SUMER METİNLERİNDE GUT/KUT’LAR (BİR TÜRK KRALLIĞI)

<p>Gut’lar, M.Ö. 2400 yılları civarında Sumer ülkesine gelip Akad krallığına son vermiş ve bir krallık kurup 150 yıl kadar hüküm sürmüşlerdir. Sumer çiviyazılı metinlerine göre bunların 12 tane kralları var. Bunlardan 4 tanesi kendi zamanlarında yazılan Sumer belgelerinde, diğer 8 tanesi ise kral listelerinde mevcut. Ankara Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesinde 1937 yılında Sümeroloji profesörü olan Benno Landsberger ve aynı fakültede Türkolog olan von Gobain, kral adları üzerinde çalışarak Gut/Kut krallarından 10 tanesinin isminin Türkçe olduğunu kanıtlamıştır. Bu kral adları şöyledir:
1) Yarlagan,
2) Tirigan,
3) Şarlak veya Çarlak,
4) Lasirap veya Laşirap,
5) Elulummeş,
6) İnimabakeş,
7) Nikillagap,
8) İngişi veya İnkuşu,
9) İgeşuaş,
10) İbate veya İbati
Landsberger, 1937 yılında toplanan ikinci tarih kongresinde sunduğu bildiride bunları açıklamıştır. Bildiride anlatılanlar şöyledir:
Bunlardan Yarlagan yargılayan, haber veren, emir veren anlamında. Orhun Abideleri’ndeki “Yargan” adına benziyor. Tirigan, Türkçedeki “tiriga” kelimesini hatırlatıyor: diri, canlı, güçlü anlamında. Türkçede “-agan”, “-egen” ekleri, isimlerden sıfat yapıyor. Tirigan=kuvvetli, güçlü olan. Sumercede aynı anlamda “dirig” keimesi var. Elulumeş, ülkeyi büyük yapmış, anlamında. Şarlak, çarlak ise Türkçede kanatlı hayvan anlamına geliyor. Anadolu’da şelalelere “şarlak” deniyormuş.
Landsberger’in bu tespitlerinden sonra yapılan başka çalışmalarda da Türkçe ile ilişkili kelime ve ekler bulunmuştur.
Gut/Kut’lar, Babil Kralı Hammurabi zamanında da ortaya çıkmışlardır (M.Ö. 1750). Gut’lar; Subarlar, Turukku’lar birleşerek Hammurabi ile savaşmışlardır. Hammurabi ölünceye kadar onlarla savaşmak zorunda kalmıştır. Sadi Bayram’ın Kaynaklara Göre Güneydoğu Anadolu’da Proto-Türk İzleri adlı kitabında verilen bilgiye göre Turukku’larla ilgili bilgiler bugünkü Suriye topraklarında bulunan Mari (yeni adı Tel-Hariri) adlı yerde bulunan belgelerden elde edilmiştir. Bu belgeler zamanın kralı İşme-Dagan ile iki şehir beyi arasındaki mektuplaşmalardır. Bu 12 adet mektuptaki bilgilere göre, Turukku’lar yerel yönetimlere saldırı düzenleyerek sürekli rahatsızlık veriyorlar. Mektuplarda “Bunların yiyecekleri yoktur, kıtlık içindeler …” denmekte. Bu da onların akıncı olduklarını, asıl gruplarının uzaklarda olduğunu gösteriyor. Bu mektupları yayınlayan Fransız bilim insanı George Dossin, Turukku’ların Zagros dağlarından gelen bir kavim olduğunu söylüyor. Hamit Zübeyir Koşay ise Turukku’ların Türk olduğunu ileri sürmüştür. Başka bir bilim insanı olan Leo Oppenheim’da Kut’ların ve Turukku’ların ülkelerinin Zagros dağlarında bugünkü Luristan yakınlarında olduğunu ve birlikte akınlar yaptıklarını söylemektedir. Bu tüm bilimsel verilere göre Gut/Kut’lar Türk boylarıdır. Bunlarla ilgili başka kanıtlarda Anadolu’daki yer adlarıdır. Kut ile ilgili Elazığ’ın Baskil ve Maden ilçelerinde “Kutusag” adlı oymak ve köy, Van’ın Çatak ilçesinde “Kutvan Köyü” ve belki de daha bilemediğimiz niceleri.
Bu bilgilerin haricinde Araplar ve Farslar, Oğuzlara Guz diyorlar. Belki de Gut’ların ismi t ve z harfleri zamanla değişime uğrayarak değişmiş olabilir. Bu tip değişimler günümüz Türkçe’sinde bile mevcuttur.
Yazılarımda Sumerlilerin Türklerle aynı soydan olduğunu kanıtlarla göstermeye çalıştım. Prof.Dr. Kazım Mirşan’ın da belirttiği gibi Türkler Anadolu’da binlerce yıl öncesinde bile vardı. Özellikle Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Mezopotamya bölgelerinde binlerce yıldır bulunmaktadırlar. Bazılarının belirttiği gibi sonradan gelmediler. Yazılarımda bu gibi konulara girmek istemezdim ama bazıları kendilerinin binlerce yıldır burada oturduklarından bahsetmekteler. Öyleyse diller, çıkan tarihi eserler niye kendilerine ait kültürle ve dille benzerlik göstermiyor. Oturdukları yerden konuşmakla olmaz. İşte belgeler ve kanıtlar. Hodri meydan onlarda belge ve kanıt gösterip ispatlasınlar. Her şey belge ile olur ve tüm dünyada böyle kabul edilir. Sonraki yazılarımda görüşünceye dek esenlikle kalın.
Dip.Ark. Kadir YILDIRIMSAL e-mail: kyildirimsal@istanbul.com</p> - gut
,

gut

Gut’lar, M.Ö. 2400 yılları civarında Sumer ülkesine gelip Akad krallığına son vermiş ve bir krallık kurup 150 yıl kadar hüküm sürmüşlerdir. Sumer çiviyazılı metinlerine göre bunların 12 tane kralları var. Bunlardan 4 tanesi kendi zamanlarında yazılan Sumer belgelerinde, diğer 8 tanesi ise kral listelerinde mevcut. Ankara Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesinde 1937 yılında Sümeroloji profesörü olan Benno Landsberger ve aynı fakültede Türkolog olan von Gobain, kral adları üzerinde çalışarak Gut/Kut krallarından 10 tanesinin isminin Türkçe olduğunu kanıtlamıştır. Bu kral adları şöyledir:
1) Yarlagan,
2) Tirigan,
3) Şarlak veya Çarlak,
4) Lasirap veya Laşirap,
5) Elulummeş,
6) İnimabakeş,
7) Nikillagap,
8) İngişi veya İnkuşu,
9) İgeşuaş,
10) İbate veya İbati
Landsberger, 1937 yılında toplanan ikinci tarih kongresinde sunduğu bildiride bunları açıklamıştır. Bildiride anlatılanlar şöyledir:
Bunlardan Yarlagan yargılayan, haber veren, emir veren anlamında. Orhun Abideleri’ndeki “Yargan” adına benziyor. Tirigan, Türkçedeki “tiriga” kelimesini hatırlatıyor: diri, canlı, güçlü anlamında. Türkçede “-agan”, “-egen” ekleri, isimlerden sıfat yapıyor. Tirigan=kuvvetli, güçlü olan. Sumercede aynı anlamda “dirig” keimesi var. Elulumeş, ülkeyi büyük yapmış, anlamında. Şarlak, çarlak ise Türkçede kanatlı hayvan anlamına geliyor. Anadolu’da şelalelere “şarlak” deniyormuş.
Landsberger’in bu tespitlerinden sonra yapılan başka çalışmalarda da Türkçe ile ilişkili kelime ve ekler bulunmuştur.
Gut/Kut’lar, Babil Kralı Hammurabi zamanında da ortaya çıkmışlardır (M.Ö. 1750). Gut’lar; Subarlar, Turukku’lar birleşerek Hammurabi ile savaşmışlardır. Hammurabi ölünceye kadar onlarla savaşmak zorunda kalmıştır. Sadi Bayram’ın Kaynaklara Göre Güneydoğu Anadolu’da Proto-Türk İzleri adlı kitabında verilen bilgiye göre Turukku’larla ilgili bilgiler bugünkü Suriye topraklarında bulunan Mari (yeni adı Tel-Hariri) adlı yerde bulunan belgelerden elde edilmiştir. Bu belgeler zamanın kralı İşme-Dagan ile iki şehir beyi arasındaki mektuplaşmalardır. Bu 12 adet mektuptaki bilgilere göre, Turukku’lar yerel yönetimlere saldırı düzenleyerek sürekli rahatsızlık veriyorlar. Mektuplarda “Bunların yiyecekleri yoktur, kıtlık içindeler …” denmekte. Bu da onların akıncı olduklarını, asıl gruplarının uzaklarda olduğunu gösteriyor. Bu mektupları yayınlayan Fransız bilim insanı George Dossin, Turukku’ların Zagros dağlarından gelen bir kavim olduğunu söylüyor. Hamit Zübeyir Koşay ise Turukku’ların Türk olduğunu ileri sürmüştür. Başka bir bilim insanı olan Leo Oppenheim’da Kut’ların ve Turukku’ların ülkelerinin Zagros dağlarında bugünkü Luristan yakınlarında olduğunu ve birlikte akınlar yaptıklarını söylemektedir. Bu tüm bilimsel verilere göre Gut/Kut’lar Türk boylarıdır. Bunlarla ilgili başka kanıtlarda Anadolu’daki yer adlarıdır. Kut ile ilgili Elazığ’ın Baskil ve Maden ilçelerinde “Kutusag” adlı oymak ve köy, Van’ın Çatak ilçesinde “Kutvan Köyü” ve belki de daha bilemediğimiz niceleri.
Bu bilgilerin haricinde Araplar ve Farslar, Oğuzlara Guz diyorlar. Belki de Gut’ların ismi t ve z harfleri zamanla değişime uğrayarak değişmiş olabilir. Bu tip değişimler günümüz Türkçe’sinde bile mevcuttur.
Yazılarımda Sumerlilerin Türklerle aynı soydan olduğunu kanıtlarla göstermeye çalıştım. Prof.Dr. Kazım Mirşan’ın da belirttiği gibi Türkler Anadolu’da binlerce yıl öncesinde bile vardı. Özellikle Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Mezopotamya bölgelerinde binlerce yıldır bulunmaktadırlar. Bazılarının belirttiği gibi sonradan gelmediler. Yazılarımda bu gibi konulara girmek istemezdim ama bazıları kendilerinin binlerce yıldır burada oturduklarından bahsetmekteler. Öyleyse diller, çıkan tarihi eserler niye kendilerine ait kültürle ve dille benzerlik göstermiyor. Oturdukları yerden konuşmakla olmaz. İşte belgeler ve kanıtlar. Hodri meydan onlarda belge ve kanıt gösterip ispatlasınlar. Her şey belge ile olur ve tüm dünyada böyle kabul edilir. Sonraki yazılarımda görüşünceye dek esenlikle kalın.
Dip.Ark. Kadir YILDIRIMSAL
e-mail: [email protected]

Okumaya devam et  SUMERLER: DÜNYANIN BİLİNEN İLK AŞK ŞİİRİ