TÜRK MİLLETİNE SİTEMİMDİR

Feyzullah Budakfeyzullahbudak@hotmail.com - 6fae0b7d ace7 46e8 9750 ead893e31043

Feyzullah Budak
[email protected]

TÜRK MİLLETİNE SİTEMİMDİR !

Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlandı. Seçim öncesinde yapılan ve ısrarla halka yansıtılan tüm anketler Recep Tayyip Erdoğan’ın oy oranını % 54 ile % 58 arasında gösteriyor ve dolayısıyla adeta yapılacak seçimin sadece bir formalite olduğu, Tayyip Erdoğan’ın bu seçimi kazanmış olduğu vurgulanmaya çalışılıyor, hatta bazı programlarda bazı yorumcular bunu açıkça ifade ediyorlardı. Buna kanan pek çok seçmen sandığa gitmeye özen ve gayret göstermedi.

Sonuçta 30 Mart yerel seçimlerinde oy oranı % 43,5 olan AKP’nin  adayı Recep Tayyip Erdoğan % 51,8 oy ile kazandı. 30 Mart yerel seçimlerinde toplam oy oranı aynı (% 43,5) olan CHP ve MHP’nin yanına diğer 12 partiyi de alarak aday gösterdiği Ekmelettin İhsanoğlu ise % 38,5 oy aldı. Bunun anlamı son derecede açık. CHP seçmeninden Recep Tayyip Erdoğan’a kayda değer bir oy gittiğini hiç kimse iddia edemeyeceğine göre bu sonuçlar gösteriyor ki, MHP ve BBP  seçmeninin bir kısmı RTE’ye oy vererek bu sonuca katkıda bulundu.

Bu arada sandığa hiç gitmeyen seçmenin oranı ise % 27 ve onlar da aynen RTE’ye oy veren MHP ve BBP seçmeni gibi bu sonuca katkıda bulundular. Şimdi partisinin gösterdiği ortak adaya değil de onun rakibine oy vererek veya sandığa hiç gitmeyerek bu sonucu gerçekleştirenlere şiddetli bir sitemim var… “Niçin?” mi? Diyorsunuz?

► Devlet yönetirken oğulların evlerine stoklanan ve sabaha kadar sıfırlamak için çabalanmasına, bir yerlere aktarılmasına  rağmen bir türlü sıfırlanamayan ve gün ışırken 30 milyon doları elde kalan kara paraları kolayca AK’ladıkları için…

► Devletin bazı makamlarına atanan bazı görevlilerin rüşvet paralarını ayakkabı kutularına istiflemesini,  bazı bakan çocuklarının geceleri  yatak odalarında adam boyu 7’şer para kasası ile yatmasını ve bu kasalarda dolu milyon dolarları “birkaç kuruş” diye tanımlamalarını AK’ladıkları için…

► Bazı bakanların çikolata tepsilerinin altına dizilmiş, elbise poşetlerine doldurulmuş dolarları rüşvet olarak almasını, bazı bakanların da kontrol etmesi için kendisine müteahhit tarafından gönderilen 52 milyon dolarlık rüşvet taksitlerinden 10 milyon doların verilmemiş olması sebebiyle müteahhit ile kavga etmesini makul gördükleri için…

► On yıl boyunca bu ülke bir cemaat ile ortaklaşa yönetilip, liyakat ve yetenek kriterine hiç bakılmaksızın tüm devlet kurumlarına bu cemaat mensupları yerleştirildikten ve meydanlarda onlara hitaben alenen “Siz ne istediniz de ben yapmadım? Siz ne dilediniz de ben vermedim?”  dedikten sonra, araya bir çıkar çatışması girince devletin tüm işini gücünü bir yana koyup, yine devletin tüm imkanlarını seferber ederek sadece bu cemaatle savaşılmasını ve başka da hiçbir şeyin  umursanmamasını onayladıkları için…

► Davos’ta İsrail Başbakanı’na “Van minut” diyerek uluslararası toplantıların İsrail’e terk edilmesini ve orada İsrail yetkililerinin  o toplantının devamında ve ondan sonraki toplantıların tamamında istediği gibi konuşmasına imkan verilmesini, meydanlarda İsrail’e kin ve nefret kusarak oy alma taktiği uygulayanların, bir yandan boynunda “Yahudi Cesaret Madalyası” sallandırmasını ve diğer yandan oğulbeyinin  Kuzey Irak Kürt Devleti ile ortak olup İsrail’e petrol  satarak milyon dolarlar kazanmasını  ve İsrail’in onun sattığı petrol ile tanklarını doldurarak Gazze’yi bombalasını onayladıkları için…

► Müteahhitlere sağlanan  imkanlar karşılığında Türkiye’nin en seçkin koylarında inşa edilen bazı villalara el koyulmasını  ve o villaların aksesuarlarının da kız çocuklarının telefon talimatlarıyla tamamlanmasını uygun buldukları için…   Tüm bunların ortaya çıkması üzerine meydanlarda “iftira ediyorlar, o villalar otuz yıldan beri orada duruyor” diye bağırılmasına rağmen ertesi gün google’un bir yıl önceki uydu görüntülerinden o villaların daha geçen yıl bile orada olmadığının anlaşılmasını görmezden geldikleri için…

► Ülkede sürekli gerilim yaratılarak toplumun ikiye bölünmesine, bunlardan bir bölümü “onun bilmem neresinin kılı olduğunu” söyleyecek kadar şaşkınlığa  ve “Allah Sayın Başbakanımızı başımızdan eksik etmesin, onda Allah’ın tüm vasıfları var” diyebilecek kadar sapkınlığa düşerken diğer bölümünün  onun sesini bile duymaya tahammül edemez hale gelmesini umursamadıkları  için…

► Türkiye’nin  olmayan etnik gruplara bölünmesine ve Türklüğün de bu gruplardan biri konumuna düşürülerek ülkenin asli unsuru  ezim ezim ezilirken başka bir etnik grubun şımartıldıkça şımartılmasına onay verdikleri için…

► Yüce dinimizi sürekli siyasete ve oy avcılığına alet ederek yeni nesillerin zihninde çok yanlış bir İslam algısı oluşturulmasına,  bu algı sebebiyle bir çok zavallı şahsi çıkar sağlama amacını İslam diniyle  kamufle ederken, bu çıkar çarkına kendisini kaptırmayan temiz çocuklarımıza “Eğer İslam buysa ben yokum” dedirterek onların İslam’dan uzaklaşmasına sebep olan politikaları AK’ladıkları için…

► Türkiye’yi yönetirken Türkiye’nin değil Amerika’nın projelerine eşbaşkanlık yapılmasını, bunun gereği olarak komşu ülkelerle ilişkilerde nezaket ve diplomasi kurallarına değil Amerika’nın istediklerine uyulmasını ve yine bunun sonucu olarak da Türkiye’nin komşu ülkelerden kaçan kontrolsüz mültecilerle dolmasını, böylelikle mahallemizin, çevremizdeki park ve bahçelerin  açık hava tuvaletine dönüşmesini  sağlayan politikaları AK’ladıkları için…

► “Ben Anayasa Manayasa tanımam, seçilirsem tüm yetkileri ben kullanırım, bu ülkede ben ne dersem o olur, herkesi ve her şeyi kendime bağlarım. Böylece bir zaman daha kimseye hesap vermemeyi garantiye alırım, benim dışımda hiç kimsenin ne tedirginliği ve ne de gerginliği umurumda olmaz”  zihniyetine prim verdikleri için…

Bu kadar yeter mi? Yoksa daha yazayım mı? Esasen bir bu kadar daha yazmakta hiçbir sıkıntı yok. Ama bu yazıyı seçim sonuçlarının aşağı yukarı netleştiği Pazar günü gece yarısında yazdıktan sonra ertesi  sabah gazeteden okuduğuma göre “10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eşi de önceki gece Bodrum’dan Ankara’ya gelmelerine rağmen oy kullanmaya gitmemişler”.  Rüyasında bile göremeyeceği bazı gelişmeler sonucunda bu devlete ve bu millete Cumhurbaşkanlığı yapmış, kendisine sorarsan “Atatürk’çü olduğunu söyleyen” bir insan ve eşi bile bunu yaptıktan sonra, diğer insanlara sitem etmekte ne kadar haklıyım, doğrusu bilemedim.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir