KUŞATMA

 
ABD emperyalizmi bir kaç yüzyıllık entrika, tefrika, saldırı, işgal, ilhak ve yağma geleneğidir.
Bu kez BRICS ülkeleriyle birlikte yine Rusya'nın; ABD, NATO ve AB'nin hegemonyasına karşı bir politika izlemesiyle sarsılıyor.
Rusya'nın önce Gürcistan'ın, sonra Ukrayna'nın NATO üyeliklerini engellemesi,
Gaz ihracatı üzerinden AB ve ABD arasındaki çelişkileri derinleştirmesi,
Avrasya Birliği girişimi, Esad rejimini desteklemesi, Çin ve İran ile stratejik ortaklık arayışı gibi yaklaşımları,
Emperyalist güçlerin kısa, orta ve uzun vadeli stratejileriyle çelişiyor, uygulamalarını sınırlandırıyor...
 
*
Son zamanda Rusya, Suriye'deki iç savaşa artık siyasal bir çözüm getirilmesini talep ediyor.
Savaşan güçlerin ortak tehdit kabul ettiği radikal terör örgütleriyle mücadele için Suriye ve Irak orduları ile "Kürt güçleri" ve diğer ülkelerin de dahil olduğu yeni bir uluslararası koalisyon kurulmasını,
Sonra düzenlenecek bir Barış Konferansı'nda,
Suriye'de işlenen hukuk ihlallerinden Esad rejimi kadar muhalif tarafların,teröristlerin,  varsa bunları destekleyen ülkelerin paylarını üstlenmeleri ve yeni Suriye'nin kurulmasına ilişkin bağlayıcı kararın alınmasını,
Nihayet Suriyelilerin ülkelerinde nasıl yaşamak istediklerini kendilerinin müzakere etmelerini istiyor...
 
*
Nitekim radikal terör örgütleriyle mücadele için Rusya'nın uçak, helikopter, zırhlı araç ve gereçler ile askerlerini önceden bilgilendirme yapılmadan Lazkiye Hava üssüne taşıması,
Suriye, Irak, İran orduları ve bir kısım "Kürt güçleri" ile işbirliği için Bağdat'ta  ortak Koordinasyon Merkezi kurması,
Herşeyden önce bu ortakların Suriye krizinin nedenlerine farklı bakışı,
ABD emperyalizminin Ortadoğu'da yaşananları dışarıdan izlemek zorunda bırakıyor...
 
*
Ama ABD'nin bir kaç yüzyıllık entrika, tefrika, saldırı, işgal, ilhak ve yağma geleneği de boş durmuyor.
Beyaz Saray, ABD Başkanı Obama ile Rusya Devlet Başkanı Putin'in 28 Eylül'de yapacakları görüşmede en acil konunun Suriye olmayacağını, Obama'nın ana gündem maddesinin Ukrayna olacağını açıklıyor...
 
*
Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri, "Washington'ın amacı, Rus ve Ukrayna halklarının birliğine zarar vermek, aynı zamanda milliyetçi duyguları körükleyerek Ukrayna'yı bölmektir" değerlendirmesi yapıyor.  
ABD'nin yaptırımlar yoluyla Moskova'nın bağımsız politikalarını değiştirmeye çalışmasından sonra, şimdi Ukrayna ve bölgesindeki yaraları kaşıyacağı şüphesi doğuyor...
 
*
Nitekim Ermenistan Devlet Başkanı S.Sarkisyan, soykırım iddialarının 100. yıldönümü için yapılacak etkinliklerin hazırlıklarıyla ilgili hükümet toplantısındaki konuşmasında,
"Azerbaycan ile Ermenistan arasında ihtilaf konusu olan Dağlık Karabağ Ermeni toprağıdır" diyor! 
 
*
Ermenistan daha önce bölgedeki olayları, bağımsız bir devlet isteyen Dağlık Karabağlı Ermeni halkının siyasi iradesi ve ayrılıkçı çatışması olarak tanımlarken,
Şimdi, tartışmalı Dağlık Karabağ'ın Ermenistan tarafından 'işgal edilen' topraklar üzerinde var olduğunu kabul  ediyor.
 "Artık harekete geçeceğiz. Azerbaycan'ın küstahça hareketlerini sineye çektiğimizi düşünmemesi için cezalandırıcı tedbirler de alacağız" diyor.
Oooo, S.Sarkisyan bütün gemilerini yakar bir edadadır...
 
*
O sırada 25-27 Eylül'de Belçika/Brüksel'de  Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) 15. Genel Kurulu toplanmıştır.
Ulusal Kongre'nin Kürdistan'a taşınması, A.Öcalan'ın özgürlüğü için çalışılması, Türkiye'de demokratik özerkliğe sahip çıkılması ve Kürtlere yönelik saldırılara karşı mücadeleyi yükseltme  kararları alınıyor...
 
*
Arazide ise PKK'nın Türkiye'nin güney ve güneydoğu bölgeleri ile birlikte özellikle Ağrı, Iğdır ve Ardahan gibi doğu vilayetlerinde de etnik huzursuzluk çıkarmak, Kürt gençliğini silahlandırmak benzeri etkinliklerini artırdığı görülüyor. 
PKK, Ağrı-Iğdır-Ardahan üçgeninde saldırıları da arttırarak Türkiye'nin Ermenistan ile sınır topraklarını kontrol altına almak ve bölgede yaşayan Azerbaycan kökenlileri göçe zorlamayı öngörüyor.
 
*
Ermenistan'ın PKK'nın bu faaliyetlerine destek verdiği,
Terör örgütünün bu bölgeyi tamamen kontrol altına alması halinde, Ermenistan'ın bu bölgeyi kendine merkez seçeceği ve faaliyetlerini genişleteceği belirtiliyor. 
Böylece Kürtlerin bir araç olarak kullanıldığı ve "Büyük Ermenistan" arzusunun gerçekleştirilmek istendiği gibi bir fikir oluşuyor...
 
*
Çünkü, PKK'nın Avrupa'daki Ermeni lobisi tarafından oluşturulduğu,
PKK ve HDP kadrolarında yer alan birçok kişinin Ermeni asıllı olduğu,
HDP'nin Ermenilerin "Soykırım" iddialarını açıkça desteklediği ve bu amaçla çeşitli platformlarda yer aldığı zaten biliniyor. 
 
*
Bu durumda Türkiye;
Bir taraftan AKP iktidarının köhne siyaseti ve dış politikasındaki aymazlıkları,
Bir taraftan ABD'nin Irak'a yeniden dönmesinin sözkonusu olmadığı bir durumda PKK, PYD ve Peşmerge'yi,
Kürt bölgesi ve enerji kaynaklarını riske atacak hamlelere karşı arkasında bırakacağı bir kuvvet olarak düşünmesi,
Öte yanda, HDP'nin seçim barajını geçmesi ve sonraki çalışmalarında güçlü ve istikrarlı devletin varlığını tehdit olarak görme potansiyeliyle kuşatılmış bulunuyor... 
 
*
Diğer tarafta YCHP Genel Başkanı K.Kılıçdaroğlu,"Terör sorunu silahla çözülmüyor. Neyle çözülecek? Toplumsal uzlaşmayla çözülecek. Akılla, mantıkla çözülecek. Ortak dayanışmayla çözülecek. İnsan sevgisini ruhunda hisseden anlayışla çözülecek. Neyle çözülecek? Birlik, beraberlik, kardeşlikle çözülecek" diyor.
Birilerinin Dersimli Kılıçdaroğlu'na " yaşanan sorunun terör sorununu çoktan aştığını, sorunun Türkiye'nin bekâsı  olduğunu" anlatması gerekiyor...
 
 
29.9.2015 - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5
 
ABD emperyalizmi bir kaç yüzyıllık entrika, tefrika, saldırı, işgal, ilhak ve yağma geleneğidir.
Bu kez BRICS ülkeleriyle birlikte yine Rusya’nın; ABD, NATO ve AB’nin hegemonyasına karşı bir politika izlemesiyle sarsılıyor.
Rusya’nın önce Gürcistan’ın, sonra Ukrayna’nın NATO üyeliklerini engellemesi,
Gaz ihracatı üzerinden AB ve ABD arasındaki çelişkileri derinleştirmesi,
Avrasya Birliği girişimi, Esad rejimini desteklemesi, Çin ve İran ile stratejik ortaklık arayışı gibi yaklaşımları,
Emperyalist güçlerin kısa, orta ve uzun vadeli stratejileriyle çelişiyor, uygulamalarını sınırlandırıyor…
 
*
Son zamanda Rusya, Suriye’deki iç savaşa artık siyasal bir çözüm getirilmesini talep ediyor.
Savaşan güçlerin ortak tehdit kabul ettiği radikal terör örgütleriyle mücadele için Suriye ve Irak orduları ile “Kürt güçleri” ve diğer ülkelerin de dahil olduğu yeni bir uluslararası koalisyon kurulmasını,
Sonra düzenlenecek bir Barış Konferansı’nda,
Suriye’de işlenen hukuk ihlallerinden Esad rejimi kadar muhalif tarafların,teröristlerin,  varsa bunları destekleyen ülkelerin paylarını üstlenmeleri ve yeni Suriye’nin kurulmasına ilişkin bağlayıcı kararın alınmasını,
Nihayet Suriyelilerin ülkelerinde nasıl yaşamak istediklerini kendilerinin müzakere etmelerini istiyor…
 
*
Nitekim radikal terör örgütleriyle mücadele için Rusya’nın uçak, helikopter, zırhlı araç ve gereçler ile askerlerini önceden bilgilendirme yapılmadan Lazkiye Hava üssüne taşıması,
Suriye, Irak, İran orduları ve bir kısım “Kürt güçleri” ile işbirliği için Bağdat’ta  ortak Koordinasyon Merkezi kurması,
Herşeyden önce bu ortakların Suriye krizinin nedenlerine farklı bakışı,
ABD emperyalizminin Ortadoğu’da yaşananları dışarıdan izlemek zorunda bırakıyor…
 
*
Ama ABD’nin bir kaç yüzyıllık entrika, tefrika, saldırı, işgal, ilhak ve yağma geleneği de boş durmuyor.
Beyaz Saray, ABD Başkanı Obama ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in 28 Eylül’de yapacakları görüşmede en acil konunun Suriye olmayacağını, Obama’nın ana gündem maddesinin Ukrayna olacağını açıklıyor…
 
*
Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri, “Washington’ın amacı, Rus ve Ukrayna halklarının birliğine zarar vermek, aynı zamanda milliyetçi duyguları körükleyerek Ukrayna’yı bölmektir” değerlendirmesi yapıyor.  
ABD’nin yaptırımlar yoluyla Moskova’nın bağımsız politikalarını değiştirmeye çalışmasından sonra, şimdi Ukrayna ve bölgesindeki yaraları kaşıyacağı şüphesi doğuyor…
 
*
Nitekim Ermenistan Devlet Başkanı S.Sarkisyan, soykırım iddialarının 100. yıldönümü için yapılacak etkinliklerin hazırlıklarıyla ilgili hükümet toplantısındaki konuşmasında,
“Azerbaycan ile Ermenistan arasında ihtilaf konusu olan Dağlık Karabağ Ermeni toprağıdır” diyor! 
 
*
Ermenistan daha önce bölgedeki olayları, bağımsız bir devlet isteyen Dağlık Karabağlı Ermeni halkının siyasi iradesi ve ayrılıkçı çatışması olarak tanımlarken,
Şimdi, tartışmalı Dağlık Karabağ’ın Ermenistan tarafından ‘işgal edilen’ topraklar üzerinde var olduğunu kabul  ediyor.
 “Artık harekete geçeceğiz. Azerbaycan’ın küstahça hareketlerini sineye çektiğimizi düşünmemesi için cezalandırıcı tedbirler de alacağız” diyor.
Oooo, S.Sarkisyan bütün gemilerini yakar bir edadadır…
 
*
O sırada 25-27 Eylül’de Belçika/Brüksel’de  Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) 15. Genel Kurulu toplanmıştır.
Ulusal Kongre’nin Kürdistan’a taşınması, A.Öcalan’ın özgürlüğü için çalışılması, Türkiye’de demokratik özerkliğe sahip çıkılması ve Kürtlere yönelik saldırılara karşı mücadeleyi yükseltme  kararları alınıyor…
 
*
Arazide ise PKK’nın Türkiye’nin güney ve güneydoğu bölgeleri ile birlikte özellikle Ağrı, Iğdır ve Ardahan gibi doğu vilayetlerinde de etnik huzursuzluk çıkarmak, Kürt gençliğini silahlandırmak benzeri etkinliklerini artırdığı görülüyor. 
PKK, Ağrı-Iğdır-Ardahan üçgeninde saldırıları da arttırarak Türkiye’nin Ermenistan ile sınır topraklarını kontrol altına almak ve bölgede yaşayan Azerbaycan kökenlileri göçe zorlamayı öngörüyor.
 
*
Ermenistan’ın PKK’nın bu faaliyetlerine destek verdiği,
Terör örgütünün bu bölgeyi tamamen kontrol altına alması halinde, Ermenistan’ın bu bölgeyi kendine merkez seçeceği ve faaliyetlerini genişleteceği belirtiliyor. 
Böylece Kürtlerin bir araç olarak kullanıldığı ve “Büyük Ermenistan” arzusunun gerçekleştirilmek istendiği gibi bir fikir oluşuyor…
 
*
Çünkü, PKK’nın Avrupa’daki Ermeni lobisi tarafından oluşturulduğu,
PKK ve HDP kadrolarında yer alan birçok kişinin Ermeni asıllı olduğu,
HDP’nin Ermenilerin “Soykırım” iddialarını açıkça desteklediği ve bu amaçla çeşitli platformlarda yer aldığı zaten biliniyor. 
 
*
Bu durumda Türkiye;
Bir taraftan AKP iktidarının köhne siyaseti ve dış politikasındaki aymazlıkları,
Bir taraftan ABD’nin Irak’a yeniden dönmesinin sözkonusu olmadığı bir durumda PKK, PYD ve Peşmerge’yi,
Kürt bölgesi ve enerji kaynaklarını riske atacak hamlelere karşı arkasında bırakacağı bir kuvvet olarak düşünmesi,
Öte yanda, HDP’nin seçim barajını geçmesi ve sonraki çalışmalarında güçlü ve istikrarlı devletin varlığını tehdit olarak görme potansiyeliyle kuşatılmış bulunuyor… 
 
*
Diğer tarafta YCHP Genel Başkanı K.Kılıçdaroğlu,”Terör sorunu silahla çözülmüyor. Neyle çözülecek? Toplumsal uzlaşmayla çözülecek. Akılla, mantıkla çözülecek. Ortak dayanışmayla çözülecek. İnsan sevgisini ruhunda hisseden anlayışla çözülecek. Neyle çözülecek? Birlik, beraberlik, kardeşlikle çözülecek” diyor.
Birilerinin Dersimli Kılıçdaroğlu’na ” yaşanan sorunun terör sorununu çoktan aştığını, sorunun Türkiye’nin bekâsı  olduğunu” anlatması gerekiyor…
 
 
29.9.2015

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir