NECDET BULUZ
7 Haziran seçimlerinden hezimete uğrayarak çıkan Cumhurbaşkanı ve AK Parti’nin iki ana hedefi vardı:
Seçimde sıçrama yapan MHP ve HDP’nin önü kesilmedikçe AK Parti’nin artık tek başına iktidar olması mümkün olmayacaktır. Bundan sonra yapılacak seçimde bu iki partinin önünün kesilmesi için düğmeye basıldı.
Bugünkü yazımızda HDP’nin durumunu dışarıda bırakıp, yüzümüzü MHP tarafına çevirmek istiyoruz.
MHP’nin sembol isimlerinden Tuğrul Türkeş’in Davutoğlu’nun bakanlık önerisini kabul ederek MHP’ye ihanet etmesi ile başlayan süreç AK Parti’ye yarar mı? Bundan ne gibi fayda sağlanır?
AK Parti, bir yandan siyasi ahlaka aykırı hareketlerle göz boyamaya çalışırken, diğer taraftan terör örgütünün siyasi ayağı HDP ile hükümet ortaklığı kurarak “ihanet”i Türkeş’in adı ile örtmeye çalışacak. Seçmen bunu kabul eder mi, ya da inanır mı, bunu seçim sonrası ortaya çıkacak tabloda daha net biçimde göreceğiz.
Ancak, işin önemi şudur:
Seçimde MHP’yi çökertemeyen ve bunda başarısız olan AK Parti, Türkeş’i bu partiden “ihanet” ile kopararak MHP üzerinde oynamak istemektedir. Hedef, MHP oylarının bir kısmını Türkeş’in adı ile AK Parti’ye çekmektir. Bu konuda yanlış “at” oyun oynandığının altını kalınca çizelim.
MHP kadrolarını partiye ihanet ederek bakanlık görevini kabul eden Türkeş’in peşinden gideceğini sananlar büyük yanılgı içindedirler.
Partisine, davasına, arkadaşlarına ihanet eden birinin peşinden MHP’ye gönül vermiş olan davasına inanmış olanların gitmesi ve partiden kopması mümkün müdür? Kaldı ki, böyle bir durumda AK Parti’nin ayak oyunlarına karşı MHP kadrolarının ve bu partiye gönül vermiş olanların çok daha farklı dersler vereceğini de söylemliyiz.
Kaldı ki, Türkeş, bugüne kadar gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse AK Parti için çok ağır ifadeler kullanmış, özellikle de 17/25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk iddiaları konusunda ağzına geleni söylemişti. Cumhurbaşkanı ve AK Parti’ye en sert muhalefeti yapanlardan birisiydi. Şimdi böyle birisinin AK Parti kadrolarında yer almasını ne AK Parti tabanı, ne MHP tabanı kabul etmeyecektir. Zaten bunun sonuçlarını da seçim sonrası hep birlikte göreceğiz.
Kendisine ve partisine hayırı olmayanın bir başka kişiye ve partiye hayırı olur mu?
Türkeş konusunu bu pencereden irdelemekte fayda vardır.
Bugün MHP’ye ve dava arkadaşlarına ihanet edenin, yarın gittiği partiye ve arkadaşlarına ihanet etmeyeceğinin garantisi var mı?
Aslına bakılacak olursa AK Parti, Tuğrul Türkeş adını çok farklı biçimde kullanmak isteyecektir. Buradaki hedef “MHP oylarından ne kadar kırpabilirsem o bana kar” anlayışıdır. Bunun da tutacağını sanmıyoruz. Eğer, konunun içinde bir “şantaj” kokusu varsa ve bu MHP tabanına yayılırsa buna verilecek tepki de çok sert olur. Çünkü MHP tabanı şantaj konusunda son derece duyarlı ve tepkilidir. Geçmişte kaset olayını anımsatalım. Kaset olayları şantaj kokuyordu, bu anlaşılınca da milletin MHP’ye yönelmiş olduğunu gördük.
Nitekim MHP cephesinden de Türkeş’in ihaneti ile ilgili tepkiler çığ gibi gelmeye başladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim kabinesine giren Tuğrul Türkeş’e tepki gösterdi. Bahçeli, yaptığı açıklamada; “Vatan sabırdır; mirasyediler idrak edemez. Vatan yürek atışıdır; korkakların eline bırakılamaz. Tarih turnusol kağıdı gibidir; ihanetle sadakati tasnif etmekle kalmaz, geleceğin hafızasına nakleder. Bundan ders alınıyorsa mesele yoktur” ifadesini kullandı. Talihin sürprizlerle dolu olduğunu ve kimisinin önünü açtığını, kimisine de acı yüzünü göstererek kapattığını kaydeden Bahçeli, “Vatan ancak hak eden, ancak layık olan gönüllerde namus timsali olur, dahası asıl zirvesine ulaşır. Vatan davadır, dava ise inançtır, iddiadır, irfandır, iffettir. Bunlardan nasibini alamayanlar için vatan kuru bir toprak parçasıdır. Vatan vefadır, vefa ise adamlıktır, Allah korkusudur, utanma duygusudur. Değerlerini menfaate tahvil etmişler için vatan boş bir hayaldir.”dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, yaptığı açıklamada, geçici seçim hükümeti için Başbakan Davutoğlu’nun teklif gönderdiği isimler arasında yer alan MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş’in “Evet” demesini sert bir dille eleştirdi. Açıklamasında ağır ifadelere yer veren Çetin, “Türkeş soyadına ve Türklük davasına kaça ihanet ettin?” diye sordu. “AKP daha önce de bir başka Türkeş ismini ihanet projelerine perde olarak kullanmayı denemiş, ancak üzerine sinmiş bölücülük ve hırsızlık lekelerini gizleyememişti” ifadelerini kullanan Çetin, AKP yöneticilerinin seçimlerde tek başına hükümet yetkisinin elinden alınmasına rağmen iktidarı paylaşmaya yanaşmadığını tekrarladı.
Tuğrul Türkeş’in bakanlık teklifini kabul etmesinin, “Milyonlarca Ülkücüyü hüzne boğduğunu” belirten Çetin, “AKP-HDP hükümetine meşruiyet kazandırması amacıyla kaçak saray tarafından devşirilen Tuğrul Türkeş, Ülkücü Hareket’te şahsi bir karşılığı olmadığını çok kısa bir süre içerisinde anlayacaktır” diye konuştu.
Çetin açıklamasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’yi yeniden seçime götürecek hükümette kabak gibi ortaya çıkan AKP-HDP ortaklığı, transfer edilen devşirmeyle kamufle edilerek algı operasyonu tamamlanmıştır. Türkiye’nin yeni hükümeti AK-PKK ve devşirme ittifakıdır. Türkiye’de iki aydır koalisyon kurulamamasının sebebi de böylelikle ortaya çıkmıştır. MHP’nin ileri sürdüğü dört şarta burun kıvıran AKP, MHP’nin içine arka kapıdan sızarak devşirdiği isimden koalisyon sözünü çok önceden almıştır”
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın