İSRAİL DOSYASI : İsrail-Türkiye-Gaz ve Gazze

Deniz Demir Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Yakın zamanda İsrail’in yeni gaz kaynakları ve bu kaynakların Türkiye üzerinden sevkine ve satışına yönelik çok çeşitli yorum ve haberle karşılaştık. Hatta bu haber ve yorumların yanı sıra muhataplardan söz konusu bu gaz görüşmelerinin sadece bu kadarla sınırlı kalmadığı, başlangıçta düşük seviyeli ve şirketler aracılığıyla yapılan gaz görüşmelerinin yakın zamanda devlet görevlilerince de yapılmaya başlandığı bilgisi verilmişti. Üstelik bu görüşmelerde bir hayli yol alındığı ve İsrail’in Türkiye’ye bu gazı şu an satın aldığı tüm gaz tutarlarından daha ucuz bir fiyata verebileceğini belirttiği, tarafların kabaca bir fiyat üzerinden de anlaşmaya vardığı bilgisi gelmişti. Bu bilgi ve yorumların paralelinde iki ülkenin Mavi Marmara’dan sonra ilişkilerin normalleşmesi açısından en yakın noktada olduğu da yine bizzat taraflarca dile getiriliyordu. Ancak tüm bu iyimser havanın İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırılarla en azından şimdilik ortadan kaybolduğunu belirtebiliriz. Önceki gün Enerji Bakanı sn.Taner Yıldız’ın "Biz eğer İsrail'den veya Doğu Akdeniz'den bu şartlarda bir doğalgaz boru hattı çekersek oradan doğalgaz değil, masum yavruların ve annelerin kanı akar. O yüzden biz Doğu Akdeniz’de, İsrail orijinli bir doğalgaz projesinin şu anda söz konusu olmadığını ancak bütün bunların stabil ve yola girdikten sonra, insani bir noktaya geldikten sonra konuşulabileceğini, onun haricinde böyle bir kapımızın kapalı olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim."şeklinde yapmış olduğu son açıklamalarını da sürecin bu minvalde gittiğinin bir göstergesi olarak ele alabiliriz. İsrail ve Türkiye arasında böylesine sıcak bir tempoda yürütülen gaz görüşmelerinin akabinde gerçekleşen Gazze saldırıları henüz varılan geçici bir ateşkesle durmuşken yaşanan bu İsrail-Filistin çatışmasının biraz da enerji potasındaki yansımalarının ele alınması zannediyorum ki yerinde olacaktır. Gazze Gazına Ambargo Gazze sularında ciddi bir gaz rezervinin olduğu hatta bu enerji kaynağının Gazze sularının dışına da taştığı açık bir durum. Son olarak British Gas’ın küresel operasyonlardan sorumlu eski direktörü ve merkezi Londra'da bulunan Global Resources Partnership'ın yönetim kurulu başkanı olan Mehmet Öğütçü bu rezervin 30-35 km açıkta ve ortalama 600 metre derinlikte yaklaşık 280 milyar metreküp düzeyinde olduğunu belirtmişti. Dolayısıyla Filistin Devleti’de bu mevcut zenginliğinden yararlanmak istiyor. Nitekim bu durum uluslar arası hukuk açısından da en doğal hakları. Bu doğrultuda Ebu Mazen lakaplı Mahmut Abbas’ın çok ciddi girişimleri oldu. Bu girişimlerinden en önemlisi bölgenin ve hatta dünyanın en büyük enerji devlerinden Rusya’ya yaptığı ziyarette Filistin Devleti adına Gazprom ile yaptığı anlaşmaydı. Diğer önemli adım ise İngiliz enerji şirketi Britsh Gas ile yapılan anlaşmaydı. Tüm bu anlaşmalar Filistin devletine ait olan Gazze gazının çıkarılması ve işletilmesine yönelikti. Böylece Filistin hükümeti ciddi bir ekonomik kaynak elde edecek, üstelik hala elektriğinin büyük bölümünü aldığı İsrail’e olan bağımlılıktan da kurutulacaktı. Gazze sularındaki bu rezervin Filistin devletine getireceği gelirin ise yıllık -yaklaşık olarak- 3 milyar dolar gibi bir rakam olacağı tahmin ediliyor. Filistin açısından durum böyleyken İsrail’in ise karşı bir tutum içerisinde olduğunu görüyoruz. İsrail’e göre bu kaynaklar Filistinlilerce tek bir şey için kullanılacak: TERÖR. Hatta yetkili ağızlardan bu gazın işletilecekse de bizzat bunun İsrail tarafından üstlenilmesi gerektiği yönünde zaman zaman açıklamaların yapıldığına da denk gelmek mümkün. Bu amaçla da Gazze sularında sıkı bir ambargonun olduğunu ve Filistin Devleti’ne her alanda olduğu gibi enerji alanında da yaşam hakkı verilmediğini görüyoruz. Nitekim İsrail’in özellikle Gazze’ye yönelik saldırılarını bu gaz rezervlerinin tespit edildiği -1990-yıllardan sonra şiddetli bir şekilde arttırdığını ve ambargonun da yine aynı oranda arttığını görmekteyiz. Ayrıca belirtmekte fayda var son yıllarda enerji alanında İsrailli kullanıcıların gittikçe artan faturalarla karşı karşıya kaldığı bir gerçek. Leviathan rezervlerinin de en erken 2017 yılından sonra üretime geçebilecek olması göz önüne alındığında, herhangi bir enerji krizinin yaşanmaması için, İsrail’in Gazze kaynaklarına olan ilgisinin son dönemde daha da güçlendiğini belirtmek yanlış olmayacaktır. Türkiye Out! Gazze saldırılarıyla Türkiye-İsrail ilişkilerinin yeniden gerilimli bir sürece girdiği son demlerde, İsrail’den daha önce Türkiye ile yapmış olduğu gaz ticaretine yönelik olarak ani bir hamle geldi. Buna göre Gazze’de çalışan İngiliz şirketiyle bu gazın likit olarak Mısır’a taşınması yönünde bir anlaşma hazırlandı. Ayrıca Akdeniz’de ki enerji koridorunun Kıbrıs Rum Yönetimi üzerinden dünyaya açılması yönünde de daha önce varılan mutabakatlar çerçevesinde yeni anlaşmaların ön hazırlığı yapılmakta. Tüm bunlar açık olarak şunu ifade ediyor: İsrail Filistin konusunda devamlı olarak sorun yaşadığı bir Türkiye yerine daha güvenilir ve anlaşılabilir ortaklarla enerji politikasını yürütmeyi daha sağlıklı buluyor. Şimdi Enerji Bakanı sn. Taner Yıldız’dan gelen açıklamaya dönecek olursak; bu açıklama İsrail’in bölgede Türkiy’siz de bu işi yapabilirim seçeneğinin bir sonucu mudur yoksa Türkiye’nin İsrail’e çektiği Gazze restinin bir sonucu mudur? Düşünmek lazım. Zira çıkacak sonuç, kaotik Ortadoğu denkleminde Türkiye’nin reel politik konumunun ve Dış Politikasının-artıları ve eksileriyle-irdelenmesi için de önemli bir sonuç olacaktır. - image0012 Deniz Demir Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Yakın zamanda İsrail’in yeni gaz kaynakları ve bu kaynakların Türkiye üzerinden sevkine ve satışına yönelik çok çeşitli yorum ve haberle karşılaştık. Hatta bu haber ve yorumların yanı sıra muhataplardan söz konusu bu gaz görüşmelerinin sadece bu kadarla sınırlı kalmadığı, başlangıçta düşük seviyeli ve şirketler aracılığıyla yapılan gaz görüşmelerinin yakın zamanda devlet görevlilerince de yapılmaya başlandığı bilgisi verilmişti. Üstelik bu görüşmelerde bir hayli yol alındığı ve İsrail’in Türkiye’ye bu gazı şu an satın aldığı tüm gaz tutarlarından daha ucuz bir fiyata verebileceğini belirttiği, tarafların kabaca bir fiyat üzerinden de anlaşmaya vardığı bilgisi gelmişti. Bu bilgi ve yorumların paralelinde iki ülkenin Mavi Marmara’dan sonra ilişkilerin normalleşmesi açısından en yakın noktada olduğu da yine bizzat taraflarca dile getiriliyordu. Ancak tüm bu iyimser havanın İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırılarla en azından şimdilik ortadan kaybolduğunu belirtebiliriz. Önceki gün Enerji Bakanı sn.Taner Yıldız’ın “Biz eğer İsrail’den veya Doğu Akdeniz’den bu şartlarda bir doğalgaz boru hattı çekersek oradan doğalgaz değil, masum yavruların ve annelerin kanı akar. O yüzden biz Doğu Akdeniz’de, İsrail orijinli bir doğalgaz projesinin şu anda söz konusu olmadığını ancak bütün bunların stabil ve yola girdikten sonra, insani bir noktaya geldikten sonra konuşulabileceğini, onun haricinde böyle bir kapımızın kapalı olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim.”şeklinde yapmış olduğu son açıklamalarını da sürecin bu minvalde gittiğinin bir göstergesi olarak ele alabiliriz. İsrail ve Türkiye arasında böylesine sıcak bir tempoda yürütülen gaz görüşmelerinin akabinde gerçekleşen Gazze saldırıları henüz varılan geçici bir ateşkesle durmuşken yaşanan bu İsrail-Filistin çatışmasının biraz da enerji potasındaki yansımalarının ele alınması zannediyorum ki yerinde olacaktır. Gazze Gazına Ambargo Gazze sularında ciddi bir gaz rezervinin olduğu hatta bu enerji kaynağının Gazze sularının dışına da taştığı açık bir durum. Son olarak British Gas’ın küresel operasyonlardan sorumlu eski direktörü ve merkezi Londra’da bulunan Global Resources Partnership’ın yönetim kurulu başkanı olan Mehmet Öğütçü bu rezervin 30-35 km açıkta ve ortalama 600 metre derinlikte yaklaşık 280 milyar metreküp düzeyinde olduğunu belirtmişti. Dolayısıyla Filistin Devleti’de bu mevcut zenginliğinden yararlanmak istiyor. Nitekim bu durum uluslar arası hukuk açısından da en doğal hakları. Bu doğrultuda Ebu Mazen lakaplı Mahmut Abbas’ın çok ciddi girişimleri oldu. Bu girişimlerinden en önemlisi bölgenin ve hatta dünyanın en büyük enerji devlerinden Rusya’ya yaptığı ziyarette Filistin Devleti adına Gazprom ile yaptığı anlaşmaydı. Diğer önemli adım ise İngiliz enerji şirketi Britsh Gas ile yapılan anlaşmaydı. Tüm bu anlaşmalar Filistin devletine ait olan Gazze gazının çıkarılması ve işletilmesine yönelikti. Böylece Filistin hükümeti ciddi bir ekonomik kaynak elde edecek, üstelik hala elektriğinin büyük bölümünü aldığı İsrail’e olan bağımlılıktan da kurutulacaktı. Gazze sularındaki bu rezervin Filistin devletine getireceği gelirin ise yıllık -yaklaşık olarak- 3 milyar dolar gibi bir rakam olacağı tahmin ediliyor. Filistin açısından durum böyleyken İsrail’in ise karşı bir tutum içerisinde olduğunu görüyoruz. İsrail’e göre bu kaynaklar Filistinlilerce tek bir şey için kullanılacak: TERÖR. Hatta yetkili ağızlardan bu gazın işletilecekse de bizzat bunun İsrail tarafından üstlenilmesi gerektiği yönünde zaman zaman açıklamaların yapıldığına da denk gelmek mümkün. Bu amaçla da Gazze sularında sıkı bir ambargonun olduğunu ve Filistin Devleti’ne her alanda olduğu gibi enerji alanında da yaşam hakkı verilmediğini görüyoruz. Nitekim İsrail’in özellikle Gazze’ye yönelik saldırılarını bu gaz rezervlerinin tespit edildiği -1990-yıllardan sonra şiddetli bir şekilde arttırdığını ve ambargonun da yine aynı oranda arttığını görmekteyiz. Ayrıca belirtmekte fayda var son yıllarda enerji alanında İsrailli kullanıcıların gittikçe artan faturalarla karşı karşıya kaldığı bir gerçek. Leviathan rezervlerinin de en erken 2017 yılından sonra üretime geçebilecek olması göz önüne alındığında, herhangi bir enerji krizinin yaşanmaması için, İsrail’in Gazze kaynaklarına olan ilgisinin son dönemde daha da güçlendiğini belirtmek yanlış olmayacaktır. Türkiye Out! Gazze saldırılarıyla Türkiye-İsrail ilişkilerinin yeniden gerilimli bir sürece girdiği son demlerde, İsrail’den daha önce Türkiye ile yapmış olduğu gaz ticaretine yönelik olarak ani bir hamle geldi. Buna göre Gazze’de çalışan İngiliz şirketiyle bu gazın likit olarak Mısır’a taşınması yönünde bir anlaşma hazırlandı. Ayrıca Akdeniz’de ki enerji koridorunun Kıbrıs Rum Yönetimi üzerinden dünyaya açılması yönünde de daha önce varılan mutabakatlar çerçevesinde yeni anlaşmaların ön hazırlığı yapılmakta. Tüm bunlar açık olarak şunu ifade ediyor: İsrail Filistin konusunda devamlı olarak sorun yaşadığı bir Türkiye yerine daha güvenilir ve anlaşılabilir ortaklarla enerji politikasını yürütmeyi daha sağlıklı buluyor. Şimdi Enerji Bakanı sn. Taner Yıldız’dan gelen açıklamaya dönecek olursak; bu açıklama İsrail’in bölgede Türkiy’siz de bu işi yapabilirim seçeneğinin bir sonucu mudur yoksa Türkiye’nin İsrail’e çektiği Gazze restinin bir sonucu mudur? Düşünmek lazım. Zira çıkacak sonuç, kaotik Ortadoğu denkleminde Türkiye’nin reel politik konumunun ve Dış Politikasının-artıları ve eksileriyle-irdelenmesi için de önemli bir sonuç olacaktır.

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Turkish Forum Editör, İngilizce, Almanca, Türkçe. Sitemizde Medya takibi ve editörlük yapmak isteyenler bizimle irtibata geçebilirler.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. KUR’AN! ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?! Vefa-Minnet! Kibir? (Enbiya,18)”Allah’a yakıştırdığınız sıfatlardan-yalanlardan dolayı size yazıklar olsun!” KUR’AN’da olmayanları, Kitap’tan-KUR’AN’dan ALLAH’ın sözleriymiş gibi insanlara…

  2. Kadın Konusu-KUR’AN! Öldürülen Kadınlar!? KUR’AN’ın söylediklerine aykırı, erkek egemen bir zihniyetle anlatılan-dayatılan ‘din’; kadınları, bırakın sınıfsal değerlendirmeye tâbi tutmayı (ikinci…

  • “Adalet” diye gelenlerin ülkeyi getirdiği nokta

    “Adalet” diye gelenlerin ülkeyi getirdiği nokta

    Trabzon’da öğretmenlik yapan  R.G.S, 2005 yılında Başbakanlık tarafından “Yılın Öğretmeni” seçildi. 19 yıl “sahte diploma” ile öğretmenlik yaptığı ortaya çıktı. Suçunu itiraf etti. Yargı beraat […]


  • Suriye’de gerilim artıyor…

    Suriye’de gerilim artıyor…

    Rus savaş uçaklarının Karadeniz’de ABD’ye ait bir İHA’nın düşmesine yol açmasının ardından iki ülke arasında Suriye üzerinde de tansiyon yükseliyor. Suriye’deki ABD’li komutanlardan Alexus Grynkewich, […]


  • İNSAN ÖMRÜNÜ TÜKETEN SİYASET

    İNSAN ÖMRÜNÜ TÜKETEN SİYASET

    Demokrasinin özde, dolaysız değil sözde yaşanır bir hale geldiğini görmek? Heyecan, sevinç, umutlar, yaşanası tüm güzellikler, huzur ve mutluluklar özgürlük hepsi unutulan bir zamanın içinde […]


  • KUR’AN’DA ORUÇ

    KUR’AN’DA ORUÇ

    Sevgili okurlarım! Oruç, önemli bir ibadettir. Onun için sizlere aklımın erdiğince Kuran açısından orucu tarif etmeye çalışacağım.  Oruç, hicretin 2. yılında Şaban ayında BAKARA süresinin […]


  • Ekonomide tarih yazdılar

    Ekonomide tarih yazdılar

    CHP’Lİ BÜLBÜL: GERÇEKTEN EKONOMİDE TARİH YAZDILAR Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, doların 19 lirayı altının gramının ise bin 220 lirayı geçtiğini belirterek, […]


  • GERİSİ TEFERRUAT

    GERİSİ TEFERRUAT

                Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve ‘Millet İttifakı’nın ittifak protokolü YSK’ya sunulmuş bulunuyor.             ‘Emek ve Özgürlük İttifakı’nın da Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığını kabul ettiğini biliyoruz.             Neresinden […]


  • DEPREM-SEL-RAMAZAN

    DEPREM-SEL-RAMAZAN

    Ramazanlarda iftar sofraları otuz kırk kişinin altına düşmezdi. Saatler öncesinden iftar hazırlığına başlanır ve evin gelinleri bütün hünerlerini döktürürlerdi. Mis gibi kokan tarhana çorbasıyla açarlardı […]


  • Kadın Konusu-KUR’AN!

    Kadın Konusu-KUR’AN!

    Öldürülen Kadınlar!? KUR’AN’ın söylediklerine aykırı, erkek egemen bir zihniyetle anlatılan-dayatılan ‘din’; kadınları, bırakın sınıfsal değerlendirmeye tâbi tutmayı (ikinci sınıf gibi) insan yerine bile koymuyor. Maalesef […]


  • Türk’leri Anadolu’ya Çinliler mi sürdü?

    Türk’leri Anadolu’ya Çinliler mi sürdü?

    Çinlilerin Türklerin Anadolu’ya göçüne karıştığını gösteren hiçbir kanıt yoktur. Çinliler ve Türkler yüzyıllar boyunca etkileşim içinde oldular ama Türkleri Anadolu’ya sürecek kadar önemli savaşlar yaşanmadı. […]


  • Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALAN(SARI SAÇLI MAVİ GÖZLÜ) UKRAYNALI KADINLAR AVRUPA’DA FUHŞA ZORLANIYORMUŞ AB ülkelerinde internette ‘Ukrayna mülteci pornosu’ aramalarında patlama yaşanmaktaymış (1 )  Savaş’tan kaçan […]


  • Almanya’dan vize kolaylığı…

    Almanya’dan vize kolaylığı…

    Bizim için çok önemli ülkelerden birisi olan Almanya’da sıkıntılar bitmiyor. Almanya’da işçi açığı 700 bini aştı. Ülkede 7 yıl sonra 7 milyon işçi açığının olması […]



Posted

in

by