İPİN İNCELDİĞİ YER

İPİN İNCELDİĞİ YER - untitled1
untitled

İPİN İNCELDİĞİ YER

HÜSEYİN MÜMTAZ

Kıbrıs’ta ipin inceldiği yer Maraş/Famagusta gibi görülüyor.

Arkadaşlar “güvenlerinin artması için” masaya oturmadan/özlü görüşmelere başlamadan/derine inmeden Karpaz’ı, Güzelyurt’u, Erenköy’ü filan da istiyorlar ama bir türlü vazgeçemedikleri, ille de olsun dedikleri tek yer Maraş..

Meselâ bir Kızılyürek diyor ki;

“Barış politikalarını hayata geçirmek için biraz yaratıcılık, biraz iyi niyet, biraz da irade gereklidir. Örneğin cami, kilise ve mezarlıkların derhal tamir edilmesi ve ibadete serbestçe açılması imkânsız bir proje değildir. Geçit noktalarında kuyruğa dizilip kimlik kartı gösterme mecburiyetine son verilmesi düşünülebilmelidir.

Türkçe ve Yunancanın yaygın olarak öğretilmesi teşvik edilmelidir. Eğitim sistemi ‘ötekileştirici’ işlevinden arındırılıp, okulların birbirlerini karşılıklı olarak ziyaret etmeleri sağlanmalıdır. Barış ve Uzlaşma Komiteleri kurulmalıdır. Kuşkusuz, hiç bir önlem Kıbrıslı Rumların Maraş’a yerleşmesi kadar etkili olamaz. Maraş’ta ‘federal’ bir mikro-kozmos oluşturulabilir. İki toplumun üyelerinin ortak bir yaşam alanı içinde birlikte eyledikleri bir sürecin başlatılması için Maraş ideal bir konumdadır. Bu yüzden ne zaman güven artırıcı önlemlerden söz edilse mutlaka Maraş’a gönderme yapılmaktadır”.

Varsa yoksa MARAŞ.. Maraş ayağıyla da “Famagusta”..

Famagusta’ya, Maraş’a burunlarını sokabilmek için ellerinden gelen her fırsatı değerlendiriyorlar, sinekten yağ çıkarıyorlar.

Geçtiğimiz Cuma günü Kıbrıslı Rumlar, Ada’da ilk toplumlararası çatışmaların başladığı 1956 yılında terk ettikleri Gazimağusa’daki tarihi Nestoryan Kilisesi’nde (İkserino Kilisesi), 58 yıl aradan sonra ilk kez bir ayin düzenlediler. Paskalya öncesindeki ‘Kutsal Cuma’ ayininde 3 binden fazla Rum, Hz. İsa’nın çiçeklerle süslenmiş sembolik mezarına kent merkezindeki kilise çevresinde tur attırdı.

Gazimağusa kent merkezi, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı öncesindeki çatışmalarda Kıbrıslı Türklerin elinde tuttuğu, Kıbrıslı Rumların da giremediği ender merkezlerden biri olması nedeniyle sembolik öneme sahip. KKTC ile Kıbrıs Rum yönetimi arasındaki sınır kapılarının 2003’te açılmasından bu yana Nestoryan Kilisesi dışında 22 kilise Rumların ayinine açıldı. Nestoryan kilisesinde dün yapılan ayinle 58 yıllık bir yasak da kalkmış oldu.

Okumaya devam et  Asil Nadir ve Rum Düzenbazlığı

Kilise bölgesinde kortej yürüyüşüyle başlayan ayini Rum Metropolit Vasilyus yönetti. KKTC Din İşleri Dairesi Girne temsilcisi Fuat Tosun da cübbesiyle Metropolit Vasilyus’a eşlik etti.

Akşam saatlerinde 3 saat süren ayine, Rum eski liderlerinden Yorgo Vasiliu, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Lisa Buttenheim, ABD, İngiltere, İrlanda, İtalya, Portekiz ve Hollanda’nın büyükelçileri ile AKEL ve DİSİ partilerinin tüm Maraş (!) Milletvekilleri katıldı.

Ayine tepki gösteren bazı Kıbrıs Türkleri ise, evlerinin balkonlarına Türkiye ve KKTC bayrakları asarken, Genç Mücahitler Derneği 1974 öncesinde şehit edilen Kıbrıslı Türklerin resimlerinin bulunduğu pankart açtı. “Yoğun güvenlik önlemleri”nin alındığı ayin olay çıkmadan tamamlandı.

Nestoryan Kilisesi aslında, 1339 yılında Suriyeli bir tüccar tarafından Gazimagusa’da yaşayan Suriye kökenli Nasturi cemaatine mensup Katolik Araplar için yaptırılan bir Katolik kilisesi. Nasturiler, Osmanlı ordularının 1571’de Kıbrıs’ı almasının ardından Ada’dan ayrılınca Rumlar tarihi mekânı Ortodoks kilisesine çevirdi.

Gazimağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp ayin sırasında yaptığı açıklamada, Hristiyanlar için önemli bir günün Gazimağusa’daki bir kilisede kutlanmasına dikkat çekerek, sembolik olan bu etkinliğin, iki toplumun farklılıklarına rağmen birbirlerine hoşgörüyle davranabildiklerini dünyaya göstermesi açısından önemli olduğunu ifade etti.

Maraş(!) Belediye Başkanı Aleksis Galanos da, bugünkü ayine katılımın yüksek olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Galanos, Kıbrıs’ta Rumlar ve Türkler arasında hiçbir zaman dinsel çatışma yaşanmadığını belirterek, “Bir arada yaşamayı bilmeliyiz. Bir Tanrı var? dedi.

Din İşleri Başkanlığı Girne Temsilcisi Fuat Tosun ise yaptığı açıklamada, Kıbrıs’ta dini liderler arasındaki görüşmelerin önemine dikkat çekerek, bugünkü ayininin de söz konusu görüşmelerin meyvesi olduğunu söyledi.

Bu arada, DAÜ Sanat ve Tasarım Merkezi Başkanı sanatçı Ümit İnatçı, eski bir kilisenin anahtarını sembolik olarak ayini yöneten Vasilyos’a takdim etti.

Okumaya devam et  İNGİLTERE KIBRIS TÜRK DERNEKLERİ KONSEYİ BİNASINA KAVUŞUYOR

Yuh….

Güneyde akademisyen bir sanatçının bir camide namaz sonrasında böyle “sembolik” bir jest yaptığını hiç gördünüz mü?

Ama onun için öncelikle güneydeki camilerde Cuma yahut Bayram namazları kılabiliyor olmamız lâzım..

Ne diyor; “Din İşleri Başkanlığı Girne Temsilcisi” ?

“Bu günkü ayin Kıbrıs’ta dini liderler arasında üç yıldan bu yana yürütülmekte olan önemli görüşmelerin bir meyvesi”..

Ayıptır, yazıktır, günahtır..

Bir kere ne demek “Din İşleri Başkanlığı Girne Temsilcisi”?

Müezzin midir, imam mıdır, Kuran kursu hocası mıdır? Nedir?

Neden “Müftü” değil?

Neden “Girne Temsilcisi”?

“Famagusta’daki âyine” (ille de katılınacaksa) neden Din İşleri Başkanı’nın Famagusta Temsilcisi katılamıyor?

Yoksa Famagusta’ya “temsilci” seçmeyi beceremediniz mi?

Peki “bu önemli görüşmeler” üç yılda sadece Famagusta’da âyin sonucunu mu verdi?

Üç yılda, güneydeki bir camide bir türlü iki rekât namaz sonucu çıkamadı mı?

Yoksa bu namazı kıldınız, AB Elçilerini çağırdınız, onlar da katıldı; bizim Kasaba, Leymosun, İskele milletvekilleri geldi de bizim mi haberimiz olmadı?

Hala Sultan’a bir türlü öyle üç bin kişi ile gidemediğiniz için mi “külliyen” kuzeye taşıyorsunuz?

Kuzeyde her köye, mahalleye çifte minareli cami yapmak kolaydır ama güneyde cami açmak, namaz kılmak zordur efendiler..

Sınır kapılarının açıldığı 2003’den bu yana kuzeyde 22 kilise ayine açılmış..

Güneyde bu 11 yılda 30 camide sembolik toplu namaz kılındı da bizim haberimiz mi yok?

Yazıklar olsun..

Nestoryan Kilisesi önce Katolik kilisesiymiş, sonra Rumlar Ortodoks haline çevirmişler.

Demek oluyormuş..

Oluyorsa neden 1974’den sonra “kılıç hakkı” olarak Cami yaptığımız kiliseler, “cemaatleri olmasa bile” tek tek “eski sahiplerine” iade ediliyor?

Sırada ne var biliyor musunuz?

Bir on yıl sonra, “Kıbrıs’taki dini liderlerin üçxüç yıllık görüşmeleri” sonuç verirse Lefkoşa Selimiye Camii ve Gazi Magosa Lala Mustafa Paşa Camii’nde ayin..

Okumaya devam et  Karpaz’daki Rum Okulu

Yavaş yavaş oluyor zaten.. Selimiye’nin etrafına bakın.. “EU” fonlarıyla çaktırmadan “Avrupalılaşmıyor” mu?

Kapısındaki dabellasında hem cami, hem katedral yazmıyor mu?

Yuh be birader..

Bir cami, nasıl aynı zamanda katedral olur?

Olursa bizim Lefkoşa da bir gecede “βόρεια Λευκωσία” oluverir..

58 yılmış..

58 yıldır Rumlar Cuma günü ayin yaptıkları kiliseye giremiyorlarmış?

Neden 58? Kıbrıs Harekâtı’ndan bu yana 40 yıl geçmedi mi?

Demek muhteremler “Kıbrıs sorunu” 1974’le başlamamış.

Demek Rumlar bu Cuma ayini ile “kazanılmış haklarını” 74 değil, 60 Cumhuriyeti bile değil, 1956’ya taşımışlardır.

Peki 2014’ün şimdi KKTC’de yaşayan Kıbrıs Türkleri, 1956’da ne halde olduklarını hatırlıyorlar mı?

Neden hatırlamıyorlar?

Neden halâ ince ince diplomatik plan/program yapıyorlar?

Atı alan Magosa’yı geçiyor, Girne’ye geliyor..

Famagusta, Kyrenia oluyor..

İktidar ortağı parti, ana muhalefet ile yerel seçim ittifakı yapıyor, sonra bozuyor.

KOP’çu topçu ortak adayları Lefkoşa’ya Başkan adayı olup “βόρεια Λευκωσία” haline getirmeye çalışıyor.

Haberiniz var mı efendiler, hanımlar; uyuyor musunuz?

Neden uyanmıyorsunuz?

Uyanmanız için daha ne lâzım?

Belediye Başkanı Kayaalp ne demişti?

“Hristiyanlar için önemli bir günün Gazimağusa’daki bir kilisede kutlanması, iki toplumun farklılıklarına rağmen birbirlerine hoşgörüyle davranabildiklerini dünyaya göstermesi açısından önemlidir”.

“Rumlar için önemli olan bir günün TÜRK Magosa’da 58 yıldan bu yana kapalı olan bir kilisede kutlanması”…

Nasıl oluyor da “iki toplumun” farklılıklarına rağmen birbirlerine hoşgörüyle davranabilmesinin göstergesi oluyor?

Burada “Rum’un hoşgörüsü” nerede?

Neden Kayaalp bir türlü “Türk’ün engin hoşgörüsü” diyemiyor?

Yuh be birader…

İpin inceldiği yer eğer “GAZİ”Magosa ise…

İnceldiği yerden kopsun.. 20 Nisan 2014

57’İNCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir