Sahi kimsin sen?

FATMA SİBEL YÜKSEK /// KENT GAZETESİ (BURSA) - 7N789
,

7N789

FATMA SİBEL YÜKSEK /// KENT GAZETESİ (BURSA)

 

12/06/2013

 

Fatma Sibel Yüksek muhalif bir yazar olarak son bir kaç yıldır Bursa’da Kent gazetesindeki köşesinde yazıyordu.

Aşağıdaki yazısını okuduğumda yürekliliğini takdir etmiş ama herhalde bu son yazısı olur diye de düşünmüştüm.

Bu yazısında kantarın topuzunu biraz kaçırmıştı.Yazısı o gün için son yazısı olmadı ama nihayet gazeteye malûm mercilerden gelen baskılar sonucu 16 Ekim’de gazete yönetiminin talebi üzerine işten ayrılmak durumunda kaldı. Şu anda kendisini kadrosuna alacak babayiğit bir gazete patronu bulamadığından işsiz, kaleminin belâsı olarak da uzun süre yazamayacağını sanıyorum.

Bekir Coşkun

Fatma Sibel Yüksek’in O meşhur yazısı aşağıda:

———————-

 

Billboardlardaki resimlerine baktım; güya “kudretli” görünesin diye en çılgın bakışlı fotoğraflarını seçmişler. Kontrolsüz bir adrenalin ile geldiği yeri hazmedemeyişi harmanlayan deli bakışları.

Ne yapsan olmuyor.

Kültürsüzlüğün, görgüsüzlüğün, basitliğin, açlığın her şeyin önüne geçiyor.

Sadece çalma, çırpmaya, vebal almaya işleyen kıt aklın bile durup durup sana “Saygı görmüyorsun, sende bir şeyler eksik” diye fısıldıyor. Bu fısıltıyı duydukça iyice kontrolden çıkıyorsun. “Bana saygı duyun, önümde eğilin. Eteklerimi öpün” diye tepiniyorsun ama olmuyor.

Olmuyor işte.

En yakınındakiler bile senin iflah olmaz kifayetsizliğine, insanlıktan çıkmış öfkene, Allah’a şirk koşma noktasına gelmiş kibrine dayanamıyorlar.

En uyanıklar ile kullanım tarihinin tamamen sona gelmesini bekleyenler kaldı sadece çevrende. Bir de bir delinin gölgesi ardında kirli oyunlarını yürütenler.
Boşsun, bomboşsun.

Bir genelev fedaisi kadar ruhsuz ve hoyratsın.

Kabadayılığın da hikaye, dobralığında yalan, “delikanlılığın” da naylon.

Hak, hakkaniyet, adalet, merhamet gibi kavramlar kapından bile geçmemiş.

Alım-satım ustalığından, ticari uyanıklıktan dem vurarak örtmeye çalışıyorsun bu büyük eksikliğin üzerini.

Sahi kimsin sen?

Hep aynı yerden servis edilen üç adet gençlik, çocukluk ve askerlik fotoğrafından başka neden görüntün yok senin? Hangi okulları bitirdin, kimlerle aynı sıralarda oturdun? İlkokul öğretmenin kim? Neden bir kişi bile çıkıp seninle ilgili bir tek anısını anlatmıyor?

Seda Sayan’ın bile mahalle yıllarından bir fotoğraf çıkıp geliyor da, senin geçmişin neden bu kadar sis perdelerinin ardında gizli?

Okumaya devam et  Yaşar Nuri Öztürk – AKP Günah işleme özgürlügü, insan haklari, azip kudurmuslar..

“Olmayan” biri misin yoksa sen? Hangi merkezlerde programlandı hastalıklı beynin?

Bütün değerlerden neden bu kadar yoksunsun; en kutsal kavramların içini boşaltmada nasıl bu kadar maharetlisin? Hurafe, iftira, şirret ve cehaletten beslenen dilin; hırstan ve doymamışlıktan ibaret kişiliğin, bir ağaç kovuğundan başka hiçbir şey olmayan fani bedeninle tarihin onurlu sayfalarında yer almaya soyunma cesaretini nereden buldun?

Duyduk ki, şimdi de “padişahçılık” oynuyormuşsun. Şah oldun, sıra şahbaz olmaya geldi. Her mevki ve makamı tattın, geriye “padişahlık” kaldı öyle mi? Senin montaj ürünü kimlik ve bedeninden kuşkusuz bir Fatih, bir Yavuz, bir Kanuni olmaz ama Deli İbrahim-Vahdettin karışımı bir kukla, pekalâ olabilir. Seni bütün bu defolarınla sahnede tutanların işine fazlasıyla yarar böyle acınası bir bez bebek.

Esiyorsun, gürlüyorsun, tepiniyorsun.

Pazarcı gibi tiz çığlıklar atıyorsun.

Deli bakışlarını devire devire, boyun damarlarını şişire şişire höykürüyorsun.

İyi de sen ne istiyorsun?

Karun oldun. Çocukların ülkedeki simit tablalarından bile haraç alıyor, gudubet karın ipek kumaşlara, paha biçilmez mücevherlere büründü. Şakşakçıların ceylan derisi koltuklarda basen büyütüyor. Bu kadarı da olmaz ki diyen kim varsa işinden aşından ettin, zindanlara attın, ailelerini açlığa mahkum ettin.

Gencecik üniversite mezunları işsizlikten intihar ediyor. Doktorlar, öğretmenler, polisler, subaylar açlık sınırında yaşıyor. Emekliler pazarlardan sebze artığı topluyor. Şehit katilleri Meclis’te suratımıza çemkiriyor. Sen hâlâ üstündeki pahalı elbiselerin, özel yapım som altın kol saatin, ipek kravatınla karşımıza geçip kusuyorsun da kusuyorsun.

Kime bu kinin?

Nereye doğru gittiğini bir gün olsun düşündün mü? Olmayan vicdanınla bir gün olsun kendine “Acaba biraz ileri mi gidiyorum” diye sordun mu?

İtikadın da yalan biliyoruz.

Ama bir gün olsun “Ya hesap günü varsa” diye endişelendiğin oldu mu?

Evet var.

Hesap günü var.

Ve sanki bu saldırganlığın, bu doymazlığın, tamah etmez azmışlığın, o hesap gününü biraz daha yaklaştırıyor. Artık Allah’ın gözüne batıyorsun birader!

Fazla parazit yapıyorsun, ortalığı hacminden fazla kirletiyorsun. Elde ettiklerinle şükür etmeyi, biraz da başkalarını düşünmeyi başaramadın. Böyle bir kapasiten yok çünkü.

Dünyaya yemeye, içmeye, dışkılamaya, kin ve nefret aşılamaya gelmişlerdensin. Üste bir de kibir yapıyorsun, işte bu hiç çekilmiyor…

Senin sonunu da bu yamyam kibrin getirecek…

Fatma Sibel Yüksek

kaynak:
istihbaratsahasi.wordpress.com

Okumaya devam et  Samsun’da halk PKK’ya karşı ayaklandı!

 

 


Comments

“Sahi kimsin sen?” için 5 yanıt

  1. Mahir Çınar 0 532 2873921 avatarı
    Mahir Çınar 0 532 2873921

    Sessiz çoğunluğun sesi Kimsesizlerin Kimi Mazlumların lideri Türk milletinin Yüzde 52 oyunu ve güvenini kazanmakla birlikte yeryüzündeki ümmetin güvenini kazanmış bir lider.Milletin iradesine saygı duyun lütfen.RTE yi millet getirdi Millet götürür RTE arkasında Allah ve Türk milleti var Peki sizin sahibiniz kim siz kimsiniz???

  2. tenzile s avatarı
    tenzile s

    fbi ajanlığı yapan kocası suç üstü yakalanıp içeri atıldığında – ozaman nişanlıydılar- veyis ateşle yatıyordu!

  3. Mehmet ozkan avatarı
    Mehmet ozkan

    Kimse erdogani bu kadar guzel tarif edememisti yuzde 52 ile gelmesini saygi ile karsilamak başka elestiri yapmak başka

  4.  avatarı

    Harika bir yazı tamda buuu

  5. kağan ünsal alphan! avatarı
    kağan ünsal alphan!

    fatma sibel yüksek ankara yenimahalle’de meydana gelen düşük şiddetli, pek çok vatandaşın hissetmediği depremden 20 dk. önce içinde tahteravalli kelimesinin geçtiği bir tweet atmıştır! bu küçük deprem nedense ntv’nin ilgisini çekmiş depremden bir saniye sonra ntv depremi canlı yayınla son dakika gelişmesi olarak vermiştir! bülteni sunan isim fetö’cü akın ipek’in kanalından transfer serhan başbahçivan’dı!
    fatma sibel yüksek’in kocası abd federal soruşturma bürosu fbi’in eğitmenlerinden behiç gürcihan ise 6 şubat depreminden bir kaç saat önce yapay depremlerin haarp’le değil mhd jeneratörleriyle meydana getirildiğini iddia eden çok sayıda tweet yayınlamıştır!
    tr genelinde meydana gelen deprem furyasından hemen önce ankara yenimahalle 25 mart mahallesi atakent sitesi 16 no’da oturan sedat peker’in tetikçilerinden erhan başbuğ’a sağladıkları mikrodalga işkence silahıyla hedefe koydukları insanlara mikrodalga işkencesi yaptırmaya başlamışlardır!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir