ÇANKAYA, İKİ AMERİKANCI İSLAMCIYA VE BİR PKK’LI MİLİTANA TESLİM EDİLDİ… Ali Eralp

Yazıklar olsun… - islamcilik demokrasi hayir

 

Yazıklar olsun…

Yazıklar olsun…

Yuh olsun…

537 milletvekili arasından 20 milletvekili çıkıp da “Ben kendi adayımı seçeceğim. Seçtiğim aday ne ABD’nin, ne AB’nin adayı olacak… Türk milletinin, Cumhuriyetin adayı olacak…”

Diyemedi.

“Seçtiğim aday Amerikancı olmayacak…

Mandacı olmayacak…

‘Tam bağımsızlık’tan yana olacak…

Kapkaççı, talancı, sıfırlamacı olmayacak…”

Diyemedi.

Hadi 537 milletvekilini bir yana bırakalım, çünkü onların içinde şeriatçı var, ırkçı var, PKK’lı var… Türk, Türklük, Atatürk, Cumhuriyet düşmanı var… Var oğlu var…

Peki, ya “Sosyal Demokrat!” CHP’ye ne oldu?

Nerede o, “Atatürkçülük” deyince mangalda kül bırakmayan solcular?(!!!)

Mustafa Kemal’in partisinde altı milletvekilinden başka yurtsever kalmadı mı? Mevki, makam, yeniden seçilebilme düşüncesi, vatanseverliğin de önüne geçecek kadar teslim mi aldı milletvekillerini?

Peki, İlhan Cihaner’ler, Güldal Mumcu’lar, Deniz Baykal’lar nerede? Mezarında Uğur Mumcu’nun kemikleri sızlamıyor mu şimdi? Milletvekili olamayan Recep Tayyip’e meclis yolunu açan Deniz Baykal, şimdi de onu Çankaya’ya taşıyarak, siyasal İslamcılığın yolunu mu açmaya çalışıyor?

Yazıklar olsun…

Yazıklar olsun…

Yuh olsun…

Ayıptır, yazıktır, günahtır…

Bu vatanı sokakta bulmadık biz…

Bir gün çocuklarınız, torunlarınız çıkıp da “75 milyonluk Türkiye’de milliyetçi,  vatansever, Amerikan uşağı olmayan bir tek aday bulamadınız mı?  Seçme, seçilme hakkını ayaklar altına alarak, bu yüce Türk milletini iki Amerikancı siyasal İslamcıya, bir PKK’lı militana nasıl mahkûm ettiniz? Atatürkçü, ulusalcı adam köküne kıran mı girdi” derse, ne yanıt vereceksiniz onlara?

“Eee, uşağım makam, mevki ve yeniden milletvekili seçilme aşkı hepsinden üstün geldi, ayrıca disipline verilmekten de korktuk” mu diyeceksiniz?

Hiç yüzünüz kızarmayacak mı?

Utanmayacak mısınız?

Yarın, Türkiye senin sayende, bir İran, bir Katar, bir Arabistan’a dönüşürse, çarşaflı, peçeli, takkeli, sarıklı ucubeler ayrık otları gibi tüm vatanı sararsa, kadınlara recm uygulanmaya başlanırsa halkın arasına nasıl çıkacaksınız? Nasıl bakacaksınız yüzlerine?

Siyasal İslamcılar, bu 12 yıllık sürede, sayenizde epey yol aldı, Cumhuriyetin, laikliğin altından girip üstünden çıktı… Attila İlhan’ın deyişi ile “SAYENİZDE SAYEBAN OLDUK EY MUHALEFET…”

Şimdi bir de altın tepsi içinde Çankaya’yı onlara hediye ediyorsunuz.

Atatürk’ün kemiklerini sızlatıyorsunuz…

Oysa Mustafa Kemal’in vurguladığı gibi, “Bir amaca doğru yürürken, kişisel düşünce ve çıkarları, bir tarafa bırakarak, el ele vermek icap eder; başarının sırrı budur.

 Unutulmamalıdır ki, bizlerin gerçek görevi toplumumuzun gelecekteki yüksek menfaatlerini sağlamaya çalışmaktır…”

Atatürk Yedi Düvel’e karşı verdiği Kurtuluş Savaşında yenilebileceğini de düşünerek, mücadeleye devam edebilmek için, gerilla savaşını da hesaba katmıştı ve Diyab Ağa’ya “Bir gün bu taraflara gelirsem Hazro Dağları beni saklar mı” diye sormuştu.

Yine “Hatay krizi” yıllarında da Hasan Rıza Soyak’a söylediği şu sözler de onun bir eylem ve irade adamı olduğunu kanıtlıyordu:

“Eğer diplomatik yolla halledemezsem, yapacağım şey Cumhurbaşkanlığından hatta milletvekilliğinden istifa etmektir. O zaman, resmi bir görevim kalmaz, sivil bir fert olarak Hatay’a gider tıpkı Samsun’a gittiğimde olduğu gibi milis kuvvetlerinin başına geçerim ve bu uğurda savaşırım ama sonunda mutlaka başarırım…”

İşte Mustafa Kemal Atatürk’ü, Mustafa Kemal Atatürk yapan bu devrimci pratik, eylem anlayışıdır.

Bir de bugünkü CHP’nin acınacak durumuna bakın?

Bu milletvekilleri yakışıyor mu Atatürk’ün partisine?

Şimdi bana “Oyları bölme, AKP’nin ekmeğine yağ sürme” diye bağıranlar, çağıranlar olabilir…

Anketler böyle demiyor ama… Anketler Ekmeleddin Bey’in iki parti tarafından aday gösterilmesinden sonra “Oyların zaten bölündüğünü” saptamış durumda…

Çeşitli araştırma şirketlerinin yaptığı anketler, CHP seçmeninin yüzde 35’inin, MHP seçmeninin yüzde 18’nin sandığa gitmeyeceğini söylüyor…

Az kaldı. Yakında seçim yapılacak, kimin AKP’nin ve dolayısıyla Recep Tayyip’in ekmeğine yağ sürdüğü ortaya çıkacak, takke düşecek, kel görünecektir…

İşte o zaman Sevgili Bekir Coşkun’un deyişi ile “Ama söyleyeyim size Kemal Kılıçdaroğlu:

Tayyip Erdoğan Çankaya’ya çıkıp oturur da, muhteşem buluşunuz kaybederse…

Birlikte gidersiniz…”

Kiminle birlikte? Elbette yoldaşın, can dostun, tek ve biricik seçeneğin Ekmeleddin İhsanoğlu ile birlikte…

([email protected])


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir