Tarihi Gerçekler veya Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Müslüman Mülteciliği Sorunu

Özet - ermeni ceteleri

Özet - ermeni ceteleri

Hacer Verdiyeva
Tarihelmleri doktoru, Azerbeycan Cumhuriyyeti Prezidentinin İşler İdaresinin Siyasi Belgeler Arşivi, danışman-baş elmi işçi, [email protected]

Özet

Bu araştırmada Birinci Dünya Savaşı’nın kanlı sayfaları, Ermeniliğin yüzyıllık düşerini gerçekleştirmek için oluşturduğu silahlı birliklerinin Orta Doğu ve Kafkasya topraklarında sivil Müslüman nüfusuna yönelik gerçekleştirdiği suçlar belirtilmiş, incelenen sorunla ilgili Azerbaycan tarih biliminde varolan boşlukların doldurulması girişiminde bulunulmuş ve bölge tarihinin araştırılan kronolojik çerçevede öğrenilmemiş sayfaları tarihi belgeler ve gerçek bulgular bazında aydınlatılmış, Müslüman mülteciliği sorunu gözden geçirilmiştir. Araştırılan konunun başlıca amacı Ermeni Meselesinin tarihi köklerine inmek, onyıllar boyunca Sovyet ve Batı tarih bilimlerinde pekiştirilmiş mazlum Ermeni ve vahşi Türk kavramlarının tarihsel gerçeklerine ters orantılı olmalarını göstermektir. 1914-1918 yıllarında, Ermeni ayrılıkçıları, Ege Denizi ve Akdeniz’den, Karadeniz ve Kafkasya’ya kadar olan geniş bir coğrafi alanda, 2,5 milyon Müslümanın hayatına son vermiş, 850.000 ‘den fazla Müslüman Türkler Ermeni şiddetin kurtulmak için Ermeni vahşetinden kurtulmak için Rusya işgal bölgesinde mülteci hayatı yaşamak zorunda kalmıştır. Yirminci yüzyılın başlarında belirtilmiş megabölgede Müslüman nüfusa yönelik işlediği suçları gölgelemek, kanlı cinayetlerini insanlığa unutturmak amacıyla asırlar boyunca sinsi siyaset yürütmüş Ermenilik, sözde “soykırım” efsanesini uydurmuş, tarihi gerçekleri sahteleştirilmesi yöntemini kullanmıştır. Ermenilerin çevirdiği dolapları açığa çı-karmak, Birinci Cihan tarihinin gerçeklerini uluslararası kamuoyuna duyurmak amacıyla beşer tarihinin unutulmuş sayfalarından olan Müslüman mülteciliği sorununu öğrenmek Azer-baycan, Kafkasya ve Orta Doğu devletleri tarih bilimlerinin en önemli görevidir.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Kafkasya Müslüman mülteciliği sorunu bir inceleme nesnesi şeklinde ülkemizin tarih biliminde yeteri kadar öğrenilmemiş alanlardan biri olarak bulunmaktadır.  Bu da bir ger?ektir ki, bazı araştırmaçıların soruna değinmelerine rağmen[1](Azerbaycan`da araştırmalar döneminde çalışmalar yapmış hayırseverlik girişimlerine değinmiş olsalar bile) Türk-Müslümanmilletinin Birinci Cihan Savaşı boyunca çektiği çileler kaale alınmamış, araştırma nesnesi haline getirilmemiş, sadece kabataslak (epizot halinde) bilgiler, durumlar açıklanmıştır[2].Uzun süre zarfında gündeme getirilen sorunun kronolojik çerçevesinde mülteciler sorunu ele alınırken Ermeni ve Musevi mültecileri söz konusu oluyor, böylece, o dönemde boy gösteren sosyal-politik savaşta tarihi kaynaklar değil, olayların buzdağı kısmı araştırılıyordu. Ermenileri “masum”(mazlum) türkleri ise “barbar” olarak gösterme sovyet tarih biliminin tarzı olduğundan dolayı malum araştırma konusu (objekti) inceleme alanına gire-memiştir.  Halbuki, artık 100 yıla yaklaşık bir süredir ki, Ermeni ayrılıkçıları “katliam” kuruntularının peşine takılarak, tarihin gerçek anlamda sahteleştirdiği Türk-Müslüman halkına yaptıkları vahşetleri gölgede bırakmışlar. Belirtiğimiz üzere, ele aldığımız sorun ülkemizde tarih biliminin araştırılmamış alanı olarak öğrenilmemiş kalmaktadır.Sorunun açığa kavuşturul-masındakı boşlukları göz önünde bulundurarak, tarihsel gerçeklik prensibine dayanarak, ilk olarak öğrenilmiş kronolojik çerçeveyle bağlı tarihsel belgelere dayanmış ve ülke tarih biliminin Sovyet konsepsiyonunun taleplerini karşılayabilir tarihsel malzemeler edinerek, problemin değişik durumlarına işık tutmaya çalıştık. Aynı zamandamevcut araştırmanın temel amacı tarihi gerçekleri göstermek, Birinci Dünya Savaşı yıllarında sivil Müslüman nüfusuna karşın Ermenilerin uyguladığı şiddeti iletmektir. Bu amaçla Ermeniliğin fikir taşıyıcısı – Ermeni Meselesine tarihi bakış gibi bir zorunluluk meydana çıkıyor.

1.Ermeni Meselesine tarihsel yaklaşım.

Erken Ortaçağdan itibaren dünyaya dağılmış Ermenileri, Ermeniliğin özünde duran Ermeni-Gregoryen Kilisesi kendi etrafında birleştirmiş, kendilerinin yüzyıl boyunca bilinen düşlerini (Ermeni devletini oluşturmak – red.) gerçekleştirmek amacıyla zaman zaman Katolik kilisesine, Avrupa devletlerine başvurmalarına rağmen, bu iletiler Vatikan’ın ve Batı devletlerinin işine gelmediğinden bir sonuca varmıyordu. Kökeni Ortaçağın erken dönemine ilişkin olan Ermeni Meselesinin ana hatları XVIII. yüzyılın başlarında Rusya’nın devlet çıkarları ile uzlaşdığından dolayı Ermenilik umutlarını Rusya’ya bağlıyordu. Ermeni-Gregoryen Kilisesi politikasının temsilcisi olan İ.Ori Ermeni Devletinin oluşturulması projesi ile I. Petroya başvuruda bulundu. I Petro'nun Kaspi Seferi sırasında İ.Orinin projesinin gerçekleşmemesine rağmen Ermenilik umudunu kaybetmedi. Bu zaman Ermeniliğin ağırlık merkezi Hindistan’da faaliyetini sürdüren Madras Birliğine geçti. Mıkhitarçıların serpiştirdikleritohumlardanyararlanan Madras Birliğininönderlerinden olan E.Osipov ve Ş.Şaamiryan Ermeni Meselesinin çözümü için XVIII. yüzyılın ikinci yarısında projeler hazırladı. Aynı zamandaKaterina Rusyası’nda, daha ?ok Culfa Ermenilerinin bulunduğu Ermeni girişimciler Ivan Lazarev, Movses Sarafov ve diğerlerinin Ermeni Meselesini Romanovlar sarayına yaymak yönünde büyük çaba harcamalarına rağmen, XVIII. yüzyılın ikinci yarısında bile Ermenilik kendi efsanevi düşlerini gerçekleştiremedi.Bununla da Ermeni Meselesi yeni sürecine atladı. Bu sürecin özelliklerinden biri de budur ki, Ermenilik XVIII. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’na yönelik herhangi bir davadan uzak durduğu halde, on dokuzuncu yüzyılın sonlarından itibaren bu tutumları radikalleşmeye başladı. Nitekim, sonuncu Rus-Osmanlı Savaşı (1877-1878) Osmanlı devletine pek çok ağır sonuçlar vermiş ve Osmanlıların ağır sosyal-politik kollaps yaşantılarındanyararlanan Ermenilik, önceden onların ideologları, Ermeni-Gregoryen Kilisesi, henüzAyastefanos Antlaşmasıi?in görüşmeler sürdüğü dönemde Osmanlıya tabi bulunmak istemediklerini belirtmişlerdi. Ermeniliğin bu adımı Osmanlı yöneticiliğininüst tabakalarında onlara karşı güvensizlik doğurmuş, aynı zamanda ondokuzuncu yüzyılın son çeyreğinde Ermeni Meselesi uluslararası ilişkiler sistemine taşınmıştır. Bu dönemden itibaren, bölgede oluşan sosyal-siyasi durumu kendi çıkarları için kullanan Ermenilik kendi siyasi platformunun ana hattını, Büyük Ermenistanın oluşmasını Doğu Anadolu mekanına bağlamış ve Osmanlı sultanlığına karşı ayaklanmalar düzenlemiştir. Fakat XIX. yüzyılın 90’lı yıllarında Osmanlı Türkiye’sinde dış amile dayalı Ermeni çekişmeleri Büyük Ermenistandüşüncesini gerçekleştirilmemesine neden olmuş ve yirminci yüzyılın ilk yıllarından itibaren Ermeni Meselesi Kafkasya’da öz itibarile terör ve ayrılıkçılığın sentezinden oluşan çirkin bir sendroma dönüşerek, zorun, vahşetin taşıyıcısı olduğunu göstermiş ve bölgede yıkıcı bir etkene dönüşmüştür.Buna karşılık Rusya İmparatorluğu’nun üst kurullarında Ermeniliğin otokrasiuye yönelikgerçekleştirdiği radikal faaliyetine karşın sert önlemlere geçmiş, imparatorluk düzeyinde Taşnakçıların represyonunu başlatmıştır. Fakat Birinci Dünya Savaşı sırasında Romanovlar Rusyası Ermeni meselesine yaklaşımını değiştirmiş ve Knyaz G.Golitsının Kafkasya'da yöneticiliği döneminden itibaren Birinci Dünya Savaşı başlatıldığı kısa bir kronolojik süreçde, Ermeniliğin Batı ve Doğu yarımkürelerini "örümcek ağı" gibi kapladığını gösteren, Ermeni hilesinin yırtıcı doğasını belirten, devlet düzeyinde Ermeni milliyetçi kurumlarına, öncelikle Taşnaksutyun partisine terörist damgası vuran mutlakiyet, Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermeniliğin etkinliği ile ilgili Rusya memurlarının sundukları bilgileri artık kaale almıyordu. Gerçi Birinci Rusya devriminden sonra Romanovlar Rusyasının Başbakanı ve İçişleri Bakanı P.A.Stolıpin (1862-1911) Rusya İçişleri Bakanlığının ayrı ayrıbölgelerininve aynı zamanda Güney Kafkasya Guberniya Jandarma İdaresi verilerine dayanarak, Ermeni Meselesinin bölge için büyük bir tehlike olduğunu göstererek bilgilendiriyordu: sadece 1907 yılında Taşnaklar Güney Kafkasya’da 3.060 terör eylemi gerçekleştirerek, çok kısa bir sürede silahlanıyor, oluşturdukları askeri okullardan birinde Bulgaristan’da bulunan Ril ma-nastırında silahlı güçler hazırlıyorlardı[3].Arşivde bulunan belgelere dayanarak, bu yıllarda Ermeniliğin hızla silahlanmasının ana kaynaklarının Ermeni burjuva temsilcilerinin sermayesi olduğunu biliyoruz. Nitekimi, henüz 1902 yılında Taşnaksutyun Partisi, Ermeni-Gregoryen Kilisesi sermayesi, Ermeni burjuvazisi veen çok da Bakü petrolünden dolayı milyonlara sahiplenmiş A.Mantaşevin donatımı sayesinde, Londra'da Ermeni Ulusal Bankasını oluşturmuş, Birinci Rusya Devrimi zamanı 100.000lik ordusunun düzenlenmesine 10.000.000 ruble (kağıt paralarla - red.) harcamıştı<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn4" name="_ftnref4">[4]</a>. Ayaklanmadan vazgeçmeyen Taşnaksutyun Partisi, Birinci Rusya devriminden sonra bile silahlanmaya devam etmiş ve sadece 1909 yılında silah alınmasına 60.000 frank para harcamıştır<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn5" name="_ftnref5">[5]</a>. Bu yıllarda Taşnaksutyun Partisi terörden vazgeçmemiş, hatta Sankt Peterburg muhafaza takımının verdiği veriler doğrultusunda Taşnaklar İmparator II. Nikolay'ın ve Başbakan P.A.Stolıpinin öldürülmesi yargısında bulunmuşlar[6]. Bu gerçekler yirminci yüzyılın başlarında Rusya İmparatorluğu ve Ermenilik arasında varolan uçurumu sergilediği haldeotokrasinin Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı ile ilgili işgalci planları onların ilgi alanlarınıbirleştirmiştir. Nitekim Birinci Dünya Savaşı sırasında Romanovlar Rusyası Ermeni Meselesinin çözümü yönünde öncüllüğü üstlenerek, 1914 yılı 26 Ocak tarihinde İstanbulda Rus-Osmanlı Antlaşması imzalanmış ve bu diplomatik adım Rusya'nın Doğu Anadolu bölgesinde nüfuz dairesinin genişletdiğini onaylamıştır. Buna karşın Ermenilik de aynı dönemde Rusya etkeninden vazgeçmemiş ve yirminci yüzyılın başlarından itibaren imparatorluğa yönelikuyguladığı radikal tutumdan geri çekilmiştir. Nitekim 1912 yılının Kasım ayında V. Gevork Rusya İmparatorluğu'na başvurarak, Osmanlı yöneticiliği altında bulunan Ermenilere onları korumasını ve durumlarının kolaylaştırılmasına yardımcı olmasını rica etmiştir<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn7" name="_ftnref7">[7]</a>.Aynı zamandaBirinci Dünya Savaşı sırasında Taşnaksutyun Partisi deotokrasiye yönelik radikal tutumundan çekilerek, Rusya'ya yaklaşıyordu. Nitekim Partinin yönergesi doğrultusunda Taşnak Y.Zavriyev 1912 yılının sonlarında Romanovlar Rusyası'nın Osmanlı İmparatorluğundabulunan B?y?kel?isi M.N.Girsle görüşmesi sırasında "Ermenilerin kaderinin Rusya'nın elinde olduğunu" bildirmişti. Buna karşılık Rusya diplomatı ona (Y.Zavriyeve -red.) Avrupa’yı “Osmanlı Ermenilerinin siyasi devrimci değil, Türk kendinebuyrukluğunun kurbanları olduğuna” inandırmak için onların dikkatli davranmalarını tavsiye etmişti[8]. Yukarıda belirtildiği üzere, Ermeni-Gregoryen Kilisesi “Ermeni Meselesinin çözümünde Rusya faktörünü dikkate almış ve Avrupa’da katolikosun müvekkili Pogos-Nubar Paşa Kafkas halifesi İ.İ.Vorotsov-Daşkova (1837-1916) ve Rusya'nın Fransa'da bulunan Büyükelçisi A.P.İzvolskiye (1856-1919) başvurarak, Ermeni Meselesinin güncel uluslararası diplomasinin aktarılması zamanının yetiştiğini öğrenmek istediğini bildiriyordu[9]. Aynı zamanda, bu dönemde Rusya yöneticiliğinin Ermeni Meselesine beslediği ilgiyi devamlı şekilde geliştirmek için Ermenilik Osmanlı İmparatorluğu’na karşı sergilediği radikal tutumundan vazgeçmiyor, Doğu Anadolu’da silahlı devrim gerçekleştirme işlemlerini sürdürüyordu. Ermeni milliyetçilerinin ayaklanmaya hazır bulunmaları Batı diplomatları tarafından dikkate alınıyordu. Van’da İngiliz konsolosu olan İ.Smit İstanbul’a gönderdiği 10 Ocak 1914 tarihli raporunda Taşnakların Van’da Ermeni köylülerini Ermeniliğin efsanevi düşleriningerçekleşeceğine inandırdıklarını belirtiyordu[10]. Aynı zamanda adıgeçen dönemde Ermeni milliyet?ilerinin Rusyadan Erzuruma getirdikleri silahlar da Osmanlı yöneticiliği altında bulunanErmenilerin “Büyük Ermenistan” hayallerine ilişkinözgüveni pekiştiriyordu[11]. Edinilen çeşitli arşiv belgeleri de Birinci Dünya Savaşı döneminde Ermeniliğin gerçekleştirdiği antiosmanlı politikasını onaylıyor. Nitekim Don vilayetinin Jandarma İdaresi Başkanı, Tiflis Guberniyası Jandarma İdaresi Başkanı Albay Pastrüline ilettiği 1914 yılı 28 Mart tarihli raporunda Taşnaksutyun Partisinin Tiflis Kurulununyönergesi doğrultusunda Doğu Anadolu'da ayaklanmaya hazırlanan Osmanlı Ermenileri için silah alındığı belirtilmiş ve albay Pastrülinin fikrince, bu hazırlıkları gören Ermenilik Ermeni çekişmelerinin Rusya’nın dikkatini çekeceyini umuyordu[12].

Birinci Dünya Savaşı başlatıldıktan hemen sonra Ermenilik tandeminin temel desteği olan Ermeni-Gregoryen Kilisesi otokrasiyebağladığı umudunu gizlemek ve Rusya etkenine arkalandığını gösteren Katolikos V. Gevorg Kafkas Canişini İ.İ.Vorontsov-Daşkova yazdığı 5 Ağustos 1914 tarihli mektubunda Rusya'nın "Türkiye Ermenilerinin savunucusu ve velisi olduğunu, onların umutlarını gerçekleştireceğine umut beslediğini” belirtmiştir<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn13" name="_ftnref13">[13]</a>. Ermeniliğin Rusya'ya beslediği umutlar, İmparator II. Nikolay'ın Ermeni nüfusuna 17 Eylül 1914 yıl tarihli başvurusu ve "onların Saltanat etrafında birleşmesi" çağrısından sonra daha da artmış<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn14" name="_ftnref14">[14]</a> ve 1914 yılının Kasım ayında Tiflis'te II Nikolay'ın V. Gevorqla 15 dakikalık görüşme sırasında Ermeni Meselesinin savaşın sonunda yapılacak barış görüşmeleri sırasında olumlu çözümüne ilişkin edilen vaad Ermeniliği daha çok umutlandırmıştır<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn15" name="_ftnref15">[15]</a>. Adıgeçen dönemde Romanovlar Rusyası Ermeniliğin umutlarının kaybolmaması için belli ödünler veriyordu. Nitekim Kafkasya'da Ermeni terörünü ifşa eden Novoçerkask duruşmasında 1912 yılının Mart ayında gerçekleştirilenhükm doğrultusunda otokrasinin 1914 yılının Eylül'ünde infaz olumuş bir grup Taşnakla ilgili af yargısı çıkardığınıgözönünde bulundurduğumuz zaman Ermeniliğin efsanevi düşlerini neden Rusyaya bağladığını bilebiliriz. Yukarıda belirtilenolgularböyle bir gerçeği doğruluyor: Birinci Rusya devrimi ve devrimden sonraki yıllarda Kafkasya’da terörist gibi bilinen Taşnakların etkinlikleri Birinci Dünya Savaşı döneminde yeniden Rusya İmparatorluğu’nun iç ve dış politikasıyla uzlaşmış ve Rusya`nıny?netici ve siyasi ?evrelerinde Ermeni Meselesine ilgisini artırmıştır. Böylece, Büyük Ermenistan devletini kurmak fikrini temel alan Ermeni milliyet?ileri kendilerinin yüzyıllıkdüşlerini gerçekleştirmek amacıyla bölücü faaliyetlerininsıradaki aşamasına dahil olmuşlar. Bu aşamada Ermeni askeri birliklerinin oluşturulması, Ermeni Sendromunun çirkinliğinitüm vahşeti ile sergileyerek, insanlık tarihine Kafkas Müslüman mülteciliği faciasını yazdırmıştır.

Okumaya devam et  TOPUN GİTTİĞİ YER

2.Birinci Dünya Savaşı yıllarında Ermeni silahlı birlikleri  veya Ermeni Gönüllü Drujinaları nasıl oluştu.

1914 yılının sonbahar aylarından itibaren Ermeni milliyet?ileri kendilerinin yüzyıllıkdüşlerini – “Büyük Ermenistan” fikrini gerçekleştirmek amacıyla silahlı çeteler oluşturmaya başlamışlar. Sovyet tarih biliminde Ermeni Gönüllü Drujinalarışeklinde belirtilen ve çoğunlukla Ermeni kökenli Ermenişinaslar tarafından öğrenilen Ermeni askeri birlikleri Birinci Dünya Savaşı yıllarında Doğu Anadolu’da ve Kafkasya’da sivil Müslüman nüfusuna karşı eşi görülmemiş cinayetler gerçekleştirmişler. Belirtilen Ermeni silahlı birlikleri Taşnaklar tarafından yönetilen Ermeni Ulusal Komitesi tarafından savaşın ilk günlerinden itibaren düzenlenmişti. Aynı zamanda belirtmek gerekir ki, Ermeni askeri birliklerinin oluşturulması olayı doğrudan Rusya’nın onayı ile gerçekleşmiştir. Nitekim, 1914 yılı Eylül’de piyade generali A.Z.Mışlayevski (1856-1920) ve Kafkas Canişinliyinin bir takım resmi temsilcileri de dahil olmak üzere, Kafkasya Canişininin sivil işler üzre yardımcısı N.L.Peterson da Kafkasya’da etkin milliyet?i faaliyetleri ile dikkat ?eken Taşnaklar, Tiflis Yeparşisi Başkanı Piskopos Mesropa, Tiflis Kent Başkanı A.Xatisova, Ermeni Ulusal Kurulu Başkanı S.Arutyünova ve Taşnak önderlerinden olan Y.Zavriyeve askeri ?etelerin (Ermeni edebiyatında humblar olarak belirtilen – red.) oluşturulmasınıönermişler[16]. Tabii ki, Kafkasya Canişinliyinin temsilcileri doğrudan Rusya yönetiminin gösterişi ile hareket ediyorlardı. Yani sadece 1914 sonbaharında Romanovlar Rusyası Ermeni askeri birliklerinin oluşturulması için kağıt para şeklinde 242.900 ruble ayır-mıştır[17].Rusya İmparatorluğu Rus Kafkasya Ordusunun Doğu Anadolu yönünde ilerlemesinde Ermeni askeri ?etelerine yardımcı g??gibi bakmasına rağmen, Ermenilik bu silahlıbirlikler i?in büyük umutlar besliyor ve Osmanlı devletine karşı ayaklanmaya hazırlanan Ermeni çeteleri için çeşitli kampanyalar adı altında büyük miktarda para biriktirmişler. Nitekim, Moskovadaki Ermeni kolonisi bu dönemde kağıt parayla 250.000, Petroqrad Ermeni kolonisi kağıt parayla 200.000 ruble para toplamıştı<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn18" name="_ftnref18">[18]</a>. Azerbaycan Cumhurbaşkanının İşleri İdaresi'nin Siyasi Belgeler Arşivinin (bundan sonra – AC II SBA – red.) çeşitli vakflarında muhafaza edilen belgeler doğrultusunda Büyük Ermenistan hayali ile yaşayan Ermeniliğin 1914 yılının Ekim ayından 1915 yılı Şubatına kadar bir süredebelirtilen silahlı birliklerinin oluşturulması için 520.000 ruble harcadığı biliniyor[19]. Bu kısa zaman zarfında ABD’ nin Ermeni kolonisi de bu kampanyaya etkin şekilde katılarak, Ermeni Ulusal Bürosu’na üç kez 25.000 dolar para nakletmişti[20].Devrim öncesine aitdeğişikkaynakların verdiği bilgilere göre,1914-1917 yıllarında ABD’de etkinliğini sürdüren bir takım örgütler ve kurumlar Ermeni Meselesinin çözümü için üst üste 40.000.000 dolar göndermişler ve bu paranın çoğu Ermeni çeteleri için ayrılmıştı[21]. Bu olguyu Türkiye Cumhuriyeti’nin arşivlerinde muhafaza edilen bulgular da doğruluyor. Nitekim, Osmanlı devletinin İçişleri Bakanlığı Genel Muhafaza Müdürlüğü, Talat Paşa’nın imzası altında Osmanlı ordusunun Genel Karargahına ilettiği 25 Mart 1916 tarihli resmi mektubunda sırf bu yıllarda ABD’de toplanılan paralar Adana, Trabzon, Konya, Bursa, Ankara, Eskişehir, Maraş, Samsun, İzmit ve diğer kentlerde Ermeni milliyetçi silahlı çetelerine dağıtıldığı bildiriliyor[22]. Bu d?nemde Ermeni ?etelerinin silahlanmasında Ermeni Katolik ve Protestan kiliseleri, Ermeni Kızılhaçı, Ermeni Mavi Haçı kurumlarıetkinliklerinden dolayı özellikleseçiliyorlardı.

***

Ermeni askeri birliklerinin oluşturulması haberi Ermeni Sendromu ile zehirlenmiş, dünyaya dağılan Ermeniler tarafından coşkuyla karşılanmıştı. Zenofobiyönlü niteliği ile se?ilen Ermenişnas C.Kirakosyan yaptığı araştırmalarda Ermeni askeri birliklerinin oluşturulması haberinin tüm dünyaya dağılmış Ermeniler tarafından sevinçle karşılandığını ve çok sayıda Ermeni gruplarının Bulgaristan’dan,Romanya’dan, Mısır’dan ve uzak Amerika’dan gelerek, askeri çetelere kayıtolduklarını belirtmiştir[23]. Nitekim, Birinci Cihan Savaşı döneminde Ermeniliğin antiosmanlı yönünde etkinliği Rus orgenerali N.G.Korsunun gözünden ka?mamış ve eserlerinde henüz Sarıkamış operasyonundan önce Ermeni nüfusu hızla silahlanarak, Osmanlı devletine karşı ayaklanmaya hazırlaşmıştığını söylemiştir<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn24" name="_ftnref24">[24]</a>. Böylece, Ermeni Sendromunu Ermeni nüfusunun beyinlerine şamil eden Ermenilik antiosmanlı havası yaratabilmiş, Ermeni Sendromunun bölücü doğasını gizlemeyerek, 1914 yılının sonbahar aylarndan itibaren  Ermeni nüfusunu Osmanlı devletine karşı açık silahlı mücadeleye çağırmıştı. Artık 1914 1 Eylül tarihinde Zeytinde tezkereye çağırılan Ermeniler orduya gitmekten vazge?erek isyan çıkarmış, Rusya sınırlarını geçerek, Tiflis’te örgütlenen Ermeni silahlı çetelerine yazılmış[25] ve bu Ermeni zinvorları 1915 yılının başlarından itibaren Doğu Anadolu’da ayaklanmaya başlayarak, Türk-Müslüman nüfusuna karşı korkunç cinayetler işlediler. Yirminci yüzyılın birinci yarısında ayrı ayrı Ermeni araştırmacılarının tarihi ger?eklerden kaçınmayarak, Ermeni çetelerinin din? M?sl?manlara karşı yaptığı suçları kendi eserlerinde yansıtmaları çok ilginçtir.Nitekim, tarih?i A.B. Karinyan yaptığı araştırmalarda Ermeni çetelerinin sivil Müslüman nüfusa karşı yaptıkları vahşetleribelirterek yazıyordu: “O yıllarda (Birinci Cihan Savaşı döneminde) Ermeni silahlıları planlı şekilde Kürt ve Türk nüfusunu imha etmişler“[26].

3.Tarixin öğrenilmemiş sayfaları: Müslüman mülteciliği Birinci Cihan Savaşı yıllarında tuğyan eden Ermeni şiddetinin sonucudur.

Ermeni ?etelerinin cinayetleri Sarıkamış operasyonundan sonra bile yükselen hatla devam etmiş ve Müslüman nüfusuna karşı gerçekleştirdiği şiddeti eşi benzeri görülmemiş zalimlikle uygulamışlar. Ermeni silahlılarının yaptıkları cinayetler erkeklerin çoğunun savaşa seferber edildiği Kars’ta kendisini tüm vahşetiyle sergilemiştir. Ermeni ?etelerinin Birinci Cihan Savaşı yıllarında bu bölgede yaptıkları cinayetleri Rusya arşivlerinde bulundurulan belgeler gözler önüne seriyor. Nitekim, Kars kalesinin Komutanı Korgeneral Zubov Ermeni milliyet?ilerinin işlediği aklagelmezsu?larla ilgiliorgeneral A.N.Yudeniçi (1862-1933) bilgilendirmişti<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn27" name="_ftnref27">[27]</a>. Rusya arşivlerinde muhafaza edilen tarihi belgeler, Ermeni ?etelerininişlediği onyıllar boyunca "bağlı kapılar" arkasında kalmış vahşetleri meydana çıkararak, Rusya İmparatorluğu'nun yüksek rütbeli askeri memurlarının Ermeni silahlılarının işledikleri su?laraitinasız kalamadığı gerçeğini belirtiyor. Nitekim, Ermeni silahlılarının din? Müslüman nüfusuna karşı yaptıkları vahşetleri önlemek amacıyla Kars vilayetinin Askeri Valisi görevinde bulunan Yarbay A.D.Podgurski (1862-1919) Ardahan, Oltu ve Kağızman dairelerinin reislerine ilettiği telgraflardaErmeni askeri birliklerinin Müslümanlara karşı yaptıkları soygunculuğun ve vahşetinkesinlikle önlenmesi gerektiğini bildirmiştir<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn28" name="_ftnref28">[28]</a>. Yarbay A.D.Podgurskinin bu yönergesi Kars faciasının eşi görü-memiş boyutları ile ilişkilendirilebilir.Şu bilgi de dikkate alınmalıdır: Birinci Cihan sırasında Kafkasya İstatistik Kurumuİstatistik Şubesinin programı temelinde geçirdiği sayımında sadece Kars dairesinde 57.351 müslümanın yaşadığını kayıta geçirdiği halde, “Bakü Müslüman Yardım Vakfı”nın Başkanı doktor H.Sultanov 1915 yılının Nisan ayında Ardahandan “Kaspi”gazetesine Kars faciası hakkında verdiği bilgisinde Ermeni silahlıları tarafından etnik temizlemeye maruz kalan Kars’ta sadece 600 civarında kadın ve çocuğun kurtulduğunu belirtmiştir[29]. Bu olgular Ermeniliğin bölgede sivil Müslüman nüfusuna karşı gerçekleştirdiği soykırımı inkaredilmez şekilde kanıtlıyor. Kars faciası Güney Kafkasya’da büyük karmaşaya neden olmuş, bölgenin Müslüman nüfusu acil durum sinyallerini çalmıştır. Nitekim, 1915 yılının Şubat ayında Bakü, Erivan ve Yelizavetpol (Gence) guberniyalarında yaşayan Azeri topluluğundan bir grup temsilcisi A.Topçubaşovun (1862/3-1934) başkanlığı altında Kafkasya Ordusu'nda komutan yardımcısı, Infanteria orgenerali A.Z.Mış-layevskiyle görüşerek, Müslümanların Ermeni vahşetinden korunmalarının sağlanılmasınırica etmiştir[30].

1. resim – Hosrov Bey Sultanov

  2. resim – soldan İsmail Bey Gaspıralı ,Hasanbey Zerdabi,  Alimerdan Bey Topçubaşov

1915 yılının kış-yaz aylarında Ermeni çetelerinin vahşi ve kendinebuyrukharaketleri Kafkasya cephesi hattında akılalmaz hadde ulaşdığından dolayı 4. Kafkasya ordu bölümünün takım komutanı olan Ermeni kökenli P.İ.Oganovski (1866-?) Kafkasya ordusunun çöl karargahına 31 Ocak 1915 yılı tarihinde yazdığı bildiride Ermeni silahlıları ile Rusya ordusu arasında çatışma çıktığını belirtmiştir[31]. Dikkat etmemiz gereken hususlardan biri de budur ki, Ermeni çetelerinin sivil Müslüman nüfusuna karşı katliamları sadece Kars’ta, Doğu Anadolu’da gerçekleşmekle kal-mamış, aynı za-manda Güney Azer-baycan topraklarında da kanlı izler bırakmışlar. Ermeni-liğin yaptığı bu vah-şetleri Rusya Dışiş-leri Bakanı S.D.Sa-zonov (1860-1927) 15 Şubat 1915 tarihli mektubunda Kafkas canişini İ.İ.Voront-sov-Daşkova bil-dirmiştir<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn32" name="_ftnref32">[32]</a>. Eleşkirt operasyonundan son-ra Van'ı ele geçiren Ermeni silahlıları bu bölgede de sivil Müslüman nüfusuna karşı soykırım gerçekleştirmişler. 1915 yılının mayıs ayında Van şehrini zabtetmiş Ermeni ayrılıkçıları, orasını "Taşnaksutyun" partisi liderlerinden Aram ve Varelunun baş-bakanlığı ile sözde “Van Cumhuriyeti” ilan etmiş, Aram Maukyan da adı geçen kurumun Rus valisi olmuştur ve onun başkanlığı altında Van’da Türk-Müslüman halkının büyük bir kısmı imha edilmiştir. Onların çok az bir kısmı Kafkasya savaş bölgesine girerek kurtulabilmişlerdi. Türk-Müslüman ahalisinden geriye kalan evler, tarım sahaları ise Ermeniler tarafından yağ-malanmıştır. AC II SBAda bulundurulanolgular Van'da "etnik" temizleme yapan Van Valisi Aram Manukyan Müslüman nüfusundan kalma malların?apuluna izin verdiğini gün üzüne çəkarıyor<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn33" name="_ftnref33">[33]</a>. Bunun sonucunda J.de Malevilin belirttiği üzere, şehir Rus savaş güçlerine verilmiş, “orada bir Müslüman bile kalmamıştı”[34]. Böylece, Ermeni şiddet sonucu olan Müslüman mülteciliği Birinci Cihan Savaşı’nın kanlı sayfalarından birine dönüştü.

***

1916 yılının başlarından itibaren Rus ordusu Kafkaslarda bir takım başarılar kazanmıştı. Şubatta Erzurum, Nisan ayında Trabzon, daha sonra Erzincan ve Muş ele ge?irildikten sonra Ermeni ayrılıkçıları yeniden baş kaldırmış ve bundan dolayı Doğu Anadolu’nun Türk-Müslüman halkı görünmedik facialar yaşamıştı. Nitekim, J.de Malevil araştırmalarında, o zaman Erzurumda Erzincan Van olaylarının benzeri baş göstermişti, diye yazıyordu[35]. Erzurumda ve genellikle bölgede cinayetler felaket seviyesine kalkmıştı. Öyle ki, Erzurumda yaşanan Ermeni vahşeti III. Ordu Komutanı Vehib paşanın Başkomutanlığa yazdığı 20 Mart 1916 tarihli mektubunda Güvenlik Bölümünün 10 Mart 1916 tarihli bilgisini doğrulayarak, "Ermeni ?etelerinin Erzu-rum'da sivil halka yaptıkları vahşetlerin deliller temelinde kanıtlandığını" bildirmiştir<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn36" name="_ftnref36">[36]</a>.Bölgede bulunan Müslüman nüfusa uygulanan Ermeni şiddeti 1916 yılında bile sürdürülmüştür. 1916 yılının kış kampanyasında Rus Kafkasya ordusunun başarılı yürüyüşü Ermeniliği ruhlan-dırmış ve onun g?? aracı olan Ermeni silahlıları yeniden bölgede sivil nüfusa karşı kanlı cinayetlerde bulumuş ve bu olaylar Müslüman mültecileri ordusunun sayısını artırmıştır.
<p align="center">***</p>
1915-1916 yıllarında Ermeni şiddeti sonucu Birinci Cihan Savaşı tarihine getirilmiş Müslüman mülteciliği Kafkasya megabölgesini ayağa kaldırmış, bundan dolayı Romanovlar Rusyası imparatorlukta gittik?e daha da zorlanan toplumsal-politik durumun siyasal patlama haddine ulaşmaması için oluşmuş şartlardan çıkış yolları aramış, Birinci Cihan Savaşı yıllarında Rusya İmparatorluğu
ndaoluşturulmuşdeğişik kurumlar M?sl?man m?ltecileri i?in belirli yardımlar ayırmıştı. Nitekim, Birinci Cihan Savaşı dönemimülteciler sorunu Rusya İmparatorluğunda gündeme geldikten sonra sorunun çözümüne yönelik çeşitli kurumlar oluşturuldu. Söz konusu kurum ve kurullar Rusyanın merkez guberniyalarında (ayalet) değil, aynı zamanda merkezden uzak Kafkaslar gibi bölgelerde de çalışmalar yapmıştır. Azerbaycan Devlet Tarih Arşivinden (<em>bundan sonra - ADTA</em>) edindiğimiz tarihsel belgeler doğrultusunda bu dönemde Tifliste “Kafkasya cephanesi bölgesinde mültecilerinyerleştirilmesi üzre baş vekillik” isimli özel Kurum ve Petroqratta Zemstvo Şübesine giren "Mültecilerin yerleştirilmesi üzre" bölüm, yine de Petroqratta İmparatriçe Aleksandra Fyodrovanın himayesi altında çalışan "Savaş sırasında mahsur kalmış insanlara yardım yapan Kafkas Kurulu" ve Merkezi Kafkasyanın çeşitli şehirlerinde, o sıradan Bakü, Tiflis ve diğer şehirlerde "UmumRusya Şehirler Birliği"ne ait mültecilere yardım kurumlarıoluşturulmuştur. Bunun yanısıra bir takım hayırsever kurumlar: o sıradan da Baküde ve Tifliste çalışmalar yapan “Müslüman Hayırseverler Cemiyetleri” mültecilik sorununun çözümlenmesinde çalışmalar yapmışlardır. Nitekim, bölgenin toplum hayatından huzursuzluğu gidermek ve Müslüman mültecilerin durumunu kolaylaşdırmakiçin 1916 yılının 8 Şubatında “Mültecilerin yerleştirilmesi” üzre Zemstvo bölümü yaptığı toplantıda Bakü Müslüman Hayırseverler Cemiyetine 300.000 ruble para verilmesini kararlaştırmış ve bu durumu Kafkasya Devlet Temsilciliğine iletmiştir<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn37" name="_ftnref37">[37]</a>. Bu konudaki bilgiyi "Kafkasya Cebhesinde Mültecilerin Yerleştirilmesi üzre Genel Müvekkillik"te Genel Müvekkil olanorgeneral TamamşevBakü Müslüman Hayırseverler Cemiyetine yazdığı 1916 yılının31 Mart tarihli 1524 saylıbaşvurusunda (raporunda) onaylamıştır[38].

Okumaya devam et  ABD Kongresi’nde Dolaylı Sözde Ermeni Soykırımı Tasarısı

Fakat aşağıda belirteceğimiz detay çok ilginçtir. 1915 yılının sonbaharında KafkasyaDevlet temsilciliği Bakü Müslüman Hayırseverler Cemiyetine, Müslüman mültecilere yardım amacıyla 60.000 ruble para verdiği ve bu bilgiyi 1915 yılının 5 Ekim tarihinde bildirdiği halde<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn39" name="_ftnref39">[39]</a>, bir ka? ay sonra M?sl?manmültecilere yardım sorunlarıyla ilgili kurumlar 5 misline çıkartılmıştı. Birinci Cihan Savaşı Rusya İmparatorluğundaeşi-benzeri görülmeyen felaketlere neden olmuş, monarşi devleti ağır sosyal sorunlara maruz kalmış, 1916 yılının başlarında birkaç milyon asker ve subay kaybı vermiş olduğunu dikkate almış olursak, şu mantıksal sonuca varabiliriz: bu dönemde Kafkasyanın Müslüman mültecilere yaptığı yardımı birkaç misline yükseltme, 1916 yılının ilk yarısında Türk-Müslüman halkına uygulanan baskılar sonucu İmparatorlukta mültecilik sorunu daha da yoğunlaşmış ve ??z?m? zor bir noktaya gelmişti.

4.Avrupa`da Ermeniliğin propagandası

Birinci Cihan savaşının ilk aylarından itibaren Ermeni milliyetçi siyasi partilerinin temsilcileri Ermeniliğin Türk-Müslüman nüfusa karşı gerçekleştirdiği vahşetleri perdelemek ve “mazlum” Ermeni kavramını yaratarak, bu yalana Avrupa kamuoyunu inandırmak amacıyla propaganda olayına geniş yer veriyorlardı. Bu propagandanın özü ise Ermeni meselesinin temel yönlerini göstermek ve bu sorunun olumlu çözümünü sağlamaktı. Bu amaçla Taşnak M.Varandyan 1915 yılının Mart ayında İtalya’da etkinliğini sürdüren Ermeni eğilimli yerel toplumsal-politik güçlerin yardımıyla “Pro Armenia” isimli kurum oluşturmuştur. Kurumun temel amacı kitle bilgi araçları yardımıyla gündeme “Osmanlı Türkiye’sinde Ermenilere özerklik verilmesi” konusunun aktarılmasıydı[40]. Avrupa’nın bazı ülkelerinde de Ermeni Meselesinin propagandasını yapan Taşnaksutyun Cenevre’de “Droşak” gazetesinin geçici basım evini da düzenlemişti oluşturmuştu[41]. Aynı zamanda “Büyük Ermenistan” hayali ile yaşayan Taşnaklar 1916 yılının Mayıs ayında “Pro Armenia” dergisinin yayınının Paris’te devamını sağlamışlar[42]. İngiltere`de Ermeni Meselesinin propagandasıamaca bağlı olarak sürdürülüyordu. Nitekim, bu yıllarda “The Armenian United Association of London” toplumu sırf Britanya hükümetinin yardımı ile Londra’da İngilizce “Ararat” dergisini yayınlıyor ve böylece İngiltere kamuoyunun Ermeni Meselesine ilgisini çekmete çaba gösteriyordu[43].

5. Büyük devletlerin Ermeni Meselesine ilişkin görüşlerinin değişmesi

Birinci Cihan Savaşı yıllarında Güney ve Güneybatı Kafkasya’da sivil Müslüman nüfusuna karşı soykırım gerçekleştirmişErmeni milliyet?ilerinin korkun? cinayetleri b?y?k devletlerin, özellikle Rusya’nın dikkatinden kaçmamış ve onlar Ermeniliğin yüzyıllık efsanevi hayalinin tarih i?in b?yük felaketlere neden olabileceği gerçeğini anlamışlardı. Ermeni Sendromunun vahşi niteliğine şahit olan büyük devletler 1916 yazında Ermeni Meselesine dikkatlice yaklaşmış, İngiltere hükümeti bu meselenin olumlu şekilde çözülmesi ile ilgili konuda Romanovlar Rusyası Dışişlerine başvurmuş, daha sonra Bakanlık Kafkasya Vilayetine sorgu göndermişti. Vilayetin üst düzey memurları ve Kafkas ordusu karargâhının rehber temsilcileri toplantı düzenleyerek, aşağıdaki kararavarmışlar: "<em>Ermeniler müttefik devletler uğruna büyük kayıplar verseler de, onların kurumları devrimci kurumdan (daha doğrusu terörist -red.) başka bir şey değildir</em>" (italik bize mahsustur -red.)<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn44" name="_ftnref44">[44]</a>. Ermeniliğin temsilcilerinebenzer cevapFransa'nın Başbakanı Aristid Briandan (1862-1932) gelmiş ve Ermeni Meselesi ile ilgili Ermeni milliyet?ilerinin etkinliklerinin Fransa yöneticiliğini de kararsızlığa sürüklediğini ve öne sürülen soruna (Ermeni Meselesi -red.) olumlu cevap vermekten kaçındığınıbildirmiştir[45]. Belirtelim ki, müttefiklerin gelindiği bu görüşleri uluslararası ilişkilerde yaşanan süreçler de etkilemişti.Nitekim, 1916 yılının Mayıs ayında Üçlü İtilaf devletleri arasında imzalanan Sykes-Piko Anlaşması Osmanlı’nın doğu eyaletlerini müttefikler arasında bölmüş ve böylece, itilaf devletlerinin Ermeni Meselesine olan ilgisi kısmen azalmıştı. Ermeni Meselesine olan “soğukluk” Rusya İmparatorluğunda kendini daha net göstermişti. Nitekim, 1915-1916 yıllarında bölgede Ermeni milliyetçilerinin yaptıkları vahşetler Rusya'nın y?netici ?evrelerinin gözünden kaçmamış, aynı zamanda kendisinin kolonial çıkarlarını öne süren ve bölge ile ilgili işgalci planlarını gerçekleştirmeyi temel alan otokrasi K???k Asya vilayetlerinde Rus kolonilerinin oluşturulmasını planlamıştı. Rusya'nın bu tutumu Kafkasya ordusu komutanı general A.N.Yudeni?in (1862-1933) 1915 5 Nisan tarihinde Kafkasyavalisine sunduğu raporunda yer edinmişti. Orgeneral raporunda belirtiyordu:“Müslüman nüfusundan temizlenmiş Doğu Anadolu topraklarında Ermeniler yerleştikleri halde, savaş sona erdikten sonra onları bu topraklardan çıkarmak zor olacak“. (italik bizimdir -red.) Ve raporunu Rusya İmparatorluğu’nun coğrafi alanı kapsamına girecek bu bölgelerde Kuban ve Don kazaklarının yerleşiminin iyi olacağıyla ilgili öneri ile sonuçlandırmıştır[46]. General A.N.Yudeni?in bu konuyla ilgili görüşleri Rusya yöneticiliğinintutumu ile uzlaşıyordu. Nitekim, 1915 yılının sonlarında Rusya idari kurumları Tiflis bölgesinde ve Erivan guberniyasının Gümrü kazasında Ermeni mültecilerinin yerleşimlerini yasakladılar<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn47" name="_ftnref47">[47]</a>. Romanovlar Rusyası'nın Ermeni Meselesindeki tutumunu harbiyeli P.N.Milyukov 4 Ocak 1915 yılı tarihinde yaptığı konuşmada göstererek, Osmanlı Ermenilerine özerklik verilmesinindoğru olmadığını, çünkü Rusya Ermenilerinin de böyle bir talepte bulunabileceğini belirtmiştir. Imparatorluk için ise bölgede "Ermenilerin arzuları değil, Rusya'nın çıkarları önemlidir"<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn48" name="_ftnref48">[48]</a>. Rusiya ve Avrupa devletlerinin Ermeni Meselesine bağlı görüşlerinindeğiştiğini gören Ermenilik bu durumdan ??z?m yolu bulmaya ?alışmış ve 1916 yılının Mayıs ayında Petroqradda Ermeni kurumları temsilcilerinin kurultayıdüzenlemiştir. Kurultay, Ermeni Meselesini resmiyete bindirmek amacıyla yönerge hazırlayarak, Rusya’da faaliyet gösteren Ermeni kurumlarının sürekli koordinasyon organını –  Ermeni Merkezi Kurumunu oluşturma önerisi ile Kafkasya Vilayetine başvurmuştur. Buna Kafkas Valisi B?y?k knyaz Nikolay Nikolayevi? kendi selefi İ.İ.Vorontsov-Daşkovdan farklı olarak Ermeniliğin bölücü doğasına karşı radikal durumda bulunduğundan dolayıRusya Ermeniliğin bu önerisini reddetmiştir[49].

6.Ermeni şiddeti Ekim Devrimi`nden sonra

Sinsi planlarından vazgeçmeyen Ermenilik Ekim Devriminden sonra Kafkas cephesinde yaşanan karmaşadan yararlanarak, yeniden bölgede Müslüman nüfusuna karşı soykırıma başlamış ve Ermeni vahşiliğinin faaliyet mekanı bu dönemde daha geniş alanları kapsamıştır. Nitekim, 1917 yılının sonlarında Ermeni milliyet?ileri sadece Karabağ topraklarında 157 köyü kısmen dağıtmış, genelde ise bu dönemde Kuzey Azerbaycan topraklarında 60 yerleşim noktasını yerle bir etmişler<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn50" name="_ftnref50">[50]</a>. 1918 yılının başlarından itibaren Bakü bölgesinde S, Şaumyan ve onun silahlıları on binlerle Müslüman nüfusunu imha etmiş, daha sonra Ermeniliğin ideolojisini kanında taşıyan Andronik kendi haydut ?etesi ile birlikte 1918 yılının ilkbahar-yaz aylarında Güney Azerbaycan'ın Urmiye, Hoy, Tebriz ve Selmas kentlerinde Müslümanlara karşı kanlı cinayetlerde bulunmuştur<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn51" name="_ftnref51">[51]</a>. Ermeni Sendromu ile yaşayan, Müslümanların kanını içen Ermeni haydut ?eteleri ve onları yöneten Andranik Güney Azerbaycan şehirlerinde yaptıkları vahşetleri az bularak, 1918 yılının sonbaharında Zengezur katliamını gerçekleştirmiştir. Aynı zamanda Ermeni milliyetçileri Azerbaycan'ın tarihi toprakları olan Erivan topraklarında köklü nüfusu olan Azerbaycanlılara karşı "etnik temizleme" politikası uygulayarak, 1917 yılının Aralık ayı -1918 yılının Haziran aylarında bu topraklarda 200 Müslüman köyünü talan edip yakmışlar<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn52" name="_ftnref52">[52]</a>.Birinci Dünya Savaşı sonlarında Ermeni haydut ?eteleri Andranik'in ve diğer çete başkanlarının yönetimi ile daha da azıtarak, Doğu Anadolu'da Türklere karşı toplu katliamlar gerçekleştirmekten çekinmemişler. Bu mekanda yapılan Ermeni vahşilikleri Rus Kafkas ordusunun subaylarını bile dehşetler içinde koymuş, 1918 yılının başlarında Erzurum kalesinin 2. topçu bölümünün komutanı yarbay Tverdohlebov kendi anılarında Andranik'in ve korsan ?etesinin Erzurumda sivil Müslüman nüfusuna karşı yaptıkları şiddeti ve vahşeti yamsıtmıştır<a title="" href="/Users/User/Downloads/TAR%C4%B0H%C4%B0%20GER%C3%87EKLER%20VEYA%20B%C4%B0R%C4%B0NC%C4%B0%20D%C3%9CNYA%20SAVA%C5%9EI%20%20YILLARINDA%20%20M%C3%9CSL%C3%9CMAN%20M%C3%9CLTEC%C4%B0L%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20SORUNU.docx#_ftn53" name="_ftnref53">[53]</a>.
<p align="center">***</p>
Yüzyıllar boyunca sinsi sinsi politika yürüden Ermenilik, yirminci yüzyılın başlarında bölgede Türk-Müslüman nüfusa karşı işlediği suçları gölgelemek, kendi vahşiliklerini insanlığa unutturmak amacıyla, "soykırım" efsanesini uydurmuş ve günümüzde Ermeni lobisi ve öncelikle ABD'de etkinliğini sürdüren ANCA (Armenian National Committee of America - Amerika'nın Ermeni Ulusal Komitesi) ve AAN ABD'nin (Armenian Assembley of America - Amerika'nın Ermeni Assamblesi) çabaları sonucunda 100 yıla yaklaşık bir süre boyunca bu efsanenin sürekli olarak propagandasını yapmış, tarih gerçek anlamda sahteleştirmiştir. Buna rağmen Ermenilik Birinci Dünya Savaşı yıllarında işlediği beşeri cinayetlerle sakinleşmemiştir. İkinci Dünya Savaşı döneminde Ermeni sendromunun yeni patlamasıyaşanmıştır.Nitekim, Ermeni milliyet?ileri İkinci Dünya Savaşı yılları sırasında Hitler Almanyası'na yönelmiş, uluslararası terör örgütü olan "Taşnaksutyun" Nazilerin "değerli" kaynağına dönüşmüştü. Almanya Reich
inin gizli devlet polisinin reisi H.Müller Bakü’de bulunduğu zaman Talat Paşa’nın katili, Ermeni terror?usu S.Tehliryanın akrabası, katı Taşnak S.Movsesovla görüşmüş ve adıgeçen Ermeni uluslararası terörist örgütünün Kafkasya Hitler Almanyası için vazgeçilmez bir casus ağına dönüşebileceği kanaatine gelmiştir. Buna karşılık, sadece casusluk ağı ile yetinmek istemeyen Taşnaklar, on dokuzuncu yüzyılın sonlarından itibaren Bulgaristan topraklarında Ermenilik tarafından desteklenen askeri okullarda özel kurslar geçerek, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Üçüncü Reich`in düzenlediği Ermeni legionlarına yönelmişler. Araştırmacı S.Uims bu yıllarda 100 binden fazla Ermeninin Nazilerin ceza gruplarında hizmet ettiğini bildirmiştir[54]. Andranik’in silah arkadaşı Njdenin başkanlığı ile oluşturulmuş “Segakron” zonder takımı ise birçok halklara karşı katliam gerçekleştirmiş ve Ermeniliğin vahşi doğası İkinci Dünya Savaşı tarihinde de kanlı izler bırakmıştır[55].

Okumaya devam et  41 Yıldır Büyüyemeyen Yavru (1/3)

Sonu?

“Tarihi gerçekler veya Birinci Dünya Savaşı yıllarında Müslüman mülteciliği sorunu” konusunda göz önüne serilen bu tarihi olgular, son yıllarda bir takım ülke tarih bilim temsilcilerinin Ermeniliğin ger?ek yüzünü ifşa etmek yönünde atılan adımlardan birisidir. Bu araştırmanın bir amacı da Ermeni Sendromunun bölgede çoğunlukla Türk-Müslüman nüfusa karşı işlediği cinayetlerin acı sonucu olan Müslüman mülteciliği sorunu üzerine dikkatleri çek-mektir. Nitekim, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Ermeni Sendromu ile yaşayan Ermeni askeri birlikleri Türk-Müslüman dünyasına karşı katliam gerçekleştirmiş, milyonlarca insan Ermeniliğin fetvası üzerineöldürülmüş vetopraklarından kaçmıştır. 1914-1918 yıllarında Ermeni milliyetçilerinin yaptıkları cinayetleri öğrenen bir takım Batı araştırmacıları tarihi gerçekler doğrultusunda kanıtlamışlar: Ermeni ayrılıkçıları belirtilen yıllar boyunca Ege Denizi ve Akdeniz’den, Karadeniz ve Kafkasya’ya kadar olan bir coğrafi mekanda 2,5 mily. Müslümanı katletmiş, 850.000 ‘den fazla Türk-Müslüman Rusya işgal bölgesinde Ermeni şiddetin kurtulmak için göçmen hayatı yaşamıştır[56]. Gösterilen olgular aşağıdaki gerçekleri de doğruluyor: Ermeni şiddeti sonucunda Birinci Dünya Savaşı tarihine Türk-Müslüman mülteciliğinin bir realite olarak eklenmesine rağmen, yıllar boyunca dünyada güç sahiplerinin etkisi altında şekillenen birçok ülke tarih bilimleri bu meseleye dokunmamış, sorun araştırma nesnesi olarak inceleme alanına dahil olmamıştır. Yirminci yüzyılın ikinci onyılı Ermeni şiddetin doğan Türk-Müslüman mülteciliği sorunu, Bolşevik ideolojisinin hattı ile şekillenen Sovyet tarih biliminin bir parçası olan Azerbaycan tarih biliminde bile neredeyse incelenmemiş, “boşluk” olarak kalmış ve Ermeni Sendromu yüzünden büyük facialar yaşamış sayısız insanın başından geçenler unutulmuştur. Günümüzde geniş bir coğrafi mekanda Ermeni şiddetine maruz kalmış, mülteciliğin acı kaderini paylaşan milyonlarca Türk-Müslüman nüfusunun faciasının gerçeklerini ortaya koymanın zamanı gelmiştir. Ermeni hilesinin ifşası Azerbaycan, Kafkasya ve Orta Doğu ülkelerinin tarih bilimlerinin öncelikli görevi olaraktan, Ermeniliğin dünya halklarına karşı yürüttüğü amaçlı cinayetlerini göstermek, onyıllar boyunca vatan tarih ve edebiyat bilimindekendine köklü yer edinen “Otokrasiuluslararası çatışmanınesin kaynağıdır”, “Atan Kazaklardır” tezlerinden vazgeçip, Ermeni Meselesinin dış faktörün etkisi ile değil, Ermeniliğin doğasından oluştuğunu deliller ve kanıtlara dayanarak, tarihi gerçekleri uluslararası kamuoyuna duyurmak, mevcut zamanımızda, günümüz tarih araştırmacıların başlıca görevidir.

Yukarıda tanımla dayalı mevcut araştırma nesnesi böyle bir gerçeği doğruluyor ki, delillere ve kanıtlara dayalı tarihi belgeler tarihi gerçeklerin başlıca buududur. Ve işte bu kriter “Ermeni meselesi” nin bir sendrom olarak, şiddet ve terörist doğasını uluslararası kamuoyuna anlatmaya ve en önemlisi tarihi gerçekleri ortaya çıkarmaya esas verir.

KAYNAKLAR

1.Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyyetleri:1914-1918. Genelkyrmay Basın Evi. Ankara,2005.

2.Azerbaycan Devlet Tarih Arşivi(bundan sonra-ADTA). F.1, siy,1, iş1500.

  1. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İşler İdaresinin Siyasal Belgeler Arşivi (bundan sonra – AC İİ SBA). Siy.8, İş.265.

  2. AC İİ SBA. F.276, Siy.8, İş.335.

  3. AC İİ SBA. F.276, Siy.8, İş.263.

  4. AC İİ SBA. F.276,Siy.8, İş.463.

  5. AC İİ SBA.F.276,Siy.8,İş.498.

  6. AC İİ SBA.F.276,Siy.8,İş.513.

9 AC İİ SBA.F.276,Siy.8, İş.514.

10.T.C.Genelkurmay Başkanlığı. Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyyetleri: 1914-1918. Cilt II.

  1. Cavadov, C. Azərbaycanda xeyriyyə?ilik hərəkatı, Bakü,1999.
  2. İbrahim Ethem Atnur. Türkiyede Ermeni Kadınları ve Çocukları Meselesi(1915-1923), Ankara, 2005.

13.Musayev İ. Azərbaycanın Naxçıvan, Zəngəzur bölgələrində siyasi vəziyyəti və xarici dövlətlərin siyasəti. Bakü, 1996.

14.Onullahi S. Erməni millət?iləri və İran. Bakü, 2002.

  1. «Армянский Вестник», 1917, № 10-11.

16.Армянский геноцид. Миф и реальность. (İngilizceden çeviri.) Bakü, 1992.

17.Багиров М.Б.,Вердиева Х.Ю.В поисках исти-ны…Лицо армянства. Архив Политических Документов Управления Делами Президента Азербайджанской Республики. Документы свидетельствуют… Bakü, 2011.

18.Басилая Ш.И. Закавказье в годы Первой Мировой войны. Sohum, 1968.

19.Вердиева Х.Ю. О проблеме беженцев-мусульман  Кавказа  в годы Первой Мировой войны.- Bakü Devlet Üniversitesi`nin 90.cı yıldönümüne ilişkin Tarih Fakültesi çalışanlarının bilimsel-praktik konferansının çalışmaları. Bakü,2009.

20.ВердиеваХ.Ю.Неизвестные страницы известной войны.-İRS.№6(54), 2011.

21.Гумбатова Тамара. Жизнь немцев-колонистов за Кавказом, Bakü,2005.

  1. Гюрюн, Кямуран.Армянское досье. Bakü,1993.

23.Дипломатический Архив.Том VIII.Будущее устройство Армении(по официальным дипломатическим документам Оранжевой книги, трактующей Реформы в Армении. Sankt-Petersburg, 1915 .

  1. .Кавказский Календарь на 1913 года. Tiflis, 1912.

25.Кариби. Красная книга. Bkz: Azərbaycan tarixi sənədlər və nəşrlər üzrə, Bakü, 1990.

26.Киракосян Дж. Западная Армения в годы Первой мировой войны. Erivan, 1971.

27.Маккарти Дж., Маккарти К. Тюрки и  армяне. Руководство по армянскому вопросу. (İngilizceden çeviri) Bakü, 1992.

28.Малевил де Жорж. Армянская трагедия 1915 года. Bakü, 1990.

29.Мустафаев Ровшан, Марши смерти. Kudüs, 2008.

  1. Наджафов,Б. Лицо врага. Bakü,1993.
  2. ПеринчекМехмет. Армянский вопрос в 120 документах из Российских государственных архивов. Мoskova,2011.

32.Рапорт генерал-мaйора Болховитинова о деятельности армянских вооруженных отрядов в Турции и Закавказье в Первую Мировую войну. Bakü, 2011.

33.Халилов Аслан. Геноцид против мусульманского населения Закавказья в исторических источниках. Bakü, 2000.

34.Файгл Эрик. Правда о терроре. Bakü, 2000.

Mənbnə:Yeni Türkiye. 62. Ermeni meselesi özül sayısı III. Eylül-Aralık 2014. S.2553-2565.

[1]Cavadov, Cavid.Azərbaycanda xeyriyyə?ilik hərəkatı,Bakü,1999; Гумбатова Тамара. Жизнь немцев-колонистов за Кавказом.Bakü,2005.

[2]Гюрюн, Кямуран Армянское досье,Bakü (1993); Наджафов,Б. Лицо врага,Bakü,1993; Вердиева Х.Ю. О проблеме беженцев-мусульман  Кавказа  в годы Первой Мировой войны.- Bakı Dövlət Universitetinin 90 illik yubileyi münasibətilə tarix fakültəsi əməkdaşlarının elmi-praktik konfransının materialları. Bakü,2009, s.306-314; Вердиева Х.Ю.Неизвестные страницы известной войны.– İRS – НАСЛЕДИЕ. №6(54),2011, s.60-63.

[3]Azerbaycan Cumhurbaşkanı İşler İdaresinin Siyasal Belgeler Arşivi,(bundan sonra – ACİİSBA). F.276,Siy.8, İş.265, v.20-21. Bkz. Багиров М.Б.,Вердиева Х.Ю.,В поисках истины…Лицо армянства. Архив Политических Документов Управления Делами Президента Азербайджанской Республики. Документы свидетельствуют…Баку, 2011, s.43.

[4]. AC İİ SBA. F.276, Siy.8, İş.265, v.60.

[5]. AC İİ SBA.  F.276, Siy.8, İş.335, v.22-23; Bkz. Багиров М.Б.,Вердиева Х.Ю.,a.g.e.,s.45.

[6].AC İİ SBA. F.276, Siy.8, İş.263, v.26-29; Bkz. Багиров М.Б.,Вердиева Х.Ю.,a.g.e., s.49.

[7]Дипломатический  Архив.Том VIII.Будущее устройство Армении(по официальным дипломатическим документам Оранжевой книги, трактующей Реформы в Армении Петроград, 1915 г., s.7.

[8]Дипломатический  Архив.Том VIII.Будущее устройство Армении(по официальным дипломатическим документам Оранжевой книги, трактующей Реформы в Армении Петроград, 1915 г, s.13-14.

[9]Дипломатический  Архив.Том VIII.Будущее устройство Армении(по официальным дипломатическим документам Оранжевой книги, трактующей Реформы в Армении Петроград, 1915 г., s.15.

[10]İbrahim Ethem Atnur. Türkiyede Ermeni Kadınları ve Çocukları Meselesi(1915-1923), Ankara, 2005, s.17.

[11]İbrahim Ethem Atnur, a.g.e., s.16.

[12]. AC İİ SBA.F.276, Siy.8, İş.335. v.1, arka.

[13]Кариби. Красная книга. Bkz: Azərbaycan tarixi sənədlər və nəşrlər üzrə, Bakü, 1990, s.162.

[14]AC İİ SBA.F.276,Siy.8, İş.463, v.18,18 arka. Багиров М.Б. ВердиеваХ.Ю.,a.g.e., s.280.

[15]Azərbaycan tarixi sənədlər və nəşrlər üzrə, Bakü, 1990, s.92.

[16]ПеринчекМехмет. Армянский вопрос в 120 документах из российских государственных архивов. Мoskova, 2011, s. 120-121; Рапорт генерал-мaйора Болховитинова о деятельности армянских вооруженных отрядов в  Турции и Закавказье в Первую Мировую войну. Bakü, 2011, s.11.

[17]Басилая Ш.И. Закавказье в годы Первой Мировой войны. Sohum, 1968, s.106.

[18]Басилая Ш.И., a.g.e., s.106.

[19].AC İİ SBA.F.276,Siy.8,İş.498, v.10. Bkz: Багиров М.Б.ВердиеваХ.Ю.,a.g.e., s.62.

[20]AC İİ SBA.F.276,Siy.8,İş.498, v.106.

[21]«Армянский Вестник», 1917, №10-11, s.26.

[22]T.C.Genelkurmay Başkanlığı. Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyyetleri 1914-1918. Cilt II, s.5-7.

[23]Киракосян Дж. Западная Армения в годы Первой мировой войны.Erivan, 1971, s.202.

[24]ПеринчекМехмет, a.g.e., s.62-63.

[25]İbrahim Ethem Atnur, a.g.e., s.19.

[26]ПеринчекМехмет, a.g.e., s.64.

[27]ПеринчекМехмет, a.g.e., s..90.

[28]ПеринчекМехмет, a.g.e., s.87.

[29]Кавказский Календарь на 1913 года. Пространство и население губерний и областей Кавказского края за 1911 год.Tiflis, 1912, s.5;Cavadov C., a.g.e., s.39.

[30]AC İİ SBA. F.276,Siy.8, İş.463, v.24,24 arka. Багиров М.Б. ВердиеваХ.Ю.,a.g.e., s.79.

[31]ПеринчекМехмет, a.g.e.,s.93.

[32]ПеринчекМехмет, a.g.e., s.101.

[33]AC İİ SBA.F.276,Siy.8,İş.498, v.45. Bkz: Багиров М.Б.ВердиеваХ.Ю.,a.g.e., s.67.

[34]Малевил де Жорж. Армянская трагедия 1915 года. Bakü, 1990, s. 45,85.

[35]Малевил де Жорж, a.g.e., s.23, 96.

[36] Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyyetleri:1914-1918,). Genelkyrmay Basın Evi,C. Ankara,2005, s.3.

[37]Azerbaycan Devlet Tarih Arşivi(bundan sonra-ADTA), F.1, Siy.1,İş 1500, v.64-64 arka.

[38]ADTA,F.1, Siy,1,İş1500, v.84.

[39]ADTA,f.1,  Siy.1,İş1500, v.89.

[40].AC İİ SBA.F.276,Siy.8,İş.498, v.12; Bkz: Багиров М.Б.ВердиеваХ.Ю., a.g.e., s. 288.

[41]AC İİ SBA..F.276,Siy.8,İş.498,v.56-58.Bkz: Багиров М.Б.ВердиеваХ.Ю.,a.g.e., s. 69.

[42]AC İİ SBA..F.276, Siy.8, İş.513, v. 2-2arka.Bkz: Багиров М.Б. ВердиеваХ.Ю., a.g.e., s. 69.

[43]AC İİ SBA..F.276,Siy.8,İş.498, v.7. Bkz: Багиров М.Б.ВердиеваХ.Ю.,a.g.e., 69.

[44]AC İİ SBA..F.276,Siy.8,İş.513, v.17. Bkz: Багиров М.Б. ВердиеваХ.Ю., a.g.e., s.74.

[45]AC İİ SBA.F.276,Siy.8,İş.513,v..17-18. Bkz: Багиров М.Б. ВердиеваХ.Ю.,a.g.e., s.74.

[46]Басилая Ш.И., a.g.e., s.108.

[47]Басилая Ш.И., a.g.e.,s. 108-109.

[48]Басилая Ш.И., a.g.e., s. 104.

[49]AC İİ SBA.F.276,Siy.8, İş.514, v.2-12.Bkz. Багиров М.Б. ВердиеваХ.Ю.,a.g.e.,s.76.

[50]Musayev İ. Azərbaycanın Naxçıvan, Zəngəzur bölgələrində siyasi vəziyyəti və xarici dövlətlərin siyasəti. Bakü, 1996, s..39.

[51]Onullahi S. Erməni millət?iləri və İran. Bakü, 2002, s.58.

[52]Халилов Аслан,  Геноцид против мусульманского населения Закавказья в исторических источниках. Bakü, 2000, s.45.

[53]Azərbaycan tarixi sənədlər və nəşrlər üzrə. Bakü, 1990, s.121-148.

[54]Мустафаев Ровшан, Марши смерти. Kudüs, 2008, s.21.

[55]Мустафаев Ровшан, a.g.e., s.22.

[56]Армянский геноцид. Миф и реальность. ((İngilizceden çeviri) Bakü, 1992; Маккарти Дж., Маккарти К. Тюрки и армяне. Руководство по армянскому вопросу.((İngilizceden çeviri)Bakü, 1992;Файгл Эрик. Правда о терроре. Bakü,  2000.


Comments

“Tarihi Gerçekler veya Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Müslüman Mülteciliği Sorunu” için bir yanıt

  1. Cihan Cankova avatarı
    Cihan Cankova

    Ermeni Asala terör örgütün devamı olan bugünkü pkk şerefsizlerin yeniden 70’e sülalesini belle sen Türk milleti !!! Türk milleti değildi dünyada üç kez haçlı Seferi başlatan ve insanları katleden!!! İki Dünya Savaşı başlatan da Türkler değildir!!! Bastığı topraklarda insanları birbirine düşüren de Türk değildir!!! Daha çok sayacaklarım vardı ama bu kadar yetsin KANIBOZUKLARA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir