Amerika ile ilişkilerimiz hangi noktada?…

NECDET BULUZ - bayrak abd tr

NECDET BULUZ

Türkiye, bölgede ve dış dünyada yalnızlaşıyor mu? Bu soruya doğru yanıt verebilmek için önce Amerika-Türkiye ilişkilerine bakmak gerekiyor. Bu ilişkilerdeki konum, Türkiye’nin durumunu ortaya koyar. Bugüne kadar ABD, çizgisinde gitmeyenleri silmiş ve ters yüz etmiştir. Geçmişe baktığımızda Amerika’nın en iyi müttefik ve dostlarını bile bir gecede bitirme noktasına getirdiğini görürüz.
Bölgede, Amerikan çıkarları hep ön planda oldu. Yine Amerika, İsrail’in güvenliği için en iyi denilen müttefiklerini bile harcamaktan kaçınmadı. Zaten Obama, İsrail konusunda “İsrail’in güvenliği, en iyi müttefikimizin güvenliğinden bizim için daha önemlidir” demedi mi?
Son günlerde ABD-Türkiye ilişkilerinde sıkıntıların var olduğunu biliyor ve görüyoruz. Bunda uygulanan dış politikalarımızdaki hataların önemli olduğunu söylemeliyiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son dış gezisinden dönüşünde gazetecilerle yaptığı sohbette söylediği şu sözlerin altını çizelim:
“ABD Başkanı Barack Obama’yla ilişkileri için, “Obama’yla ilk göreve geldiği dönemde aram çok iyiydi. Hatta biliyorsunuz bizi ‘Beyaz Ev’ denilen yerde ailece ağırladılar. Orada birebir toplantılar yaptık. Bütün bu görüşmelerden sonra baktık mesele anlayamadığım şekilde farklı gelişmeye başladı.”
Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerinde ne demek istediğini çözebilmek için yüzümüzü ABD Başkanı Obama’ya çevirmemiz gerekiyor. Obama, “Avrupa ve Asya’da yeni müttefikler kazandık” diyor. Bu müttefikleri sayarken de Türkiye’den hiç söz etmiyor. Demek ki, Türkiye’nin yerini yeni müttefikler almış oluyor.
Peki, bu yeni müttefikler kimler?
Şimdi, Amerika’nın bölgedeki en büyük müttefikinin İran olduğunu söylersek şaşırmasınız değil mi? Daha düne kadar bölgede en büyük düşman ve tehlike olarak görülen İran, bugün Amerika’nın en önemli dostlarından biri haline gelmiştir. İşin bir başka önemli tarafı da Obama’nın şu sözlerinde saklı, kendisini dinleyelim:
“Devletlerle ortaklığımızın yanı sıra devlet olmayan gruplarla da işbirliğine gideceğiz.”
Devlet olmayan gruplar bize Kürtleri ve PKK’yı anımsatıyor. Bu noktaya özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyoruz. Nitekim Amerika şimdi Türkiye’nin yerini tutacak bir üssü Erbil’e taşıyacak. Bu şekilde artık Adana incirlik Üssü’nün de fazla bir değeri kalmamış olacak.
Amerika’da yayınlanan “Ulusal Strateji Güvenlik Belgesi”nde yer alan bu açıklamaları çok iyi okumak ve kendimize de pay çıkarmak durumundayız. Belgede can alıcı bazı noktalara da değinelim:
Başkan Obama, El Kaide ve IŞİD ile mücadeleyi önemsiyor. Bu mücadelede kendilerine en yakın müttefik olarak da Somali, Afganistan ve Irak gibi ülkeleri sıralıyor. Bu mücadelenin de adı geçen bu ülkelerle yürütüldüğüne dikkat çekiliyor. Burada Türkiye’nin adının geçmemesi de önemsenmelidir.
Bir de şu var:
Amerika, Türkiye’nin El Kaide ve IŞİD gibi tehlikeli gördüğü terör gruplarına sempati duyduğunu, hatta gizliden destek verdiğini düşünüyor. Bu örgütlerle mücadelesini samimi görmüyor. Biz, belgedeki görüşlerden bu sonucu çıkarıyoruz.
Belgede NATO ile ilgili bölümde de Türkiye’nin adı anılmıyor. Değerlendirmede “NATO müttefiklerimiz içinde İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Kanada ile yakın tarihi bağlarımız vardır” deniliyor. “Türkiye bu değerlendirmenin neresinde?” derseniz, ortada yok.
Bu stratejik Belgede yer alan açıklamalar Amerika ile Türkiye arasındaki ilişkilerin neredeyse kopma noktasına geldiği gerçeğini gösteriyor. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunun farkında ve “Obama ile ilk göreve geldiğimde aram iyiydi, şimdi ne olduysa farklı gelişmeler oluyor” diyor.
Konuyu gündeme getiren gazetecilere de şöyle yanıt veriyor:
“Dünya’ya baktığımızda halklar nezdinde bir yalnızlık yok. Liderler nezdinde olabilir ama bu durum da kıskançlıktan başka bir şey değil. Dünya nezdinde yalnızlaştığımızı umursamıyorum.”
Cumhurbaşkanı umursamayabilir. Gelecekte bölgemizde yeni şekillenmeler olduğunda, sıkıntıların en büyüğünü o zaman göreceğiz. Bugün, gelecekteki şekillenmelerin temelleri atılıyor, biz sadece seyrediyoruz ya da bizi bu şekillenmelere alet ediyorlar. İşleri bittiğinde de bize ihtiyaçları kalmayacak. Bunun ayak seslerini şimdiden duymaya başladık.
Suriye konusunda girdiğimiz bataktan hala kurtulamadık. 2 milyon sığınmacı ile baş başa kaldık. El Kaide ve IŞID gibi terör gruplarının hedefindeyiz. Bölgedeki sıkıntılarımız da giderek büyüyor. Bunun siyasi boyutu kadar, ekonomik boyutları da bizi sıkıştırıyor.
Konuyu daha iyi anlayabilmek, analiz edebilmek için Amerika’da yayınlanan “Ulusal Strateji Güvenlik Belgesi”ni enine boyuna okumak ve buradan ders çıkarmak gerekiyor. (Not: Yazımızda belgeden alıntıları Yalçın Doğan’ın Hürriyet’te yayınlanan köşe yazısından yaptık.)
[email protected]
[email protected]


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir