MUHAFAZAKAR KİM ? YENİ LANYA GAZETESAİ YAZARI AHMET KUTLUNUN YAZISI MUTLAKA OKUYUN
Muhafazakar, Türkçe sözlüğe göre “tutucu” demektir.
Bu kelimenin aşırı dindar olanlar için söylendiği düşünülür.
Fakat doğrusu, her tür fikir veya inanca bağlı olup;
katı bir şekilde o fikir veya inancı savunanları anlatır.
En küçük değişimi hazmedemeyenleri ifade eder.
Değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi olduğunu unuturlar.
Hala eski fikirlerinde inatla ve dirençle ısrar ederler.
O fikri ortaya koyanın o günkü şartları onları hiç ilgilendirmez.
Bugünkü şartlar da onların umurlarında değildir.
Varsa yoksa ve fütursuzca ölüye sarılır, ondan medet umarlar.
O dahi, sağ olsa belki bu tiplere çok kızacaktır.
En azından benim yüz yıllık fikirlerimi neden geliştirmediniz diye.
Hep kolaya kaçıyor, çaba sarfetmiyorsunuz diye.
Başkalarının yaptıklarına karşı çıkmanın dışında bir şey yapmıyorsunuz.
O zaman bırakın da ülkeleri için kelleyi koltuğa alanlar bir şey yapsın.
Demem o ki, parti başkanının biri çıkmış diğeri ile anlaşmış.
“Ortak aday çıkaralım, buna da çatı diyelim” demişler.
Diğeri de kabul ederek her riski üzerlerine almışlar.
Ana muhalefet partisinden bazı vekiller karşı çıkarak bayrak açmış.
Biz sosyal demokratlarız, bu aday bize yaramaz demişler.
Halktan bazıları da onlar gibi düşünüyor ve ifade ediyor.
İlkelerinde hem sosyallik var, hem de demokrasi.
Anlaşılan bu sosyallik ve demokrasi sadece kendilerine.
Aday konusunda çekinceleri varmış. Neymiş bu çekinceler?
Çatı aday onları değil dindar kesimi temsil ediyormuş.
Peki siz dinsiz misiniz? Pardon özür dilerim. İstemeden size benzedim.
Siz ne olursanız olun, bu kimseyi ilgilendirmez.
Fakat kitle partisi olan partiniz sadece dindar olmayanlardan veya ateistlerden mi oy alıyor? Siz nerede yaşıyorsunuz?
Partinizin oy aldığı 20 milyon insan uzaydan mı geliyor?
Çünkü dünyada yaşayanlar şu ya da bu şekilde yaradana inanıyor.
Yanlış olan Yaratıcı’ya inanmak değil.
Yanlış olan siyasal çıkarlarına Allah’ı ve dinini alet etmektir.
Yanlış olan insanları dindar veya değil diye ayırmaktır.
Yanlış olan kin ve intikam duyguları ile ülke yönetmektir.
Yanlış olan demokrasiyi ve cumhuriyeti hazmedememektir.
Yanlış olan Atatürk’ü iftiralarla karalamaktır.
Ama inanın bunun sebebi bile sizsiniz ve sizin muhafazakarlığınız.
Yine Atatürk’ü kullanarak dindar bir adaya karşı çıkıyorsunuz.
Solu temsil eden bir aday arayışındasınız.
Sanki Atatürk solcuymuş gibi anlatıyorsunuz.
Sanki Atatürk dindar insanlara karşıymış gibi ifadeler kullanıyorsunuz.
Sanki bütün sosyal demokratları dinsizmiş gibi tanıtıyorsunuz.
Doğru, Atatürk muhafazakarlığa karşıydı ama her türlüsüne.
Yani bu muhafazakarların arasında siz de varsınız.
Bu ülke Cumhuriyetin ilanından bu yana muhafazakarlıktan muzdarip.
Ülkedeki her inanışa sahip olan diğerini ötekileştirdi.
Aşırı dinciler diğerine kafir derken, diğeri de ona yobaz dedi.
Ne cumhuriyetçiler demokrasiyi anladı, ne de aşırı dinciler.
Liderimiz Atatürk’ün onları kul olmaktan kurtardığını da anlayamadılar.
Binlerce yıldır “teba” olarak yaşamış bir millet halk olmayı sindiremedi.
Hilafet yanlısı olanlar olmayanları dinsizlikle suçlarken,
Cumhuriyet yanlısı olanlar da inanan herkese yobaz damgası vurdu.
Kuşaktan kuşağa doksan yıldır ötekileştirme hızlanarak arttı.
Sünniler Alevileri, Türkler Kürtleri, sağcılar solcuları ötekileştirdi.
Cumhuriyetçiler dindarları, çok inanan az inananı ötekileştirdi.
Siyasetçi siyasetçiyi ve onlar da siyasetçi olmayanı ötekileştirdi.
Erkekler kadınları, büyükler de küçükleri ötekileştirdi.
Askerler sivilleri, siviller de askerleri ötekileştirdi.
Cumhuriyetçiler yıllardır inanan herkesi tehlike olarak gördü.
Kendiliğinden Cumhuriyet düşmanları yarattılar.
Zaten hazır olan bu insanları Atatürk’e iyice düşman ettiler.
Bu ülkenin yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğunu unuttular.
Her Müslüman olup, ibadet yapanın yobaz olmadığını bilemediler.
Gerçekten yobaz olanlar da bu hataları iyi kullandılar.
Atatürk’ü ve onun fikirlerine inanan herkesi din düşmanı ilan ettiler.
Yıllardır demokratlara ve Atatürk’ün fikirlerine nefret beslediler.
Nihayet yüz yıldır pusuda yatan intikam hırsı patlayarak ortaya çıktı.
Zaman hazırdı, zemin de hazırdı. Kinleri ile birlikte geldiler.
Gerçekten inancı olan insanları da yanlarına çektiler.
Öyle bir ötekileşme başladı ki, öncekiler yanında hiç kaldı.
Sünnisinden Alevisine, çok inanandan az inanana;
hakiminden savcısına, polisinden askerine, mimarından mühendisine, öğretmeninden öğretim üyesine, gazetecisinden yazarına, sokaktaki insanına kadar herkes ötekileştirildi.
Bunların sorumlusu sadece ve sadece muhafazakarlardır.
Biri Cumhuriyetçi muhafazakar, diğeri yobaz muhafazakardır.
Cumhuriyetçi muhafazakarlar, olan bitenden hiç ders almamış gibiler.
Kötü örnekleri emsal alıp, yobazların ekmeğine yağ sürüyorlar.
Cumhurun yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğu bir ülkedeyiz.
Cumhurbaşkanı dindar olmasın diye yaygara koparıyorlar.
Ben de düşünmeden duramıyorum. Muhafazakar kim?
Bir yanıt yazın