İpin üstünde de altında da oynanılıyorsa…

NECDET BULUZ - necdet buluz

NECDET BULUZ

PKK ve Suriye’deki PKK’nın uzantısı PYD konusunda Amerika ile olan görüş ayrılıklarımız ve son gelişmeler müttefikimizin ipin üstünde de altında da oynadığını gösteriyor. Türkiye “PKK bizim için neyse, PYD unsurları da odur” diyor ama Amerika PYD’yi silah yönünden güçlendirerek dolaylı yoldan PKK’yı da kolluyor.
Önce konu ile ilgili gelişen bir olaya ve bu olayın haberine göz atalım:
“Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK unsurlarına yönelik hava operasyonlarında ABD ile ilginç bir diyalog yaşandığı ortaya çıktı. Güvenilir kaynaklardan alınan bilgilere göre, Kuzey Irak’a operasyon başlatılınca Pentagon özellikle Gara ve Metina kampları için Ankara’yla temasa geçerek, “Gara ve Metina’yı vurmayın, orada unsurlarımız var” dedi.
Türk jetlerinin operasyon yapmadan önce koordinasyon için ABD ile temasa geçilmesi ve önceden bilgi verilmesi de istendi. ABD’nin o bölgedeki bazı kamplarda PYD’lilere eğitim verdiği saptanırken Türkiye’nin ABD’nin talebine yanıtı ise “Unsurlarınızın koordinatlarını, nerede bulunduklarını bize bildirin. Onların zarar görmemesi için elimizden geleni yapacağız. Ancak vuracağımız yerleri önceden bildiremeyiz ve belirlenen noktaları vurmaya devam edeceğiz” şeklinde oldu.”
Bu noktada Türkiye’nin bu görüşünün ve kararlılığının doğruluğunu görüyor ve destekliyoruz. Eğer ortada ülkemizin güvenliği söz konusu ise, bu konuda kararlı olmayı sonuna kadar sürdürmeliyiz. Göz göre göre de bizi bölmeye çalışan terör örgütlerine yapılan yardım ve desteklere göz yummamız da beklenmemelidir.
Buradaki bütün sıkıntı, PYD güçlerinin IŞİD ile savaşmalarında PKK unsurlarının da PYD yanında savaşa girmiş olmalarıdır.
Bunun anlamı da son derece açık ve nettir:
PYD’nin elindeki silahlar, PKK’nın da elindedir.
Kuzey Irak’taki 2 bin 400 PKK’lının IŞİD ile çatışmalar sırasında PYD’nin kontrol ettiği Kobani bölgesine gittiği istihbarat raporlarına yansıyor. ABD’nin PYD’ ye havadan yaptığı 50 tonluk yardımın, PKK’lıların bulunduğu bu bölgeye düştüğünün tespit edildiği de öğrenildi. Bu silahların PKK’nın eline geçmediğini iddia edilebilir mi?
Nitekim son günlerde Doğu ve Güneydoğu’daki çatışmalarda PKK’lıların Amerikan malı silahları kullanmaya başladıkları da tespit edildi. PYD unsurlarının elindeki silahlar, bugün PKK’nın da elinde bulunmaktadır. Şimdi PYD’ ye Stinger füzeleri verilirse bunlar nerede kime karşı kullanılacak?
Konu ile ilgili bir gelişmeyi de sizlerle paylaşalım:
Ankara’da konuşulan konulardan biri de PYD’nin IŞİD’e karşı savaşmak için ABD’den Stinger füzesi istemesi oldu. Bu füzelerin uçak ve helikopter gibi unsurlara karşı kullanıldığına dikkat çekilirken, “IŞİD’in elinde şu an uçak ve helikopter yok. PYD bu Stinger füzelerini kurşun dahi atmadığı Esad rejimine karşı mı kullanacak? Ya da ‘İşbirliği yapalım’ dediği Rus uçaklarına karşı mı bu füzeleri istiyor?” sorusu soruluyor. Yaşanan bu gelişmeler ışığında hem hükümet hem asker çevrelerinde PYD’nin füzeleri PKK için istediği düşüncesi hâkim.
Olaya nereden bakacak olursak olalım, bölgede çok büyük bir oyunun oynanmakta olduğunu uzun zamandır izliyoruz. Ancak, son gelişmeler, Amerika’nın doğrudan bizim “terörist” ilan ettiğimiz unsurları kucaklaması olmuştur. Müttefikimiz bununla da yetinmeyip, bu unsurları en modern silahlarla donatmaya başlamıştır.
Dikkat edilecek olursa Amerika, bölgedeki çıkarları için hiç kimseyi dinlemiyor. Gerektiğinde Türkiye’ye karşı bile tavır koyabiliyor. Biz de bunun karşısında çıkarlarımızı ve güvenliğimizi korumak için niye susalım ki? Göz göre göre bizi terörist gruplara boğdurmak isteyenlere karşı varlığımızı ve gücümüzü geç de olsa ortaya koymak durumundayız.
Bu arada şunu da ekleyelim:
PYD’ ye destek veren sadece Amerika değil Rusya da bu örgütü desteklemektedir. İki süper gücün PYD gibi örgütle bu kadar yakınlaşmasının mutlaka yakında kokusu daha da güçlü biçimde çıkacak.
Daha önceden de yazıp, vurguladığımız gibi yanı başımızda Bağımsız bir Kürt Devleti’nin kurulması konusunda Amerika ve Rusya’nın anlaşmaya vardığı biliniyor. Şimdi bunun yap taşları üst üste konulmaya çalışılıyor.
Bizi içeriden iç karışıklıklarla uğraştırıp, kendileri Ortadoğu ve bölgemizdeki sınırları çizmekle uğraşıyorlar. Artık uyanma zamanı gelmedi mi?
Bugünlere de hiç kuşkusuz bizi yönetenlerin “Teslimiyetçi politikaları” ile geldik ama bugünkü yerimizin sınırlı olması ile bu konuyu da bir başka yazımızda gündeme getirmeye çalışacağız.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir