OBAMA-NETENYAHU İLE GÖRÜŞTÜ, BENDENİZ DİNLEMEDEYDİM

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Hussein Obama

31 Ağustos’ta ABD Başkanı Barack Obama,Suriye’ye müdahale kararını “Kongre’deki Amerikan halkı temsilcilerinin vereceğini” açıkladı.
Bu suretle -hem,kendi iddialarından geri adım atmadığını gösterdi -hem de, Suriye’deki belirsizliğin derinleşmesini ve olası bir bölgesel savaşı engelledi?
Açıkladığı konuşmasından dört saat önce İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu’yu arayıp bilgilendirdi.
Bendeniz dinlemedeydim, iki liderin görüşmesi muhtemelen şu minvalde gerçekleşti…

*
Başkan Obama: Hey Bibi! Kararımı bildirmeden önce birlikte durumu gözden geçirelim,istiyorum -biliyorsun, ülkem küresel spot piyasalardan petrol ithal eden dünyanın en büyük ekonomisidir.
Bu büyük ekonominin güvenliği için bugünden-yarına petrol fiyatlarını gözetmek üzere küresel pazarların istikrarına ve büyümesine özen göstermek zorundayım.
Müttefiklerimle birlikte bu yükümlülüğü mali kriz, yetersiz rekabet, beraberinde tasarruf önlemleriyle ulusal savunma yatırımlarının azaldığı ve bu halin caydırma kapasitelerimizi riske atacak düzeyde etkilediği -fakat,
Senin ülkenin de bulunduğu dünyanın en tehlikeli bölgesinde yer alan stratejik derinlikten yoksun,saldırıya açık ve varlıklarını sağlama almak için güvenliklerini ülkeme bağlamış petrol ülkeleri Suudi Arabistan, BAE, Küveyt,Katar, Umman,Bahreyn’in petrol ve gaz akışının Hürmüz Boğazı ve diğer bölgesel su yollarından serbest olarak yapılmasına bağlı olan ekonomilerini de gözetmek durumundayım.
Üstelik bölgede, senin ülkenin dışında, Hindistan ve Pakistan’da nükleer güctür -ya İran? Rejiminden kaynaklanan nedenlerle -hem, bölgesel hegemonya kurmanın -hem de, nükleer güce sahip olmanın peşinde ciddi bir küresel tehdit, değil midir?
Ya, Arap Baharı sürecinde desteklediğimiz İslamcı hükümetler? Hem, ekonomilerini diğer serbest piyasa güçlerine dayanabilecek bir ekonomi varlığı içinde tutmayı başaramadılar -hem de, demokrasiyi güvenceye alamadıkları yetmezmiş gibi toplumlarını da radikalizmi üreten taassuba yönelttiler!
Ya Türkiye? İslamcı hükümet verdiğimiz destekle uyguladığı politikayla -bak hele,askeri gücünü güven vermeyecek ölçüde zayıflattı!
Bu zor tabloda, Ortadoğu pazarlarının istikrarını ve büyümesini kollamam gerekiyor -nitekim, caydırıcılık gücümüzü bu ülkelerle olan ilişkilerimizin merkezine kuruyorum,askeri stratejimizi gelişen teknolojik değişimler paralelinde manevra savaşlarına ağırlık verilmesi yönünde geliştirmeye çalışıyorum.
O yüzden çatışma ile düşmanın gücünden sakınmayı -fakat, düşmanın hızlı ve saldırgan biçimde zayıflıklarını ortaya çıkararak en fazla zarar verecek yerinden vurmayı, fiziki ve moral olarak etkisizleştirmeyi ve yıkmayı -tıpkı,senin Filistin’de HAMAS’a ve Suriye’de yaptığın gibi düşmanın tüm güçlerini yok etmeyi değil aksine etkili ve koordineli bir şekilde savaşmasına engel olmayı hedefliyorum.

*
Başbakan Netenyahu: Haklısın,Bay Başkan. Fakat Ortadoğu’da siyasal ve sosyo-ekonomik dinamikler-bilhassa,Suriye’deki iç savaş bölgede ülkemi izole ediyor, bölgede kapsamlı bir barışın fiilen beklemede kalmasına neden oluyor.
Üstelik halkım,kimyasal silahlara sahip Suriye’de savaşın yayılarak radikal bir çatışmaya dönüşmesinden ve İran’ın nükleer gelişmesinden de büyük endişe duyuyor.
Haklı olarak endişe düzeyinin düşürülmesi -kısacası, Ortadoğu’da Sünni-Şii radikalizmine engel olunmasını istiyoruz.

*
Başkan Obama: Doğru Bibi! Ben de -bu yüzden ve küresel istikrarın sağlanabilmesi için prensipte Rusya ve Çin’in küresel barış, istikrar ve gelişmeye katkı sağlayacağı iddiasını, yeni bir uluslararası hukukun BM merkezinden küresel sistem ağlarına yansıtılması ve yeni dünya statüsünün oluşturulması karşılığında kabul ettim.
Başlattığım İsrail-Filistin arasında yeni bir barış planında ülkene güçlü bir teşvik olması için yeniden Cenevre görüşmeleri süreciyle Suriye’de iç savaşın önlenmesi ve yeni Suriye’nin kurulması -ayrıca,
Birlikte İran’ın nükleer gelişmesini engellemek, Körfez ülkelerine yerleştirdiğimiz füze savunma sistemlerinde işbirliği, silahlanma mantığının yeniden Stratejik Silahların Azaltılması Andlaşması’ndaki anlayışa getirilmesi,uluslararası camiayı ve Kuzey Kafkasya- Orta Asya’da Rusya’yı tehdit eder duruma yükselen İslamcı radikalizm ile ortak mücadele etmeye razı oldum -prensipte, Rusya ile müttefiklik düzeyimizi geliştirmekte anlaştık.

*
Başbakan Netenyahu: Evet Bay Başkan,10 Ağustos’ta müttefiklerimiz ve Rusya ile birlikte Suriye sorununu çözümlemek ve Suriyelilere istedikleri değişiklerde yardımcı olmak üzere geçici bir yönetimi sağlayacak Cenevre-2 sürecini desteklediniz.
Irak’tan dersler çıkararak Suriye devletinin temel kurumlarının geçiş sürecinde korunmasını sağlamak, Suriye’yi islamcı teröristlerden ve aşırılık yanlılarından arındırmak için çalışmak, Sünni,Alevi değil tüm Suriyelilerin onayını alan bir Suriye hükümetini desteklemek kararı aldınız.
Hatta ortak hassasiyetimiz olan Suriye’de rejimin,muhalif güçlerin, İslamcı radikal örgütlerin ya da bir provokasyonla bir failin kimyasal silah kullanımını önlemenin önemine vurgu yaptınız.

*
Başban Obama: Evet. Henüz Cenevre-2 sürecini başlatırken bu konuştuklarımızı Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı basın toplantısında Dışişleri Bakanımız John Kerry, “ABD ve Rusya Suriye’nin kaderini Suriyelilerin kendisinin belirlemesinden yanadır.Ancak ABD ve Rusya kanıtlanması durumunda Suriye’de kimyasal silah kullanımına çok sert bir tepki vermek konusunda anlaştılar” ifadesiyle açıklamıştı.
Anlamakta zorlandığım şey de bu noktadan başlıyor.
Şimdi biz, farklı kaynaktan alınan delilleri değerlendirerek, belgeleri okuyarak Suriye’de Esad ordusunun muhalefetin kontrolünde olan Şam civarındaki bölgelerde kimyasal silahı kullandığını savunuyoruz, değil mi?
Şimdi, şu kimyasal silah kullanımındaki gelişmeleri değerlendirelim.
Bizim kimyasal silah kullanılması halinin kırmızı çizgimiz olduğunu söylediğimiz – o gün ki basın toplantısında, Sergey Lavrov “Cenevre Görüşmelerine engel olacak adımlardan kaçınılmasını gerekir. Bu tür adımlar tek taraflı olarak tüm günahlardan Esad rejiminin suçlanması, teröristlerin yaptıkları zulüm ve muhalif güçler tarafından işlenen insani hukuk ihlallerinin göz ardı edilmesi ve bu durumun BM Genel Kurulu’nda tek taraflı kararlarla kabul ettirmek istenmesidir” demiş
-güya,prensipte anlaştığımız yeni Suriye’ye giden yolda doğrudan-doğruya bizim ya da müttefiklerimizin ya da İslamcı radikal örgütlerin süreci engelleyebilecek olası provokasyonlarına dikkat çekmişti!

*
Başbakan Netentahu: Yani,Bay Başkan?

*
Başkan Obama: Doğrusu,bu noktada kafam iki düşünce arasında karışıyor.
Birincisi; uluslararası kamuoyunun bir kesimi giderek bizim bir süredir kimyasal silah kartını oynamaya yatırım yaptığımızı düşünüyor.
Bunun nedeni Esad rejiminin,muhalif güçlerin bütün çabalarına ve müttefiklerimizin desteklerine rağmen savaşın galibi olmaya başlamalarıdır.
Şimdi bizim bu kartı oynayarak, kimyasal silah kullanımını engelleme adı altında Suriye’ye saldıracağımız -o sırada,muhaliflerin bütün Halep’i geri almaları ve sahil şeridine ulaşarak Şam’ın içlerine kadar girmelerine fırsat vereceğimiz konuşuluyor.
Peki ama, Bibi! Suriye’deki çatışmanın uzaması ve karmaşıklaşması Türkiye’yi, İran ve Hizbullah’ı da meşgul ediyor ve senin ülken için en iyisi olarak görülüyorsa da
-sonuçta,kargaşanın ateşlenmesi Sünniler ile Şiiler arasında karşıtlığını körükleyip senin ülkeni bölgeden izole etmiyor mu?
Sonra,Suriye’ye yapacağımız saldırıyla kimyasal silahların İslamcı radikal örgütlerin eline geçmemesi için bir garantimiz var mı?
Suriye’nin bizim bir anlık gecikmemiz halinde uzun menzilli füzelerini ateşlemeyeceği, ne malum?
Bu çerçevede sizin Suriye’nin kimyasal silah potansiyelinden büyük endişenize rağmen,silahların Esad’ın muhafazasında olmasını tercih edeceğinizi ve kimyasal silahların varlığına rağmen Cenevre Konferansını destekleyeceğinizi düşünmek isterim.
Bu bakımdan bölgede tek büyük istihbarat kaynağı olan ülkenizin bize ve müttefiklerimize verdiği istihbarata da güveniriz…

*
Başbakan Netenyahu: Ya,diğer düşünce?

*
Başkan Obama: İkinci düşünce için -önce, 21 Ağustos’ta Suriye’de binden fazla kişinin ölümüne yol açan kimyasal silah saldırısının öncesi ve sonrasını hatırlayalım.
Mısır’da desteklediğimiz İslamcı hükümet, 3 Temmuz’da -hem, ülkenin ekonomisini diğer serbest piyasa güçlerine dayanabilecek bir ekonomi varlığı içinde tutmayı beceremediği -hem de, demokrasiyi güvenceye alamadığı gibi İslami Cihad’a yönelen bir sosyal yapıya yöneldiği için indiriliverdi.
Müttefiklerimizle birlikte Suriye Dostları’na dışarıdan destek veren Mursi yönetiminin darbe ile devrilmesine karşı çıkmadık.
Katar dışındaki Körfez ülkeleri darbeye ve darbe yönetimine açık destek verdiler, Katar’ı biz oyun dışına çektik ve Suriye’nin Dostları ittifakında farklı kombinasyonlar oluştu.
Bu kez, İslami radikal örgütlerle yakın ilişkide kısa vadede Suriye ve Irak jeopolitiğinde çıkarlarını teminen “bölgeyi kazanan petrolü ve Misak’ı Milli topraklarını da kazanır” gazını verdiğimiz Türkiye,uzun vadede İslam Birliği vizyonunun tasfiye edilmekte oluşuyla düştüğü yalnızlığın öfkesini Suriye Dostlarını,Batı demokrasisini ve İsrail’i yererek dindirme yolunda gitti.
Başbakan Erdoğan ortaklaştığı İslamcı radikal örgütlerle ve sığınmacılarla Kuzey Suriye’de bir tampon bölge oluşturmanin peşinde müdahalemiz için canla-başla gayret gösteriyor -yoksa,bu gayretiyle Suriye’de uluslararası hukuka aykırı davranıyor mu, bilmiyorum -ama, Erdoğan’ın her dakika sanki geçmişimize-geleceğimize saymasına da tahammül edemiyorum -acaba,Suriye işini Türklere mi ihale etsem diyorum.

*
Başbakan Netenyahu:Bizde Bay Başkan,bu durumda,Suriye’de kimyasal saldırının faillerinin…

*
Başkan Obama: Evet,doğrusu -şimdi,St.Petersburg G20 Zirvesinin verdiği fırsatla Suriye’de kimyasal silah kullanılması tetkiklerinin daha objektif yapılması,
tüm günahların Esad rejimine yıkılması değil,varsa muhalif güçlerin, teröristlerin ve destekleyicisi ülkelerin de yaptıkları zulüm ve işledikleri insani hukuk ihlallerinin tesbit edilmesi ve durumun savaş suçları çerçevesinde, Rusya ile anlaştığımız yönde BM Genel Kurulu’na iletilmesi ve görüşülmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu fırsata yol açmak için Suriye’ye müdahale kararını “Kongre’deki Amerikan halkı temsilcilerinin vereceğini” açıkladım.
Her ne kadar,şu Putin’in “Suriye Ordusunun taarruza geçtiği şartlarda kimyasal silah kullandığını söylemek büyük bir aptallıktır”ifadesini neden söylediğini hâlâ anlayamamış olmama rağmen, bunu deneyeceğim.
Aksi taktirde-neydi adı? Hah,Ahmedinejad! Kimileri adamın “İsrail en iyisi Alaska’ya taşınsın” önerisinin gerçekleşebileceğini, vatandaşlarımızın Beyaz Saray’ı basabileceklerini söylüyor-ki, zor bir durum!

*
Başbakan Netenyahu: Amerika’ya güveniyoruz,Bay Başkan.

*
Başkan Obama: İsrail can dostumuzdur,Bibi…

*
Onlar bunları konuşurken, bendeniz dinlemedeydim…

4.9.2013