Allah aşkına sarayın senin olsun…

PKK ile barıştan yana değil, kökünün kurulmasından yana olduğumu defalarca haykırdım. - 12077409 10153693332452042 934346571 n

12077409_10153693332452042_934346571_nPKK ile barıştan yana değil, kökünün kurulmasından yana olduğumu defalarca haykırdım.

Bunun için sağlam bir dış politika ile Amerika’ya rest çekilmesi gerektiğini söyledim.

Halen Amerika’nın taşeronları olanlara lanet olsun.

Bugün dağda bayırda değil, Türkiye’nin başkentinde yapılan katliamın sebebi Amerika ve terörü besleyen diğer faşistlerdir.

Hergün gelen şehit haberleri ve yapılan toplu katliamlarla Türkiye’yi kan gölüne döndürdüler.

Günler önceden hazırlığı yapılan ve günü belirlenen bir eylemde insan kıyımına gitmek adiliktir, şerefsizliktir, Allahsızlıktır.

30 ölünün, yüzden fazla yaralanan insanlarımızın günahları neydi?

Onlar her şeye rağmen sadece barış istiyorlardı.

Demek ki birileri barış istemiyorlar.

Bunlar kimlerdir bellidir.

Kürt vatandaşlarımızla aramızı açıp Türkiye’yi bir iç savaşa sürüklemek kimin, kimlerin işlerine gelecek bellidir.

Terörü kimlerin besledikleri bellidir.

Her şey apaçık ortadayken AKP’nin beceriksizliği yüzünden nice canlar teröre kurban oluyor.

Twitterdan 12 saat önce sahte bir isimle ihbar edilen katliama dahi mani olamayan AKP derhal toptan istifa etmelidir.

Şu anda ölü sayısının 47’ye yükseldiği haberi geçti.

Bu vahşettir.

Cellatlar… Allah belalarını versin…

AKP li bakan Eroğlu’nun HDP’yi itham eden açıklaması ise bir skandal.

Saatler önce sosyal medyada ihbar edilen sözlerin üzerinde neden durmadınız?

Ne biçim istihbaratınız var?

Sizler ne işe yarıyorsunuz?

***

Katliam öylesine profesyonellikle hazırlanmış ki 50 metre ara ile iki bomba yerleştirilmiş.

Birisi kalabalığın hemen yanı başına, diğeri ise kaçış yollarına.

Beni o yaptı, bu yaptı ilgilendirmiyor. O bombalar yerleştirilirken sizler nerelerdeydiniz?

Neredeydi güvenlik güçleriniz?

AKP HDP yi,

HDP, AKP yi suçluyor.

Bence suçlu 13 yıldır Türkiye’yi yönetemeyen ve bu günlere taşıyan AKP dir.

Bu böyle biline…

Çok çok üzüntülü ve müteessirim.

Bu kaçıncı ya?

İnsan canı bu kadar ucuz mu?

PKK’ya bombaları kimler temin ettiler?

PKK tonlarca bomba yığınakları yaparken, yollara gömerken askerin elini kolunu neden bağladılar?

Neden sınırlarımız denetim altına alınmadı?

PKK’ya İmralı’da neler vaat edildi?

“Ben bu satırları yazarken Sözcü Gazetesinin haberine göre ölü sayısı 67 ye çıktı.

Bir kez daha sebep olanlar her kimlerse Allah belalarını versin aynı acıları onlarda tatsınlar diyorum.”

Bu ülkenin istihbarat başkanı ne ile meşguldür ve twitterdan yapılan ihbarı neden değerlendirmedi?

Amerika’nın PKK ‘yı koruma altına almasına ve silahlı gücü olarak ilan etmesine, her türlü silah, bomba, füze donanımını vermesine neden karşı çıkılmadı?

Lanet olsun onun Türkiye’ye yardım edecekmiş havalarına.

PKK ile ilgisini kessin yeter…

Bunu başaramayan bir ülke yönetimi derhal istifa etmelidir.

Şimdi basına bu olayla ilgili yayın yasağı getirmek çözüm değildir.

Dediğim gibi çok üzgünüm, sinirlerim altüst olmuş ve içim yanıyor ülkemin şu haline.

Bütün samimiyetimle ve şu andaki hissiyatımla devletin başındaki muktedire sesleniyorum.

Allah aşkına sarayın senin olsun…

İddia edilen trilyonlar da senin olsun.

Yolsuzluklara dava mava da açılmasın.

Yeter ki makamına saygı göster 5 sene mi ne kadarsa otur orada ve ortalığı karıştırma.

Bu kadar kan dökülmesi yetmedi mi?

Bırak yeni bir hükümet kurulsun ve Türk Ordusu bu PKK denilen canavarın hakkından gelsin.

Ülkemiz daha zor durumlara girmesin.

Lütfen…

Can güvenliği olmayan bir ülkede seçim meçim de olmaz.

Kaybediyorsun kaybettin artık.

Bunu kabul et bunca şehidin, ölümlerin daha fazla vebalini alma.

Bunun öte dünyası da var unutma…

 

Not: CHP mutlaka meclisi toplamalı gereğini yapmalıdır.

 

10.10.2015

 

 

 

 

 

 

 

 


Comments

“Allah aşkına sarayın senin olsun…” için 2 yanıt

  1. Mustafa Aslan AKSUNGUR avatarı
    Mustafa Aslan AKSUNGUR

    Sayın Tünay Süer Yazarımız;
    Değerli yazınızı acılar içinde okudum. Gel bil ki, bu kırımı yaratan asıl suçluyu -bilmem bile bile, bilmem farkında olmayarak- göreve çağırıyorsunuz. Bu acı 97 canın (şimdilik) günahıyla lanetli bir iktidar hırsının eseridir. PKK’sı, Amerika’sı içteki yetkiyi ellerinde tutan ihanet ile iç-içe, el-ele çalışıyor. 1 Kasım seçimlerinde yapacakları oy hırsızlıklarının haberi bundan taa 20 gün önce en sağır kulakların duyacakları kadar yayılmadı mı? Bu şimdilik 97 şehidimizin canileri, yapıştıkları koltuklarda yalan yanlış beyanlarla suçlarını örtmeye çalışıyor bugün. Hedefi şaşırtmayalım. Yanlış hedeflere attığımız kurşunlar, öz kendi canımıza, yüreğimize saplanır. Saygılar sunuyorum.
    Belki size ters gelebilir ama ben, gerçek hedefi göstermeye çalışıyorum siz yetenekli yazarımıza ve tüm kamuya… Yeniden saygılar… m.a.a.

  2. Tünay Süer avatarı
    Tünay Süer

    Sayın üstadım
    Sizi tanımaya çalışıyorum. Edindiğim kısacık bilgiler ne kadar değerli bir yazar olduğunuzu anlamam için yetti bana .
    Bununla birlikte sizi okumaya devam edeceğimden kuşkunuz olmasın.
    Zaman ayırıp yazılarımı okumanız, yorum yapmanız benim için bir onurdur.
    Sağ olun çok teşekkür ederim.
    Evet, yorumunuzda da belirttiğiniz gibi 97 şehidimizin canileri, yapıştıkları koltuklarda yalan yanlış beyanlarla suçlarını örtmeye çalışıyor elbette biliyorum.
    Bunu anlatmaya çalışıyorum sadece isim belirtmiyorum.
    Çünkü elimde beni haklı gösterecek bir belge yok.
    Bakınız değerli üstat;
    Sizin gibi edebiyatla beşikte tanışma şansım olmadı.
    Keşke olabilseydi…
    Ben henüz geç olsa da çıraklık dönemimi yaşamaktayım.
    Bir söyleşide yeni yazarlara ne önerirsiniz sorusuna şöyle demişsiniz.

    Yazmaya karar verdiğim bir konuyu çok yönlüce düşünürüm. Olumlu yanlarını düşünmekle yetinmem, olumsuz, hatta taban tabana zıt yönlerini de ölçer, biçer, tartar, DÜŞÜNÜRÜM. Konu, yarı yarıya şekillenmiş demektir artık. Yine de, hemen oturup yazmaya girişmem. Üç beş gün sonra, aynı konuyu bir kez daha düşünce (merceğinin) büyütecinin önüne yatırır, inceler, rötuşunu yapar, başlarım yazmaya. Allah ne verdiyse, dökülür iner kalemimden…

    İnanır mısınız bende aynen öyle yapmaktayım yalnız yazdıklarım bir öykü ve roman olmadığı için ve gündemin hızla değiştiği şu yaşadığımız ortamda iki üç gün değil de iki üç saat düşünür konuyu titizlikle inceleyip sonra yazarım.
    Yaklaşık 25 senedir siyasetin içinde aktif roller aldığımdan politik yazılar benim için kolay oluyor.
    Bununla birlikte bir yazı en az üç dört saatte meydana çıkıyor.
    Yani emek veriyorum.
    Yazılarımda en titiz davrandığım şey hiç kimseye hakarete varan sözler etmemeğe çalışmamdır.
    Kişileri daha ziyade kendi sözleri ile vururum ancak.
    Okurum ne demek istediğimi anlar zaten.
    Bilginize arz ederim.
    Değerli yorumunuzda hedefi şaşırttığımdan bahisle asıl suçluyu göreve çağırdığımı söylüyorsunuz.
    Bu sözlerinizi anlamakta zorlandım.
    Asıl suçlu kimdir?
    Suçlu ararsak hepimiziz diyebiliriz.
    Demek ki Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan tam gidememişiz.
    Onun değerlerini koruyamamışız.
    Başımıza gelenler O’nu kalplerimize gömdüğümüz günlerden başlamış.
    Kendimizi geliştirmemişiz oylarımızla birilerini meclise gönderirken düşünmemişiz, yeterince mücadele etmemişiz.
    Bugün cumhuriyet değerlerine gerçekten sahip çıkan bir parti ne yazık ki yoktur.
    Aksine rejimi değiştirmek isteyenlerle işbirliği içinde olanlar vardır.
    Bunları söylemek inanın ki içimi acıtıyor…
    En azından düzgün bir muhalefet partisi olsaydı Türkiye bu acılı günleri yaşamazdı.
    Bugün içinde çeşitli kişileri hatta Atatürk düşmanlarını barındıran CHP den medet umar hale gelmemizde de bizler esas suçluyuz üstadım.
    Kim bilir belki bir gün yeniden güneşi doğdurabileceğiz.
    Her hâlükârda umutluyum ve mücadelenin içindeyim.
    Saygılar sunarım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir