Site icon Turkish Forum

Pilotların Kaçırılması-Dağlıca Baskını ve Osmanlı Tokadı

Mustafa Kemal Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk

Şu işe bakınız; Suriye’deki isyancı gruplar (ÖSO) içinde yer alan “Kuzey Fırtınası Tugayı” isimli bir terör örgütü, bundan yaklaşık bir yıl önce (Mayıs/2012) Lübnanlı 11 Şii hacıyı kaçırıyor. Sonra bunlardan iki kadını salıverip 9 erkek hacıyı alıkoyuyor. Suriye kaynaklı haberlere göre; “Kuzey Fırtınası Tugayı” isimli bu grup, Suriye sınırları içinde, ancak Türkiye’nin etkin olduğu bölgelerde faaliyet gösteriyor. Böyle olunca Türkiye’ye rahat rahat girip çıkıyorlar!

Buna mukabil, 1980’lerde Beşar Esat’ın amcası Cemil Esat tarafından kurulduğu söylenen(1) ve haliyle Esat yanlısı bir örgüt olan “İmam Rıza’nın Ziyaretçileri” isimli örgüt, Lübnan’da iki Türk pilotunu kaçırıyor ve Suriye muhalefetinin elindeki hacıların bırakılmasını ve bunun için Türkiye’nin devreye girmesini şart koşuyor. Gelinen noktada Türkiye devreye giriyor ve 9 Lübnanlı hacının serbest kalmasını sağlıyor. Bunun için Türkiye, Lübnanlı hacıları alıkoyan ve Türkiye’deki muhalif medyanın haberine göre; El-Kaide ile de bağlantısı bulunan “Kuzey Fırtınası Tugayı” ile ilişkiye geçiyor. Haliyle bu örgütün militanlarının Türkiye’ye girip çıkmasına göz yumuyor ve Lübnanlı hacıları teslim alıyor. Arkasından Türk pilotlar serbest kalıyor.

Arap’ın Dini İmanı Paradır!

Lübnan medyasında çıkan, ancak Türkiye tarafından teyit edilmeyen haberlere göre; Katar Emirliği, Lübnanlı hacılar için (sözüm ona Suriye’nin Türkiye’nin etkin olduğu bölgesinde faaliyette bulunan ve tabiatıyla Türkiye ile ilişkide olan) “Kuzey Fırtınası Tugayı” isimli örgüte 150 milyon dolarlık fidye ödemeyi kabul ediyor(2). Fidye konusu ne kadar doğru bilmiyoruz ama Katar, bu işin tam merkezinde bir rol oynuyor. Habere göre; Katar Dışişleri Bakanı Halit Bin Muhammed El Attiyah, bu konuda bir anlamda baş roldeki kişi oluyor(3).

Eğer bu rivayet doğruysa ortaya çıkan netice şudur: Türkiye’nin her bakımdan açıkça destek verdiği Suriye Muhalefeti içinde yer alan bir terör örgütü, elindeki 9 kıytırık hacı için 2 Türk Pilotu’nun iadesini yeterli görmüyor ve 150 milyon dolar fidye daha istiyor ve alıyor. Bu para, görünürde Katar Emirliği’nin kesesinden çıkmış bulunuyor. Umarım, sonunda bize yansımaz. Satılacak bir şeyimiz kaldı mı emin değilim! Ancak bundan sonra yapılacak özelleştirme ihalelerini lütfen yakından takip ediniz. Eğer ilk ihaleyi Katar Emirliği vatandaşlarından birisi, özellikle de Emir ailesi kazanırsa biliniz ki; Katar tarafından Lübnanlı hacıların serbest bırakılması karşılığında “Kuzey Fırtınası Tugayı” na ödendiği söylenen bu 150.000 doların kefareti olacaktır!

150 milyon dolarlık fidye haberini okuyunca aklıma hemen Osmanlı’da, Saray tarafından özellikle hac mevsimlerinde organize edilen “Sürre Alayları” na musallat olan Urban’ı teskin etmek maksadıyla, yani çapulcu bedevi çetelerinin Sürre Alayları’na saldırmamaları için tahsis edilen “Urban Sürresi” aklıma geldi. Yani koskoca Osmanlı bile, kendini savunmak için çöldeki Arap bedevileri için rüşvet ve fidyeler vermiştir vaktiyle. Çünkü Osmanlı, Arap’ın dininin ve imanının para olduğunu iyi bilmekteydi ve bu sebeple onları genelde gönüllerinden değil, midelerinden devlete bağlamayı uygun görmüştü! Esasen, ne zaman İngiliz altınları Osmanlı altınlarına galebe çaldı, işte o zaman biz Arap ülkelerini bir bir elimizden uçurduk. Arapların meselelerinin içine bu denli dalan AKP hükümeti, bu noktayı hiçbir zaman aklından çıkarmamalıdır…

Katar Emirliği Ne İş?

Sebebi nedir araştırma gereği duymadık ama anlaşılan Katar Emirliği, bu işin tam merkezinde. Bunun sebebi belki de Katar’ın, Türkiye, BAE ve Suudi Arabistan ile birlikte Suriye muhalefetine açık destek veriyor olmasıdır. Yani Katar, Suriye muhalefetine bu parayı zaten aktaracaktı. Hiç olmazsa bundan, böyle sansasyonel bir sonuç elde etmeyi ve sözüm ona uluslararası bir sorunu çözen ülke konumuna gelmeyi de istemiş olabilir.

Neyse lafı fazla uzatmayalım; para Arap’ta bok gibi çok, adamlar, yağı bol bulunca kıçına süren deliler gibi zaten para harcayacak yer arıyorlar! Nasıl olduysa oldu, sonunda Katar Emirliğine ait iki uçaktan birisi Beyrut Hava Limanı’ndan İstanbul’a doğru, aynı saatte olmak üzere diğeri İstanbul Atatürk Hava Limanı’ndan Beyrut’a doğru havalanıyor. Anlaşılan Türk pilotları kaçıran Beşar Esat yanlısı örgüt, öyle şart koşuyor. Beyrut’tan kalkan uçağın içinde iki Türk Pilot, İstanbul’dan kalkan uçağın içinde 9 Lübnanlı Şii hacı bulunuyor. Yani bizim hükümet, tıpkı içeride PKK terör örgütünün dayatmalarına boyun eğdiği gibi şimdi de dışarıda Beşar Esat’ın emrindeki “İmam Rıza’nın Ziyaretçileri” isimli terör örgütü ile Lübnanlı hacıları kaçıran ve ÖSO içinde faaliyet gösteren “Kuzey Fırtınası Tugayı” isimli isyancı grubun dayatmalarına boyun eğiyor!

Beşar Esat’ın Frikik Golü!

Bu, ne pis ve kirli bir pazarlıktır böyle. Türkiye Suriye bataklığına neden bu denli girdi? Sahi şimdi kim kime gol atmış oldu? Kimin kime gol attığını bilmiyorum ama gol atanlardan birisinin Beşar Esat olduğu kesindir! Hani şu, bizimkilerin “şu gün gidecek”, “bugün gidecek” diye sürekli siyasi ömür biçtikleri Beşar Esat’tan bahsediyorum. Beşar Esat, emrindeki “İmam Rızanın Ziyaretçileri” isimli terör örgütünü kullanarak, doğrusu iyi bir gövde gösterisi yapmış ve iyi bir “Ben daha ölmedim” mesajı vermiş bulunuyor. Elbette anlayanlara…

Ancak ne var ki; bu tür şeyler, Tayyip Bey’in umurunda değil. O, her şeyde olduğu gibi bu işten de kârlı çıkıp oy devşirmenin peşinde. Yanına İstanbul Valisi’ni, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı ve THY bürokratlarını da alıp Lübnan’dan gelen iki pilotu uçağın merdivenlerinde karşılıyor! Pilotların ve ailelerinin Cumhurbaşkanı’ndan tutun da Başbakan’a ve Dış İşleri Bakanı Davudoğlu’na varıncaya kadar yapmış oldukları duaların ve teşekkürlerin bini bir para. Pilotlara ve elbette hükümet çevrelerine bakılırsa Türkiye’nin saygınlığı, caydırıcılığı, bölgedeki gücü ve hükümetin başarılı diplomatik girişimleri sayesinde kurtulmuşlarmış.

Oysa bize göre; 9 Ağustos 2013 günü Lübnan’da kaçırılan ve iki gün önce kurtarılan iki pilotun hikayesiyle, 2007 yılında Dağlıca Taburu’ndan Kuzey Irak’a kaçırılan 8 askerin kaçırılış ve kurtarılış hikayesi arasında cereyan ve netice, yani anlam itibarıyla hiçbir fark yoktur. Çünkü her iki olayda da terör örgütlerine boyun eğme durumu söz konusudur. Yani her iki olayın çözümü de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin değil, terör örgütlerinin inisiyatif ve insafına bağlı olarak gerçekleştirilmiştir. PKK terör örgütü ve onun TBMM’deki uzantısı olan BDP, nasıl ki; Dağlıca Taburu’ndan kaçırılan askerleri kullanarak (Apo posterlerinin ve PKK bayrağının altında imza karşılığı teslim-tesellüm işlemi gerçekleştirmek suretiyle) kendi propagandalarını yaptıysalar, “İmam Rızanın Ziyaretçileri” ve “Kuzey Fırtınası Tugayı” isimli terör örgütleri de 2 Türk Pilotunu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kullanarak kendi propagandalarını ve elbette Beşar Esat’ın propagandasını yapmışlardır!

İki Kahraman Pilot!

70 küsur günlük kaçırma hadisesinden sonra kurtarılarak Türkiye’ye getirilen 2 THY Pilotu, sanki birer kahraman edasıyla ekran ekran dolaştırılarak car car car konuşuyorlar/konuşturuluyorlar. Özellikle Yandaş Medya, bu iki adamı alabildiğine kullanıyorlar ve konuşmalarını köpürterek veriyorlar. Adamlar, sanki özel olarak yetiştirilmiş propagandist gibi çıktıkları her ekranda ve yer buldukları her gazetede AKP hükümetine; Başbakan ve Dış İşleri Bakanı’na, ayrıca Cumhurbaşkanı ile MİT Müsteşarına teşekkür üstüne teşekkür ediyorlar. 70 günlük esaret hayatını öyle bir anlatıyorlar ki; Malta Sürgünleri bile bunların yanında hiç kalırlar! Oysa kendi anlatımlarından anlıyoruz ki; son derece emniyetsiz ve kontrolsüz bir yolda birkaç aracın önlerini kesmesi sonucu kaçırılıyorlar ve son derece iyi muamele görüyorlar. Öyle ki; kendilerini kaçıran adamlardan birisi, çocuğuna pilotların ortak ismi olan ” “Murat” ismini koyacağını bile söylemiş bizim kahramanlara. Bizim kahraman pilotları, kendilerini kaçıran terör örgütü mensuplarının düzenledikleri eğlence programında göbek attıklarına dair görüntüler bile yayınlandı Fox TV’de Fatih Portakal tarafından hazırlanıp yayınlanan haber programında.

Mübarekler sanki Beyrut’ta iki armut gibi birkaç çapulcunun eline düşen iki Murat değil de, Kosova’da Savaş Meydanı’nda ölü numarası yapan M. Kapiloviç isimli bir Sırp askeri tarafından hançerlenerek şehit edilen 1.Murat (Murad-ı Hüdavendigar) muamelesi görüyorlar yandaş medyada. Ve ben, bu iki adamı hangi ekranda görsem hemen kanal değiştiriyorum iyi mi? Ancak ne var ki; Stratejik Derinlik’lerin profesörü olan Dış İşleri Bakanımız, bu iki kahraman pilotu(!) ve eşlerini Dış İşleri Bakanlığı konutunda özel misafirleri olarak bile ağırladı iyi mi?!

Osmanlı Tokadı 

Suriye’de faaliyette bulunan terör örgütlerinin inisiyatifi ile Türk pilotlarının İstanbul’a getirildiği gece, tam anlamıyla hükümetin borazanı konumuna gelen TRT (TRT-1) kanalında “Osmanlı Tokadı” isimli dizi yayınlanıyordu. O geceki bölümde Padişah Fatih Sultan Mehmet ile Rum Santos ustanın kadının huzurunda yargılanması sahnesi vardı. Davanın padişahın aleyhine sonuçlanması üzerine, davanın başından beri müşteki Rum Santos Usta ile birlikte ayakta bekleyen Fatih Sultan Mehmet’in;
-“Kadı efendi, eğer Santos Usta ile beni eşit görmeyip, benim lehime adaletten ayrılsaydın şu kılıçla senin kelleni uçururdum” demesi üzerine kadı efendi minderin altındaki hançeri çıkarıp Fatih’e göstererek;
-“Sultanım, eğer siz de vermiş olduğum karara saygı göstermeseydiniz, ben de sizi bu hançerle öldürecektim” diyordu.

Yine dizinin o gece yayınlan bölümündeki bir sahneye göre; Kostantinopolis’e gizlice giren iki yeniçeriyi yakalayıp bunların öldürülmemesi karşılığında kendisinden fidye isteyen Bizans İmparatoru’na karşı Fatih Sultan Mehmet göndermiş olduğu mektupla şu cevabı veriyordu: “Yeniçerilerimi derhal serbest bırak ve benden özür dile! Yoksa…”

Şimdi bir Fatih’in, tıpkı kendisi gibi bir dünya devletinin imparatoru olan Bizans İmparatoruna karşı takınmış olduğu tavra bakın, bir de yeri geldiğinde Fatih Sultan Mehmet’i dilinden düşürmeyen bizim Başbakanın, eski birer ilçemiz olan Lübnan ve Suriye yöneticilerine karşı takınmış olduğu tavra bakın. Ne tezat değil mi? Hep diyoruz ya; çok değiştik canım çoook. Bildiğiniz gibi değil…
_______________
1-http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/08/13/bakin-turk-pilotlati-kaciran-orgutu-kim-kurmus,
2-http://dunya.milliyet.com.tr/pilotlar-icin-150-milyon-dolar/dunya/detay/1779599/default.htm
3-

Exit mobile version