15 KASIM’A 2 KALA
Hüseyin MÜMTAZ
KKTC’de Nisan 2015’de Cumhurbaşkanlığı seçimi var.
Görünen o ki Türkiye’de de “erken” bir genel seçim olacak.
Net olarak Cumhuriyet’in ilanından, brüt olarak da belki Tanzimat’tan bu yana gerçekleşecek en önemli seçim olacak.
Bu “durum” bir “fırsat” mıdır?
Elbette..
Ankara’nın, gırtlağına kadar Irak/Suriye bağlantılı muhayyel/mutasavver ve dahi “de facto” bir Kürdistan belasıyla hemhâl olduğu bu süreç;
a) Oradaki seçimi kaybetmek istemeyecek iktidar için “bir de” Kıbrıs’ta “taviz” olarak nitelenebilecek bir olasılığı ortadan kaldırmakla beraber ve aynı zamanda; b) KKTC’deki seçimde de Eroğlu’nun elini alabildiğine güçlendirmektedir.
Oraya sonra gireriz de KKTC’de mevcut vaziyet ve manzara-i umumiye nasıldır?
Tam bir kaos/bunalım/travma yaşanmaktadır.
Kimlik ve kişilik erozyonu tavan yapmıştır.
1923’den beri, İngiliz Dönemi’nde bile kutlanmakta olan “29 Ekim”, evet resmî anlamda belki Anavatan’daki bir çok beldeden daha iyi ve görkemli bir heyecanla kutlanmıştır ama; “Ne gerek var Türkiye’nin de bayramlarına? Tatil de olmasın. Kutlamayalım da” çatlak sesleri yükselebilmiştir.
Son yıllarda çeşitli bahanelerle “ertelenen” Türkiye’deki benzer anmaların “alçak profilinden” yüz bulmuşlardır.
“Tatil” meraklısı bir toplumda “tatil olmasın” diyebilmek her şeyden önce “kendini tanımamak”tır.
Hâlbuki bir önceki günün, yani 28 Ekim’in; Yunanistan’ın ‘OXI’ (Hayır) günü olduğunu hiç akıllarına getirmediler…
Yunanistan’ın İkinci Dünya Savaşı’nda, İtalya notasına ve savaşa ‘Hayır’ dediği gündü… Ve Yunanistan’da resmi tatil olan 28 Ekim, güneyde de tatildi…
“Birleşik Kıbrıs”ta 29 Ekim kutlanmayacaktı da 28 Ekim ne olacaktı?
Güneyde hiçbir Rum’un aklına, “28 Ekim’i kutlamayalım” demek gelmiyordu ama aynı güneyli Rumlarla, 29 Ekim’e “Ohi” diyen “kuzeyliler” Nicosia’da, “ISIS ve Türkiye’nin Kölesi olmayalım” sloganı eşliğinde “Kobani ve Girne’ye Özgürlük” isteyebiliyorlardı.
Beraberce..
Elele..
Rumca-Kürtçe ve İngilizce..
“Kardeşçe”
Ve “yoldaşça”…
Ayn El Arap’la, Girne’nin ne alakası vardır?
Var ise hanımlar, beyler Mutallo da Girne’nin ayrılmaz parçasıdır..
Var ise sizlere; Baf’ın Türk Kalesi’nde Musa Eroğlu’nun sazını ve sesini dinletmek de boynumuzun borcudur.
Kuzeydeki “İki toplumlu düşünsel Alzheimer” hastaları son dönemde geçirdikleri iki krize rağmen tedavi olmamakta direnmektedirler.
İlki, bir Rum futbolcunun kuzeyde bir futbol takımıyla sözleşme imzalamasıdır.
Hayret (!); Kuzeyin takımlarını bünyesine almaya pek meraklı güneyin futbol federasyonu bu “transfere” şiddetle karşı çıkmıştır.
İkincisi; CTP’nin cabbar eski başbakanlarından F. Sabit Soyer’in Almanya’daki bir toplantıya katılmasının yine güneyliler tarafından engellenmesidir.
Almanya’daki toplantı, “Berlin’in Birleşmesinin 25. Yıldönümü kapsamında düzenlenen” bir konferanstı.
Tıpkı Özersay’ın, çapraz müzakereci ile “anlaşmak” için taa Güney Afrika’ya gitmesi gibi F.Sabit Soyer de “Almanlar’ın Birleşmesi”ni kutlamaya gitmiş, daha doğrusu gitmeye kalkmıştır.
Yahu Ayn El Arap’la Girne’nin ilgisinin bulunmaması gibi iki Almanya’nın birleşmesinin de Kıbrıs’la en ufak bir ilgisinin bulunmadığını neden bir türlü anlayamamaktadır bu fikri sabitler?
Berlin’de “birleşen”; dili, dini, kültürü, tarihi aynı olan ve “komünizm” tarafından ayrılmış olan “aynı millet”tir.
Bizim Rum’la “aynı” olan neyimiz vardır?
Hangi dil, hangi din, hangi kültür, hangi tarih “birleştirmektedir” bizi?
Kaldı ki sabit fikirli komünistlerin, komünizm tarafından bölünmüş/ayrılmış şehrin birleşmesini kutlamaya gitmeleri kendileri ile çelişkiye düşmeleri demek değil midir?
Ve nihayet yazmaya bıktım ama her gece; balıkçı meyhanelerinde ille de sirtaki çalmanın ne demek olduğunu biri bana izah edebilir mi?
Neyiniz ayni?
Her bayram seyran bayıla bayıla gittiğiniz Rum tarafındaki lokantalarda “türkü” duydunuz mu hiç?
Nasıl bir aşağılık kompleksidir?
Tabii, hiç güzel şeyler olmuyor da değil “kuzeyde”.
“Halâ” Org.Bedrettin Demirel, Org.Semih Sancar, Org. Nurettin Ersin, Tümgeneral Hakkı Borataş, Albay Karaoğlanoğlu; Cumhuriyet, Ecevit, İnönü, Atatürk caddelerini görmeniz mümkündür.
Aman tahtaya vurun, şeytan kulağına kurşun..
Kimseler duymasın. 13 Kasım 2014
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ
Yazıları posta kutunda oku