Şiddet,terör ve mezhepçilikle mücadele…

NECDET BULUZ - KADIN VE SIDDET

NECDET BULUZ

 

Türkiye’deki yoğun gündem nedeni ile gözlerden kaçan bir gelişmeden söz edeceğiz. Irak Başbakanı Maliki, Amerika’da Başkan Obama ile yaptığı görüşmede, Irak’ın bölgede “Güçlü ve belirleyici bir ülke” konumuna geldiğini söyledi. İki lider arasında yapılan görüşmede özellikle Suriye konusunda bir anlaşmaya da imza atıldı.

Türkiye’nin her türlü desteği verdiği söylenen El Kaide’ye karşı Amerika ile Irak’ın ortak mücadele kararı alması, Türkiye’nin Suriye politikalarının giderek daha da çökmekte olduğunu gösteriyor. ABD Başkanı Obama, bölgede şiddet, terör ve mezhepçilikten kaynaklanan her türlü faaliyetin Öönüne geçmekte kararlı olduklarını bu görüşme sonrası yaptığı açıklamada bir kez daha vurguladı.

                                                   MALİKİ BÖLGEDE GÜÇ KAZNIYOR

                                                      Obama- Maliki görüşmesinde bizi yakından ilgilendiren üç önemli konu var, bunlara bakalım:

Amerika, Maliki’ye olan desteğini yineledi. Önümüzdeki yıl Irak’ta yapılacak seçimlere yine Maliki güçlü biçimde girecek. Obama, bu konuda Maliki’ye olan desteğini yineleyerek bu konuda Irak Başbakan’ının yolunu açmış bulunuyor. Bu durum karşısında Şii olan Maliki’ye karşı pozisyon alan Türkiye’nin, birden bire dönüş yapması, Irak ile olan sorunların çözümü yolunda adım atması sanıyoruz buradan kaynaklanmaktadır.

                                                     İkinci önemli konu da, Amerika ile Irak’ın ortaklaşa Suriye’de Esad güçlerine karşı savaşan El Kaide’ye karşı ortak mücadele kararı almış olmasıdır. Burada şu noktaya da dikkat: Amerika, Irak’ın talep ettiği silahları kısa zamanda bu ülkeye verecek. Bugüne kadar Esad’a karşı savaşan El Kaide, El Nusra ve diğer aşırı İslami gruplara destek verdiği söylenen Türkiye, bu konuda ortada kalmış olmuyor mu? En büyük müttefiki ile ters düşmüyor mu?

HANİ BELİRLEYİCİ OLACAKTIK

Bölgede bizi yakından ilgilendiren üçüncü konu da, mezhepçilik konusudur. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bölgede Sünni ağırlıklı bir birliğin oluşması yolunda mücadele veriyorlar. Esad’ın devrilmesi ile Suriye’de kurulması düşünülen İslam Devleti ile bunun temellerinin atılacağı hesaplanıyordu. Mısır’daki Müslüman Kardeşler’in tasfiye edilmesi, Suriye’de hesapların ters dönmesi ile bu hayaller şimdilik suya düşmüş görünüyor.

Okumaya devam et  MOSSAD’ın haritasını Dışişleri yalanladı

                                                   Bizimkilerin bir başka hesabı da şuydu:

                                                      Irak’ta Şii mezhebine mensup olan Maliki gidecek, Irak’ta Sünni ve Kürt ağırlıklı bir hükümet iş başına gelecekti. İran’a karşı Amerika ve müttefiklerince yapılacak yaptırımlar ve nükleer tesislerin vurulması ile rejim değişecek ve Şii İran’da rejim çökecekti.

                                                   Amerika ile İran el sıkıştı, aradaki buzlar eridi. Maliki, Amerika’nın desteğini tazeleyerek bölgede güvenilir bir müttefik haline geldi. Özetle, bizimkilerin bu konudaki tüm hesapları da alt-üst oldu. Bölgede “Belirleyici olacağız, iz bırakacağız ve bölgenin şekillenmesinde masada olacağız” diyen Türkiye ne acıdır ki hiçbir yerde yer almıyor, buna izin de verilmiyor.

Suriye olayı, Mısır’daki gelişmelerdeki tavrımız ve mezhepçilik oyunu, Türkiye’yi bölgede yalnızlaştırmıştır. Baştan bu yana uygulanan yanlışlıklar hala ısrarla sürdürülüyor. Amerika ve Batı, bölgede çıkarlarını ön plana getirerek politika uyguluyor. Başımıza bela aldığımız Suriye ve Türkiye’ye gelen sığınmacılar artık bizim sorunlarımız olarak ön plana çıkıyor. Türkiye’yi hiçbir zaman ön plana çıkarmıyorlar, belirleyici olarak, bölgenin şekillenmesinde masada yer almasına izin vermiyorlar.

                                                      TÜRKİYE’NİN SESİ ÇIKMIYOR

                                                      Açık söylemek durumundayız:

                                                         Amerika ve Batı, şiddet, terör ve mezhepçiliğe karşı ortak tutum sergiliyor. Kendileri ile bu alanda çalışanlara da yardım ve destekte bulunuyor. Türkiye, imajını Suriye’deki aşırı İslami gruplara verdiği ömrü destekle silmiş ve lekelemiş bulunuyor. Mısır’daki Müslüman Kardeşler’le olan ilişkileri de buna eklediğimizde nasıl bir tablo ile karşı karşıya geldiğimiz daha net biçimde görülecektir.

                                                      Çevremizdeki ani gelişmelerden bile ders çıkaramıyoruz. Daha düne kadar Suriye için “Esad’ın birkaç ay ömrü kaldı” diyenlerin, Mısır’daki askeri darbe karşısında “Müslüman Kardeşler ve Mursi’ye desteğimiz tamdır” diye göz yaşı dökenlerin bugün dikkat edecek olursanız iki konuda da artık sesleri çıkmıyor.

Okumaya devam et  Danimarka: Artık ırkçılık bir numaralı tehdit oldu

e.mail: [email protected]