8 HAZİRAN SABAHI

8 HAZİRAN SABAHI - gueven park aniti
guven_park_aniti

8 HAZİRAN SABAHI

HÜSEYİN MÜMTAZ

8 Haziran sabahı “parlamenter demokratik” “yeni bir Türkiye”ye uyandık.

“Yeniden”.

“Yeni” Türkiye fotoğrafına üç değişik açıdan bakılmalıdır.

  1. Türkiye haritası; 2. Dış politika;3. İç politika..
  2. Son üç seçimde giderek ayrışan memleketin batısı, ortası ve doğusunun gösterildiği farklı renklerin artık iyice kemikleşmiş ve belirginleşmiş olduğu görülmektedir..

Memleket açıkça üçe bölünmüştür.

Doğu ve güneydoğudaki farklı renkli “bölge” on senedir; özerklik, muhtariyet, özel kolluk kuvvetleri, özel yargı, “dışarıdaki” dört parçanın üçüyle birleşmesi isteğini giderek daha yüksek sesle ve açıkça dillendirmek durumundadır.

Kimden güç ve cesaret almışlar ve almaktadırlar?

  1. Sübjektif, ”dünya gerçeklerinden” son derece uzak ve süratle kurtulunması beklenilen dış politikada İran, Irak, Suriye, Kıbrıs ve BM, AB-D eksenlerinde değişim ve düzelme görülecektir. İran-Irak-Suriye’de mezhep taraftarlığı/karşıtlığı terkedilecek; Kıbrıs-BM-AB ve ABD cenahında “kazı kazan”cı, “boşlukları siz doldurun” teslimiyetçiliğinden vaz geçilecektir. Bilhassa güvenlik ve dış politika konularında; geçiş dönemleri, azınlık hükümeti veya zayıf tabanlı koalisyon dönemlerinde özellikle ihtiyaç duyulan (ve bir süredir rafa kaldırılmış olan) “devlet geleneği ve devlet aklı” devreye girecektir.

Memleketin en ücra köşelerini mesken tutan Suriyeli dilencilerin “çalışma koşulları” zorlaşacaktır.

  1. 7 Haziran seçimlerinde, son zamanlarda hiç rastlamadığımız yükseklikte %86.6 oranındaki seçmen, ”Yeni Türkiye” için “yeniden” “parlamenter demokratik” bir düzen telaşı ile sandığa gitmiştir.

Burada, 31 Mayıs tarihli “7 HAZİRAN SEÇİMLERİ” başlıklı bir önceki yazımızın şu bölümüne dikkat çekeceğiz;

HDP barajı mutlaka geçmelidir ki;

                1.Bunca tıraştan sonra öne dökülen saçların ak mı kara mı olduğu ortaya çıkmalıdır.

                2.a)Dolmabahçe müştemilatındaki sehpanın yanına sıralanan tarafların hangisinin; b)PKK-İmralı-Kandil üçgenindeki hangi köşegenin ve c)Seçime giren hangi partinin aslında iyi polis/kötü polisi oynadığı meydana çıkmalıdır.

Okumaya devam et  Serdar Ateş : SOSYAL MEDYADA ; GENÇLERE, “YENİ TÜRKİYE ” TUZAKLAMASI !

                Öyle ya, ‘barajı geçen’ HDP ile (ve tabii birbirleri ile); ‘ihtiyaç durumunda/mecburiyet tahtında/lüzumu halinde’ hangi partinin, propaganda sürecindeki söylemlerini yalayıp yutarak derhal ve ne ölçüde işbirliği yapacağı ancak o zaman görülebilecektir.

                ‘Önce Türkiye’yi düşünüp düşünmedikleri de..”

Evet, seçim öncesi bunca lâf söylenmesine rağmen, muhtemel bir azınlık hükümeti (TRANSFER?) veya koalisyonda, kim yüzünü kızartıp HDP ile ortaklık yapacaktır; PKK-İmralı-Kandil davullarının önünde oynayan HDP son tahlilde kimin sözünü dinleyecektir; Dolmabahçe müştemilatındaki seçim öncesi fotoğrafında yer alanların seçim sonrası tavırları ne olacak, hangi asık suratlar gülecek veya kimler somurtacaktır?

“Çözüm süreci”nin devamı için AKP-HDP işbirliği lâzımmış…

2000 yılında terör sıfır noktasındaydı ne PKK ne de HDP (yahut bilmem ne) vardı. Hepsi son on yıldaki müşterek tango projesinin ürünüdür.

Memleket haritasındaki son ve keskin renk ayrımı da zaten bu “çözüm süreci”nin aslında “çözülme süreci” olduğunun ispatı değil midir?

Son lâfım da bütün eleştirileri teflonsal bir pişkinlikle savuşturan Bahçeli için olacak.

Seçim sonuçlarına göre, yazının bu satırları yazılırken “M”HP’nin 80; HDP’nin de 80 milletvekili vardı?

Memleketin % 80’i Türk ve kalanı da (son derece saygı duyduğum) diğer çeşitli küsurattan ibaret olduğuna göre Bahçeli kimlerin, hangi cenahın, ne kadarının oyunu aldığını hesaplamakta ve mevcut 80-80’lik skorun bir basketbol sonucu olduğunu zannederek başarılı olduğunu mu düşünmektedir?

1999’da Rahşan’la koalisyon örneğinde olduğu gibi iktidar uğruna her şeyi içine sindirerek bir son dakika manevrası ile ve Öcalan’ı asmama/affetme karşılığında “yine” en büyük partiyle (daha önce çeşitli defalar örnekleri görüldüğü gibi) “yine” ortaklık yapacak mıdır?

Yaşarsak, Anayasa’ya göre 45 gün içinde hepsini göreceğiz.. 8 Haziran 2015

57’İNCİ ALAY HER YERDE

Okumaya devam et  Rumların ABD’deki yenilgisi

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir