Atatürk düşmanları iş başında ve Özcan Yeniçeri’ye Açık Mektup

“Atatürk, dinci yobaz Said-i Kürdi’yi huzurundan neden kovdu” başlıklı yazımızda Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ten şu alıntıyı yapmıştık:

“Hz. Peygamber’in kader savaşı Bedir’e benzeyen savaşlarıyla Kelimei Şehadet’in esir edilmesini engelleyen Mustafa Kemal’e de deccal dediler. Ne ilginçtir ki, bu sonuncu ithamı, Haçlılarla ilk günden beri bir biçimde işbirliği yapan dinciler ortaya attı…Sonuncu deccale açtıkları savaşta, kendilerine destek veren ‘İslamcı-dincileri’ ürkütmeden yanlarında tutmak için ilk deccale (Hz. Muhammed’e) açtıkları savaşı, perde arkasından ve çok dikkatli, çok usturuplu yürütmekteler”(1).

Birkaç gündür Antalya’da devam eden 19. Milli Eğitim Şûrâsı’nda yaşananlar, sanki Yaşar Nuri Öztürk’ü doğrular gibidir. Zira dinci eğitim sendikası “Eğitim Bir Sen” in önerisiyle ilkokul 1, 2 ve 3. sınıflara da zorunlu din dersi konulması teklifi ilgili komisyonda kabul edilmiş bulunuyor. Bu teklifin şûrânın kararı haline geleceği konusunda ise asla şüphemiz yoktur. Zira şûrânın açılışında konuşan Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan, “Hayat Tarzı” filan diyerek bir dayatmada bulunmuştur. Milli Eğitim Şûrâsı’nın, Tayyip Bey’in bu dayatmasına ve öteden beri savunduğu “dindar toplum yaratma” fikrine kayıtsız kalacağını hiç sanmıyoruz.

Anlaşılıyor ki; ilkokulun 4. sınıfından itibaren din derslerini zorunlu hale getirmek, Arapça ve Kur’an derslerini müfredata eklemek suretiyle bütün okulları zaten Kur’an Kursu’na çeviren AKP iktidarı, bir adım daha atarak 6. yaşından itibaren çocuklara zorunlu olarak din dersi verecektir. Peki hangi din ve hangi İslam? Öyle ya; bu ülkede gayrimüslim çocuklar da okula gidiyorlar ve bu ülkede türlü türlü İslam yorumları mevcuttur. Peki, siz hangi dini ve İslam yorumunu öğreteceksiniz çocuklarımıza? Kendi inandıklarınızı mı yoksa Kur’an İslamı’nı mı?

Osmanlıca Zorunlu Ders mi Oluyor?

Dinci Eğitim sendikası Eğitim Bir Sen’in kirli çıkınında teklif çok; gündeme getirdiği “Karma Eğitime son verilmesi” teklifi kabul görmeyince, bu kez de Osmanlıcanın (Osmanlı Türkçesi) zorunlu ders olarak okutulmasını gündeme getirdiler. Galiba bu teklif de kabul edilecek gibi. İşin tuhaf tarafı, Türk Milliyetçiliğini ve Ulus Devleti savunan MHP’nin bu konuya sıcak bakıyor olmasıdır! Oysa Osmanlıca’yı savunmak demek, bidayette Ulus Devlet’e karşı olmak demektir. Çünkü Osmanlıca, en başta bünyesinde din ve dil olarak birbirinden farklı çok sayıda etnik unsuru (anasır) barındıran bir İmparatorluğun dilidir. Türkçe ise Türk Milleti’nin dilidir. Siz bakmayın “Osmanlıca da Türkçedir” diyenlerin palavralarına. Son dönem Osmanlıcası hariç, Osmanlıca denilen dilin bugünkü yaşayan Türkçe ile uzaktan yakından alakası yoktur. Başta Arapça, Farsça ve bir kısım ecnebi dilleri olmak üzere; Türkçe kelimelerden daha çok yabancı kelimeler ve kavramlar vardır (eski) Osmanlıca’nın içinde.

Osmanlı İmparatorluğu, Osmanlıca denilen dili, belki de dil ve din bakımından birbirinden farklı çok sayıdaki etnik unsuru (anasırı Osmaniye) bir arada tutmak için zorunlu olarak tercih etmiş bir devlet idi. Dolayısıyla; böyle bir çorba dilin tekrar hortlatılıp önümüze konulması, Ulus Devlete karşı çıkmakla eşdeğerdir. Bize göre; Osmanlıca’nın zorunlu ders olarak okutulması ile Kürtçe’nin eğitim dili ve ikinci resmi dil yapılması arasında fazla bir fark olmasa gerekir. MHP’nin, AKP’nin sahneye koymaya çalıştığı bu oyuna gelmemesini ve bu tuzağa düşmemesini temenni ederiz.

Gelin görün ki; MHP’li Özcan Yeniçeri, öteden beri bu konuyu savunan bir milletvekili. Partisinin, Özcan Bey’in tavrından haberi var mı ve Özcan Yeniçeri açıklamalarını partisi adına mı yapıyor bilmiyorum ama, Antalya’daki Milli Eğitim Şûrâsı’nda Osmanlıca’nın zorunlu ders olarak okutulması teklifi konusunda görüşünü soran gazetecilere şu cevabı vermiş Özcan Bey:

“Osmanlı Türkçesi ya da eski Türkçe dediğimiz birikimin mutlaka bizim gençliğimiz tarafından irdelenmesi, algılanması, anlaşılması lazım. Osmanlıca’yı öğrenmeleri dünkü babalarının vasiyetlerini, yaptıklarını, ortaya koydukları tecrübeleri kavramaları anlamına gelecektir”(2).

Özcan Bey, bununla da yetinmemiş ve “Kendisinin yaklaşık 1,5 yıl önce bu konuda bir kanun teklifi verdiğini” hatırlattıktan sonra ve şöyle demiştir: “Milli Eğitim Şurası’nda böyle bir karar alınmışsa, bizim teklifimizden 1,5 yıl sonra, doğru bir iş yapmıştır… Bir insanın Türkiye’de entelektüel olabilmesi için mutlaka Osmanlı arşivlerine, birikimlerine vukuf olması lazım belli ölçüde. Herkes ezbere konuşuyor. Dolayısıyla da Osmanlı Türkçesi ya da eski Türkçe dediğimiz bu birikimin mutlaka bizim gençliğimiz tarafından irdelenmesi, algılanması, anlaşılması lazım. İngiliz kültürünü okuyorsunuz ama milyonlarca kendi kitabınızı, kaynağınızı okuyamıyorsunuz. Arşivlere girip inceleme şansınız olmuyor. Kimlerden öğreniyorsunuz? Çevirmenlerden. O çevirmenlerin doğru çevirdiğini nereden biliyorsunuz? Bizi kültürümüzle, tarihimizle buluşturacak bizi dünle buluşturacak her türlü tavrı bizim şimdiden geliştirmemiz gerekiyor. Hiçbir zararı yok. İnsanların Osmanlıca’yı öğrenmeleri dünkü babalarının vasiyetlerini, yaptıklarını, ortaya koydukları tecrübeleri kavramaları anlamına gelecektir”(3).

Lütfen Okullarımızı Medreseleştirmeyiniz!

Özcan Yeniçeri’nin bu konudaki görüşleri yeni değildir. Bundan iki sene önce yazmış olduğu “Eski Türkçe (Osmanlıca) Dersi” başlıklı yazısında da bu konudaki görüşlerini enine boyuna masaya yatırmıştır Özcan Bey(4). Özcan Yeniçeri’nin 18 Aralık 2012 tarihli ve “Eski Türkçe (Osmanlıca) Dersi” başlıklı yazısı okuduktan sonra, yazının altına “Lütfen Okullarımızı Medreseleştirmeyiniz!” başlıklı şu yorumu eklemiştim:

Sayın Özcan Yeniçeri,

Tarih okumadım ama tarihe özel merakım ve hatta bazı araştırmalarım vardır. Keşke şu Osmanlıca’yı(Osmanlı Türkçesini) adam gibi öğrenebilseydim diye hayıflanır dururum. Matbaa yazılarını çat-pat okumaya çalışsam da el yazmalarını okuduğum pek söylenemez.

Tarihi ve tarihçiliği sevdiğim için çocuğumu tarih okumaya yönlendirdim. Çocuğum, eğitim dili tamamıyla İngilizce olan bir Üniversitede tarih okuyor. Ancak neylersiniz ki; çocuk İngilizceyi sular seller gibi öğrendiği halde Osmanlıca başımızın belası olmuş bulunuyor! Sırf bu sebeple çocuk tarihten de soğudu!

Evet; tarihçiler için, Osmanlıca belki şarttır. Ancak tarihçi olmayanlar için o kadar da gerekli değildir. Böyle olunca; okullarda “Osmanlıca Türkçesi” okutulması yönünde gündeme getirdiğiniz teklifi gereksiz ve gündeme gelme çabası olarak değerlendiriyorum. Öteden beri, Türkiye’de okulları, bazen açık, bazen gizli bir şekilde medreseleştirme çabalarının olduğu ortada iken sizin gündeme getirdiğiniz teklif, tam da bu çaba sahiplerinin değirmenine su taşımak anlamına gelmektedir.

Kendiniz de diyorsunuz; Türkler tarih boyunca Göktürk, Uygur, Kiril ve Arap alfabelerini kullanmışlardır. Şimdi sizin Arap alfabesinden hareketle oluşturulan Osmanlıca’yı okullarda okutma teklifinize karşı, yarın öbürgün birileri de çıkar Göktürkçe, Uygurca ve Kirilce’yi teklif edebilir. Hatta birileri daha da ileri gidip, Ön-Türk tarihini öğrenmek için Damgaların okullarda öğretilmesini teklif edebilir. Zira Türk Tarihi sadece Osmanlılardan ibaret değildir ki; sadece Osmanlıca’yı öğrenelim. Hatta bu ülkede Sümerlerin ve Hititlerin Türk olduklarını kabul eden insanların sayısı da az değildir. O zaman onlar da kalkar, Sümerce’nin ve Hititçe’nin orta öğrenimden itibaren okullarda okutulmasını teklif edebilir.

Öte yandan bu milletin çocuklarının, Türk tarihini öğrenmeleri için ille de Türkler tarafından kullanılan bütün alfabeleri öğrenmeleri gerekmez Sayın Yeniçeri. Sizin gibi meraklıları ve isteklileri öğrenirler, öğrendikleriyle yapmış oldukları araştırmaları halkın bilgisine sunarlar, böylece halk da kendi tarihini öğrenmiş olur. Zaten bugün için yapılan da budur. Bu ülkede hemen bütün Türk alfabelerini, hatta diğer birçok eski ve yabancı dili öğrenip o dillerdeki kaynakları araştıran uzmanlar vardır. Şükürler olsun ki; Cumhuriyet Türkiyesi, bu kurumları oluşturmuş bulunmaktadır.

Geçenlerde bir TV programında da izledim sizi. O zaman da düşünmüştüm aynı şeyi, bugün de düşünüyorum ve söylüyorum: Lütfen Cumhuriyet’in kazanımlarını ortadan kaldıracak ve okullarımızı medreseleştirmeyi amaçlayan bu tür tekliflerle çıkmayınız halkın karşısına. Ayrıca, milletin bir ferdi olarak siz vekilimizden, üstelik de sizin seçim çevrenizde oturan bir vatandaş olarak sizden bir ricam var: Sayın hocam, bana göre gerekenden çok konuşuyorsunuz. Yerli yersiz çıkışlarınız ve uzatılan her mikrofona bağıra çağıra yapmış olduğunuz kimi açıklamalar, doğrusu biraz komik kaçıyor ve bizlerde hayal kırıklığı yaratıyor. Sanki açıklama yapmadan önce yeteri kadar hazırlık yapmamışsınız gibi bir izlenim yaratıyorsunuz sizi izleyenlerde.

Latin Alfabesi Yerine Arap Alfabesi!

Bu gidişle pek yakında “Latin Alfabesi” yerine “Arap Alfabesi”nin kabul edilmesi yönünde bir teklif gelirse şahsen ben hiç şaşırmam. Lütfen sizler de şaşırmayın. Çünkü gidişat ona doğru. Madem MHP’li Özcan Yeniçeri, Antalya’da devam eden 19. Milli Eğitim Şurası’ndan yaklaşık 1.5 sene önce “Osmanlıca’nın zorunlu ders olarak okullarda okutulması yönünde kanun teklifi vermekle” övünüyor, bana kalırsa “Latin Alfabesi”nin terk edilerek, onun yerine tıpkı Osmanlı’daki gibi “Arap Alfabesi” getirilmesi konusundaki kanun teklifini de Özcan Bey yapsın da tam olsun. Hiç değilse bu tekliflerle Türk tarihine geçme fırsatı bulur Muhterem vekilimiz. Elbette Atatürk Türkiye’sinin altına oyan adamlardan birisi olarak da tarihe geçecektir kendileri.

İşte buradan söz veriyorum; 2015 yılında yine bizim seçim bölgesinden aday olursa Özcan Hoca’ya asla oy vermeyeceğim ben. Ne ben, ne de ailem…
___________
1-https://www.turkishnews.com/tr/content/2014/12/03/ataturk-dinci-yobaz-said-i-kurdiyi-huzurundan-neden-kovdu/
2-http://www.bugun.com.tr/son-dakika/mhp-ankara-milletvekili-yeniceri–haberi/1379319,
3-Aynı haber,
4- ,

"Atatürk, dinci yobaz Said-i Kürdi'yi huzurundan neden kovdu" başlıklı yazımızda Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ten şu alıntıyı yapmıştık: - siir sair mektup kalem edebiyat

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Eski Diyanet görevlisi Ömer Sağlam’ın yayınlanan iki kitabı vardır: Ermeniler Buharlaşmadılar, Bin Yıllık Yürüyüş 1015-2015 ve Çöldeki Osmanlı.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. KUR’AN-İçki?! Robotlaşmış Kullar?! Kafayı içki içenlere takmış, onları cehennemlik-kâfir ilan eden din satıcıları-yobazlara inat, Yüceler Yücesi Yaratıcı aşağıdaki ‘içki’ ile…

  2. İlginç, bir sürü insan hakkında haklı haksız yurtdışına çıkış yasağı var ama sadece spesifik olarak TMSFye borcu olanların yasağını kaldırmak…

  3. KUR’AN! ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?! Vefa-Minnet! Kibir? (Enbiya,18)”Allah’a yakıştırdığınız sıfatlardan-yalanlardan dolayı size yazıklar olsun!” KUR’AN’da olmayanları, Kitap’tan-KUR’AN’dan ALLAH’ın sözleriymiş gibi insanlara…

  • Çocuklar en çok tahılla besleniyor

    Çocuklar en çok tahılla besleniyor

    CHP’li Sarı, çocukların en çok tahılla beslendiğine dikkat çekti HEPİMİZ YOKSULLAŞTIK! Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Milletvekili A.Adayı Serkan Sarı, TÜİK verilerinin çocukların sağlıklı ve dengeli […]


  • Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Yukarıdaki başlık sayın Emin Çölaşan’ın  dünkü  yazısının başlığıdır.  Sayın Sultan Uçar    “Diploma kayalara çarpmış’başlığı ile sayın Cumhurbaşkanının diplomasını sorgulamış. Sayın Fatih Portakal ise “En azından […]


  • KURUCU MECLİS

    KURUCU MECLİS

    Öğrenme ve öğretmenin bir yolu da ‘yinelemek’tir (tekrarlamak). O nedenle, örneğin daha iki ay önce yayımlanan ‘düklük ve düdüklük’ başlıklı yazımı yeniden ve aynen yayınlamak […]


  • Korkutan tahmin…

    Korkutan tahmin…

    Türkiye deprem kuşağında. Art arda yaşadığımız depremler son olmayacak. Yeni depremler oluyor ve daha sonra beklenen depremler var. Uzmanlar uyarıyor. Tedbirleri almak ve yapılan bu […]


  • TARİH NASIL YAZILIR?

    TARİH NASIL YAZILIR?

    TARİH NASIL YAZILIR? HÜSEYİN MÜMTAZ Meraklısı, iç politikaya hiç bulaşmadığımı iyi bilir. Ama yukarıdaki seçim afişini görünce kıyısından köşesinden iki laf etmek istedim. Yine meraklısı […]


  • ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?!

    ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?!

    KUR’AN!ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?!Vefa-Minnet!Kibir? (Enbiya,18)”Allah’a yakıştırdığınız sıfatlardan-yalanlardan dolayı size yazıklar olsun!” KUR’AN’da olmayanları, Kitap’tan-KUR’AN’dan ALLAH’ın sözleriymiş gibi insanlara sunarak yalan beyanda bulunup iftira edenler ALLAH’ın hakkına […]


  • Kızılay maden suyunda zehir

    Kızılay maden suyunda zehir

    Kızılay maden suyunda zehir çıktı. Sağlığımızla oynayanlar yargılansın! Kızılay ile ilgili skandallar bitmiyor! Sorumluların yargılanmasını ve cezalandırılmasını talep ediyorum. Birgün Gazetesi, Migros’un 2019’da Kızılay maden […]


  • Emekli Aylıkları

    Emekli Aylıkları

    Emekli Aylıkları Üzerine Bilgi Notları…1️⃣Emekli aylıkları yasayla artırılır. Yetki TBMM’dir. Bu 1.2️⃣En düşük emekli aylığı 7.500 olmuyor. Eğer yasa çıkarsa 7.500 TL’den düşük aylıklar Hazine […]


  • “Adalet” diye gelenlerin ülkeyi getirdiği nokta

    “Adalet” diye gelenlerin ülkeyi getirdiği nokta

    Trabzon’da öğretmenlik yapan  R.G.S, 2005 yılında Başbakanlık tarafından “Yılın Öğretmeni” seçildi. 19 yıl “sahte diploma” ile öğretmenlik yaptığı ortaya çıktı. Suçunu itiraf etti. Yargı beraat […]


  • İNSAN ÖMRÜNÜ TÜKETEN SİYASET

    İNSAN ÖMRÜNÜ TÜKETEN SİYASET

    Demokrasinin özde, dolaysız değil sözde yaşanır bir hale geldiğini görmek? Heyecan, sevinç, umutlar, yaşanası tüm güzellikler, huzur ve mutluluklar özgürlük hepsi unutulan bir zamanın içinde […]


  • Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALAN(SARI SAÇLI MAVİ GÖZLÜ) UKRAYNALI KADINLAR AVRUPA’DA FUHŞA ZORLANIYORMUŞ AB ülkelerinde internette ‘Ukrayna mülteci pornosu’ aramalarında patlama yaşanmaktaymış (1 )  Savaş’tan kaçan […]


  • Üreticiyi teşvik edeceklerini tehdit ediyorlar

    Üreticiyi teşvik edeceklerini tehdit ediyorlar

    VEKİL YOKUŞ: İTİRAF ETTİLER ÇİFTÇİYİ TEŞVİK EDECEKLERİNE TEHDİT EDİYORLAR! İYİ Parti Konya Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri komisyonu üyesi Fahrettin Yokuş, 20 Mart günü […]


  • Rusya iç turizme yöneliyor…

    Rusya iç turizme yöneliyor…

    Ukrayna savaşı nedeni ile sıkıntılı günler yaşayan Rusya iç turizmi canlandırmak için çeşitli önlemler almaya başladı. Hedef belli: Milli gelir dışa gitmesin. Ancak alınan bu […]


  • Putin’e Tutuklama Kararı ve ABD’nin Teröre Desteği

    Putin’e Tutuklama Kararı ve ABD’nin Teröre Desteği

    Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcılığının Putin’i tutuklama kararının Ukrayna’daki savaş suçlarının ötesinde anlamı bulunmaktadır. 1998 Roma Statüsü’yle kurulan, 2003’te çalışmaya başlayan mahkeme, yargı yetkisini kabul etmiş ülkelerde, soykırım, tecavüz, işkence gibi insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamındaki kişileri yargılar. Aynı zamanda bu ülkelerin hakkında tutuklama kararı bulunanları tutuklama hakları ve görevleri vardır. Kremlin’dekilerin karar konusunda umursamaz görünmesinin temelinde, Rusya’nın mahkemeye taraf olmaması bulunmaktadır. Ukrayna sözleşmeyi imzaladığı halde henüz onaylamamış, fakat ihlaller konusunda mahkemenin yetkisini kabul etmiştir. Yasa dışı olarak çocukların, insanların zorla Rusya’ya nakledilmesi insanlığa karşı suç kabul edilerek sorumlular Putin ve Rusya Çocuk Hakları Komiseri için tutuklama kararı çıkartılmıştır. Bu durumda lise/üniversite çağındaki çocuklarımızın ABD destekli terör örgütü tarafından zorla dağa kaldırıldığını hatırlayalım. UCM savcılığı Ukrayna’da tahkikat yaparak iddiaların gerçek olduğu sonucuna varmıştır. Bunlar önemli ölçüde Rusya kontrolündeki Dombass kentlerinde gerçekleşse de hukuken Ukrayna’ya aittir. Kararı memnuniyetle karşılayan Ukraynalılar arkasının geleceğini, başka tutuklama kararları olacağını söylemişlerdir. Bütün umursamaz tavırlara karşın, Kremlin’de derin endişeler bulunmaktadır ki yine nükleer silah gücünü gündeme getirmiştir