SİZE KONUŞUYORUM: ARTIK AKLINIZI BAŞINIZA ALACAK MISINIZ?

Mustafa Kemal Atatürk

Benden, sonsuza dek AKP’nin size, bana veya tencere çalan vatandaşlara göre neyi yanlış yaptığının dökümünü dinleyeceğinizi sanmayın. Veya neden artık bu yaşananların bizler için kabul edilemez hukuk dışı uygulamalar olduğunu anlatarak size “deşarj olma fırsatı” sağlayacağımı düşünmeyin. Daha da ileri gideceğim: AKP’ye karşı bağırıp çağırmanın da yeterli olduğuna inancım sıfır. Neye şaşıyorsunuz ki? Onlar inandıkları yolda yürüyorlar. Sizin gibi demokrasiye, laikliğe, özgürlüğe, Atatürkçülük’e inanmaya mecbur değiller ve siz bunu hala öyle sanıyorsanız, sorun onlarda değil, sizde! Zaten benim derdim sizinle: Artık aklınızı başınıza alacak mısınız?

AKP, seçmenleri veya onu destekleyen yan örgütler, vakıflar, öğrenciler, “7/24/365” çalışıp partiye güç akıtma yarışına giriyorlar. Metodik, sistematik ve üstelik son derece rasyonel bir düşünce yapısına sahipler. Bir seçim biter bitmez, bir sonrakine hazırlanmaya başlıyorlar. Partileri büyük hatalar yaptığında da ister laf kalabalığı, ister Twitter Ali Cengizliği, ister demagojiyle, her cephede savunmaya devam ediyorlar. İlkokul düzeyinde, gerekli matematik bilgileri güçlü olduğundan “seçim kazanmak için aynı sepette daha fazla oy toplamak” gerektiğini biliyorlar. Eh, bu demokrasi maçı da sandıkta oynandığı için, her defasında maçı kazanıp gidiyorlar! Size de hep şaşırmak, kabullenememek düşüyor! Size konuşuyorum: Artık aklınızı başınıza alacak mısınız?

“Siz” derken kimi mi kastediyorum? Sizi! Yani küçük küçük muhalif partilerde çalışıp, bunlar aracılığıyla kendisine sıfatlar yaratıp ego tatmin edenleri, somut seçim alternatifi gösteremeden CHP’yi neden beğenmediğini durmadan anlatıp, onun adaylarını, başkanını veya örgütünü çekiştirenleri, tarafsız olduğunu ve parti işaret etmek zorunda olmadıklarını böbürlenerek söyleyen tüm sivil toplum kuruluşlarını, parti tabanıyla en uyumsuz adayları seçip ardından “İşte peşinde koşacağınız adam ahanda budur!” diye örgütü çileden çıkaran başkanları, Gezi’de muhalefetin en yiğidini, en özverilisini yaparken, şimdi “Bana göre parti yok, al birini vur ötekine” diye homurdanıp çaresizliği ve çözümsüzlüğü destekleyen vücudu taze, beyni yorgun gençlerimizi, “Ben sosyalistim, neden gidip bir sosyal demokrat partiye destek olacakmışım ki” diye yaygara koparan iyi niyetli aydınları, tarafsız demokrat görünme adına ortada oynayan köşe yazarlarını, “Bu adamlarla, bu seçim yasasıyla bir şey değişmez, ben oy vermiyorum” diyen sorumsuzları, “Bunların hepsi düzen partisi, yesinler birbirini” deme lüksleri hala var sanan Ege sahili ve Ankara sokaklarının büyük filozoflarını ve hepsinden önemlisi SİZİ KASTEDİYORUM: Bu kez o ünlü zaptedilemez “intihar sendromu”ndan çıkacak mısınız? Seçim gecesi kabuslarını tekrar ve daha beter şekilde yaşamamak için, siz de artık AKP’nin tek fiili gerçek rakibi olan Ana Muhalefet Partisi için 7/24/365 çalışacak mısınız? Kapı kapı gezip oy isteyecek misiniz?

Okumaya devam et  Oyum Hala AKP’ye Çünkü…

Yoksa “Aaa, deli midir nedir bu Bedri Baykam, bana ne CHP’den, üstelik burası parti propaganda yeri değil” ekolünden mi gideceksiniz? Kimse sizden CHP’li olmanızı beklemiyor. Konu muhalefet oylarını tek sepette birleştirerek iktidar olup, barajı düşürüp, çok sesli, çok renkli, belki 15 partili özgür bir parlamentoya, demokrat bir ülkeye kavuşmak ve daha da önemlisi, tamamen yok edilmekten kurtulmak!

Yoksa siz hala “Hele bir adayları görelim, benim oyum pahalıdır, kerhen oy vermekten bıktım”diyenlerden misiniz? O zaman hiç çekinmeden söyleyeyim: Kalkıp kimseye AKP hükümetinin “ters marifetlerinden”, sansüründen, hukuk düşmanlığından, Silivri zulmünden, şundan bundan söz etmeye kalkmayın. “Ben o partinin gizli destekçisiyim, parklarda, meydanlarda aleyhine naralar atar, seçim yolunda oyumu yok ederek ona hizmet ederim. Adım Hıdır, elimden gelen budur” deyin ve bari susun.
Yoksa, bunları yapmayıp “Balbay’ın oğlunun feryatlarını duydun mu?” veya “Emine Ülker Tarhan hakkında bile fezleke çıkarmışlar, inanamıyorum” veya “Rütbeleri sökülecekmiş, babalık hakları ellerinden alınacakmış” filan diye ortalığı ateşe vermeyin, gülünç oluyorsunuz. “Ben çözümsüzlüğün bir parçasıyım. Muhalefet…MİŞ gibi yapıp herkese oyun oynarım” deyin ve köşenize çekilin, gölge etmeyin. Bu cümleler size uymuyor ve mantıklı demokratlardan iseniz de, üzerinize alınmayın bu yazıyı. Kesip cebinize koyun veya internete girip dağıtın ve artık tek çıkış yolu için her gün çalışan yurtseverlerden biri olun… Bir de lütfen hayatınızı karartanlardan hiç olmazsa bu “demokratik” dersi almış duyarlı vatandaş olarak çalışın, çalışın, çalışın!!! Çünkü bu maçı alacağız, başka yolu yok!