YAP BOZ

YAP BOZ - erdem bey11

YAP BOZ

 

Yap boz diye bir oyun vardır.

Hepiniz bilirsiniz.

Belli bir bütün ufacık, girintili çıkıntılı parçalara bölünür.

Sonra dağıtılıp, ortaya atılır

Ve düzgün bir şekilde yerleştirilmesi istenir.

Usta bir el veya sabırlı ve iyi niyetli bir el, bütün parçaları yerli yerine yerleştirir, resim bütün ve güzel haliyle meydana çıkar.

Ama parçaları birbirine uygun olmayan şekilde birleştirmek isterseniz, girinti ve çıkıntılarını eğip, büyüp, bozarak ve zorlayarak yerleştirmek isterseniz, ortaya karmakarışık bir şey çıkar.

İşte Türkiye’de böyle bir yap boz haline getirildi.

Resmin bazı parçaları bölüp koparılmak, parçalanmak isteniyor.

Sen bunlardan değilsin, senin dilin farklı deniyor.

Bir başka bölgesinde yaşayanlara ise, senin kökenin, dinin, inanışın farklı deniyor.

Bunu söyleyenlerin, o yörede yaşayanların şivesinden, konuşma benzerliğinden başka hiçbir ortak yanı yok.

İşleri tıkırında.

Aylık maaşları yüksek, yazlıkları kışlıkları, altlarında arabaları var.

Bir ayakları Avrupa’da, bir ayakları kullandıkları insanların sırtında.

Kullandıkları insanların ise emeklerinden, alın terlerinden başka hiçbir şeyleri yok.

Evlerinden barklarından, okullarından, mahalle arkadaşlarından koparılıp dağlara bayırlara kaçırılıyorlar.

Anaları ağlatılıyor.

Birlikte ve yan yana yaşadıkları evlerinden, iş yerlerinden, ibadet yerlerinden alınıp meydanlara sürülüyorlar.

Gaz bulutu, cop fırtınası, TOMA kasırgası altında göz gözü görmüyor.

Canları yakılıyor. Gelecekleri karartılıyor.

Yap boz karıştırılıyor.

Yap bozun parçaları, bir bütünün bölünmezleri; kendileri ile oynayanlara seslenmeli :

“Yeter artık. Ben burada mutluyum. Ben bu bütünün bir parçasıyım. Defol git.”

Ve yap bozda bütün parçalar yerine yerleşecek.

Renkli, mutlu, sağlıklı, varlıklı, insanca…

Yapacağımız tek şey:

Seslenmek…

 

Av.A.Erdem Akyüz

[email protected]


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir