NUR TOPU GİBİ ÇİPRAS’IMIZ OLDU

<p>NUR TOPU GİBİ ÇİPRAS’IMIZ OLDU
Hüseyin MÜMTAZ Kravat takmıyor ya, başpapazın önünde İncil’e el basıp yemin de etmedi ya cümle STÖ’lerin yurt içi, yurt dışı temsilciliklerinde ve Yavru Vatan’da bir sevinç bir sevinç.. “Öteki Kıbrıs”ın medârı iftiharı Neşe Yaşın diyor ki;
“Atina’ya her gidişimde ilk durağım olmuştur önce SYANSPİSMOS sonraları da SYRIZA. Partinin yıllarca Dış İlişkiler sekreterliğini yapmış Panos Trigazis ya havaalanından ya da metrodan alıp parti merkezine götürmüştür beni… Fotoğraf ise yılını tam hatırlamıyorum ama Aleksis’in bir Kıbrıs ziyareti sırasında yine Panos’un ayarladığı bir buluşmada çekilmişti. Bu dünya akrabalığı duygusu hep heyecan vermiştir bana…
Hayat sürprizler ve sevinçlerle dolu düş kırıklıklarıyla olduğu kadar. Olumlu düşünmek hep işe yaramıştır. Daha adil bir dünya için çalışanların, savaşa, ayrımcılıklara, hiyerarşiye, sömürüye karşı çıkanların mücadeleye kattıkları damlalar çoğalacak ve güzel günler görülecektir çocuklar. Bu zafer hepimize kutlu olsun!”
Demek “dünya akrabalığı” öyle bir şey..
Ama en fanatik troller dâhil kimse Çipras’ın; Yunan Anayasası’nın; “Yunanistan’ın resmi dini Ortodoksluktur, dinin başı Konstantinopolis’tedir (İstanbul)” mealindeki 3’üncü maddesini değiştirmeye niyeti olup olmadığını sorgulamıyor.
Çipras kravatsız ama koyu Ortodoks, Almanya’yı “tüm kötülüklerin anası” gören, Yahudi karşıtı açıklamalar yapan, komşu Türkiye, Makedonya, Arnavutluk’a karşı şahinleşen ANEL’in parti başkanı Panos Kammenos’u Savunma Bakanı, aynı partiden Maria Kolia Çaruha’yı da Makedonya-Trakya Bakan Yardımcısı yapmasına engel olmadı kravatsızlığı.
“Şahin” Kammenos ilk olarak helikopterle Kardak Kayalıkları'na gelip, 19 yıl önce ölen Yunan subayları için “istavroz goduktan sonra”(haç çıkarıp) denize çelenk bıraktı. Bu sırada savaş uçakları ve sahil güvenlik botları karşılıklı güç gösterisi yaptı.
Aynı şekilde “Kravatsız” Çipras da; her ne kadar geleneklere karşı olsa da ilk dış gezisini yine “geleneksel” olarak Kıbrıs Rum Devletine yaptı.
Aynı Kerry gibi Makariodade’nin kara cüppeli, kara sakallı anıtına çelenk koyduktan sonra “Kıbrıs kalbimizde ve aklımızdadır” ifadesini kullandı. Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın aynı frekansta olduğunu söyledi. “Kıbrıs sorununun çözümü Türk-Yunan ilişkilerinin mihenk taşıdır” dedi ve Rum Yönetimi’nin çözüm yönündeki çabalarına destek belirtti.
Çipras, Türk gemisi Barbaros’un bölgede bulunmasının, sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarının ve uluslararası hukukun ihlali olduğunu, müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için bunun kaldırılması gerektiğini” savundu.
Güney Kıbrıs ile Yunanistan arasında münhasır ekonomik bölge sınırlarının belirlenmesi ve Batı Trakya Türkleri ile ilgili görüşü sorulan Çipras, “Dikkatli adımlar atılacak. Ancak bunlar, bütün etkileri incelendikten sonra atılacak. Perspektifi ve güvenliği sürdürecek olan radikalliktir” dedi.
Nicosia Hilton’daki STÖ’lerle gerçekleştirdiği görüşmeye kuzeyden de tuz alıp koşanlar oldu.
Serhat Kotak başka bir konuya daha dikkat çekti ve şöyle yazdı;
“Diğer taraftan Filelefteros gazetesi Yunanistan’ın yeni Komünist Dışişleri Bakanı Nikos Kocas’ın Türkiye ve Kıbrıs konusundaki görüşlerinden bir demeti yayınladı. Kocas o kadar Elen ırkçısı ki Kıbrıs adasına ‘Kıbrıs’ değil, ‘Büyük Ada’ diye hitap etmektedir. Yani Yunan adalarının en büyüğü. Elen ırkçıların her zaman seçtiği tanımlama da zaten budur.
Kocas daha da ileri gidiyor. Çapraz ziyaretlere (Özersay’ın yaptığı) Kıbrıslı Türk ve Rumları eşit gösterdiğini öne sürerek karşı çıkıyor.
11 Şubat 2013’te imzalanan ortak deklarasyona da karşı çıkıyor çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı. Nedeni ise egemenliğin iki halktan kaynaklanması. Kocas, ‘Türklere daha çok hak verilmesine karşı değilim ama temel hedef Türk işgalinden kurtulmaktır. Kıbrıs’ta Türk garantileri ve hakları olmamalıdır’ diyerek tamamen ırkçı ve Türk karşıtı bir tutumu olduğunu müjdeliyor”.
Evet, Kıbrıs eğer “BÜYÜK ADA” ise Marmara’dakilerin de “Papaz Adaları” olduğu böylece hatırlatılmış oluyor..
Ege Adaları’ndan sonra sıra acaba Marmara Adaları’na mı geliyor kravatsız, kravatsız..
Bakalım “kravatsız” ama “faşist” Savunma ve “komünist” Dışişleri Bakanlı Çipras’ın torbasından daha neler çıkacak?
Şükredin, hazır gitmişken BG helikopteriyle Girne’ye geçip bir çelenk de o bırakmadı..3 Şubat 2015
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ</p> - cipras yunanistan

NUR TOPU GİBİ ÇİPRAS’IMIZ OLDU
Hüseyin MÜMTAZ
Kravat takmıyor ya, başpapazın önünde İncil’e el basıp yemin de etmedi ya cümle STÖ’lerin yurt içi, yurt dışı temsilciliklerinde ve Yavru Vatan’da bir sevinç bir sevinç..
“Öteki Kıbrıs”ın medârı iftiharı Neşe Yaşın diyor ki;
“Atina’ya her gidişimde ilk durağım olmuştur önce SYANSPİSMOS sonraları da SYRIZA. Partinin yıllarca Dış İlişkiler sekreterliğini yapmış Panos Trigazis ya havaalanından ya da metrodan alıp parti merkezine götürmüştür beni… Fotoğraf ise yılını tam hatırlamıyorum ama Aleksis’in bir Kıbrıs ziyareti sırasında yine Panos’un ayarladığı bir buluşmada çekilmişti. Bu dünya akrabalığı duygusu hep heyecan vermiştir bana…
Hayat sürprizler ve sevinçlerle dolu düş kırıklıklarıyla olduğu kadar. Olumlu düşünmek hep işe yaramıştır. Daha adil bir dünya için çalışanların, savaşa, ayrımcılıklara, hiyerarşiye, sömürüye karşı çıkanların mücadeleye kattıkları damlalar çoğalacak ve güzel günler görülecektir çocuklar. Bu zafer hepimize kutlu olsun!”
Demek “dünya akrabalığı” öyle bir şey..
Ama en fanatik troller dâhil kimse Çipras’ın; Yunan Anayasası’nın; “Yunanistan’ın resmi dini Ortodoksluktur, dinin başı Konstantinopolis’tedir (İstanbul)” mealindeki 3’üncü maddesini değiştirmeye niyeti olup olmadığını sorgulamıyor.
Çipras kravatsız ama koyu Ortodoks, Almanya’yı “tüm kötülüklerin anası” gören, Yahudi karşıtı açıklamalar yapan, komşu Türkiye, Makedonya, Arnavutluk’a karşı şahinleşen ANEL’in parti başkanı Panos Kammenos’u Savunma Bakanı, aynı partiden Maria Kolia Çaruha’yı da Makedonya-Trakya Bakan Yardımcısı yapmasına engel olmadı kravatsızlığı.
“Şahin” Kammenos ilk olarak helikopterle Kardak Kayalıkları’na gelip, 19 yıl önce ölen Yunan subayları için “istavroz goduktan sonra”(haç çıkarıp) denize çelenk bıraktı. Bu sırada savaş uçakları ve sahil güvenlik botları karşılıklı güç gösterisi yaptı.
Aynı şekilde “Kravatsız” Çipras da; her ne kadar geleneklere karşı olsa da ilk dış gezisini yine “geleneksel” olarak Kıbrıs Rum Devletine yaptı.
Aynı Kerry gibi Makariodade’nin kara cüppeli, kara sakallı anıtına çelenk koyduktan sonra “Kıbrıs kalbimizde ve aklımızdadır” ifadesini kullandı. Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın aynı frekansta olduğunu söyledi. “Kıbrıs sorununun çözümü Türk-Yunan ilişkilerinin mihenk taşıdır” dedi ve Rum Yönetimi’nin çözüm yönündeki çabalarına destek belirtti.
Çipras, Türk gemisi Barbaros’un bölgede bulunmasının, sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarının ve uluslararası hukukun ihlali olduğunu, müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için bunun kaldırılması gerektiğini” savundu.
Güney Kıbrıs ile Yunanistan arasında münhasır ekonomik bölge sınırlarının belirlenmesi ve Batı Trakya Türkleri ile ilgili görüşü sorulan Çipras, “Dikkatli adımlar atılacak. Ancak bunlar, bütün etkileri incelendikten sonra atılacak. Perspektifi ve güvenliği sürdürecek olan radikalliktir” dedi.
Nicosia Hilton’daki STÖ’lerle gerçekleştirdiği görüşmeye kuzeyden de tuz alıp koşanlar oldu.
Serhat Kotak başka bir konuya daha dikkat çekti ve şöyle yazdı;
“Diğer taraftan Filelefteros gazetesi Yunanistan’ın yeni Komünist Dışişleri Bakanı Nikos Kocas’ın Türkiye ve Kıbrıs konusundaki görüşlerinden bir demeti yayınladı. Kocas o kadar Elen ırkçısı ki Kıbrıs adasına ‘Kıbrıs’ değil, ‘Büyük Ada’ diye hitap etmektedir. Yani Yunan adalarının en büyüğü. Elen ırkçıların her zaman seçtiği tanımlama da zaten budur.
Kocas daha da ileri gidiyor. Çapraz ziyaretlere (Özersay’ın yaptığı) Kıbrıslı Türk ve Rumları eşit gösterdiğini öne sürerek karşı çıkıyor.
11 Şubat 2013’te imzalanan ortak deklarasyona da karşı çıkıyor çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı. Nedeni ise egemenliğin iki halktan kaynaklanması. Kocas, ‘Türklere daha çok hak verilmesine karşı değilim ama temel hedef Türk işgalinden kurtulmaktır. Kıbrıs’ta Türk garantileri ve hakları olmamalıdır’ diyerek tamamen ırkçı ve Türk karşıtı bir tutumu olduğunu müjdeliyor”.
Evet, Kıbrıs eğer “BÜYÜK ADA” ise Marmara’dakilerin de “Papaz Adaları” olduğu böylece hatırlatılmış oluyor..
Ege Adaları’ndan sonra sıra acaba Marmara Adaları’na mı geliyor kravatsız, kravatsız..
Bakalım “kravatsız” ama “faşist” Savunma ve “komünist” Dışişleri Bakanlı Çipras’ın torbasından daha neler çıkacak?
Şükredin, hazır gitmişken BG helikopteriyle Girne’ye geçip bir çelenk de o bırakmadı..3 Şubat 2015
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ

Okumaya devam et  YOK ASLINDA BİRBİRİNİZDEN FARKINIZ!

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir