Başbakan tansiyonu yükseltiyor….

NECDET BULUZ - Basbakanin araci

NECDET BULUZ

 

17 Aralık süreci ve AB ile olan ilişkilerdeki sıkıntılar öyle görünüyor ki Başbakan Erdoğan’ın sinirlerini iyice gerdi. Bu nedenle, sürekli olarak etrafına çatıyor, herkesi ve her kesimi karşısına alıyor, ağır sözler ediyor ve adeta savaş ilanı yapıyor. En son, ekonomide yaşanan sıkıntılara dikkat çeken TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz’ı “vatan hainliği” ile suçlayan ve “Hükümeti tehdit ediyorsun, o halde cevabını alacaksın” diyerek tansiyonu yükselten Erdoğan ülkeyi daha da sıkıntılı bir konuma taşıyor.

Başbakan, karşısında muhalefet istemiyor. Kendisine doğruyu söyleyenleri bile azarlıyor, onlara karşı savaş ilanı yapıyor. Bir Başbakan’a yakışmayacak ağır sözlerle ithamlarda bulunuyor, tehditler savuruyor. Endişe ile izlediğimiz bir ortam yaşıyoruz.

                                                   TÜRKİYE GİDEREK YOKSULLAŞIYOR

Başbakanın, her konuşmasında ağzından çıkan her cümleye, her kelimeye dikkat etmesi gerekir. Sağduyulu, tansiyonu yükseltmeyecek bir konumda olması kaçınılmazdır. Başbakanın ağzından çıkan bir cümle, siyasi ve ekonomide depremlere neden olabiliyor. Nitekim günlerdir ortaya konulan gerginlikler, iktidar-cemaat çatışması Dolar’ı fırlatmaya, tutulamaz hale getirmeye yetti. Tansiyon yükseldikçe, kavga kızıştıkça Dolar’ın tansiyonu da artıyor. Başbakan’ın ve kurmaylarının bunu görmesi gerekir.    

                                                      Şurası açık ve net:

                                                         Türkiye, giderek yoksullaşıyor. Dolardaki artış oranı baş döndürüyor ve Türk Lirası’nın son bir aydaki değer kaybı % 30 olarak değerlendiriliyor. Bu ne anlamı geliyor? Türk Lirası değer kaybediyor ve Türkiye’de % 30 oranında devalüasyon yapılmış sayılıyor. Bu da pahalılığı ve alım gücünü etkiliyor. Çarşı-pazardaki fiyatlar zaten bu gerçeği bütün çıplaklığı ile gözler önüne seriyor. Dünya’nın en pahalı akaryakıtını kullanan ülke olarak dikkat çekiyoruz. Dolardaki artış hemen her şeyi etkiliyor.

                                                   TÜRK LİRASI ERİDİ

                                                       Arkadaşımız Yalçın Doğan “Yüksek oranlı yoksullaşma” başlığı altında yazdığı yazıdan, nasıl bu duruma geldiğimizi şu cümleleri ile ortaya koyuyor, bunu sizlerle paylaşalım:

“Sadece son üç haftalık yoksullaşma % 6,3. Hangi çalışanın ücreti son bir yılda % 30, son üç haftada % 6 artıyor? Hangi esnafın, çiftçinin, kur farkından dolayı kayba uğrayan hatta hangi sanayicinin geliri son üç haftada & 6 artıyor? Aynı oranda artsa, refah aynı düzeyde kalmış olacak. Bu durumda herkes büyük refah kaybına uğruyor, yoksullaşıyor. “

Şimdi, bu gerçekleri söyleyen, sıkıntıları dile getirenler “vatan haini” olarak suçlanıyor ve savaş açılıyor. Bu da piyasaların tansiyonunu daha da yükseltiyor. Ortada bir sıkıntı var. Bizi yönetenler bu sıkıntıları giderecekleri yerde, sıkıntıları daha da artıracak söz düelloları ile içinde bulunduğumuz çıkmazı daha da derinleştiriyorlar.

Başbakan, sakin olmalı, sağduyulu hareket etmeli ve kendisini çatışma ortamlarından uzaklaştırmalıdır. İçinde bulunduğumuz kritik eşik bunu gerektiriyor. Bir yandan iç sorunlar yumağı, öte yandan AB ile olan ilişkilerdeki kritik nokta, birleşme ve bütünleşme döneminde olduğumuzu gösteriyor.  Gerilimi artıracak, çatışma ortamını hızlandıracak her adım, bizi uçurumun kenarına biraz daha yaklaştıracaktır. Bundan da endişe ettiğimizin altını çizelim.

                                                    SICAK PARA GİRİŞİ DE DURDU

                                                       Türkiye’ye bugüne kadar Suudi Arabistan ve Katar kanalından geldiği ifade edilen “sıcak para” ekonomide sarsıntı geçirmememiz için yeterliydi. Ancak, artık bu sıcak para girişi de durdu. Yabancılar bankalardaki Dolarları da çekmeye başlayınca Dolar bir anda tutulamaz hale geldi, buna dikkat. Merkez Bankası’nın bir günde 2,5 milyar Dolar satması bile piyasalardaki tansiyonu düşüremiyorsa, daha sıkıntılı bir dönemin bizi beklediğini görmemiz gerekiyor.

Dikkat edilecek olursa Dolar her gün rekor üzerine rekor kırıyor. Kısa vadeli borç konusunda da sıkıntılar artıyor. Kısa vadeli borcun Cumhuriyet Tarihimizde rekor kırdığı ve 130 Milyar Dolar’ı gördüğü de resmi rakamlarca ortaya konuluyor.

                                                     Belki de Başbakan’daki hırs, çatışma ortamını hızlandırmaya yönelmesi, etrafı ile kavgayı genişletmesi işlerin artık eskisi gibi iyi gitmemesinden de kaynaklanıyor olmasındandır. Ama koşullar ne olursa olsun, artık birilerinin Başbakan’ı frenlemesi ve “dur” demesi gerekiyor. Ama bakıyoruz, yanlışı görenler bile Başbakan’ı ayakta alkışlıyorlar.”Ne oluyoruz, nereye gidiyoruz, sonumuz ne olacak? ”diyeni göremiyoruz. Yoksa bu yangın hızlanacak ve hepimizi saracaktır.

e.mail: [email protected]