VEREN EL ALAN ELDEN ÜSTÜNDÜR

  Uluslararası sistem ABD'nin giderek zayıflayan ekonomisi, Çin sanayi ürünlerinin dünya piyasalarındaki hızlı artışı, dünya ekonomileri merkezinin Asya'ya kayması benzeri sonuçlarla karşı karşıyadır.
 
*
Bu sırada Yunanistan bir kez daha Euro'dan ayrılmanın kıyısına gelmiştir.
Avrupa Birliği (AB) ile Uluslararası Para Fonu (IMF) Yunanistan ekonomisini düştüğü kriz ortamından çıkaracak yardım paketini Atina'ya göndermeden önce ikna edici bir kemer sıkma paketi görmek istiyor.
Vergi artırımlarından özelleştirmelere, memur-emekli maaşlarında indirimden, kamu harcamalarında azami düzeyde kesintiye ve yeter sayıda kamu personelinin işten çıkarılmasına, daha fazla ürünün KDV'ye tabi olmasına kadar birçok kemer sıkma adımı talep ediliyor.
 
*
Rağmen solcu SYRİZA hükümeti seçim kampanyası boyunca vurgu yaptığı 'Kemer sıkma politikalarına hayır' söylemi doğrultusunda memur ve emekli maaşlarında herhangi bir indirime karşı çıkıyor.
IMF ve AB'ye maaş kesintileri yerine yolsuzlukla mücadele, verginin tabana yayılması gibi başlıkları içeren bir reform paketi öneriyor.
Taraflar bir türlü uzlaşı sağlayamıyor...
 
*
Öyle ki, Yunanistan'ın Haziran sonunda  1,5 milyar euroluk IMF borç geri ödemesini gerçekleştirmek için kurtarma paketinin 7,2 milyar euroluk son dilimini alması gerekiyor.
Çünkü Atina'nın elinde bu ödemeyi yapacak kaynağı bulunmuyor...
 
*
Yunanistan ay sonuna kadar IMF ve AB ile bir uzlaşı sağlayamaz ve borcunu geri ödeyemezse temerrüde düşecektir.
Böylece uluslararası piyasalardan borçlanamaz hale gelecek, kamu çalışanlarının maaşlarını bile ödeyemeyecektir.
Yunanistan'ın temerrüde düşmesi halinde Euro Bölgesi'ni terk ederek tekrar Drahmi kullanmaya dönmesinden endişe ediliyor.
 
*
Başbakan Aleksis Çipras, Rusya/St Petersburg'ta düzenlenen Uluslararası Ekonomi Forumu'nda "Ukrayna'da yaşanan kriz, Avrupa'da istikrarın olmadığını gösterdi" diyerek Rusya'nın küresel etkinliğinin giderek arttığına dikkat çekiyor.
"Dünyanın ekonomi merkezleri değişiyor. Artık dünyanın merkezinde olmadığımızı anlamamız gerekiyor" diyor.
 
*
Yunanistan, Helen kültürünün bütün hristiyan kiliselerinden, bütün Avrupa devletlerinden, eğilimleri- inançları- çıkarları ne olursa olsun Batılı düşünür ve yazarlardan destek gören eşsiz bir talih üzerinde yükseliyor.
Bu hal Yunanlıya kendini farklı hissetmek, atılganlık ve siyasi özgüven vermektedir. Ortodoks Kilisesi de mütemadiyen bu milliyetçi karakteri  besliyor.
 
*
SYRİZA lideri "Avrupa'da istikrarın olmadığından" bahsederken, işte bu eşsiz talihten yararlanıyor.
AB'nin kendisine yardım etmesi için tüm Avrupalı halkların ulusal ve milliyetçi duygularının dalga dalga yayılması potansiyelini ivmeliyor.
 
*
Avrupa'da krizin; Fransa'nın büyüme ve istihdamı arttırma yöntemiyle mi ya da Almanya'nın daralma ve kemer sıkma  yöntemiyle mi çözüleceği tartışmaları arasında Yunanistan'da hedeflenen ekonomik iyileşme gerçekleşmemiştir.
Borç kriziyle mücadelede Fransa'nın önerisi ekonomik büyüme için Eurobond çıkarılması ve büyümeyi teşvik edici reformlar yapılmasıydı ki, Avrupa siyasal bütünlüğüne ya da Avrupa Federalizmine yol açacaktı.
Bu yöntem karşısında Almanya'nın ekonomik daralma ve kemer sıkma önerisi ise ekonomik ve sosyal kazanımlarından geri adım atmak istemeyen Avrupalı halkların,
Her iki önerinin bileşkesinde ulusal iradelerini belirleyen karakterleri yeniden keşfetmesine neden oldu.
Şimdi Almanlar, Avrupa kriziyle birlikte giderek kendi ulusal iradelerini belirleyen karakterlerine ve bu karakter cümlesinde ulusal bütünlüklerini arar durumdadır. 
 
*
Çünkü insanlar giderek ne Federal Avrupa ne de kazanılmış haklarından ödün vermeyi istemiyor.
Herkes hükümetlerinin talebi uyarmasını ve ekonomide canlanma sağlamasını, yolsuzlukların önüne geçilmesini ve gelir adaletinin sağlanmasını istiyor.
 
*
O yüzden SYRİZA hükümeti, Yunanistan bir kez daha Euro'dan ayrılmanın kıyısına gelmişken,
AB'nin kendisine yardım etmesi için tüm Avrupa halklarının ulusal ve milliyetçi damarlarını harekete geçirmekten kaçınmıyor.
 
*
Yunanistan'ın zor durumu; uygulanan ekonomik, siyasal ve askeri yaptırımlardan çıkış yolu arayan Rusya'ya da bir fırsat yaratıyor.
Rusya Devlet Başkanı V.Putin St.Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu'nda Batı'nın yaptırımlarına özgürlükleri genişleterek ve Rusya'yı dünyaya daha fazla açarak yanıt vereceklerini söylüyor.
 
*
Nitekim St. Petersburg'da Rus doğalgazının Türk Akımı ile Yunanistan'dan Avrupa'ya ulaşması için Moskova ve Atina arasında ön anlaşma imzalanıyor.
Rusya ile bozulan ilişkileri nedeniyle Moskova'nın artık güvenilir bir hat olarak görmediği Ukrayna'yı by-pass etmesi planlanan projeyi iki ülke ortak olarak sahipleniyor.
Projenin Rus Vnesheconombank tarafından finanse edileceğini açıklanıyor.
SYRİZA lideri Çipras Yunanistan'ın bu zor dönemde desteğe ihtiyacı olduğunu açıklarken, AB dayanışma ile kemer sıkma arasında zor bir tercih yapmak üzere" diyor!  *
Aslında Rusya, ABD'nin ekonomi-politiğini halâ kendisiyle güç dengesini belirlemeye yönelik girişimlerden ya da Ukrayna'nın Baltık'tan Karadeniz'e, Hazar'a ve Ortadoğu'ya kadar olan bölgedeki rolü üzerinden belirlemesine karşı tedbirler geliştiriyor..
 
*
Bir taraftan SYRİZA, AB vatandaşları arasında ulusal ve milliyetçi etkileri ivmelerken,
Öte yanda Rusya, Yunanistan'a yüklü miktarda uzun vadeli borç vereceğini de gündeme getiriyor. *
Yunanistan'la işbirliği üzerinden Batı'nın ambargolarında  bir gedik açmanın  ötesinde,
Farklı finansal rejimler, kur ve makroekonomik politika  yaklaşımları altında uluslararası finansal istikrarı koruma görevini yürüten, zamanla yapısal uyum, fakirliğin azaltılması, iyi yönetişim gibi yeni hedeflerle küresel misyon tanımlamasını sürekli genişleten, fakat giderek zengini fakirden koruma misyonuna bürünen İMF'in;
Artık reforme edilmesi gerekliliğini: Finansal mimarinin değişimini: Piyasalara işlerlik kazandırılmasını: Yeni bir döviz rezervinin oluşturulmasını: Serbest ticaret anlaşmalarının şeffaf ve şeffaflığın getirdiği meşrulukla yapılması taleplerini Batılı halkların ve ülkelerin gözüne sokuyor...
 
21.6.2015 - 7593
 
Uluslararası sistem ABD’nin giderek zayıflayan ekonomisi, Çin sanayi ürünlerinin dünya piyasalarındaki hızlı artışı, dünya ekonomileri merkezinin Asya’ya kayması benzeri sonuçlarla karşı karşıyadır.
 
*
Bu sırada Yunanistan bir kez daha Euro’dan ayrılmanın kıyısına gelmiştir.
Avrupa Birliği (AB) ile Uluslararası Para Fonu (IMF) Yunanistan ekonomisini düştüğü kriz ortamından çıkaracak yardım paketini Atina’ya göndermeden önce ikna edici bir kemer sıkma paketi görmek istiyor.
Vergi artırımlarından özelleştirmelere, memur-emekli maaşlarında indirimden, kamu harcamalarında azami düzeyde kesintiye ve yeter sayıda kamu personelinin işten çıkarılmasına, daha fazla ürünün KDV’ye tabi olmasına kadar birçok kemer sıkma adımı talep ediliyor.
 
*
Rağmen solcu SYRİZA hükümeti seçim kampanyası boyunca vurgu yaptığı ‘Kemer sıkma politikalarına hayır’ söylemi doğrultusunda memur ve emekli maaşlarında herhangi bir indirime karşı çıkıyor.
IMF ve AB’ye maaş kesintileri yerine yolsuzlukla mücadele, verginin tabana yayılması gibi başlıkları içeren bir reform paketi öneriyor.
Taraflar bir türlü uzlaşı sağlayamıyor…
 
*
Öyle ki, Yunanistan’ın Haziran sonunda  1,5 milyar euroluk IMF borç geri ödemesini gerçekleştirmek için kurtarma paketinin 7,2 milyar euroluk son dilimini alması gerekiyor.
Çünkü Atina’nın elinde bu ödemeyi yapacak kaynağı bulunmuyor…
 
*
Yunanistan ay sonuna kadar IMF ve AB ile bir uzlaşı sağlayamaz ve borcunu geri ödeyemezse temerrüde düşecektir.
Böylece uluslararası piyasalardan borçlanamaz hale gelecek, kamu çalışanlarının maaşlarını bile ödeyemeyecektir.
Yunanistan’ın temerrüde düşmesi halinde Euro Bölgesi’ni terk ederek tekrar Drahmi kullanmaya dönmesinden endişe ediliyor.
 
*
Başbakan Aleksis Çipras, Rusya/St Petersburg’ta düzenlenen Uluslararası Ekonomi Forumu’nda “Ukrayna’da yaşanan kriz, Avrupa’da istikrarın olmadığını gösterdi” diyerek Rusya’nın küresel etkinliğinin giderek arttığına dikkat çekiyor.
“Dünyanın ekonomi merkezleri değişiyor. Artık dünyanın merkezinde olmadığımızı anlamamız gerekiyor” diyor.
 
*
Yunanistan, Helen kültürünün bütün hristiyan kiliselerinden, bütün Avrupa devletlerinden, eğilimleri- inançları- çıkarları ne olursa olsun Batılı düşünür ve yazarlardan destek gören eşsiz bir talih üzerinde yükseliyor.
Bu hal Yunanlıya kendini farklı hissetmek, atılganlık ve siyasi özgüven vermektedir. Ortodoks Kilisesi de mütemadiyen bu milliyetçi karakteri  besliyor.
 
*
SYRİZA lideri “Avrupa’da istikrarın olmadığından” bahsederken, işte bu eşsiz talihten yararlanıyor.
AB’nin kendisine yardım etmesi için tüm Avrupalı halkların ulusal ve milliyetçi duygularının dalga dalga yayılması potansiyelini ivmeliyor.
 
*
Avrupa’da krizin; Fransa’nın büyüme ve istihdamı arttırma yöntemiyle mi ya da Almanya’nın daralma ve kemer sıkma  yöntemiyle mi çözüleceği tartışmaları arasında Yunanistan’da hedeflenen ekonomik iyileşme gerçekleşmemiştir.
Borç kriziyle mücadelede Fransa’nın önerisi ekonomik büyüme için Eurobond çıkarılması ve büyümeyi teşvik edici reformlar yapılmasıydı ki, Avrupa siyasal bütünlüğüne ya da Avrupa Federalizmine yol açacaktı.
Bu yöntem karşısında Almanya’nın ekonomik daralma ve kemer sıkma önerisi ise ekonomik ve sosyal kazanımlarından geri adım atmak istemeyen Avrupalı halkların,
Her iki önerinin bileşkesinde ulusal iradelerini belirleyen karakterleri yeniden keşfetmesine neden oldu.
Şimdi Almanlar, Avrupa kriziyle birlikte giderek kendi ulusal iradelerini belirleyen karakterlerine ve bu karakter cümlesinde ulusal bütünlüklerini arar durumdadır. 
 
*
Çünkü insanlar giderek ne Federal Avrupa ne de kazanılmış haklarından ödün vermeyi istemiyor.
Herkes hükümetlerinin talebi uyarmasını ve ekonomide canlanma sağlamasını, yolsuzlukların önüne geçilmesini ve gelir adaletinin sağlanmasını istiyor.
 
*
O yüzden SYRİZA hükümeti, Yunanistan bir kez daha Euro’dan ayrılmanın kıyısına gelmişken,
AB’nin kendisine yardım etmesi için tüm Avrupa halklarının ulusal ve milliyetçi damarlarını harekete geçirmekten kaçınmıyor.
 
*
Yunanistan’ın zor durumu; uygulanan ekonomik, siyasal ve askeri yaptırımlardan çıkış yolu arayan Rusya’ya da bir fırsat yaratıyor.
Rusya Devlet Başkanı V.Putin St.Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu’nda Batı’nın yaptırımlarına özgürlükleri genişleterek ve Rusya’yı dünyaya daha fazla açarak yanıt vereceklerini söylüyor.
 
*
Nitekim St. Petersburg’da Rus doğalgazının Türk Akımı ile Yunanistan’dan Avrupa’ya ulaşması için Moskova ve Atina arasında ön anlaşma imzalanıyor.
Rusya ile bozulan ilişkileri nedeniyle Moskova’nın artık güvenilir bir hat olarak görmediği Ukrayna’yı by-pass etmesi planlanan projeyi iki ülke ortak olarak sahipleniyor.
Projenin Rus Vnesheconombank tarafından finanse edileceğini açıklanıyor.
SYRİZA lideri Çipras Yunanistan’ın bu zor dönemde desteğe ihtiyacı olduğunu açıklarken, AB dayanışma ile kemer sıkma arasında zor bir tercih yapmak üzere” diyor!
 *
Aslında Rusya, ABD’nin ekonomi-politiğini halâ kendisiyle güç dengesini belirlemeye yönelik girişimlerden ya da Ukrayna’nın Baltık’tan Karadeniz’e, Hazar’a ve Ortadoğu’ya kadar olan bölgedeki rolü üzerinden belirlemesine karşı tedbirler geliştiriyor..
 
*
Bir taraftan SYRİZA, AB vatandaşları arasında ulusal ve milliyetçi etkileri ivmelerken,
Öte yanda Rusya, Yunanistan’a yüklü miktarda uzun vadeli borç vereceğini de gündeme getiriyor.
*
Yunanistan’la işbirliği üzerinden Batı’nın ambargolarında  bir gedik açmanın  ötesinde,
Farklı finansal rejimler, kur ve makroekonomik politika  yaklaşımları altında uluslararası finansal istikrarı koruma görevini yürüten, zamanla yapısal uyum, fakirliğin azaltılması, iyi yönetişim gibi yeni hedeflerle küresel misyon tanımlamasını sürekli genişleten, fakat giderek zengini fakirden koruma misyonuna bürünen İMF’in;
Artık reforme edilmesi gerekliliğini: Finansal mimarinin değişimini: Piyasalara işlerlik kazandırılmasını: Yeni bir döviz rezervinin oluşturulmasını: Serbest ticaret anlaşmalarının şeffaf ve şeffaflığın getirdiği meşrulukla yapılması taleplerini Batılı halkların ve ülkelerin gözüne sokuyor…
 
21.6.2015

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir