UKRAYNA

7.12.2013 - 7593

Ukrayna hükümeti 29 Kasım 2013’te imzalanması beklenen Avrupa Birliği Serbest Ticaret ve İşbirliği Antlaşması’nı askıya aldı, Kiev’de eylemciler sokağa döküldü.
Başbakan Mykola Azarov, Meclis kararını Ukrayna’nın içinde bulunduğu ekonomik durumun dikte ettiği taktik bir karar olarak takdim etti.

*
IMF’ye 3.7 milyar dolarlık geri ödeme, Rusya’ya 17 milyar dolarlık doğal gaz borcu, bu borçların 2014 itibariyle ödenmesi gerekliliği ülkenin ekonomisini özetliyor.
Bu çerçevede Ukrayna -bir taraftan, Avrupa’nın içinde bulunduğu ekonomik krizden etkilenmekte -öteki taraftan, en büyük ticari partneri Rusya’nın doğal gazına olan bağımlılığı ve Rusya’nın Beyaz Rusya ve Kazakistan ile oluşturduğu Gümrük Birliği’ne katılması halinde kazanacağı ticari ayrıcalıklar arasında bulunuyor.

*
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Ukrayna ile kuvvetli ilişkilerin geleceğine olan inancı ifade ediyor.
Ukrayna ana muhalefet partisi Batkivşina’nın lideri Arseniy Yatsenük,Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in Rusya’nın Gümrük Birliği’ne katılmasına ilişkin anlaşmayı imzalaması halinde ülkeyi yeni protesto eylemleri başlatmakla tehdit ediyor -ama, Gümrük Birliği’nde gözlemci statüsüne sahip Ukrayna,henüz tam üyeliğe hazır değiliz,diyor!
Rusya Devlet Başkanı Putin,”Olaylar dışarıdan yönlendiriliyor. Muhalefetin meşru iktidarı devirme girişimleri 2015’te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerini etkilemeyi hedefliyor.Biz Ukrayna halkının tercihi ne olursa olsun, buna saygı ile yaklaşacağız” açıklamasında bulunuyor.

*
AB’nin genişleme politikaları Ukrayna’nın bu kararından etkilenecek midir?
Ukrayna’nın AB ve Rusya arasında -hem,bir tampon bölge -hem de, köprü olması bakımından taşıdığı stratejik önem nasıl gelişecektir?
Bu gelişmeler Türkiye’ye nasıl yansıyacaktır?
Ya da -aslında, Ukrayna’da neler oluyor?

*
Dünyada son 40 yılda Rusya,Brezilya ve Güney Afrika’nın kaynaklarını kullanan Hindistan,Filipinler, Malezya, Arjantin ve Türkiye gibi kişi başına milli geliri belli seviyeye ulaşan ülkelerin teknolojik olarak gelişmemiş üretim biçimine bağlı kalmaları ve yurtiçi aktivitelerinin eksikleri, bu ülkelerin gelişmiş ülke kategorisine ulaşmalarının olanaksızlığı olarak kabul ediliyor.
Bu ülkelerin yerli sanayi inşası devam ediyor ama hiçbirinin;geçmişte büyük çapta yabancı yatırımı çeken, teknolojilerini yükselten, ağır korumacılık altında yerli üretimi ve hizmeti geliştiren, kapalı bir para ve sermaye akışı politikasıyla uluslararası ölçekte nispeten gelişmiş teknolojiler ve kalifiye işgücü üzerinde kurulu rekabetçi üretim işletmelerine sahip olan ve ekonomilerini küresel büyümeden yararlanmaları için daha iyi bir konuma yükselten Japonya ve Güney Kore’nin başarısına ulaşamayacakları öngörülüyor.

*
Yalnızca, küresel mal talebinin ve küresel büyümenin en önemli motoru ve dünyanın ikinci ekonomisi olan orta gelir düzeyli Çin’e şans tanınıyor -rağmen,onun da ekonomisi yavaşlıyor.
Çünkü Çin büyük ve rekabetçi bir endüstriyel yapıya ve kalifiye işgücüne sahiptir -fakat, ekonomileri hammadde ticaretine dayalı ülkelerin sorunları yüzünden dış satımda önemli zorluklar yaşıyor.
Yine de gelecek 15 yılda ortalama 5-6 oranında büyümesi halinde kişi başına gelirinin 20 bin dolar gibi yüksek bir düzeye çıkabileceği hesaplanıyor -ki, bu küresel büyümenin ve istikrarın başlıca umudu olarak kabul ediliyor.

*
O yüzden, teknolojideki ilerlemesiyle 2035 yılında enerji açısından kendine yeteceğini ve dünyaya enerji ihraç eden bir ülke olarak siyasi ve ekonomik gücünü konsolide edeceğini planlayan ABD -bir taraftan, küresel istikrar için Çin’in yanıbaşındadır: gözlemliyor, denetliyor, müdahale ediyor.
Öte taraftan,gelişmekte olan ülkelerin teknolojik olarak gelişmemiş üretime bağlı olmaları yüzünden gelişmiş ülke kategorisine ulaşamayacaklarından yararlanıyor -sonuçta, yepyeni bir tarzda usul usul küresel büyümeyi teşvik ediyor.

*
Nasıl? İşte, Rusya’dan geçen hatlara bağımlılıklarının kaldırılması için Hazar ülkelerinin bağımsızlığı, alternatif ihraç yollarının bulunması,mevcut rejimiyle İran’ın Hazar enerjisinde rol almamasını öngören,”Hazar Havzasının Enerji Kalkınması Projesi”ni,
Tıpkı Ortadoğu ülkelerini belirli ekonomik ve demokratik kriterlerle olgunlaştırmak ve ekonomilerinin bağlı olduğu petrol ve gaz akışının Hürmüz Boğazı ve Doğu Akdeniz su yollarından serbest olarak yapılmasını öngören “Büyük Ortadoğu Projesi” gibi modifiye ediyor.

*
Yerine tek küresel sistemi içinde yer alan ve onun çevresinde birbirine bağlı yapıda ve ilgileri farklı -mesela,Rusya’nın genel ekonominin gündemi içinde benzer yaklaşımlarda değil,kendisine en uygun seçeneğin yükümlülüklerini üstleneceği yeni bir Avrasya’yı öngörüyor.
Böylece ABD ve Rusya kutupları arasındaki ülkelerin birbirlerinin çabalarını gölgelemek yerine birbirlerini tamamlayıcı politikalar geliştirmesine, ayrılıklarını müzakere ve barış görüşmeleriyle çözmesine,istikrara ve büyümeye olanak tanıyor.

*
Şimdi,Ukrayna zaman zaman etkisini Avrupa’da da hissettiren Rusya’nın doğal gazını bir siyasi araç gibi kullanmasının sıkıntısından uzaklaşıyor.
Ukrayna ve Rusya’nın siyasi kararlarda kuracakları paralelliklerle NATO ve AB üyesi olmak için mücadele eden Gürcistan olumsuz etkileniyor,Rusya ile diplomatik ilişkiler arıyor.
NATO’nun Doğu’ya doğru genişlemesi önünde Rusya’nın Karadeniz Filosu, Ukrayna Sivastopol üssünde ve ABD’nin Romanya ve Bulgaristan’daki Füze Savar Sistemleri karşısındadır; bir vadede küresel silahlanma düzeyinin düşürülmesine vesile olabileceği düşünülüyor.

*
Nitekim, NATO- Rusya Konseyi’nde Genel Sekreter Anders Fogh Rasmussen,”Rusya ve NATO ortaklığı Avrupa-Atlantik bölgesi güvenliğinin kilit unsuru olmaya devam ediyor”diyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Moskova’nın bu yaklaşıma itiraz etmediğini ancak güvenin Füze Kalkanı, NATO’nun genişlemesi ve Avrupa’da güç dengesi gibi başlıca sorunların çözüme kavuşturulmasından sonra daha etkili bir şekilde onarılacağını düşündüğünü söylüyor.
Ermenistan/ Gümrü’de Rusya-Ermeni Bölgelerarası Forumu’nda Rusya Devlet Başkanı Putin,” Rusya, Kafkaslarin güneyinde yer alan ve Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan’ın da yer aldığı Transkafkasya’daki mevcut pozisyonunu güçlendirmeyi planlıyor ve bu bölgeden de çıkmayı asla düşünmüyor”derken,
Gürcistan Rusya ile diplomatik ilişkiler kurmak üzere zemin yoklamaktadır…

*
Elbette yeni bir dünyanın kurulması kolay değildir ve bu dünyada -mesela,Kafkasya’da, Türkiye’deki Erdoğan iktidarı ve peşine taktığı Arap Müslüman Kardeşler örgütü ve bilumum benzerleriyle Osmanlı’nın tarihi organik bağlarının yüklediği sorumluluğun ivmesiyle onun medeniyet havzasının herkese “Ümmetin Birliği” çatısında ortak vatan edilmesi İslamcı tasavvuruna ve ürettiği radikal örgütlere -asla,tahammül edilmiyor.

7.12.2013