Diplomatik yalnızlığa sürüklenmeyelim…

NECDET BULUZ - necdet buluz

NECDET BULUZ

Sözde Ermeni soykırımının 100.yıldönümünde Papa’nın Vatikan’da “Bu soykırımdır” demesinden sonra 28 ülkeyi temsil eden Avrupa Parlamentosu’nda yapılan oylamada da 1915 olayları “soykırım “ olarak tanındı. Konu hiç kuşkusuz bu kadarla da sınırlı kalmadı.
Almanya, Avusturya ve ardından Rusya Devlet Başkanı Putin’in “Ermeniler soykırıma uğramıştır” demesi de işin tuzu biberi oldu. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak ve yalnızlaştırmak istiyorlar. Bu oynanan oyunu örmemiz gerekiyor.
Ankara, sözde Ermeni soykırımını “soykırım” olarak nitelendiren ülkelerdeki büyükelçilerini Ankara’ya çağırdı. Türkiye’nin haklı olduğu bir konuda haksız duruma düşürülmesi ve hassasiyetlerinin yok sayılması üzücü ve düşündürücüdür. Buna rağmen bazı ülkelerin Ermenilerin arkasında durması da küçümsenmesin.
Biz, eğer her “soykırım” diyen ülkeden büyükelçimizi Ankara’ya çağırırsak, diplomatik yalnızlığa sürüklenmiş oluruz. Haklı oluğumuz bir konuda da haksız duruma düşeriz. Konu, her hali ile sakin düşünmeyi, yeni bir sayfanın açılmasını gerektiriyor.
Şu konunun çok iyi bilinmesi gerektiği kanısındayız:
Ermeni soykırımına inanmayan ülkeler bile bugün ortaya çıkıp “soykırım” diyorsa bunun inandırıcılığı olamaz. Olamaz ama biz de bunu telaffuz eden ülkelerle ilişkilerimizi sonlandırmamamız gerekiyor. Konunun kökten çözümüne yönelik bazı adımların atılması, gerginlik politikalarına son verilmesi, diplomatik yalnızlığa düşmemek için de dikkatli olmamız gerekiyor.
Dikkat edilecek olursa her ülke, kendi çıkarları ve değerleri konusunu göz önüne alarak hareket ediyor. Amerika Başkanı Obama eğer “soykırım” demediyse bunun da Amerika çıkarlarına bağlamak gerekmektedir. Obama “soykırım “demedi ama bunun dışında her şeyi söyledi. Çok ağır ifadeler kullandı. Bunları geçenlerde yazdığımız bir yazıda ele almış ve değerlendirmiştik.
Amerika’nın bölgedeki çıkarlarında Türkiye’nin önemi büyüktür. BU nedenle Amerika, Türkiye’yi kırmak, incitmek ve küstürmek istemiyor. Çıkarları bunu gerektiriyor ve öyle hareket ediyor. Yoksa “Obama soykırım” demedi diye sevinmenin ve gurur duymanın hiçbir anlamı yoktur. Yukarıda da vurguladığımız gibi Obama “soykırım” demedi ama, her şeyi söyledi.
Rusya’ya gelince:
Zaten Ermenilerin 2015 döneminde arkasındaki güç Rusya idi. Tarihin her döneminde Rusya Ermenileri kullanmıştır. Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ının işgalinde de Ermenilerin arkasında yer alan Rusya olmadı mı? Kaldı ki, Rusya’ya doğalgaz başta olmak üzere birçok konuda bağımlı durumdayız. Şimdi çıkıp, bu ülkeleri karşımıza aldığımızda nasıl bir yalnızlığa sürükleneceğimizi de hesap etmek durumunda olduğumuzu unutmayalım.
Rusya’nın en büyük hedefi Kafkaslarda söz sahibi olmak, bu alanı Amerika’ya kaptırmamaktır. Ermenilerle de savunma işbirliğini imzalamışlardır. Rusya’nın sözde soykırım konusunda Ermenistan’ın yanında yer alması bu nedenle yadırganmasın.
Şimdi bütün bunları alt alta koyduğumuzda, her ülkenin bölgede birçok hesabının olduğunu görüyoruz. İnansınlar veya inanmasınlar, çıkarları doğrultusunda hareket ediyorlar. Bizim açıklamalarımızı, haklılığımızı görmüyor ve duymuyorlar. Bizim doğrularımız adı geçen ülkelerde değerlendirilmiyor bile.
Almanya’nın “soykırım” demesi de boşuna değildir.
Ortadoğu’daki rolünü Amerika, İngiltere, İsrail ve Fransa’ya kaptıran Almanya şimdi bu yalnızlıktan kurtulmak istiyor. Gözünü de Kafkaslardaki enerji havzasına dikmiş görünüyor. Tarihin en büyük “soykırımcısı” damgasını üzerinden atamayan Almanya şimdi hem petrol, hem de saygınlık peşine düşmüş görünüyor.
Dikkat edilecek olursa bölgede Almanya ABD’nin değil, tam aksine Rusya’nın yanında yer alıyor. Türkiye’nin enerji koridoru haline gelmesinden de Almanya’nın çok büyük rahatsızlık duyduğunu görüyor ve biliyoruz. AB’ye üye olmamızın bile Almanya hep bizim karşımızda yer almıştır.
Biz, her fırsatta konunun tarihçilere bırakılması gerektiğini savunuyoruz. Belgelerde Ermenilere karşı bir soykırım uygulanmadığını söylüyoruz. Yıllardır bu sesimizi duyan olmadı. Hatta bazı Amerikalı ve Avrupalı tarihçi ve uzmanlar Türk tezini savundular, Ermenileri suçladılar ama yine sonuç alınamadı. Konu ile ilgili yazılarımızın çoğunda bunlara da değinmiş ve sizlerle paylaşımlarda bulunmuştuk.
Biz, hep şu iddiada da bulunduk:
Eğer, soykırım arayan varsa önce Hocalı’ya bakmalıdır. Hocalı’daki Ermeni vahşeti insanlığın yüz karasıdır. 2015 olayları gündeme gelirken, hiç kimse katledilen Türklerden söz bile etmiyor. Hocalı katliamını görmüyor. Dağlık Karabağ’dan bir milyon insan göç etmeye zorlandı, buna gündeme taşıyan bile olmuyor. Herkes gerçeklere gözlerini yumuyor, kulaklarını tıkıyor.
Demek ki, konuyu siyasi ve diplomatik alana taşımak gerekiyor. Bu konuyu bu yollardan çözmek ve sonlandırmak daha doğru olacaktır. Bunun için bir hazırlık yapılmalı, sakin düşünülmeli, konuyu siyasi alana taşıyacak isimler oluşturulup, hamle yapılmalıdır.
[email protected]
[email protected]


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir