Ne Anayasası bu… Özgürlük, demokrasi, eşitlik, yurttaşlık feryatları ile çocuk mu kandırıyorsunuz?

Şunu açıkça söyleyin: “Biz Türk adını, Türk ve Atatürk milliyetçiliğini anayasadan silmek istiyoruz… Biz vatanı özerk eyaletlere ayırıp, Kürdistan’ı kurmak istiyoruz…”

ABD, “Eşit Yurttaşlık”, “Özgürlükçü demokrasi” girişimleri ile ülkemizi bölmek, parçalamak, kendi safına katmak amacında…

Koltuk değnekleri ise Amerika’nın bu rüyasını gerçekleştirmek için ellerinden geleni ardına koymuyorlar…

İşte yapılmak istenen işin özeti budur… Aslı astarı budur…

Gerisi laf-ı güzaf, boş sözdür…

Masal anlatmayın bize…

([email protected])


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir