Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’dan Dünya Barışı’na Katkı

Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Karimov’un Orta Asya’da nükleer silahlardan arındırılmış bölge oluşturulması yönündeki girişimi hayata geçti 6 Mayıs 2014 tarihinde New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde gerçekten tarihi bir olay gerçekleşmiştir -  BM’nin kuruluşundan bu yana ilk defa nükleer silah sahibi ve nükleer güç diye anılan “beşlinin” temsilcileri, yani ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya oybirliği ile ve aynı anda Orta Asya Nükleer Silahlardan Arındırılmış Bölge Anlaşması Protokolü’ne imza attılar. Bu olay, Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Karimov’un 1993 yılında BM Genel Kurulu kürsüsünden dile getirdiği girişimi hayata geçirmek için son bir adım niteliği taşımaktadır ve şüphesiz bölge güvenliğinin güçlenmesine, bunun yanı sıra küresel çapta nükleer silahların yayılmasını önleme ve silahsızlanma konusunda da büyük bir katkı sağlayacaktı.  Özbekistan, bağımsızlığının ilk yıllarından itibaren hümanizm ve barışseverlik ilkelerine dayanan barışçıl ve yapıcı gelişme yolunu tercih etmiştir. Özbekistan Cumhuriyeti, Orta Asya’nın tüm ülkeleri ve halklarının ortak kader ve çıkarlara sahip olmaları, bunun yanı sıra bölgesel ve küresel güvenliğin birbirinden ayrılmaz iki gerçek olduğu anlayışı temeline dayanarak bütün uluslararası çabalarını bölgenin barış içinde ve istikrarlı bir şekilde gelişmesine yönlendirmektedir. Günümüz olayları, Orta Asya dahil olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde anlaşmazlıkların ve silahlı çatışmaların yoğunlaşması, terörün ve radikal güçlerin yayılması, kitle imha silahlarının yayılması ve ulusal sınırları tanımayan diğer tehditlerin çoğalması şartları altında hayatın ta kendisi Özbekistan’ın gütmüş olduğu tutarlı politikanın ne kadar doğru olduğunu gözler önüne sermektedir. Orta Asya’da barışın ve istikrarın korunması ve güçlenmesi, bölgenin güvenli ve kararlı gelişme gösteren bölgeye dönüşmesi, Özbekistan Cumhuriyeti’nin Dış Politika Konseptinin öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır. Hiç kuşkusuz, Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın çoğu girişimleri uluslararası toplumun haklı desteğini alıyorlar. Bunların arasında; 1999 yılında AGİT’in İstanbul Toplantısında Karimov Uluslararası Terörle Mücadele Merkezinin oluşturulmasını önermişti. Nitekim bu öneri, BM Güvenlik Konseyi çerçevesinde 2001 yılında Terörle Mücadele Komitesi oluşturulunca hayata geçti. 2002 yılında BM Genel Sekreterinin Özbekistan’a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı Karimov’un yaptığı teklif sonucunda, uyuşturucu ve türev maddelerin yasadışı ticaretiyle mücadele etmek için Orta Asya Bölgesel Bilgilendirme ve Koordinasyon Merkezi (OABBKM) kuruldu. Özbekistan Başkanın uzun yıllar boyunca devam eden Afganistan Savaşının sonlandırılması yönünde yaptığı girişimler dünya topluluğunun özellikle dikkatini çekti. Bu savaş Afganistan halkına çok büyük zararlar verdi ve bölgede ciddi tehditlerin kaynağı oldu. Daha 1993 yılında BM Genel Kurulunun 48. Toplantısında Cumhurbaşkanı İ.Karimov, dünya kamuoyunun Afganistan sorununu çözmeye yardımcı olmaları için adeta “tehlike çanlarını” çalıyordu. 1995 yılında BM Genel Kurulunun 50. Toplantısında Özbekistan, Afganistan’a silah satışını engelleyecek uluslararası ambargo kararının alınması fikrini sunmuştu. Aynı toplantıda bu ülkede ulusal uzlaşmayı sağlayacak Koalisyon Hükümeti modelini önermişti. 1997 yılında ülkemizin girişimiyle BM çatısı altında “6 artı 2” formatında Temas Grubu faaliyete geçmişti. Bu grubun çalışmaları sayesinde 21 Temmuz 1999 tarihinde Afganistan’daki Çatışmalarının Barışçıl Yollarla Çözülmesine Dönük Temel İlkeler’e dayalı Taşkent Deklarasyonu kabul edilmiştir. 2001 yılında Özbekistan Cumhurbaşkanı, BM Genel Sekreterine hitaben Afganistan’ın askerden arındırılması ile ilgili konunun Güvenlik Konseyi gündemine dahil edilmesi önerisini yapmıştır. Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov’un 2008 Nisan'ında Bükreş’te düzenlenen NATO Zirvesi ve EAPC toplantısı sırasında sunduğu öneri Temas Grubun’un 6 artı 3 formatında tekrar çalışmalara başlaması yönünde olmuştur. Amaç, Afganistan İslam Cumhuriyeti’nde barışın sağlanması, ülkede çatışmaları tetikleyen unsurların azaltılması ve bu ülkeye koordine bir şekilde ekonomik yardımlarının yapılması. Afganistan etrafında cereyan eden olayların gelişmesi sürecinde, en çok bu formatta adı geçen ülkeler Afgan Krizi’nin çözüm yollarının arayışına dahil edilmişlerdir. Bölgede güvenli gelişmenin temeli olan çevresel ve sosyo-ekonomik istikrara ulaşılmak için Özbekistan’ın yaptığı bütün öneriler dünyada geniş destek bulmaktadır. Cumhurbaşkanı Karimov’un girişimiyle beş Orta Asya devletinin başkanları 1993 yılında Uluslararası Aral'ı Kurtarma Fonu (UAKF) oluşturdular. Bu Fonun kuruluş amacı, çağımızın en yıkıcı ve büyük ölçekli çevresel felaketinin –Aral Denizi Krizi’nin- zararlarını bertaraf etme çalışmalarını birleştirmek idi.  Şüphesiz olarak,Özbekistan’ın dünya çapında tanınmış ve desteklenmiş büyük uluslararası girişimlerin arasında Orta Asya’da nükleer silahlardan arındırılmış bölge (CANWFZ) kurma fikri özel yer almıştır. 28 Eylül 1993 tarihinde yapılan BM Genel Kurulunun 48. Toplantısında bu öneri Cumhurbaşkanı İ.Karimov tarafından sunulmuştur. Özbekistan lideri BM kürsüsünde şunları söyledi: “Modern dünyanın gerçekleri öyle ki bir ülkenin güvenliği başka bir devletin güvenliği pahasına elde edilemez, bölgesel güvenlik dünya güvenlik sorunlarından ayrı olarak görülemez. Bundan dolayı Özbekistan, nükleer silahların tamamen ortadan kaldırılmasından, etkili çözümlerden ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşmasının (NPT) süresiz olarak uzatılmasından yanadır. Özbekistan, Orta Asya bölgesini nükleer silahlardan arındırılmış bir bölge olarak ilan edilmesinin sadık taraftarıdır.” Orta Asya Nükleer Silahlardan Arındırılmış Bölge Antlaşması (CANWFZ), 6 Mayıs 2014 tarihinde BM’nin New-York’taki Genel Merkezinde Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Konferansı çerçevesinde Hazırlık Komitesinin 3. Oturumu sırasında beş nükleer silah sahibi ülkeler tarafından Güvenlik Teminatları Protokolü imzalandıktan sonra son uluslararası yasal halini aldı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un yaptığı açıklamada ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya’nın Orta Asya’daki nükleer silahlardan arındırılmış bölge statüsüne uymaya ve saygı göstermeye, bunun yanı sıra nükleer silahları kullanmamaya ve bölge ülkelerine tehditte bulunmamaya yasal olarak taahhüt ettiklerini söyledi. BM silahsızlanma sorunları Yüksek Temsilcisi Angela Cain yaptığı açıklamada Güvenlik Teminatları Protokolünün imzalanması hem Orta Asya’da bölgesel güvenliğinin hem de küresel olarak nükleer silahların yayılmasını önleme rejiminin güçlendirmesinde önemli bir aşama olduğunun altını çizdi. Uluslararası güvenlik sorunlarından ve silahların yayılmasını önleme çalışmalarından sorumlu ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı T. Katriman yaptığı açıklamada CANWFZ Antlaşmasına ek olarak ABD’nin Güvenlik Teminatları Protokolünün imzalanması bu bölgenin nükleer silahlarından arındırılmış olarak korunması için Orta Asya devletler tarafından harcanmış samimi ve takdire şayan çabalarının tanınması olduğunu söyledi. Nükleer silah sahibi diğer ülkelerin temsilcileri, nükleer silahlardan arındırılmış bölgenin kurulmasını, “uluslararası nükleer silah yayılmasını önleme rejiminin ve bölgede barışın ve güvenliğin temel taşı” olarak değerlendirdiler. - images 1
, , ,

images (1) Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Karimov’un Orta Asya’da nükleer silahlardan arındırılmış bölge oluşturulması yönündeki girişimi hayata geçti 6 Mayıs 2014 tarihinde New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde gerçekten tarihi bir olay gerçekleşmiştir –  BM’nin kuruluşundan bu yana ilk defa nükleer silah sahibi ve nükleer güç diye anılan “beşlinin” temsilcileri, yani ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya oybirliği ile ve aynı anda Orta Asya Nükleer Silahlardan Arındırılmış Bölge Anlaşması Protokolü’ne imza attılar. Bu olay, Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Karimov’un 1993 yılında BM Genel Kurulu kürsüsünden dile getirdiği girişimi hayata geçirmek için son bir adım niteliği taşımaktadır ve şüphesiz bölge güvenliğinin güçlenmesine, bunun yanı sıra küresel çapta nükleer silahların yayılmasını önleme ve silahsızlanma konusunda da büyük bir katkı sağlayacaktı.  Özbekistan, bağımsızlığının ilk yıllarından itibaren hümanizm ve barışseverlik ilkelerine dayanan barışçıl ve yapıcı gelişme yolunu tercih etmiştir. Özbekistan Cumhuriyeti, Orta Asya’nın tüm ülkeleri ve halklarının ortak kader ve çıkarlara sahip olmaları, bunun yanı sıra bölgesel ve küresel güvenliğin birbirinden ayrılmaz iki gerçek olduğu anlayışı temeline dayanarak bütün uluslararası çabalarını bölgenin barış içinde ve istikrarlı bir şekilde gelişmesine yönlendirmektedir. Günümüz olayları, Orta Asya dahil olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde anlaşmazlıkların ve silahlı çatışmaların yoğunlaşması, terörün ve radikal güçlerin yayılması, kitle imha silahlarının yayılması ve ulusal sınırları tanımayan diğer tehditlerin çoğalması şartları altında hayatın ta kendisi Özbekistan’ın gütmüş olduğu tutarlı politikanın ne kadar doğru olduğunu gözler önüne sermektedir. Orta Asya’da barışın ve istikrarın korunması ve güçlenmesi, bölgenin güvenli ve kararlı gelişme gösteren bölgeye dönüşmesi, Özbekistan Cumhuriyeti’nin Dış Politika Konseptinin öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır. Hiç kuşkusuz, Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın çoğu girişimleri uluslararası toplumun haklı desteğini alıyorlar. Bunların arasında; 1999 yılında AGİT’in İstanbul Toplantısında Karimov Uluslararası Terörle Mücadele Merkezinin oluşturulmasını önermişti. Nitekim bu öneri, BM Güvenlik Konseyi çerçevesinde 2001 yılında Terörle Mücadele Komitesi oluşturulunca hayata geçti. 2002 yılında BM Genel Sekreterinin Özbekistan’a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı Karimov’un yaptığı teklif sonucunda, uyuşturucu ve türev maddelerin yasadışı ticaretiyle mücadele etmek için Orta Asya Bölgesel Bilgilendirme ve Koordinasyon Merkezi (OABBKM) kuruldu. Özbekistan Başkanın uzun yıllar boyunca devam eden Afganistan Savaşının sonlandırılması yönünde yaptığı girişimler dünya topluluğunun özellikle dikkatini çekti. Bu savaş Afganistan halkına çok büyük zararlar verdi ve bölgede ciddi tehditlerin kaynağı oldu. Daha 1993 yılında BM Genel Kurulunun 48. Toplantısında Cumhurbaşkanı İ.Karimov, dünya kamuoyunun Afganistan sorununu çözmeye yardımcı olmaları için adeta “tehlike çanlarını” çalıyordu. 1995 yılında BM Genel Kurulunun 50. Toplantısında Özbekistan, Afganistan’a silah satışını engelleyecek uluslararası ambargo kararının alınması fikrini sunmuştu. Aynı toplantıda bu ülkede ulusal uzlaşmayı sağlayacak Koalisyon Hükümeti modelini önermişti. 1997 yılında ülkemizin girişimiyle BM çatısı altında “6 artı 2” formatında Temas Grubu faaliyete geçmişti. Bu grubun çalışmaları sayesinde 21 Temmuz 1999 tarihinde Afganistan’daki Çatışmalarının Barışçıl Yollarla Çözülmesine Dönük Temel İlkeler’e dayalı Taşkent Deklarasyonu kabul edilmiştir. 2001 yılında Özbekistan Cumhurbaşkanı, BM Genel Sekreterine hitaben Afganistan’ın askerden arındırılması ile ilgili konunun Güvenlik Konseyi gündemine dahil edilmesi önerisini yapmıştır. Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov’un 2008 Nisan’ında Bükreş’te düzenlenen NATO Zirvesi ve EAPC toplantısı sırasında sunduğu öneri Temas Grubun’un 6 artı 3 formatında tekrar çalışmalara başlaması yönünde olmuştur. Amaç, Afganistan İslam Cumhuriyeti’nde barışın sağlanması, ülkede çatışmaları tetikleyen unsurların azaltılması ve bu ülkeye koordine bir şekilde ekonomik yardımlarının yapılması. Afganistan etrafında cereyan eden olayların gelişmesi sürecinde, en çok bu formatta adı geçen ülkeler Afgan Krizi’nin çözüm yollarının arayışına dahil edilmişlerdir. Bölgede güvenli gelişmenin temeli olan çevresel ve sosyo-ekonomik istikrara ulaşılmak için Özbekistan’ın yaptığı bütün öneriler dünyada geniş destek bulmaktadır. Cumhurbaşkanı Karimov’un girişimiyle beş Orta Asya devletinin başkanları 1993 yılında Uluslararası Aral’ı Kurtarma Fonu (UAKF) oluşturdular. Bu Fonun kuruluş amacı, çağımızın en yıkıcı ve büyük ölçekli çevresel felaketinin –Aral Denizi Krizi’nin- zararlarını bertaraf etme çalışmalarını birleştirmek idi.  Şüphesiz olarak,Özbekistan’ın dünya çapında tanınmış ve desteklenmiş büyük uluslararası girişimlerin arasında Orta Asya’da nükleer silahlardan arındırılmış bölge (CANWFZ) kurma fikri özel yer almıştır. 28 Eylül 1993 tarihinde yapılan BM Genel Kurulunun 48. Toplantısında bu öneri Cumhurbaşkanı İ.Karimov tarafından sunulmuştur. Özbekistan lideri BM kürsüsünde şunları söyledi: “Modern dünyanın gerçekleri öyle ki bir ülkenin güvenliği başka bir devletin güvenliği pahasına elde edilemez, bölgesel güvenlik dünya güvenlik sorunlarından ayrı olarak görülemez. Bundan dolayı Özbekistan, nükleer silahların tamamen ortadan kaldırılmasından, etkili çözümlerden ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşmasının (NPT) süresiz olarak uzatılmasından yanadır. Özbekistan, Orta Asya bölgesini nükleer silahlardan arındırılmış bir bölge olarak ilan edilmesinin sadık taraftarıdır.” Orta Asya Nükleer Silahlardan Arındırılmış Bölge Antlaşması (CANWFZ), 6 Mayıs 2014 tarihinde BM’nin New-York’taki Genel Merkezinde Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Konferansı çerçevesinde Hazırlık Komitesinin 3. Oturumu sırasında beş nükleer silah sahibi ülkeler tarafından Güvenlik Teminatları Protokolü imzalandıktan sonra son uluslararası yasal halini aldı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un yaptığı açıklamada ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya’nın Orta Asya’daki nükleer silahlardan arındırılmış bölge statüsüne uymaya ve saygı göstermeye, bunun yanı sıra nükleer silahları kullanmamaya ve bölge ülkelerine tehditte bulunmamaya yasal olarak taahhüt ettiklerini söyledi. BM silahsızlanma sorunları Yüksek Temsilcisi Angela Cain yaptığı açıklamada Güvenlik Teminatları Protokolünün imzalanması hem Orta Asya’da bölgesel güvenliğinin hem de küresel olarak nükleer silahların yayılmasını önleme rejiminin güçlendirmesinde önemli bir aşama olduğunun altını çizdi. Uluslararası güvenlik sorunlarından ve silahların yayılmasını önleme çalışmalarından sorumlu ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı T. Katriman yaptığı açıklamada CANWFZ Antlaşmasına ek olarak ABD’nin Güvenlik Teminatları Protokolünün imzalanması bu bölgenin nükleer silahlarından arındırılmış olarak korunması için Orta Asya devletler tarafından harcanmış samimi ve takdire şayan çabalarının tanınması olduğunu söyledi. Nükleer silah sahibi diğer ülkelerin temsilcileri, nükleer silahlardan arındırılmış bölgenin kurulmasını, “uluslararası nükleer silah yayılmasını önleme rejiminin ve bölgede barışın ve güvenliğin temel taşı” olarak değerlendirdiler.