Suriye konusunda Türkiye’yi dinleyen yok…

NECDET BULUZ - turkish army turk ordusu operasyon savas

 

NECDET BULUZ

 

Sözü fazla uzatmaya gerek yok, Suriye konusunda önümüzdeki tablo şu:

Amerika da, Batı da Suriye konusuna bulaşmak istemiyor. Burada petrol yok, çıkarlarını gerektiren şeyler yok. Suriye’ye bulaşmak, adı geçen ülkeler için bir yük olacak. Obama bile yetkisi olduğu halde müdahalede frene bastı, Kongreye gitti.  Dikkat edilecek olursa 2,5 yıldır süren iç çatışmalarda dış güçler sessiz kalmayı tercih etti. Biz, işin içine balıklama daldık, ama bir Suriye batağına da saplandık.

                                              Bunların yanı sıra, Amerika’da da, Avrupa’da da halk savaş istemiyor. Savaş istemeyenlerin oranı % 72 olarak belirlendi. Kaldı ki, İngiltere, Almanya, İtalya gibi ülkeler koalisyonda çatlak oluşturdu. BM Güvenlik Konseyi’nden bile karar çıkartılamadı.

                                          TÜRKİYE DIŞARIDA BIRAKILDI

                                             Bu olumsuzluklara rağmen, Türkiye içinde bulunduğu çıkmazdan nasıl çıkacak? Çıkamıyor, çabaladıkça da batıyor. Amerika, kimyasal silah kullanmakla suçladığı Esad’ı sınırlı vurma kararı alınca Türkiye itiraz etti “Bu yetmez, rejimi değiştirecek adımlar atılmalıdır” dedi. Türkiye’yi dinleyen oldu mu?

Şimdi, Rusya ile Amerika kafa kafaya verip, Suriye’deki kimyasalların BM denetçilerine teslim edilmesine karar verdi. Suriye de bunu kabul etti. Şimdi bu işin detayları üzerinde çalışılıyor. Bu arada Türkiye’den yine sesler yükselmeye başladı. Bizimkiler “Kimyasalların teslim edilmesi sorunu çözmez, Esad cezasız mı kalacak? Suriye’de bugüne kadar 100 bin kişi hayatını kaybetti, bunların hesabı sorulmayacak mı?” diyorlar. Dinleyen var mı?

Esad’a askeri müdahale için çırpınan Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bugüne kadar uyguladıkları yanlış Suriye politikası nedeni ile yine ortada kaldı. Çünkü Rusya ve ABD, bu işte Türkiye’yi hep dışarıda tuttular ve tutmaya da devam ediyorlar.

YANLIŞ POLİTİKALARIN BEDELİ

Türkiye, ağır silahlar dahil her türlü yardımı Suriye’de Esad güçlerine karşı savaşan terörist gruplara verdi. Onlardan desteğini kesmedi. El Kaide, el Nusra gibi terörist gruplar bugün Suriye’de Esad’ı aratacak zulüm, işkence ve ölümlere, vahşetlere imza atıyor. Bunu Amerika da, Rusya da yakından biliyor.

                                          Sonuç şunu gösteriyor:

                                             Esad kalacak. Kimyasal silahlar konusunun çözümünden sonra, Suriye’de nasıl bir hükümet oluşacak buna da yine Amerika ile Rusya kafa kafaya verip kararlaştıracak. Esad taraftarları ile muhalifler masaya oturtulup, bir çözüm bulunacak. Bu çerçevelerde Türkiye dışarıda bırakılıyor. Daha önceki yazılarımızda da vurgulamıştık. Türkiye’nin bölgede belirleyici güç olması istenilmiyor ve önü tıkanıyor. Amerika “Benim Ortadoğu’da çizdiğim sınırların içinde kalacaksın” diyerek de bunu ortaya koyuyor. Kısacası Türkiye’ye söz hakkı yok, belirleyicilik rolü yok, sesini duyan da yok.

                                            ŞAMAR OĞLANINA DÖNDÜK

                                               Yığınla mülteci geldi, hepsi sorun yaratıyor, halen de gelenler var. Sıkıntının boyutları giderek büyüyor. Sınırımız yolgeçen hanına dönmüş. PKK’nın Suriye kolu PYD giderek güç kazanıyor. Suriye politikaları nedeni ile sürekli düşman edindik. Şimdi de Esad, fırsat buldukça tehdit yağdırıyor. “Türkiye bölgede şamar oğlanına döndü” dediğimizde de bize kızıyorlar, gönül koyuyorlar. Her konuda yalnız kaldık, her konuda her şeyi elimize yüzümüze bulaştırıyoruz.

Suriye’deki gelişmeleri bizim beğenip beğenmemiz, ya da isteklerimizi ortaya koymamamız hiç kimsenin umurunda bile değil. Bizi, sayıları ve sorunları giderek artan sığınmacılarla uğraştırıyorlar. Daha da doğrusunu söylemek gerekirse cephenin gerisindeyiz ve biçilen görevleri yerine getirmekle hükümlüyüz. Bundan sonra da ne olup biteceğini bilemiyoruz. Dibi görünmeyen bir kuyuya girmiş gibiyiz.

                                            Suriye’deki kimyasallar konusunda Amerika ile Rusya’nın anlaşması, Suriye’nin de buna olur vermesi ile hava ve dengeler değişmeye başladı. Avrupa ve Arap ülkeleri de bu havadan memnunlar. Suriye’nin destekçileri Çin ve İran da alınan bu kararı olumlu karşıladılar. Tek memnun olmayan ve ortaya çıkan yine Türkiye oldu. Savaşa bu kadar hevesli olmak, müttefiklerle yine ters düşmek ne kazandıracak? Kaldı ki istediğiniz kadar sesinizi yükseltin, olup biteni beğenmediğinizi söyleyin siz dinleyen olmadıktan ve ciddiye almadıktan sonra ne yazar.

e.mail: [email protected]