BÜYÜK KÜRDİSTAN ORDUSU NİYETİNE

<p>
Ukrayna'nın Baltık'tan Karadeniz'e, Hazar'a ve Ortadoğu'ya kadar olan bölgedeki rolü, ABD-Rusya arasındaki güç dengesini belirleyecektir.
Avrasya'da değişmekte olan bu mekanizmaya meydan okumak üzere ABD ve AB; Rusya'ya ardarda ekonomik,siyasi ve askeri yaptırım paketleri açıyor.</p>
<p>*
AB üyeleri Ukrayna krizinde nasıl bir yaklaşım sergilenmesi konusunda bölünmüştür.
Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkeler  Rusya ile olan ekonomik ilişkileri doğrultusunda yaptırımların ağırlaştırılmasına muhalefet ediyor.
Avusturya,Lüksemburg, Bulgaristan, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Slovakya gibi küçük ülkeler Rusya'ya yaptırımların artmasını kendi çıkarları için tehlikeli görüyor.</p>
<p>*
Nükleer programı nedeniyle büyük petrol ülkesi İran da yıllardır yaptırıma tabi tutuluyor.
Nihayet ABD, İran ile 5+1 grubu arasında  24 Kasım'a  uzatılan müzakerelerde nükleer silahın geliştirilmesini sonlandıracak kesin anlaşmanın sağlanacağı umudundadır ya da bu süreyi çıkarları doğrultusunda değerlendirmeyi istiyor !</p>
<p>*
Teminen,İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu gözetiminde, 5+1 grubuna nükleer programının kesin olarak barışcıl amaçlar taşıdığını ispat edecek bir mekanizmayı yürüttüğünü ikna etmesi durumu karşılığında,
Dayatılan tek yanlı  yaptırımların ortadan kaldırılması, İran'ın uluslararası enerji piyasalarına ulaşması için işbirliği yapılması,
Irak da yeni kurulacak hükümette Sünnilerin belli bir dengede tutulması karşılığında Irak-Şam İslam Devleti ( IŞİD) örgütü vasıtasıyla  Irak'ın idari yapısının değiştirilmemesi taleplerine olumlu ve erken yaklaşıyor.</p>
<p>*
İran'dan petrokimya sanayii mamulleri alımı, başka sanayii mamülleri ve yedek parçanın sevkedilmesi yasakları geçici olarak kaldırılmıştır.
İran; ABD, AB,Çin, Japonya ve Güney Kore şirketlerine açılmış,
ABD, bu suretle İran'ı yaptırımsız statünün üstünlüklerine inandırmak, nükleer programı konulu görüşmelerde uyuşmalara razı ettirmek,
Yaptırımların kaldırılmasıyla birlikte ABD ve AB şirketlerine büyük bir pazarın açılmasını  sağlamış bulunuyor.</p>
<p>*
Daha önemlisi ise ABD; Rusya ile arasındaki hegemonya dengesini yeniden oluşturmak üzere,
İran'a yaptırımları kaldırmakla  Rusya'nın İran piyasalarından çekilmeye zorlanmasını, İran'ın petrol piyasalarına yeniden girişiyle birlikte Rusya'ya uygulanan yaptırımların sağlamlaştırılmasını, sonuçta Rusya jeopolitiğinin yıkılmasını hedefliyor.</p>
<p>*
Ya,IŞİD nâm kiralık katiller çetesi?
ABD'nin liderliğinde Suudi Arabistan,Katar,Türkiye gibi "Suriye Dostları"nın desteği ve yönlendirmesiyle IŞİD;
Önce Suriye'de Esad rejimine karşı muhalif güçlerle taktiksel işbirliği yapmış, bölgedeki otorite boşluğundan faydalanarak Sünni güç bloğu oluşturmuştur.
Bu sırada bir kısmı  Esad rejimi baskısından ve Irak Merkezi hükümetinin zayıflığından faydalanarak  Suriye'den Irak'a kaçmış ve Suriye'deki kayıpları telafi etmek için Irak'ta silahlı eylemlerde bulunmaktaydı ki;
Sonra Irak'ta," Sünnileri"; Kürtler ve Şiilere karşı dengeleyecek bir karşı ağırlık yaratmaya ve Irak'ın güç-gelir paylaşımına dayalı bir federalizme doğru idari yapısını değiştirmeye görevlendirildiler...</p>
<p>*
O sırada Irak Merkezi Hükümet'i, IŞİD'e karşı Sünnilerin yaşadığı bölgede yürüttüğü mücadelede eksikti.
Sünni halk üzerinde kurulan baskı, IŞİD'in süren operasyonları karmaşık etnik ve dini gruplar arasında ayrışmalara hız verdi.
Irak her saat daha fazla siyasi karmaşaya ve istikrarsızlığa boğuldu...
Üstelik ABD, İsrail ve Türkiye  Kuzey Irak'ta Kürtlerin kendi kaderlerini belirlemek üzere bağımsız  ve liberal bir Kürt Devletine ışık yakmıştı ki,
Liberal bir Kürt Devleti olasılığına karşı siyaset yürüten diğer Kürt grupları da kendi jeostratejilerini inşa etmenin arkasına düştüler...</p>
<p>*
Doğrusu IŞİD, Irak'ın idari yapısını değiştirmeye zorlarken,öte yanda hem Rusya,hem İran'ın jeopolitiğini de sarsıyordu.
Rusya,"Irak'taki durumdan derin endişe duyuyoruz. Krizi yenmeye,ulusal egemenlik ve toprak bütünlüğünü korumaya çabalayan Irak hükümetine destek gösteriyoruz" diyordu.</p>
<p>*
İşte, ABD; Irak'da yeni kurulacak hükümette Sünnilerin belli bir dengede tutulması karşılığında  IŞİD vasıtasıyla  Irak'ın idari yapısının değiştirilmemesi taleplerine olumlu yaklaştı.
Şimdi IŞİD'e karşı, 9 Ağustos'tan beri ABD'nin hava operasyonları,14 Ağustos'tan beri Sincar bölgesine indirilen İngiliz SAS komandoları operasyon sürdürüyor.</p>
<p>*
Bu operasyonlar IŞİD'in  Irak Kürt Bölgesel Yönetimine yönelmesi halinde petrol alanlarının ve güzergahlarının korunmasını sağlıyor.
IŞİD ilerlemesine ve Kürt bölgesi enerji kaynaklarını risk edecek hamlelere karşı,Irak'ta Maliki'nin Başbakanlığının ABD-İran uzlaşmasıyla sona ermesi ardından, merkezi Irak yönetimi ile Barzani  güzel  bir ortak tavır sergiliyor.</p>
<p>*
Fakat dikkat çekici gelişme, IŞİD'in yarattığı tehlikeler karşısında;</p>
Kuzey Irak'tan bağımsızlıkçı Kürt hareketinin silahlı birimi Peşmerge güçlerinin,
Türkiye'den PKK'nın silahlı kanadı Halk Savunma Güçleri'nin (HPG),
Suriye'de Demokratik Birlik Partisi (PYD) Halkçı Koruma Birliklerinin ortaklık temeli atmasıdır.
Bu ortak silahlı kuvvet, "Kürt Savunma Güçleri" olarak algılanıyor.
 
*
"Kürt Savunma Güçleri", ABD'nin 2011'de çekildiği Irak'a, Ağustos 2014'te yeniden dönmesinin sözkonusu olmadığı bir durumda,
Kürt bölgesi ve enerji kaynaklarını riske atacak hamlelere karşı arkasında bırakacağı bir kuvvet olarak düşünülüyor.
Daha ötesi KCK Yürütme Konseyi Eşbakanlığı "Kürt Savunma Güçleri"nin bugün sadece Kürtlerin değil, Ortadoğu halklarının meşru gücü haline geldiği açıklamasında görülüyor.
40 yıl Türk Silahlı Kuvvetleriyle süren terör  mücadelesindenn sonra "Kürt Savunma Güçleri"nin  yükseldiği;
Bir azınlık grubun isyancıları olarak kazandıkları uluslararası meşruluk, elbette dikkat çekiyor! *
ABD,IŞİD'le savaşan Kürt Savunma Güçlerine silah yardımı başlatmıştır.
AB Kürt Savunma Güçlerine yapılacak silah yardımı kararını tek tek üye ülkelere bırakmıştır;Kürt Savunma Güçleri'ne oluk gibi silah akıyor!*
Bu noktada;
ABD ve AB silah yardımını, neden Merkezi Irak Hükümetine değil, doğrudan doğruya Kürtlerin Savunma Güçlerine yapıyor?
ABD'nin, İran ile 5+1 grubu arasında 24 Kasım'a  uzatılan müzakerelerde nükleer silahın geliştirilmesini sonlandıracak kesin  anlaşmanın sağlanacağına ilişkin temiz bir inancı var mıdır?
Yoksa,bu sürede bölgenin petrol tedarikçisi olarak kalması, Kürt bölgesi ve enerji kaynaklarını riske atacak hamlelere karşı arkasında bırakacağı bir silahlı kuvvetin hazırlanmasını mı sağlıyor?
Kürt Savunma Güçleri,yarın "Büyük Kürdistan" bağlılığı ile Türkiye, Irak, Suriye ve İran hükümetlerine sorun oluşturmayacak mıdır?
Kürtler, yarın sağa dönse "ABD" yi, sola dönse "Rusya"yı yanıbaşında  bulmayacak mıdır?</p>  
*
Yeni Türkiye'nin kurucu Cumhurbaşkanı Erdoğan ve parti-devletinin ana muhalefeti YCHP,yavru muhalefeti Genel başkanları kendi âlemlerinde, Genelkurmay Başbakanı Necdet Özel ve tüm kurmay heyeti ebedî arazidedir...
.. 17.8.2014
</p> - military askeri helikopter rus


Ukrayna’nın Baltık’tan Karadeniz’e, Hazar’a ve Ortadoğu’ya kadar olan bölgedeki rolü, ABD-Rusya arasındaki güç dengesini belirleyecektir.
Avrasya’da değişmekte olan bu mekanizmaya meydan okumak üzere ABD ve AB; Rusya’ya ardarda ekonomik,siyasi ve askeri yaptırım paketleri açıyor.

*
AB üyeleri Ukrayna krizinde nasıl bir yaklaşım sergilenmesi konusunda bölünmüştür.
Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkeler  Rusya ile olan ekonomik ilişkileri doğrultusunda yaptırımların ağırlaştırılmasına muhalefet ediyor.
Avusturya,Lüksemburg, Bulgaristan, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Slovakya gibi küçük ülkeler Rusya’ya yaptırımların artmasını kendi çıkarları için tehlikeli görüyor.

*
Nükleer programı nedeniyle büyük petrol ülkesi İran da yıllardır yaptırıma tabi tutuluyor.
Nihayet ABD, İran ile 5+1 grubu arasında  24 Kasım’a  uzatılan müzakerelerde nükleer silahın geliştirilmesini sonlandıracak kesin anlaşmanın sağlanacağı umudundadır ya da bu süreyi çıkarları doğrultusunda değerlendirmeyi istiyor !

*
Teminen,İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu gözetiminde, 5+1 grubuna nükleer programının kesin olarak barışcıl amaçlar taşıdığını ispat edecek bir mekanizmayı yürüttüğünü ikna etmesi durumu karşılığında,
Dayatılan tek yanlı  yaptırımların ortadan kaldırılması, İran’ın uluslararası enerji piyasalarına ulaşması için işbirliği yapılması,
Irak da yeni kurulacak hükümette Sünnilerin belli bir dengede tutulması karşılığında Irak-Şam İslam Devleti ( IŞİD) örgütü vasıtasıyla  Irak’ın idari yapısının değiştirilmemesi taleplerine olumlu ve erken yaklaşıyor.

*
İran’dan petrokimya sanayii mamulleri alımı, başka sanayii mamülleri ve yedek parçanın sevkedilmesi yasakları geçici olarak kaldırılmıştır.
İran; ABD, AB,Çin, Japonya ve Güney Kore şirketlerine açılmış,
ABD, bu suretle İran’ı yaptırımsız statünün üstünlüklerine inandırmak, nükleer programı konulu görüşmelerde uyuşmalara razı ettirmek,
Yaptırımların kaldırılmasıyla birlikte ABD ve AB şirketlerine büyük bir pazarın açılmasını  sağlamış bulunuyor.

*
Daha önemlisi ise ABD; Rusya ile arasındaki hegemonya dengesini yeniden oluşturmak üzere,
İran’a yaptırımları kaldırmakla  Rusya’nın İran piyasalarından çekilmeye zorlanmasını, İran’ın petrol piyasalarına yeniden girişiyle birlikte Rusya’ya uygulanan yaptırımların sağlamlaştırılmasını, sonuçta Rusya jeopolitiğinin yıkılmasını hedefliyor.

*
Ya,IŞİD nâm kiralık katiller çetesi?
ABD’nin liderliğinde Suudi Arabistan,Katar,Türkiye gibi “Suriye Dostları”nın desteği ve yönlendirmesiyle IŞİD;
Önce Suriye’de Esad rejimine karşı muhalif güçlerle taktiksel işbirliği yapmış, bölgedeki otorite boşluğundan faydalanarak Sünni güç bloğu oluşturmuştur.
Bu sırada bir kısmı  Esad rejimi baskısından ve Irak Merkezi hükümetinin zayıflığından faydalanarak  Suriye’den Irak’a kaçmış ve Suriye’deki kayıpları telafi etmek için Irak’ta silahlı eylemlerde bulunmaktaydı ki;
Sonra Irak’ta,” Sünnileri”; Kürtler ve Şiilere karşı dengeleyecek bir karşı ağırlık yaratmaya ve Irak’ın güç-gelir paylaşımına dayalı bir federalizme doğru idari yapısını değiştirmeye görevlendirildiler…

*
O sırada Irak Merkezi Hükümet’i, IŞİD’e karşı Sünnilerin yaşadığı bölgede yürüttüğü mücadelede eksikti.
Sünni halk üzerinde kurulan baskı, IŞİD’in süren operasyonları karmaşık etnik ve dini gruplar arasında ayrışmalara hız verdi.
Irak her saat daha fazla siyasi karmaşaya ve istikrarsızlığa boğuldu…
Üstelik ABD, İsrail ve Türkiye  Kuzey Irak’ta Kürtlerin kendi kaderlerini belirlemek üzere bağımsız  ve liberal bir Kürt Devletine ışık yakmıştı ki,
Liberal bir Kürt Devleti olasılığına karşı siyaset yürüten diğer Kürt grupları da kendi jeostratejilerini inşa etmenin arkasına düştüler…

*
Doğrusu IŞİD, Irak’ın idari yapısını değiştirmeye zorlarken,öte yanda hem Rusya,hem İran’ın jeopolitiğini de sarsıyordu.
Rusya,”Irak’taki durumdan derin endişe duyuyoruz. Krizi yenmeye,ulusal egemenlik ve toprak bütünlüğünü korumaya çabalayan Irak hükümetine destek gösteriyoruz” diyordu.

*
İşte, ABD; Irak’da yeni kurulacak hükümette Sünnilerin belli bir dengede tutulması karşılığında  IŞİD vasıtasıyla  Irak’ın idari yapısının değiştirilmemesi taleplerine olumlu yaklaştı.
Şimdi IŞİD’e karşı, 9 Ağustos’tan beri ABD’nin hava operasyonları,14 Ağustos’tan beri Sincar bölgesine indirilen İngiliz SAS komandoları operasyon sürdürüyor.

*
Bu operasyonlar IŞİD’in  Irak Kürt Bölgesel Yönetimine yönelmesi halinde petrol alanlarının ve güzergahlarının korunmasını sağlıyor.
IŞİD ilerlemesine ve Kürt bölgesi enerji kaynaklarını risk edecek hamlelere karşı,Irak’ta Maliki’nin Başbakanlığının ABD-İran uzlaşmasıyla sona ermesi ardından, merkezi Irak yönetimi ile Barzani  güzel  bir ortak tavır sergiliyor.

*
Fakat dikkat çekici gelişme, IŞİD’in yarattığı tehlikeler karşısında;

Kuzey Irak’tan bağımsızlıkçı Kürt hareketinin silahlı birimi Peşmerge güçlerinin,
Türkiye’den PKK’nın silahlı kanadı Halk Savunma Güçleri’nin (HPG),
Suriye’de Demokratik Birlik Partisi (PYD) Halkçı Koruma Birliklerinin ortaklık temeli atmasıdır.
Bu ortak silahlı kuvvet, “Kürt Savunma Güçleri” olarak algılanıyor.
 
*
“Kürt Savunma Güçleri”, ABD’nin 2011’de çekildiği Irak’a, Ağustos 2014’te yeniden dönmesinin sözkonusu olmadığı bir durumda,
Kürt bölgesi ve enerji kaynaklarını riske atacak hamlelere karşı arkasında bırakacağı bir kuvvet olarak düşünülüyor.
Daha ötesi KCK Yürütme Konseyi Eşbakanlığı “Kürt Savunma Güçleri”nin bugün sadece Kürtlerin değil, Ortadoğu halklarının meşru gücü haline geldiği açıklamasında görülüyor.
40 yıl Türk Silahlı Kuvvetleriyle süren 
terör  mücadelesindenn sonra “Kürt Savunma Güçleri”nin  yükseldiği;
Bir azınlık grubun isyancıları olarak kazandıkları uluslararası meşruluk, elbette dikkat çekiyor!

*
ABD,IŞİD’le savaşan Kürt Savunma Güçlerine silah yardımı başlatmıştır.
AB Kürt Savunma Güçlerine yapılacak silah yardımı kararını tek tek üye ülkelere bırakmıştır;
Kürt Savunma Güçleri’ne oluk gibi silah akıyor!*
Bu noktada;
ABD ve AB silah yardımını, neden Merkezi Irak Hükümetine değil, doğrudan doğruya Kürtlerin Savunma Güçlerine yapıyor?
ABD’nin, İran ile 5+1 grubu arasında 24 Kasım’a  uzatılan müzakerelerde nükleer silahın geliştirilmesini sonlandıracak kesin  anlaşmanın sağlanacağına ilişkin temiz bir inancı var mıdır?
Yoksa,bu sürede bölgenin petrol tedarikçisi olarak kalması, Kürt bölgesi ve enerji kaynaklarını riske atacak hamlelere karşı arkasında bırakacağı bir silahlı kuvvetin hazırlanmasını mı sağlıyor?
Kürt Savunma Güçleri,yarın “Büyük Kürdistan” bağlılığı ile Türkiye, Irak, Suriye ve İran hükümetlerine sorun oluşturmayacak mıdır?
Kürtler, yarın sağa dönse “ABD” yi, sola dönse “Rusya”yı yanıbaşında  bulmayacak mıdır?

 
*
Yeni Türkiye’nin kurucu Cumhurbaşkanı Erdoğan ve parti-devletinin ana muhalefeti YCHP,yavru muhalefeti Genel başkanları kendi âlemlerinde, Genelkurmay Başbakanı Necdet Özel ve tüm kurmay heyeti ebedî arazidedir…
..

17.8.2014


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir