Kaplumbağa Terbiyecisi’nin öyküsü..Osman Hamdi Bey

Çok ilginç bir öykü, hem Osman Hamdi beyi ve hem de tabloyu anlatıyor. - Kaplumbaga terbiyecisi Osman Hamdi
Osman Hamdi Bey
Osman Hamdi Bey

Bir Cinayet ve İflasın Hikayesi; Kaplumbağa Terbiyecisi Ne Anlatıyor?

Çok ilginç bir öykü, hem Osman Hamdi beyi ve hem de tabloyu anlatıyor.

Osman Hamdi bey değeri az bilinen nice Türk sanatçılarından biridir.

Osmanlı Sadrazamı Ethem beyin oğlu, Arkeolog, Ressam, Çağdaş müzeciliğin ve İstanbul arkeoloji müzesinin temelini atan uzun yıllar müdürlüğünü yapan, Kadıköy’ün ilk belediye başkanı.

Sayda’da B. İskender’in lahdini bulan, bu günkü Mimar Sinan  üniversitesi güzel sanatlar fakültesinin temelini atan. Daha onlarca marifet, ancak bilinmeyen bir kıymet.

Kısaca tablodaki kaplumbağalar neyi anlatıyor, terbiyeci derviş kim?

İşte bunların hepsi bu öyküde.

osman hamdi bey'in Kaplumbağa terbiyecisi tablosu
Kaplumbağa terbiyecisi, Osman Hamdi Bey

12 Aralık 2004 Pazar. İstanbul Swissotel’de yapılacak müzayede tüm basının ilgisini çekmişti. Haftalardır gazeteler, televizyonlar hatta magazin dergileri bu müzayedede satışa çıkacak olan bir tablodan söz ediliyordu. Türkiye’nin sayılı zengin ailelerinin temsilcileri müzayede salonuna gelmişti. Basın mensupları da yerlerini aldı. Salonda heyecanlı bir bekleyiş hakimdi.

1959 yılı. Şişli’deki bir köşk, polis ekiplerince mühürlendi. Bu evde ünlü bir armatör yaşıyordu: Saim Birkök. Hayatı boyunca hiç evlenmemişti. Askerlik arkadaşının kendi adını verdiği oğlunu evlat edindi. Onu yetiştirmeye çalıştı. Okuması için İsviçre’ye gönderdi. Bütün servetini ve sahip olduğu tersaneyi ona bırakmayı düşünüyordu. Ancak Balat’taki tersanede çıkan bir tartışmada manevi oğlunu tek kurşunla öldürdü. Bu olay yaşandığında Saim Birkök 76 yaşında, ölen manevi oğlu Saim Gökoğlu 45 yaşındaydı.

1960 yılının ilk ayları. Profesör Mustafa Cezar, bir araştırma sırasında, Şişli’de mühürlü bir evde, sanatsal değerinin yanında tarihi değeri de yüksek olan, kırktan fazla tablonun varlığını öğrendi. Köşkün sahibi Saim Birkök, resme meraklı bir sanat severdi. Ancak işlediği cinayetten dolayı Sultanahmet Cezaevi’nde yatmaktaydı. Profesör, tabloların fotoğraflarını çekmek için köşkün sahibinden izin almak zorundaydı. Hapishaneyi ziyaret edip Saim Birkök’ten izini aldı. Mühürlü kapı kısa hakim eşliğinde açıldı. Kapı aralanıp ışıklar yanınca, toz toprak arasından muhteşem bir hazine çıkmıştı. “Kaplumbağa Terbiyecisi” başta olmak üzere beş tanesi Osman Hamdi Bey’e ait kırk tablo gün yüzüne çıkmıştı. Tabloların fotoğrafları çekildi. Sonra köşkün kapısı tekrar mühürlendi. Profesör Mustafa Cezar, çektiği bu fotoğrafları kitabında yayınladı. Böylelikle ilk defa bu tablonun gerçek bir görüntüsü ortaya çıkmıştı.

Okumaya devam et  TARİH : 2. Dünya Savaşı’ndan Bazı Garip Olaylar

1961 yılı. Kanser hastası Birkök, durumu ağırlaştığı gerekçesi ile salıverildi. Zaten bir süre sonra vefat etti. Arkasından büyük bir miras kavgası başladı. Tablolar, anlaşmazlık durumundan dolayı  Resim Heykel Müzesi’ne teslim edildi. Kaplumbağa Terbiyecisi de, 20 yıl kadar sonra, açık artırmayla Erol Aksoy’un eline geçecekti. Erol Aksoy, tabloyu sahibi olduğu İktisat Bankasının koleksiyonuna ekledi.

12 Aralık 2004 Pazar. İktisat Bankasının koleksiyonunda olan  “Kaplumbağa Terbiyecisi” isimli tabloya, bankanın batması sebebiyle TMSF tarafından el konulmuştu. Müzayede başladığında çekişme yeni kurulan iki müze arasında geçiyordu; İstanbul Modern ve Pera Müzesi. Rakam çok yukarılara çıktı; öyle ki son teklif 5 trilyon lirayı gösterecek tabela yoktu. Demek ki müzayedeyi gerçekleştirenler bile bu kadarını beklemiyordu. Kaplumbağa Terbiyecisinin yeni sahibi Pera Müzesi oldu. Ödenen 5 trilyon, Türk resim sanatı için bir rekordu. Bu yüksek ücret, tablonun ününe ün kattı.

Günümüzde, sokaktaki vatandaştan profesörüne, üniversite öğrencisinden ev hanımına kadar herkesin bildiği bir yapıta dönüştü Osman Hamdi Bey’in “Kaplumbağa Terbiyecisi”. Puzzleları, reprodüksüyonları yok satıyor, dizi sahnelerinde, karikatürlerde karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin bir nevi Mona Lisa’sı haline geldi.

Osman Hamdi Bey
Osman Hamdi Bey

Aslında Kaplumbağa Terbiyecisi’nin bir de ikizi var. Osman Hamdi Bey, birçok oryantalist ressam gibi beğendiği tabloyu bir kez daha çizmişti. Şimdiye kadar anlattığımız 1906 yılında çizilen ilk tablonun hikayesiydi. 1907 yılında ise resmi tekrar çizdi. 2. versiyon bir şekilde Londra’ya kadar gitmişti. Erol Simavi 1984 yılında bu resmi 100 bin dolara satın aldı. Halen Belma Simavi’nin koleksiyonunda bulunan tablo, Sakıp Sabancı Müzesinde sergileniyor.

Kaplumbağa terbiyecisinin iki farklı versiyonu 1906-1907
Kaplumbağa terbiyecisinin iki farklı versiyonu

Resmin iki versiyonu arasında  farklar var; kaplumbağaların sayıları ve yerleri, duvarda asılı olan Allah ve Muhammed yazılı tablo, yerde duran vazo ve pencere kemeri gibi.

Okumaya devam et  Report of Armenia State given to the United Nations Human Rights Commission, Mehmet Sukru Guzel

Peki tablo bize ne anlatıyor?

Tabloda gördüğümüz erkek figürü Osman Hamdi Bey’in kendisidir. Çoğunlukla, resmini çizeceği ortamda, doğuya özgü kıyafetler giyip kendi fotoğrafını çektirir. Sonra fotoğrafa bakarak yapar resimlerini. Kaplumbağa Terbiyecisi de  bu şekilde çizilmiştir.

Tablodaki mekan, Bursa’daki Yeşil Cami’dir. Osman Hamdi Bey çizime burada başlamış, daha sonra çekilen fotoğraf yardımıyla kendi atölyesinde bitirmiştir.

Peki “Kaplumbağa Terbiyecisi” bize neyi anlatıyor? Bunu anlamak için tabloyu incelemeye başlayalım.

Öncelikle neler görüyoruz?

Kırmızı kaftan giymiş, derviş kıyafetleri içinde sakallı, kambur yaşlı bir adam…
Bakımsız bir odada, marul yiyen kaplumbağalara bakıyor. Ama biraz düşünceli, karamsar ve yorgun bir bakış bu.

Sırtında bir nakkare (yarım küre biçiminde küçük bir davuldan oluşan vurmalı bir çalgı, Mevlevi müziğinin dört temel çalgısından da birisi) asılı ve buna bağlı mızrap (nakkareyi çalmaya yarayan nesne) boynundan aşağı sarkmış.

Ellerini arkasında kavuşturmuş, bir neyi tutuyor. Kırbaç değil de neden ney? Anlaşılan kaplumbağaları ney üfleyerek, nakkare çalarak yani musikiden yararlanarak terbiye etmeye çabalıyor.

Ama yaşlı adamın ney’i tutuşuna daha dikkatli bakacak olursak, neyi üfleme hazırlığında değil sanki vazgeçmiş, çabaları sonuçsuz kalmış.

Bize verilmek istenen mesajın ne olduğunu doğru yorumlamak için, Osman Hamdi Bey’in hayatı hakkında biraz bilgi sahibi olmalıyız.

Çok ilginç bir öykü, hem Osman Hamdi beyi ve hem de tabloyu anlatıyor. - osman hamdi 1
Osman Hamdi Bey

Osman Hamdi Bey, ilk Türk arkeoloğudur. Dünyaca ünlü İskender Lahidi’ni bulan ve İstanbul’a getiren kişidir.

Çağdaş Türk müzeciliğinin öncülerindendir. İstanbul arkeoloji müzesinin kurucusu ve ilk müze müdürüdür.

Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi’ni yani Güzel Sanatlar Akademisi’nin kurucusudur.Ayrıca modern anlamda ilk Türk ressamlarından birisidir ve Türk resminde figürlü kompozisyon kullanan ilk ressamdır.   Bu durumu Emre Caner bir romanında şöyle açıklamıştır: “Osman Hamdi de hayatı boyunca kimsenin bilmediği meslekler yapmıştı. Ressam olmuştu en başta. Sonra müze müdürü. Bir arkeolog. Ardından da güzel sanatlar akademisi müdürü. Onun kaplumbağa terbiyecisinden bir farkı yoktu aslında!”

Okumaya devam et  Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı Acaba Ne Kadar Haklı?

Osman Hamdi Bey, tüm bunları sanatı ve sanatçıyı önemsemeyen, antik eserlere hiç değer vermeyen bir toplumda başarmıştı. Devlet kurumları hatta toplumun kendisi, sürekli kendisine yeni engeller çıkarmış, değişime, modernleşmeye direnmişti.

İşte tablodaki kaplumbağalar; devletin hantal işleyen bürokrasisi ve değişime direnen, ağır aksak ilerleyen toplumun kendisiydi. Yaşlı dervişin kendisi olduğunu söylemiştik. Bütün bu duruma kızan Osman Hamdi Bey, derviş de olsa sabrının bir sonu olduğunu göstermiş oluyor.

Osman Hamdi Bey’in, bu tablo yapılırken nereden esinlendiği de ortaya çıkmıştır. Şimdi Fransız Le Tour du Monde’nin 1869 yılındaki bir sayısında çıkan gravürü inceleyelim.

Osman Hamdi Bey'in Kaplumbağa terbiyecisi esin kaynağı Fransız Le Tour du Monde'nin 1869 yılındaki bir sayısında çıkan gravürü
Fransız Le Tour du Monde’nin 1869 yılındaki bir sayısında çıkan gravür

1869 yılında Bağdat Valisi Mithat Paşa’nın hizmetinde çalışan babasına gönderdiği mektupta, Le Tour de Monde dergisini severek okuduğundan bahseden Osman Hamdi Bey’in bu çalışmadan esinlenmesi gayet olası gözüküyor.

Benzerlikler dikkat çekici olsa da Osman Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi, renklerin ve ışığın kullanımı, tablonun derinliği ve verdiği mesajla öncülünden çok daha kıymetli.

Osman Hamdi Bey’in eserlerinden bazıları:   Kuran Okuyan Adam

Osman Hamdi Beyin tablosu Kuran Okuyan Adam
Kuran Okuyan Adam

Mihrab

Mihrab, Osman Hamdi Bey
Mihrab

Gebze’den Manzara

Gebze'den manzara
Gebze’den Manzara

Silah Taciri

Silah Taciri
Silah Taciri

Kahve Ocağı

Çok ilginç bir öykü, hem Osman Hamdi beyi ve hem de tabloyu anlatıyor. - kahve ocagi osman hamdi bey
Kahve Ocağı

İki Müzisyen Kız

İki Müzisyen Kız
İki Müzisyen Kız

Gezintide kadınlar

Gezintide kadınlar
Gezintide kadınlar

Ab-ı Hayat Çeşmesi

Ab-ı Hayat Çeşmesi, Osman Hamdi Bey
Ab-ı Hayat Çeşmesi, Osman Hamdi Bey

Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız

Çok ilginç bir öykü, hem Osman Hamdi beyi ve hem de tabloyu anlatıyor. - turbe ziyaretinde iki genc kiz osman hamdi bey
Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız

Genç kız portresi

Çok ilginç bir öykü, hem Osman Hamdi beyi ve hem de tabloyu anlatıyor. - Genc Kiz Portresi Osman hamdi
Genç kız portresi

Kaplumbağa Terbiyecisi

Osman Hamdi Beyin kaplumbağa terbiyecisi iki farklı versiyonu 1906 ve 1907 yıllarında


Comments

“Kaplumbağa Terbiyecisi’nin öyküsü..Osman Hamdi Bey” için 9 yanıt

  1. sinir hastaligi

  2. yazım yanlışları çok var lütfen biraz daha dikkat

  3. yazım yanlışı cok var dikattttttttttt!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!lütfen ayıp oluyor !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!buuuuuuuuuuuuuu bir!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

  4.  avatarı

    Mihrap kötü olmuş bence.Yırtılmış Kuran sayfaları,ayaklar altında.Demekki çok kızmış zamanın dindarlarına.Resimleri çok güzel kırmızı tonu,resmen lav hibi.Yakıyor insanın içini,zaten yanmadan olmaz.toprağınoğlu

  5. yahya avatarı

    Kaplumbağa terbiyecisi serisi, ‘olma’ yolundaki dervişin halinin tasviridir. İçi boşaltılmış bir kavram var; “İlmihal” ancak hal sahibinden tahsil ve talim edilebilir. Kitaptan veya bilmeyen birinin naklinden öğrenilen “malumat” olabilir. ‘farkındalık’ kavramı hal ilmine yakın bir izdüşüm yapıyor ama içerik eksikliğinden tam karşılamıyor, yinede kullanalım. 2. tablodaki 6. kaplumbağa bu farkındalığa denk geliyor. diğer farklara değinecek olursak; Işığın geldiği pencerenin boyu ve yaklaşılabilirliği, boynundakine verdiği önem, gönül duvarını süslediği tablo.. evet bu tablo ile 6. kaplumbağa arasında bir bağ var; artık 5 duyunun dışına çıkılmış, tevhid, besmele vb telkinler amacına ulaşmış şuur ve farkındalık haline gelmiş. söz etmese bile canı söyler olmuş.. dilsiz dudaksız konuşanlar zümresine katılmış.. canı inşallah ile eş olmuş..

  6. yahya avatarı

    Matrix’e bağıntı yapacak olursak tablonun ikinci versiyonunda bir hap seçmiş ve gerçekliğe dair algılarında genişleme olmuş..

  7. Neden yazım yanlışları çooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooookkkkkkk var?

  8. Dödldld avatarı

    Söyleyin. Lan ldl

  9.  avatarı

    Hugh bu t egi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir