1 Mayıs’ta Taksim’de olsan ne yazar,olmasan ne yazar…

NECDET BULUZ - TAKSIM

NECDET BULUZ

 

1 Mayıs İşçi Bayramı nedeni ile sendikalar İstanbul’da kutlamaları Taksim’de yapmak için harekete geçti. Özellikle Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) yöneticileri toplantı üzerine toplantı yapıyor. Yapılan ortak açıklamalarda da “ 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağız. Taksim herkese açık” deniliyor.

Ortak basın bildirisinden de bir bölüm alalım:

“ Biz bu ülkenin tüm değerlerini oluşturanlar, biz işçiler, kamu emekçileri, hekimler, mimarlar, mühendisler, şehir planlayıcıları olarak emek, eşitlik, özgürlük, barış, adalet, bağımsızlık ve demokrasi için 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağımızı ilan etmek için buradayız. Özlemini duyduğumuz bu değerlerle inşa edilmiş bir ülkenin hatta bir dünyanın artık çok uzaklarda ir ütopya olmadığının bilinciyle Taksim çağrısı yapıyoruz. “

                                              SENDİKALAR NE İŞ YAPAR?

Artık günümüzde sendikaların işçilerin haklarını aramaktan, bu hakları almaktan, mücadele etmekten çok uzakta olduğunu söylemeliyiz. Sendikalar, artık eskisi kadar etkili olamıyorlar. Çoğu sendika hükümetlerin paralelinde hareket ediyor. Dışında kalanlar ise ancak 1 Mayıs gibi anlamlı günlerde ortaya çıkıyor “Biz varız” demek istiyorlar.

Türkiye, son 11 yılda çok büyük sıkıntılar yaşadı. Demokrasi ve işçi hakları konusunda çok büyük kayıplar yaşadı. Çalışanların sesi hep kısıldı. İşçi bir noktada sahipsiz kaldı. Türk-İş gibi baba sendikaların adları var ama, ortada bunları gören var mı? Hangi toplumsal olayda, hangi hak ve hukuk arayışında ortaya çıktılar, gören var mı?

                                                   Hangi sendika ağası, Hükümet karşısına çıkıp, hangi hakkı elde etti? Çokları hükümet olanlara teslim olmadı mı? Seslerini çıkaran işçiler coplanıyor, tazyikli su ve biber gazı yiyor. Hak aramak bile bugün “suç” haline gelmişse bunda sendikaların çok büyük günahı vardır. Hangi haktan, hukuktan, demokrasiden, insan haklarından söz ediyorsunuz?

                                                 Her yıl 1 Mayıs’ta ortaya çıkıp, “Biz 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak kararındayız. Bu hakkı bizden hiç kimse alamaz” demek sendikacılık yapmaksa söyleyeceğimiz söz yoktur. İşçi hak arayışındadır, açtır, geçinememe sıkıntısı içinde kıvranmaktadır. Sen 1 Mayıs’ta Taksim’de olsan ne yazar, olmasan ne yazar? 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak, işçilerin sorununu mu çözecektir? Aksine, Hükümet olanlar sendikalara daha mesafeli olacaklardır, daha sert tutum sergileyeceklerdir. Yıllardır bunu gözlemliyoruz.

                                               TOPLUMDAN UZAK KALMAK

                                              Dikkat edilecek olursa, hukuk, demokrasi, insan hakları ihlalleri yapılıyor. Demokrasi ile yönetilen hiçbir ülkede görülmeyen, olmayan olaylar yaşanıyor. Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları havalarda uçuşuyor. Ses kayıtları dermem etkisi yaratıyor. Sahi, bu sendikalar niye bütün bunlar karşısında sessiz kalıyor? Niye hiç sesleri çıkmıyor? Sendikaların var olduklarını görmek ve anlamak için her yıl 1 Mayıs’ı mı bekleyeceğiz?

Artık bunlar karın doyurmuyor. Dünyada bile 1 Mayıs İşçi Bayramları artık sembolik kutlamalarla geçiştiriliyor. Kutlamalar da amacın dışına taşmıyor, çıkarılmıyor. Burada önemli olan hakların elde edilmesidir. Bu haklar da yılda bir kez biraz da inatlaşma ile meydanlara çıkılmakla mı alınacak?

                                                Bugüne baktığımızda pahalılık ve enflasyon azmış bulunuyor. Geçinmekte güçlük çekenlerin de giderek çoğaldığını görüyoruz. İşçilerin sorunları dağlar gibi. Çözüm bekleyen sorunların askıda olduğu, işçi haklarında ilerleme olmadığı da bir gerçek. Taşeron çalışan, sigortasız iş yapanların, yarınına güvenle bakamayanların giderek çoğaldığı günümüzde 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Taksim’de kutlasan ne yazar, kutlamasan ne yazar?

GREVDE SINIFTA KALIRSAN

O nedenle sendikalara anımsatmak istediğimiz konular var. Ortaya çıkmaları gereken konularda susan, meydanlara çıkmayan, var olduklarını göstermekten kaçınan sendikalar 1 Mayıs kutlamalarını bir yerde kendilerini kurtarma günü olarak görüyorlar.

                                              Sendikalar, toplumun her sorununa sahip çıkmasını bilecekler. Seslerini gerektiği yerde yükseltecekler. Güven vermesini bilecekler. Kitleleri arkalarından korkusuzca sürükleyecek güce sahip olacaklar. Türk Hava Yolları’nda başlatılan grevdeki gibi sınıfta kalmayacaklar. Böylesine bir başarısızlık sendikaları toz haline getirir. THY grevi sendikalar için bir kötü sınav olmaktan öteye gitmemiştir. Sendikalar aynı zamanda yaptıkları her işte, toplumun bütün kesimlerinin desteğini de kazanmasını bilecekler. Bugün bakıyoruz, sendikalar toplumdan neredeyse kopma noktasına gelmişlerdir.

Bütün bunlardan uzak kalacaksın, hak, hukuk arayışında hiçbir şey elde edemeyeceksin. Toplumun sorunlarından uzak duracaksın. 1 Mayıs geldiğinde de  “Ben işçi bayramını Taksim’de kutlayacağım” diye caka satacaksın. 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlasan ne yazar, kutlamasan ne yazar?

e.mail: [email protected]

[email protected]

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir