Amerika istedi, böyle oldu…

NECDET BULUZ - bayrak abd tr

NECDET BULUZ

Bizi yönetenlere inanmak, güven içinde olmak istiyoruz. Ancak, öylesine zigzaglar çiziliyor, öylesine hatalar yapılıyor ki, inanç ve güven sarsılıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kobani ile ilgili yaptığı açıklamada “Bizim için PKK neyse, PYD ‘de de aynısıdır. PYD’ ye silah yardımı yapılması mümkün değildir. ABD’nin Kobani ısrarı da manidardır” demedi mi? PKK’nın Suriye kolu PYD’yi de “terörist grup” olarak tanımlamadı mı?

Biz, bu sözleri söyleyen Erdoğan’ın arkasında olduk. Bölgemizi kan gölüne çeviren, Bağımsız Kürt Devleti’ni kurma peşinde olanlara karşı da takındığı tavrı olumlu bulduğumuzu söyledik. PKK konusunda bugüne kadar yapılan yanlışlardan da dönüleceği umuduna kapıldık.

Ancak, Erdoğan’ın bu sözlerinden hemen sonra Amerika “PYD bizim için terörist değildir” açıklaması geldi.

Yine Amerika tarafından yapılan bir başka açıklamada da havadan PYD güçlerine silah yardımı yapıldığı duyuruldu.

Amerika tarafından yapılan bu açıklamalar, Erdoğan’ın Kobani ve PYD politikalarının çöküşü anlamına geliyor.

Biz, daha önce yazdığımız yazılarda Amerika’nın çıkarlarının dışında hiçbir şey düşünmediğini, isteklerinin yerine getirilmesi konusunda da ikna edici olduklarına değinmiştik. Kobani ve PYD konusundaki gelişmeler bu öngörümüzü doğrulamaktadır.

PYD güçlerine havadan 24 ton silah atıldığı söyleniyor. ABD Dışişleri Bakanı Kerry ise konu ile ilgili yaptığı açıklamada “IŞİD ile savaşan PYD’ ye yardım etmemek ahlaksızlık olur”dedi. Bu açıklamalarda Türkiye ile Amerika’nın Kobani konusunda ayrı görüşlere sahip olduğunu ortaya koyması açısından önemlidir.

Özetleyecek olursak Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin Kobani Kilidi, böylece Amerika tarafından kırılmış oldu.

IŞİD kuşatması altındaki Kobani’de PYD’nin yardım taleplerine “hayır” diyen Türkiye şimdi bu konuda iyice köşeye sıkışmış oldu. ABD Başkanı Obama’nın Peşmerge’nin Kobani’ye geçiş için Türkiye’den koridor açmasını istediği de ifade ediliyor. Alınan ani bir kararla Türkiye şimdi Kuzey Irak’taki peşmergelerin Kobani’ye geçişi için koridoru açmış bulunuyor. Bu politika değişikliği ne getirir, ne götürür bunu ilerleyen zaman içinde bekleyip hep birlikte göreceğiz.

Amerika Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Kobani’ye Türkiye’nin koridor açmasını ve Peşmerge güçlerinin geçişini sağlamaya yönelik adım atmasını da “Memnuniyet duyuyoruz” şeklinde açıkladı. Bunun anlamı Türkiye’nin PYD konusunda Amerika’nın çizgisine geldiği anlamını taşıyor.

Aslına bakılacak olursa ortada bir rezalet var ve Türkiye bu rezalete karşı eli kolu bağlı hiçbir şey yapamıyor. Demek ki bizim “PYD ile PKK aynı” sözlerimizi hiç kimsenin ciddiye almamış olduğunu da görmekteyiz. Amerika’nın açıklamaları,Erdoğan’ın bu sözlerinin havada kaldığını da gösteriyor.

Bütün bu gelişmeler gösteriyor ki, bölgede Amerika ne derse o olacaktır. Bunun planları önceden yapılmış, Kürt grupların korumaya alınması sağlanmıştı. Hiç değilse bu gelişmeler iyi okunabilseydi, Türkiye bu konuda sınıfta kalmazdı.

Ancak, bu noktada söylemek istediklerimiz de olacak:

Kuzey Irak’daki Peşmerge güçleri arasında eğitimli ve silahlı PKK unsurlarının var olduğu biliniyor. Kobani’ye açılan bu koridordan PKK’lılar da Suriye’ye geçecek ve IŞİD’a karşı PYD güçleri ile savaşacaklar. Çünkü daha önce silahlı PKK’lıların Kuzey Irak’ta toplandıkları ve Kobani’ye geçmek için fırsat kolladıkları özellikle PKK yöneticiler tarafından açıklanmıştı.

Bu gelişmeler sonunda neler olabilir?

Amerika’nın BOP çerçevesinde bölgede kurmak istediği Kürt Devleti’nin iyiden iyiye oluşması sağlanır. IŞİD karşıtı tutumumuz nedeni ile de IŞİD’ın hedefi haline geliriz. Bunun yanında IŞİD sempatizanlarından önemli oy aldığı söylenen AK Parti’nin bu oyları yitireceği de gözlerden uzak tutulmamalıdır.

Eğer, Esad devrilmez, Suriye’deki durumda bir düzelme olmazsa, 3 milyona yakın sığınmacı da sorun olmaya devam eder. Esad devrilmiş olsa bile, sığınmacıların önemli bölümünün yeniden ülkelerine dönmeyecekleri de görülüyor. Esad’ın devrilmesinden sonra Suriye’de çıkabileceği endişesi taşıdığımız mezhep çatışmalarının bizi de içine alabileceğini görmezden gelemeyiz.

PYD konusunda şimdi bizimkiler ne yapacak, nasıl bir açıklama yapacak gerçekten merak ediyoruz. “PKK’dan farkları yok” diyenler bu ani politika değişikliği ile neyi hedefliyor? Kuzey Irak’tan Peşmerge güçlerini Kobani’ye taşımak, bu terörist gruba destek olmak demek değil midir? Amerika’nın isteklerine boyun eğmek demek değil midir? O halde ne oldu PYD için söylenen sözlere? Ya bu şekilde konuşmayacaksınız, ya da konuştuğunuz sözlerin arkasında duracaksınız.

Yazımızın başında da değindiğimiz gibi, bizi yönetenlere güvenmek istiyoruz. Bizi yönetenlerin ağızlarından çıkan sözlere inanmak istiyoruz. Başımız yastığa koyduğumuzda rahat uyumak istiyoruz. Çok mu şey istiyoruz acaba?

e.mail: [email protected]

             [email protected]

 

 

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir