SURİYE’DE ERDOĞAN’IN GÖLGESİ

Milli İstihbarat Teşkilatı IŞİD terör örgütünün yalnız kalmaması, saldırmaması ve Türkiye sınırına operasyon yapmaması,
Fakat Kürtlerin sınırdan içerilere sürülmesi karşılığında,
Özgür Suriye Ordusu mevzilerinin dağıtılması,kontrolündeki bölgelerin IŞİD'in eline geçmesi gibi tuhaf bir durumu destekliyordu...
 
*
El Kaide'ye bağlı bir örgütün Türk topraklarını kullanma kabiliyeti, NATO üyesi olan Türkiye'nin Suriye'deki iç savaşta oynadığı rol hakkında sorular uyandırdı.
Türkiye devletlerin uluslararası ilişkiler açısından görevlerini belirleyen BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen kararlara aykırı davranmak ve suç işlemekle itham edilir oldu.
 
*
Recep Tayyip Erdoğan, "Esad gitsin" ısrarının boşa çıkması ve olası bir siyasi çözüm halinde Uluslararası Hukuk Mahkemesi'nde yargılanmanın telaşına düştü.
O yüzden Suriyeli muhaliflerin eğitilip silahlandırılması konusunda ABD'yi zorladı.
Suriye Dostlar Grubu'nun terörle mücadele koalisyonuna dönüşmesini engellemek istedi.
Ancak ABD'nin  'Eğit- Donat'  programına katılanların Suriye Ordusu ile değil, sadece IŞİD ile savaşacakları baskısına boyun eğdi.
 
*
Türkiye'nin İŞİD'le mücadele koalisyonuna aktif olarak katılması kararını aldırdı.
İncirlik başta olmak üzere diğer üsleri de koalisyonun kullanıma açtı.
Erdoğan'ın hesabı başkaydı,karşılık olarak Suriye'deki savaşın başından itibaren en fazla talep ettiğini;
Sınır hattında, Mare-Cerablus arasında 90 kilometre boyunca ve bazı bölümlerde 50 kilometre kadar derinlikte güvenli bölge oluşturulması fırsatını ele geçirdi...
 
*
ABD'nin Esad'a yönelik herhangi bir umut taşımaması Erdoğan'ı cesaretlendiriyordu.
Şam'ın rejim için güvenli bir yer olmadığı, tüm bölgelerden Nusayrilerin güvenli görüldüğü için Lazkiye ve Tartus bölgesine taşındığını, bu iki kent dışında Esad'in tamamına hâkim olduğu herhangi bir yerleşim birimi kalmadığını öngördü.
Muhaliflerin Lazkiye ve Tartus'a yaklaşması halinde B.Esad ve İran blokunun müzakere için yol aramaya başlayacağını hedefledi. Lazkiye ve Tartus'u düşürdükleri takdirde geçiş dönemi senaryolarının şimdiden bu topraklarda uygulanabileceği düşüncesini hayata geçirmeye yöneldi.
 
 
* Türkiye bir yanda IŞİD'e karşı koalisyona katılmıştı, öte yanda  Güvenli Bölge'de El Kaide'nin Suriye kolu Nusra Cephesi, Ahrar'uş Şam örgütüne taktik veriyor, silah,mühimmat ve ekipmanla destekliyordu.
Bu örgütler de IŞİD'le savaşmak için Halep hattına giren Erdoğan'a bağlı cihatçı Türkmen birliklerine mevzilerini boşaltarak teslim ediyordu. 
 
*
Türkiye'nin desteğiyle çeteler bir taraftan, güvenlikli bölgeyi Şii milislerden ve PKK/PYD'den temizlenmeye çalışıyor,
Öte yanda Lazkiye ve Tartus'a doğru Suriye Ordusu'na saldırıyorlardı...
 
*
Bugün Suriye Kürtlerinin  Halk Koruma Birlikleri (YPG), IŞİD gibi radikal örgütlere karşı Özgür Suriye Ordusu,Birleşik Özgürlük Güçleri, Marksist Leninist Komünist Partisi (MLKP) ve Türkiye Kominist Partisi (TİKKO) ile ittifak halindedir.
Kuzey Suriye'ye ya da Afrin, Kobani, Serakaniye, Gıre Spî ve Haseke'ye hakîmdirler.
  
*
Bu sıralarda Başkan Obama, "Sahada efektif bir ortağımız olduğunda, IŞİD geriletilebilir" deyince,
Savunma Bakanı A.Carter, Kürt kuvvetlerini "becerikli" olarak nitelendiriyor ve onlara taktik destek verdiklerini, ABD'nin Suriye'deki IŞİD hedeflerine yönelik bombardımanını artırmasında YPG'nin başarılarının payı olduğunu söylüyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü J.Kirby ise "ABD'nin YPG'yi terörist bir örgüt olarak görmüyor" diyor.
Nitekim, YPG'nin Suriye'deki  ilerleyişini ABD'nin verdiği hava desteği ile sürdürdüğü bilgileri geçiyor.
 
*
Nereye? YPG kuzeyde Güvenlikli Bölge'nin başladığı sınır kenti Cerablus'a ilerliyor.
Böylece ABD ve Türkiye'nin, IŞİD militanlarının Suriye'nin Kuzeyi'nde tesis edilen güvenli bölgeden çıkarılması, Kürt militanlarının bölge içine girmesine olanak sağlanmayacağı yönünde yaptıkları mutabakatın aşıldığı anlaşılıyor.
 
*
Birincisi; PYD güçlerinin Batı'ya doğru daha da ilerlemesiyle, ABD'nin Suriye'nin Kuzey Batısında etkin bir savaş gücü olduğunu kanıtlayan Kürt milisleriyle birlikte çalışma kabiliyeti artıyor.
İkincisi; PYD Cerablus'u alarak Avrupa'dan ve diğer bölgelerden IŞİD'e katılmak isteyen cihatçıların Suriye'ye geçişini durdurmayı,
Üçüncüsü; Kobani,Tel Abyad kantonlarını Efrin kantonuyla birleştirmeyi ve Suriye kuzeyinde bir Kürt koridoru oluşturmayı hedefliyor.
 
*
O arada bir taraftan Suriye Rejim Ordusu'nun Lazkiye, İdlib ve Halep kırsalında Recep Tayyip Erdoğan'ın desteklediği Özgür Suriye Ordusu, Nusra Cephesi ve Türkistan İslami Partisi birliklerine,
Öte taraftan Rusya'nın gönüllü milislerden oluşturduğu Özel Alayı'nın ise ilk sıcak temasında IŞİD militanlarına ağır darbe vurduğu bilgileri alınıyor. *
Rusya, Suriye'de Esad'ın yerine bir alternatifinin olmadığa inanıyor.
O yüzden "Esad'lımı-Esad'sız mı" yaygarasından vazgeçilerek Suriye Krizinin bir dünya krizi haline gelmemesi için Suriye'dedir.
Elbette Ukrayna krizinden yansıyan çıkarlarını da savunuyor.
Savaşan güçlerin ortak tehdit kabul ettiği radikal terör örgütleriyle mücadele için Suriye ve Irak orduları ile "Kürt güçleri" ve diğer ülkelerin de dahil olduğu yeni bir uluslararası koalisyonun kurulmasını öngörüyor.
Aynı amaç için İran Kudüs Gücü'nünde bölgede olduğu söyleniyor. 
 
*
Rusya'nın ve İran'ın Suriye sorunundaki duruşları nisbi bir değişikliğe neden oluyor.
Suriye krizinin çözümü çabalarında Rusya ve İran'ın öne çıkmasıyla,
Başkan Obama yaşanan krizlerde kararsız kalmakla, beğenmediği rejimleri değiştirmeye çalışmakla eleştiriliyor.
 
*
Bu noktada Başkan Obama'nın bir zaman önce Afganistan'da kolay bir savaşı kaldıramayıp çekilen,
Rus ordusu askerleri ile  Recep Tayyip Erdoğan'ın kör inadını karşı karşıya mı getirmeyi düşündüğü bilinmiyor...
 
*
Recep Tayyip Erdoğan, bugün Moskova'da Putin ile görüşüyor...
 
23.9.2015
  *Kurban Bayramınızı tebrik ediyor,İnsanlığa ve TürkMilleti'mize esenlikler diliyorum, Efendim. - fig 25 02 2018 08 14 49
Milli İstihbarat Teşkilatı IŞİD terör örgütünün yalnız kalmaması, saldırmaması ve Türkiye sınırına operasyon yapmaması,
Fakat Kürtlerin sınırdan içerilere sürülmesi karşılığında,
Özgür Suriye Ordusu mevzilerinin dağıtılması,kontrolündeki bölgelerin IŞİD’in eline geçmesi gibi tuhaf bir durumu destekliyordu…
 
*
El Kaide’ye bağlı bir örgütün Türk topraklarını kullanma kabiliyeti, NATO üyesi olan Türkiye’nin Suriye’deki iç savaşta oynadığı rol hakkında sorular uyandırdı.
Türkiye devletlerin uluslararası ilişkiler açısından görevlerini belirleyen BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen kararlara aykırı davranmak ve suç işlemekle itham edilir oldu.
 
*
Recep Tayyip Erdoğan, “Esad gitsin” ısrarının boşa çıkması ve olası bir siyasi çözüm halinde Uluslararası Hukuk Mahkemesi’nde yargılanmanın telaşına düştü.
O yüzden Suriyeli muhaliflerin eğitilip silahlandırılması konusunda ABD’yi zorladı.
Suriye Dostlar Grubu’nun terörle mücadele koalisyonuna dönüşmesini engellemek istedi.
Ancak ABD’nin  ‘Eğit- Donat’  programına katılanların Suriye Ordusu ile değil, sadece IŞİD ile savaşacakları baskısına boyun eğdi.
 
*
Türkiye’nin İŞİD’le mücadele koalisyonuna aktif olarak katılması kararını aldırdı.
İncirlik başta olmak üzere diğer üsleri de koalisyonun kullanıma açtı.
Erdoğan’ın hesabı başkaydı,karşılık olarak Suriye’deki savaşın başından itibaren en fazla talep ettiğini;
Sınır hattında, Mare-Cerablus arasında 90 kilometre boyunca ve bazı bölümlerde 50 kilometre kadar derinlikte güvenli bölge oluşturulması fırsatını ele geçirdi…
 
*
ABD’nin Esad’a yönelik herhangi bir umut taşımaması Erdoğan’ı cesaretlendiriyordu.
Şam’ın rejim için güvenli bir yer olmadığı, tüm bölgelerden Nusayrilerin güvenli görüldüğü için Lazkiye ve Tartus bölgesine taşındığını, bu iki kent dışında Esad’in tamamına hâkim olduğu herhangi bir yerleşim birimi kalmadığını öngördü.
Muhaliflerin Lazkiye ve Tartus’a yaklaşması halinde B.Esad ve İran blokunun müzakere için yol aramaya başlayacağını hedefledi.
Lazkiye ve Tartus’u düşürdükleri takdirde geçiş dönemi senaryolarının şimdiden bu topraklarda uygulanabileceği düşüncesini hayata geçirmeye yöneldi.
 
 
*
Türkiye bir yanda IŞİD’e karşı koalisyona katılmıştı, öte yanda  Güvenli Bölge’de El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi, Ahrar’uş Şam örgütüne taktik veriyor, silah,mühimmat ve ekipmanla destekliyordu.
Bu örgütler de IŞİD’le savaşmak için Halep hattına giren Erdoğan’a bağlı cihatçı Türkmen birliklerine mevzilerini boşaltarak teslim ediyordu. 
 
*
Türkiye’nin desteğiyle çeteler bir taraftan, güvenlikli bölgeyi Şii milislerden ve PKK/PYD’den temizlenmeye çalışıyor,
Öte yanda Lazkiye ve Tartus’a doğru Suriye Ordusu’na saldırıyorlardı…
 
*
Bugün Suriye Kürtlerinin  Halk Koruma Birlikleri (YPG), IŞİD gibi radikal örgütlere karşı Özgür Suriye Ordusu,Birleşik Özgürlük Güçleri, Marksist Leninist Komünist Partisi (MLKP) ve Türkiye Kominist Partisi (TİKKO) ile ittifak halindedir.
Kuzey Suriye’ye ya da Afrin, Kobani, Serakaniye, Gıre Spî ve Haseke’ye hakîmdirler.
  
*
Bu sıralarda Başkan Obama, “Sahada efektif bir ortağımız olduğunda, IŞİD geriletilebilir” deyince,
Savunma Bakanı A.Carter, Kürt kuvvetlerini “becerikli” olarak nitelendiriyor ve onlara taktik destek verdiklerini, ABD’nin Suriye’deki IŞİD hedeflerine yönelik bombardımanını artırmasında YPG’nin başarılarının payı olduğunu söylüyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü J.Kirby ise “ABD’nin YPG’yi terörist bir örgüt olarak görmüyor” diyor.
Nitekim, YPG’nin Suriye’deki  ilerleyişini ABD’nin verdiği hava desteği ile sürdürdüğü bilgileri geçiyor.
 
*
Nereye? YPG kuzeyde Güvenlikli Bölge’nin başladığı sınır kenti Cerablus’a ilerliyor.
Böylece ABD ve Türkiye’nin, IŞİD militanlarının Suriye’nin Kuzeyi’nde tesis edilen güvenli bölgeden çıkarılması, Kürt militanlarının bölge içine girmesine olanak sağlanmayacağı yönünde yaptıkları mutabakatın aşıldığı anlaşılıyor.
 
*
Birincisi; PYD güçlerinin Batı’ya doğru daha da ilerlemesiyle, ABD’nin Suriye’nin Kuzey Batısında etkin bir savaş gücü olduğunu kanıtlayan Kürt milisleriyle birlikte çalışma kabiliyeti artıyor.
İkincisi; PYD Cerablus’u alarak Avrupa’dan ve diğer bölgelerden IŞİD’e katılmak isteyen cihatçıların Suriye’ye geçişini durdurmayı,
Üçüncüsü; Kobani,Tel Abyad kantonlarını Efrin kantonuyla birleştirmeyi ve Suriye kuzeyinde bir Kürt koridoru oluşturmayı hedefliyor.
 
*
O arada bir taraftan Suriye Rejim Ordusu’nun Lazkiye, İdlib ve Halep kırsalında Recep Tayyip Erdoğan’ın desteklediği Özgür Suriye Ordusu, Nusra Cephesi ve Türkistan İslami Partisi birliklerine,
Öte taraftan Rusya’nın gönüllü milislerden oluşturduğu Özel Alayı’nın ise ilk sıcak temasında IŞİD militanlarına ağır darbe vurduğu bilgileri alınıyor.
*
Rusya, Suriye’de Esad’ın yerine bir alternatifinin olmadığa inanıyor.
O yüzden “Esad’lımı-Esad’sız mı” yaygarasından vazgeçilerek Suriye Krizinin bir dünya krizi haline gelmemesi için Suriye’dedir.
Elbette Ukrayna krizinden yansıyan çıkarlarını da savunuyor.
Savaşan güçlerin ortak tehdit kabul ettiği radikal terör örgütleriyle mücadele için Suriye ve Irak orduları ile “Kürt güçleri” ve diğer ülkelerin de dahil olduğu yeni bir uluslararası koalisyonun kurulmasını öngörüyor.
Aynı amaç için İran Kudüs Gücü’nünde bölgede olduğu söyleniyor. 
 
*
Rusya’nın ve İran’ın Suriye sorunundaki duruşları nisbi bir değişikliğe neden oluyor.
Suriye krizinin çözümü çabalarında Rusya ve İran’ın öne çıkmasıyla,
Başkan Obama yaşanan krizlerde kararsız kalmakla, beğenmediği rejimleri değiştirmeye çalışmakla eleştiriliyor.
 
*
Bu noktada Başkan Obama’nın bir zaman önce Afganistan’da kolay bir savaşı kaldıramayıp çekilen,
Rus ordusu askerleri ile  Recep Tayyip Erdoğan’ın kör inadını karşı karşıya mı getirmeyi düşündüğü bilinmiyor…
 
*
Recep Tayyip Erdoğan, bugün Moskova’da Putin ile görüşüyor…
 
23.9.2015
 
*Kurban Bayramınızı tebrik ediyor,İnsanlığa ve TürkMilleti’mize esenlikler diliyorum, Efendim.

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir