YENİ NESİL SOĞUK SAVAŞ

29 Kasım 2013'de Ukrayna hükümeti Avrupa Birliği Serbest Ticaret ve İşbirliği Antlaşması'nı askıya alınca,Kiev'de eylemciler sokağa döküldü. - 7593

 

 

29 Kasım 2013’de Ukrayna hükümeti Avrupa Birliği Serbest Ticaret ve İşbirliği Antlaşması’nı askıya alınca,Kiev’de eylemciler sokağa döküldü.

Ukrayna ekonomik ve siyasi durumu çerçevesinde -birincisi; AB’nin Ukrayna ile kuvvetli ilişkilerin geleceğine olan açıklamaları,
İkincisi;Ukrayna ana muhalefet partisi lideri A. Yatsenük’ün Cumhurbaşkanı V.Yanukoviç’in Rusya’nın Gümrük Birliği’ne katılmasına ilişkin anlaşmayı imzalaması halinde ülkeyi yeni protesto eylemleri başlatmakla tehdit etmesi,
Üçüncüsü;Gümrük Birliği’nde gözlemci statüsüne sahip Ukrayna hükümetinin henüz tam üyeliğe hazır değiliz açıklamaları bileşkesinde hızla ulusal krize sürüklendi.

*
21 Şubat 2014’de Ukrayna Cumhurbaşkanı V.Yanukoviç, muhalefet liderleri ile Avrupa Birliği ve Rusya’nın temsilcileriyle imzalanan anlaşma doğrultusunda,
Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin kararının alınması, Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini sınırlandıran eski anayasaya dönülmesi gerekiyordu.
Bu suretle, mevcut yönetimin erken seçimlere kadar iktidarda kalması öngörülüyordu -ki, muhalefet darbe yapınca bu anlaşmalar uygulanamadı.

*
Devrik Cumhurbaşkanı V.Yanukoviç Rusya’nın başta ekonomik ve tarihi bağlar olmak üzere çeşitli nedenlerle Ukrayna için hep stratejik ortak olduğunu ve öyle kalacağını belirtti.
“Rusya’nın eyleme geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Rusya, Ukrayna ile mevcut anlaşmalar çerçevesinde eyleme geçme hakkına sahiptir”dedi.
Rusya Devlet Başkanı Putin,”Olaylar dışarıdan yönlendiriliyor. Muhalefetin meşru iktidarı devirme girişimleri 2015’te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerini etkilemeyi hedefliyor.Biz Ukrayna halkının tercihi ne olursa olsun, buna saygı ile yaklaşacağız” açıklamasında bulundu.
Derken -şimdi, Ukrayna AB’nin genişleme politikalarının etkisinde ya da  AB ve Rusya arasında Ukrayna’nın endüstriyel doğusu ile yoksul batısında yaşayanların sosyal eşitsizliği üzerinden bölünmeye gidiyor…

*
Üstelik Ukrayna kriziyle ilgili ABD ve Rusya arasında karşılıklı anlayış da bulunmuyor.
ABD krizin çözümü için çeşitli uluslararası mekanizmaları oluşturmayı teklif ederken bununla neyi kast ettiğini boşlukta bırakıyor.
Rusya 21 Şubat anlaşmasının hayata geçirilmesi için AGİT, Rusya-NATO Konseyi ve diğer uluslar arası kurumlar çerçevesinde ABD’nin destek vermesini istiyor -ne ki, tehdit ve ültimatom şartları altında durumu istikrara kavuşturmanın son derece zor olduğuna dikkat çekiyor.

*
Bu sırada kamuoyu desteği doğrultusunda Kırım Özerk Cumhuriyeti Yüksek Konseyi Rusya Federal Meclisine Kırım’ın bir bölge olarak Rusya’ya katılması çağrısında bulunuyor.
Eh! NATO da olağanüstü bir toplantıda AB ile arasındaki görüşlerin aynı hedefte birleştiğini, bu hedeflere örnek olarak Ukrayna’nın egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün desteklenmesi, Ukrayna ve Rusya arasında diyalog ihtiyacı ile ikili ve çok taraflı taahhütlerde belirlendiği gibi krize, uluslararası hukuka tam saygı çerçevesinde barışçıl çözüm bulunması amacıyla gerilimi düşürücü adımlar atılması gereğine dikkat çekiyor.
Rusya ile ortak deniz misyonunu askıya alıyor,alt düzey sivil ve askeri toplantılar durdurulurken, işbirliğinin tümü gözden geçirilmeye başlanıyor.

*
ABD dış politikasının barış,fırsat ve demokrasi üçlemesindeki hür iradesi ile Rusya’nın güvenlik ihtiyaçları arasında  yeniden gerilim oluşuyor.
Soğuk Savaş yılları sürecinde ABD’nin izlediği -önce,Sovyetler Birliği’nin Doğu Avrupa’dan Batıya doğru genişlemesi önlemek ve Komünist devletlerin saldırısını engellemek için tahdit -sonra, caydırma politikasının çağa göre yeniden şekillendiğini düşünmek gerekiyor.

*
Bir kez ABD ve Rusya arasında gayri resmi diplomasi ile yönetici seçkinler arasında birbirleri hakkında sahip oldukları olumsuz mitleri iyileştirmek için yapılan ve bir sıra görüşmeler sonucu sağlanan;
İsrail-Filistin arasında yeni bir barış planının desteklenmesi, Yeni Suriye kurulması, İran’ın nükleer gelişmesini engellemek, Körfez ülkeleri vasıtasıyla küresel istikrarı sağlamak -mesela,Körfez ülkelerine yerleştirilen füze savunma sistemlerinde  “tek tetik” olmaya değil, Rusya ile yeni müttefiklik düzeyinde işbirliğine gidişte sona geliniyor gibidir.

*
Sonra -bugün, devletler güvenlikleri için tehlikelere karşı koymayı ve istedikleri sonuçları basit ve kısa zamanda almak için ekonomik güçlerini kullanıyor.
Bu yumuşak güçtür; kültür ve tarih, değerler, izlenen iç ve dış politika, ekonomik gelişmişlik, bilim-sanat ve edebiyatta gelişmişlik, rafine insan gücü gibi unsurları kapsıyor.
Bu değerleri kullanmak zor, zaman isteyen bir iş’tir ama, elde edilen kazançların daha kalıcı ve uzun süreli olduğunda şüphe bulunmuyor.

*
Fakat, NATO’nun gelecek 10 yıllık stratejisinin omurgasını oluşturan Füze Savunma Sisteminin oluşturulmasında,
Rusya’nın, ABD ve NATO ile yeterli deneyim geliştirdiğini ve belirli bölgede hava savunma sistemi oluşturmak üzere ancak tarafların kendi sistemlerini koruması ve veri değişimine dayalı hukuki bir işbirliğinin kurulması kaydıyla ortaklaşabileceği savıyla,
NATO’nun Rusya ile birbirinin düşmanı değil stratejik ortaklığı kurmaya çalışan partnerler olduğu- o yüzden, füze savunma sisteminin Rusya’ya karşı kurulmamasına ilişkin hukuki garantilerin verilmesinin anlamsızlığı tavrı  arasındaki müzakereler darbelenmiştir.
Artık doludizgin küresel silahlanma yarışının başlayacağından şüphe bulunmuyor.

*
Mesela, uluslararası camiayı ve Kuzey Kafkasya- Orta Asya’da Rusya’yı tehdit eder duruma yükselen İslamcı radikalizm ile ortak mücadele yerini liberal mücadeleye bırakıyor.
Yalnızca İslamcı paralel devlet yapısıyla  radikalizme nefes veren Türkiye -işte,dostlar işbaşında görsün hesabı,Batı’nın radikalizm ile mücadelesinde ortaklaşacağı alan haline geliyor.
Ya da, uçuş yörüngeleri Rusya hava sahasından geçen  İran ve Kuzey Kore’nin nükleer füzelerine karşı ABD ve Rusya işbirliği sekteye uğruyor.
Bu listeyi çoook uzatmak mümkündür,

*
Ama, gelişmiş ülkeler yeni bir Soğuk Savaş döneminden esaslı bir ekonomik büyüme bekliyor.
Çünkü,ABD ve gelişmiş ülkeler merkez bankalarının mali sisteme para pompalamaları halinin -ne,ülkelerinde büyümeyi -ne de, küresel ekonomik büyümeyi canlandırmadığını -tam tersi, yeni mali kriz kaygılarıyla birlikte artan ekonomik gerilimleri, deflasyonu, kur savaşlarını, ekonomik büyümede yavaşlama ve daralan piyasalarla küresel kapitalist ekonominin 2008’de başlayan çöküşünü hızlandırdığını ve bir kısır döngünün oluştuğu tesbit etmiştir.

*
O yüzden, genel durgunluğun ortasında gerilim yaşayan ABD ve gelişmiş ülkelerin yeni ekonomi-politikleri; Rusya gibi kişi başına milli geliri belli seviyeye ulaşan gelişmekte olan ülkelerin teknolojik olarak gelişmemiş üretim biçimine bağlı kalmaları ve yurtiçi aktivitelerinin eksikleri -işte, finansman kısıtlılığı, kimi sektörde aşırı üretim kapasitesi ya da yatırım talebinin zayıf olması gibi kendi iç sorunları nedeniyle gelişmiş ülke kategorisine ulaşmalarının olanaksızlığı üzerine inşa ediliyor.

*
Avrasya’dan başlatılan yeni bir Soğuk Savaş dönemiyle, gelişmiş ülkelerde petrol,demir-çelik,enerji, elektrik-elektronik gibi temel üretim sektörlerinde toplam üretimin misliyle artması, büyüme hızlarının yükselmesi,işsizliğin düşük düzeylerde seyretmesi öngörülüyor.
Gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunun işleri zordur ama az gelişmiş ülkelerde -zaten, insanın da hiçbir değeri bulunmuyor…

7.3.2014


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir