AK Parti’de kamuoyu araştırması sonuçları paniği…

NECDET BULUZ - akpartilogo

NECDET BULUZ

Bütün kamuoyu araştırma şirketlerinin aylardır yaptıkları anketler iktidar Partisi AK Parti’de önemli denilecek oy kaybının olduğunu gösteriyor. Bu anket sonuçları halen yayınlanıyor. Biz, bir değerlendire yaptık, bütün araştırma gruplarının elde ettiği sonuçların ortalamasını aldık ve AK Parti’nin şu an için yüzde 15 oy kaybı yaşadığını gördük.
Oyu yükselen tek parti Milliyetçi Hareket Partisi olarak gösteriliyor. Son anketlerde MHP’nin oylarının Yüze 22’lere tırmandığına dikkat çekiliyor. Ana muhalefet partisi CHP’nin ise yüzde 17’lerle yerli yerinde durduğunu görüyoruz. Yine son yapılan anketler parti olarak seçime girme kararı alan HDP’nin oy oranının yüzde 8-9 bandında değiştiğini gösteriyor.
Elimizdeki verilere göre 7 Haziran seçimlerinde 55 milyon seçmen oy kullanacak. Bu seçmenin 20 milyonunun oyunu AK Parti’den yana kullanılması düşünülüyor. Geriye kalan 35 milyon seçmen, eğer oyunu isabetli kullanabilirse, AK Parti’nin hükümeti kurabilecek güvenoyunu bile alamayacak duruma düşebileceği görülüyor.
Burada bütün olay, seçmenin sandığa gitmesi ve oyunu kullanması olayıdır. Çünkü kararsız olanlar, ya da sandığa gitmeyenler iktidar partisinin oy oranının yükselmesine neden olabiliyor.
Nitekim 30 Mart yerel seçimlerinde AK Parti’nin aldığı oy yüzde 45 olmuştu. Aynı 20 milyon seçmen Cumhurbaşkanlığı seçiminde de sandığa gidip oyunu kullandı. Bu oy oranına baktığımızda Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın aldığı oy oranı yüzde 52 olarak görünüyor.
Demek ki, sandığa gidilecek, kararsız kalınmayacak ve oy kullanılacaktır. Kullanılan her oy, dengelerin değişmesinde etkili oluyor. Önümüzdeki tablodan bunu çok açık biçimde görebilmekteyiz.
Gelelim asıl konumuza:
Kamuoyu araştırma gruplarının yaptığı araştırmalarda AK Parti’deki oy kaybı, büyük endişe yaratıyor. Her ne kadar Başbakan Davutoğlu “Oyumuz yüzde 48-52 bandında görünüyor” diyorsa da bunun pek inandırıcı olmadığını görüyoruz.
İşte bu noktada Abdullah Gül’ün adının siyasete bomba gibi düşmesinin asıl nedeninin de bu oy kaybından kaynaklandığı ifade ediliyor. Bazı AK Parti kurmayları, Davutoğlu’nun partiyi sürükleyemediğine, seçmene heyecan vermediğine dikkat çekiyorlar ve Gül’ün partinin başına geçmesi ile kaybedilen oyların yeniden yuvaya dönebileceğini söylüyorlar.
Davutoğlu’nun gruba tam anlamı ile hakim olamadığı, Erdoğan’ın istekleri dışında bir hareket etme lüksünün bulunmadığını iddia edenlerin sayısının da hayli yüksek olduğunun altını çizelim.
Aslında Davutoğlu’nun seçimde vitrini yenileyerek, kendi kadrosunu oluşturma çabası içinde olduğu, oy oranında başarılı olarak artık Erdoğan’a bağlı olmadan işi götürmek istediği de biliniyor. Davutoğlu, bunu başarabilir mi, engellenir mi bu konuda hiç kimse bir şey söyleyemiyor. Bütün bunlar 7 Haziran seçimleri sonrası görülecek ve tartışılacaktır.
Hiç kuşkusuz Gül’ün durumu da göz önünde bulundurulmalıdır.
Bir de şu nokta var:
Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı görevini bıraktıktan sonra siyasete soyunacaktı, Başbakanlık görevine geleceği söyleniyordu, ancak önü kapatıldı. Yandaş medya da Gül’ü topa tutmuş ve Erdoğan çizgisinde yayın ve yorumlar yapmıştı.
Şimdi, rüzgâr tersine mi esiyor ne, yandaş medya Gül için adeta seferber olmuşa benziyor. Demek ki, ortada bir panik var, kurtarıcı aranıyor. Tüm bu gelişmeleri biz bu şekilde okuyoruz.
Bazı konularda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ters düşmüş olsa da, partinin ayağa kaldırılması için Gül adının önemine dikkat çekiliyor. Erdoğan’ın da istemese de Gül’ün adına sıcak bakmaya başladığını da söyleyebiliriz.
Burada parti teşkilatı da, 3 döneme takılan partinin ağır topları şu anda Gül’ü istiyor, bu konuda da hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hem partiye baskı yapıyor. Belki de yeni küskünler ortaya çıkabilir. Bütün bu gelişmeleri alt alta koyduğumuzda partideki paniğin önemi daha açık biçimde ortaya çıkıyor.
Parti tabanında da, kurmayları arasında da bir Erdoğan rahatsızlığından da söz ediliyor. Bu rahatsızlığın giderilmesinde Gül formülünü destekleyenlerin sayısına dikkat edilmelidir. Bülent Arınç’ın Merkez Bankası üzerinden Erdoğan’a çıkışı, Ali Babacan’ın Merkez Bankası’nın arkasında durması önemsenmelidir.
Gül’ün ortaya çıkarılması ile Erdoğan’a karşı bir cephe kurulması çalışmasının da olabileceği düşünülmelidir.
Şu anki tabloya baktığımızda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediği 400 milletvekilini bulmak imkânsız görünüyor. AK Parti iktidar olsa bile Anayasayı değiştirecek 367 milletvekilini bile bulması zor. Eğer HDP, barajı aşarsa AK Parti’nin işinin daha da zor olacağını söyleyebiliriz.
[email protected]
[email protected]


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir