TEK KATLI YASEMİN(SİZ) EVLERDE POLİTİKA

TEK KATLI YASEMİN(SİZ) EVLERDE POLİTİKAHüseyin MÜMTAZ - 100 2891

100_2891
TEK KATLI YASEMİN(SİZ) EVLERDE POLİTİKA
Hüseyin MÜMTAZ

Uzunca sayılacak bir aradan sonra madem Kıbrıs’a tekrar müdahil olduk, devam edelim.
Her yerde olur da, Kıbrıs’ta politika olmaz mı?
Hem nasıl olur, bal gibi olur, feriştahına da parmak ısırtır.
Kıbrıs’ta politika, bol kırmızıbiberli dedikodu sosuna bulanmış şekliyle klasik Akdenizli özellikler taşır.
Namık Kemal’e atfederler; iki şeyi meşhurmuş ada’nın; bir sivrisinekleri, iki; dedikodusu.
Geçen zaman içinde, gelişen teknolojiye bağlı olarak sivrisinekler büyük ölçüde “ifna” edildi ama “dedikodu” berdevam.
Politika da devam..
Öteden beri söylerim, KKTC’de her bahar seçim olur.. Ya muhtar seçilir, ya vekil seçilir, ya da Cumhurbaşkanı.
Seçim yılı değilse bile, bir bahaneyle “erken seçim” icat edilir.
Bu Nisan’da “normal” Cumhurbaşkanlığı seçimi var.
Eroğlu; Türkiye’de de genel seçim yılı olmasının etkisiyle politik hayatının en rahat virajı/seçimi ile karşı karşıyadır.
Ankara’nın; Türkiye’nin Tanzimat’tan bu yana görüp göreceği en önemli seçimden önce (hele güneydoğu’da bu kadar eleştirilirken) bir de Kıbrıs’ta geri adım olarak nitelenebilecek bir tavır içine girmesi beklenmemelidir.
Dolayısı ile top Eroğlu’nun kendi ayağındadır, dar alanda kısa paslarla top çevirmekte ve halı sahada neredeyse tek kale gösteri maçı yapmaktadır.
Rakibi yoktur.
Talât kırmızı kartla oyun dışı kalmış; “yedeği” Sibel Siber; bıyıklı/bıyıksız yahut “eski maşingan”ların yarısının güvenini kazanamamış, Akıncı/Küçük “kontenjana takılmış”; Özersay ise sadece bir “sivil toplum mühendisliği” mamulâtı mertebesinde kalmıştır.
Akıncı Lefkoşa haricinde oy alamaz; “başbakan” koltuğunda otururken vekil bile seçilememiş olan Küçük için aday olmak ise tam bir “fantezidir”.
Dolayısı ile Eroğlu’nun asıl sıkıntısı içeride değil, dışarıdadır.
İçeride şimdiye kadar söylediklerinden (ve devletten) taviz vermemek; dışarıda ise dört bir yanda tarihinin en başarısız dönemini yaşayan Türk Dışişlerini kırmamak durumundadır.
Bu hem iyi, hem kötüdür.
Çünkü son seçimde Talât örneğinde olduğu gibi ortalama kamuoyu; “Türk Dışişleri’nin adayı” görüntüsü verecek olana uzak duracaktır.
Üstelik; gerçi zaman daralıyor ama mevcut fotoğrafa göre ben tez zamanda siyasette “yeni bir oluşum”un sürpriz olarak nitelenmemesi gerektiğini düşünüyorum.
CTP’nin dışarıda kalacağı, UBP ile DP’nin koalisyon kuracağı bir yeni hükümet…
Çünkü Eroğlu seçime, “iktidarın adayı/bağımsız” olarak girmek isteyecektir. Ama burada da asıl problem, muhtemel koalisyonda “başbakan”ın kim olacağıdır.
Ben;
Öncelikle müstakil “KKTC’nin Cumhurbaşkanı” seçilmesinin;
Sonra ve ille de gerekliyse “muhtemel” bir federasyonda “oluşturucu” Türk Federe Devletinin Başkanı seçileceğine, yine konfederal Kıbrıs’ta KKTC’nin Cumhurbaşkanı seçilmesi taraftarıyım.
2014’ün Temmuz ayının 24’ünde yazdığımız “KIBRIS’TAKİ KÖPRÜLER” başlıklı yazımızı şöyle bitirmişiz..
“Çok az bir zaman kaldı ve Kıbrıs gibi yerde hangi köprülerin altından ne suların akacağını elbette bilemeyiz ama ben yine de adayımı açıklıyorum;
Talât’a karşı binde 3 farkla kazandığı geçen seçimde olduğu gibi yine…
Eroğlu’na oy vereceğim..
Çorbada bizim de tuzumuz olsun..”
Aynı fikirdeyim, yine Eroğlu diyorum..
Syriza’nın KKTC’ye etkisini değerlendirmek için ise zamana ihtiyaç var.
Ama Çipras’ın Turizm Bakanı’nın, turizm cenneti KKTC’ye tez zamanda gelmesine en ufak bir itirazım yok! 29 Ocak 2015

Okumaya devam et  Biden’in Çantasında Ne Var (1/2)

57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir